HİV virüsüne sahip olmak hasta olmak anlamına gelmiyor , virüsün replikasyon yani çoğalma hızı ve aktif RNA yani genomu çoğalıyor mu ona bakılıyor.Eğer virüs çoğalıyorsa antiviral tedavi uygulanıyor.Virüs sayısı kontrol altında tutulduğu sürece AIDS hastalığının semptomları görülmüyor.AIDS aslında bir hastalıktan ziyade bağışıklık sisteminin çökmesi , ne kadar şiddetli olursa o kadar ölümcül oluyor.
Mevcut tedaviler tam eradikasyon yani virüsü ortadan kaldırmayı sağlamasa da AIDS hastalığının gelişmesini engelleyip ilaçla yaşamı mümkün kılıyor.
Son araştırmalar umut verici , antiviral tedavilerle virüsün yok edilmesini sağlayan çalışmalar mevcut ama bildiğim kadarıyla bu tedaviler virüsün kapıldığı ilk evrede daha etkin oluyorlar ve henüz insanlar üzerinde faz 3 çalışmaları başladı mı bilgim yok.Farelerde çok umut verici sonuçlar alındığını biliyoruz.
Hiv virüsü biraz cinsel yolla bulaş çağrışımı yarattığı için toplumda dışlanılmaya neden oluyor , oysa aynı yoldan bulaşabilen hep b ve C gibi ölümcül virüsler bu sosyal baskıyı yaratmıyor.
Özellikle Hepatit C bence karaciğer yetmezliği ve kanser yapabilmesi nedeniyle çok daha ciddi sonuçları olan bir virüs ve bulaş oranı daha fazla.
