Hocamın istifasını isteyenleri ifşa edelim. @Keramettin TANRIVERDİ
skora degilki oynayayn futbol belli. 10 sutun olur gol atamassin adamlarin bir sutu olur gol olur ona yapcak bisey yok.bu sene hangi maci rahat rahat seyredebildik .biz bu maci rahat aliriz diyebildik
Birisi Oğuzhan ölmez
Skor hocam skor. Bikac kişi harici bugün maç son dk da gelse sesini çıkarmayıp kafasını kuma gömecekti.
Görüyoruz bizde oyunun oynanmadigini rezil halde olduğumuzu. Ama bunların nefreti buna da değil.
2 sene şampiyon olduğumuz zamanda sesi çıkıyor muydu? O zmaan da top falan oynamıyordu takım. Tek avantaj hocanın birlik beraberlik mesajıyla kenetlenmesiydi taraftarın. Sonu taraftar destegiyle iyi bitti bu kadar.
O gün taraftarı bir olmaya çağıran adama karşı bugün istifa mesajları atıyor onursuzlarin bazıları.
Benim canımi sıkan bu.
Bu sene gider 2 sene şampiyon olursun olur biter. Oynadığın oyun bu sene olmaz önümüzdeki sene kafandakini sahaya yansıtır, keyif veren top oynar izleyenlere izletirsin. Yapılmayacak şeyler değil bunlar, Ama bugün yapılan kahpelikler unutulmaz.
GSC Mobile App
Maalesef
Peşimi sal
Ben ona kefilim Renktaş.
Kuş değil sadece ft trolleri tarafından beyni yıkanmış genç bir Renktaşimiz.
Affet Ahmed reis, kendisi aslinda iyi biri elbet bir gun hatasindan donecektir.
Ultraslan bile Hoca'yı istifaya davet ediyorsa bu iş bitmiştir.. Kulüp artik Profosyonelce yönetilmeli, Fatih Terim sadece Hoca lik yapmiyordu Başkan 'in bile üzerinde olduğu için bu durumdayiz..
UltrAslan kimse değil eski devran yok
Lan gece gece beynim yandı
Şahsıma komplo mu kuruyorsunuz?şahsının beyninin yanması şahsımı onurlandırdıLan gece gece beynim yandı
Evet. Kac yildir futbol oynadigimiz yok!
SM-G975F cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
SM-G975F cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
Emekli olmalı.
Seçeneklerde göremedim bunu
Emekli olmuyorsa devam etsin
Seçeneklerde göremedim bunu
Emekli olmuyorsa devam etsin
3 senedir top oynamıyoruz başka bir yoruma gerek yok.
Bence etmemeli ama bu takımın neden böyle oynadığını açıklamalı. 3 sezondur belirli periyodlarda takım çok kötü oynuyor ve bu periyodlar giderek uzuyor. Son açıklamasında bireysel hatalardan ve mental kırılganlıktan bahsediyor ama takım zaten maça kötü başlıyor. Bu sezon iyi başlayıp puan kaybettiğimiz kaç maç var? Biz bu dönemlerde maça kötü başladıkça rakip hevesleniyor, daha çok top yapıyor.
Bireysel hata dediğimiz şey var tabii de o fırsatı vermemek, topu rakibin sahasına yıkmak lazım. Biz topu ikinci ve üçüncü bölgede tutamıyoruz bu maçların çoğunda. Tutamayınca da hücum setleri işlemiyor. Kontra takımı da olmadığımız için ister istemez pozisyon bulamıyoruz. İşte ortadan Taylan-Etebo-Gedson hatta Donk'un attığı ara paslarda rakibin hatasına veya duran toplardan gelen şanslara istinat ediyoruz. Bunları da savunmak nispeten daha kolay, özellikle kapalı/gömülü savunmayla. Mesela Göztepe biraz önde oynamak istedi, öyle kazandık. Yoksa oyun kurma açısından çok sorun var. Belhanda'nın yerinde oynaması gereken üçüncü orta saha oyuncusu genelde Kılınç ama sürekli olarak değişiyor ve kimseden istediğimiz katkıyı alamıyoruz. Zaten Belhanda ne kadar kötü olursa olsun ısrar bu yüzdendi. Topu gerekirse ezerek önde tutmak, beklerin ve ön üçlünün iyice yerleşmesi ile oyunu üçüncü bölgeye yığıp boşluk araması üzerine kurulu oyunda artık topu önde tutamıyoruz ve böylece tek oyun planımız da devreye giremiyor. Hoca da bu gibi durumlar için alternatif üretmiyor. İşte böyle dönemlerde takım isteksiz kalınca ve maça iyi başlamayınca bir kaosa giriyoruz ve kolay kolay bu kaostan çıkamıyoruz. Son üç senedir böyle dönemler var. Biri sezon ortasıydı, toparlayıp düzlüğe çıktık ve şampiyonluk geldi. Diğerinde sezonun ilk yarısı komple yoktu ama tam toparladık derken bir daha krize girdik. Bu sezon da işte son sekiz haftadır durum belli. Daha detaylı bakınca şöyle:
Son şampiyon olduğumuz sezonda Fenerbahçe maçı sonrası cezalardı oydu buydu derken beş maçta bir galibiyet var 12-16. haftalar arası. Hatta öncekileri de koyduğumuzda sekiz maçta bir galibiyetlik bir periyod. Dokuzuncu haftaya lider giriyoruz, on beşinci hafta yedinciyiz. O sezon Başakşehir dışında iyi denilecek bir takımın olmaması avantajıyla ve devre arası yapılan iki forvet, üç stoper transferiyle takım toparlanıyor ve uzun süre namağlup gidip şampiyonluğu alıyor ama dediğim dönem bir türlü çıkışa ulaşamıyoruz. Deplasman krizi malum 17 maçtan 7'sini kazanmışız. Evet, şampiyonuz ama o zaman da yaratıcılık sıkıntımız var. Sezon sonu Feghouli ve Belhanda'nın performansları zirve yapmasa muhtemelen yarıştan kopacaktık.
Geçtiğimiz sezon rezalet başladık. İlk yedi hafta iki, ilk on altı hafta altı galibiyet var. Şampiyonlar Ligi'nde bir gol atmışız. Özellikle Fernando-Ndiaye ikilisinin yerini Nzonzi-Seri ile dolduramadık, rotasyonu genişletemedik. Devre arası tabii Onyekuru eklemesi, Falcao'nun oynaması derken ilk devrenin son maçı ve ikinci devre sekizde sekiz yaptık. Bu noktada şampiyon olacağımıza dair hepimizde bir inanç vardı zaten. Puan farkı iyice kapanmıştı ve takım iyi oynuyordu. Sonra Sivas'la başlayarak, Beşiktaş ve pandeminin girişi ile devam eden süreçte son 10 maç ve 1 galibiyet. Özellikle Muslera ve stoperler başta olmak üzere sakatlıklar var ama takımın organizasyon sıkıntısını ileriye topun gidememesini sadece sakatlıklarla açıklayamayız.
Bu sezon aslında kaos denilecek bir döneme ilk etapta girmedik. Sezon başında üç maç kazanamadığımız dönem var, bir de 16-19 arası dört maç ve bir galibiyetlik dönem var ki orada işte Emre'nin kırmızısı ve Antalya beraberliği, Diagne'nin kırmızısı ve Beşiktaş mağlubiyeti gibi faktörler de var. Özellikle devre arası transferlerinden beridir bence ligin en iyi kadrosu bizde, en geniş kadrosu Fenerbahçe'de. Ancak çok ciddi sakatlık krizlerimiz de yok bu dönemde. Biri Kadıköy'de arka arkaya 8 galibiyet, takımın oturması ve şampiyonlukta favori olmamız derken sonraki 8 maç ve iki galibiyet. Fenerbahçe bu süreçte nispeten toparlayıp önümüze geçiyor. Beşiktaş'ın fırtınası biraz durulduğu için en azından fark altı puan kalıyor. Altı maçımız daha var, çıkmadık candan ümit kesilmez tabii ancak takım yine çok kötü oynuyor.
Bir de parantez olarak hocanın yedek kulübesinde oturmak için takım eksik olsa bile hiçbir genç oyuncuyu takıma almaması hususu var. Sağ bek ya da stoper alternatifi yokken kenarda oturmak için bile kimsenin gelmemesi, bu çocuklardan "olacak" biri yok demekse bile en azından akademiyi onore etmek için bir kişiyi böyle krizlerde kenara almamak bence kendisinin sırtının biraz dönülmesi demek.
Bireysel hata dediğimiz şey var tabii de o fırsatı vermemek, topu rakibin sahasına yıkmak lazım. Biz topu ikinci ve üçüncü bölgede tutamıyoruz bu maçların çoğunda. Tutamayınca da hücum setleri işlemiyor. Kontra takımı da olmadığımız için ister istemez pozisyon bulamıyoruz. İşte ortadan Taylan-Etebo-Gedson hatta Donk'un attığı ara paslarda rakibin hatasına veya duran toplardan gelen şanslara istinat ediyoruz. Bunları da savunmak nispeten daha kolay, özellikle kapalı/gömülü savunmayla. Mesela Göztepe biraz önde oynamak istedi, öyle kazandık. Yoksa oyun kurma açısından çok sorun var. Belhanda'nın yerinde oynaması gereken üçüncü orta saha oyuncusu genelde Kılınç ama sürekli olarak değişiyor ve kimseden istediğimiz katkıyı alamıyoruz. Zaten Belhanda ne kadar kötü olursa olsun ısrar bu yüzdendi. Topu gerekirse ezerek önde tutmak, beklerin ve ön üçlünün iyice yerleşmesi ile oyunu üçüncü bölgeye yığıp boşluk araması üzerine kurulu oyunda artık topu önde tutamıyoruz ve böylece tek oyun planımız da devreye giremiyor. Hoca da bu gibi durumlar için alternatif üretmiyor. İşte böyle dönemlerde takım isteksiz kalınca ve maça iyi başlamayınca bir kaosa giriyoruz ve kolay kolay bu kaostan çıkamıyoruz. Son üç senedir böyle dönemler var. Biri sezon ortasıydı, toparlayıp düzlüğe çıktık ve şampiyonluk geldi. Diğerinde sezonun ilk yarısı komple yoktu ama tam toparladık derken bir daha krize girdik. Bu sezon da işte son sekiz haftadır durum belli. Daha detaylı bakınca şöyle:
Son şampiyon olduğumuz sezonda Fenerbahçe maçı sonrası cezalardı oydu buydu derken beş maçta bir galibiyet var 12-16. haftalar arası. Hatta öncekileri de koyduğumuzda sekiz maçta bir galibiyetlik bir periyod. Dokuzuncu haftaya lider giriyoruz, on beşinci hafta yedinciyiz. O sezon Başakşehir dışında iyi denilecek bir takımın olmaması avantajıyla ve devre arası yapılan iki forvet, üç stoper transferiyle takım toparlanıyor ve uzun süre namağlup gidip şampiyonluğu alıyor ama dediğim dönem bir türlü çıkışa ulaşamıyoruz. Deplasman krizi malum 17 maçtan 7'sini kazanmışız. Evet, şampiyonuz ama o zaman da yaratıcılık sıkıntımız var. Sezon sonu Feghouli ve Belhanda'nın performansları zirve yapmasa muhtemelen yarıştan kopacaktık.
Geçtiğimiz sezon rezalet başladık. İlk yedi hafta iki, ilk on altı hafta altı galibiyet var. Şampiyonlar Ligi'nde bir gol atmışız. Özellikle Fernando-Ndiaye ikilisinin yerini Nzonzi-Seri ile dolduramadık, rotasyonu genişletemedik. Devre arası tabii Onyekuru eklemesi, Falcao'nun oynaması derken ilk devrenin son maçı ve ikinci devre sekizde sekiz yaptık. Bu noktada şampiyon olacağımıza dair hepimizde bir inanç vardı zaten. Puan farkı iyice kapanmıştı ve takım iyi oynuyordu. Sonra Sivas'la başlayarak, Beşiktaş ve pandeminin girişi ile devam eden süreçte son 10 maç ve 1 galibiyet. Özellikle Muslera ve stoperler başta olmak üzere sakatlıklar var ama takımın organizasyon sıkıntısını ileriye topun gidememesini sadece sakatlıklarla açıklayamayız.
Bu sezon aslında kaos denilecek bir döneme ilk etapta girmedik. Sezon başında üç maç kazanamadığımız dönem var, bir de 16-19 arası dört maç ve bir galibiyetlik dönem var ki orada işte Emre'nin kırmızısı ve Antalya beraberliği, Diagne'nin kırmızısı ve Beşiktaş mağlubiyeti gibi faktörler de var. Özellikle devre arası transferlerinden beridir bence ligin en iyi kadrosu bizde, en geniş kadrosu Fenerbahçe'de. Ancak çok ciddi sakatlık krizlerimiz de yok bu dönemde. Biri Kadıköy'de arka arkaya 8 galibiyet, takımın oturması ve şampiyonlukta favori olmamız derken sonraki 8 maç ve iki galibiyet. Fenerbahçe bu süreçte nispeten toparlayıp önümüze geçiyor. Beşiktaş'ın fırtınası biraz durulduğu için en azından fark altı puan kalıyor. Altı maçımız daha var, çıkmadık candan ümit kesilmez tabii ancak takım yine çok kötü oynuyor.
Bir de parantez olarak hocanın yedek kulübesinde oturmak için takım eksik olsa bile hiçbir genç oyuncuyu takıma almaması hususu var. Sağ bek ya da stoper alternatifi yokken kenarda oturmak için bile kimsenin gelmemesi, bu çocuklardan "olacak" biri yok demekse bile en azından akademiyi onore etmek için bir kişiyi böyle krizlerde kenara almamak bence kendisinin sırtının biraz dönülmesi demek.
Onun kafasi dogustan guzel renktas
Istifa et dermisin hocaya
Fatih hocayı ne kadar sevdiğimi eski forum üyeleri veya bilen bilir. Ama artık gerçekten gözleri açmak gerekiyor. Hocanın tabii ki teknik ve taktik kısmı yeterli/yetersiz olduğu belli zamanlar ve bölümler oldu. Öne çıktığı veya çoğunlukla çıkamadığı maçlar.. Yalnız bunların ötesinde Fatih Terim takımlarının tanımı ana başlığı ' Terinin son damlasına kadar mücadele ' mottosu ile başlar. İdare olarak saha kenarında ve maç önü/sonu açıklamalarına bakarsak, görünen o ki futbol ortamından baya baya uzaklaşmış ve bıkmış görünüyor. Çünkü saha içi de iyi olmayınca, tamamen kaos ortamı yaratmak da işe yaramıyor. Camiayı ateşleyemiyor. Hocaya saygım sonsuz ama, Galatasaray taraftarı veya başka takımlarının takımlarına saha içi etkisi çok net şu pandemi sürecinde görülüyor. Ve neyin ne olduğu da gayet iyi anlaşılıyor. Elbet bir değişim gerekecek ve ortada da Fatih hocaya tamamen bağlı bir kadro yok. Yeni sezon ha Fatih hoca olmuş, ha başka bir hoca. Genel olarak görüşüm o ki, hoca zaten sezon sonu öyle ya da böyle bir şekilde kendi bırakacak. Kendi fikrim ise hocanın da bırakıp artık daha farklı bir misyon için kulüpte var olması olabilir. Veya da başka yerde devam edip, emekli de olabilir. Ama olmuyor. Çok kötü oynanan maç sonrası iyi oynadık konuşmaları falan artık gerçekten olmuyor. Futbol bireysellikten çıkalı çok oldu.