fenerbahçe ve beşiktaş'ın tıynetleri | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

fenerbahçe ve beşiktaş'ın tıynetleri


başka bir başlıkta arkadaşlar ya bu aziz yıldırım adamdı ali koç gibi değildi, ya bu türk futbolunu bu hale şu kişi getirdi, ya bu fener'in puştluğu ali şen ile başladı, ya bu bjk aslında seba gelene kadar efendi takımdı tarzında şeyler yazıyorlar. bunu görünce bu yanlışları düzeltmek adına bu başlığın açılmasını zaruri gördüm.

fener ve bjk'nin fıtratları türk futbolunun ilk zamanlarında belli olmuştur aslında. cumhuriyet'ten bile eskidir bunların sıfatları.

1904-05 istanbul ligi'nin ilk sezonudur. bu sezon ligde istibdat dönemi şartları gereği bir türk takımı bulunmamıştır. 1905-06 sezonu oynanırken baskıya göğüs geren ali sami bey ve arkadaşları güzide kulübümüzü kurmuşlardır. bu sezon da türk takımı katılımı olmadan geçmiştir. 1906-07 sezonu bu lige katılan galatasaray, ligdeki ilk türk takımı olmuş ve sezonu rum takımının önünde bitirmiştir. ilk üç takım ise o zamanki ismiyle papazın çayırı yani kadıköy'de oynayan ingiliz takımlarıdır.

ertesi sezon yine aynı takımlarla oynanmış, galatasaray 1907-08 istanbul ligi'nde üçüncü olmuştur. hala ligdeki tek türk takımıdır. 1908-09 sezonunda da ligdeki tek türk takımı olarak yoluna devam eden galatasaray, ligdeki üçüncü sezonunda şampiyon olarak bu ligde şampiyon olan ilk türk takımı olmuştur.

1907'de bizim de desteklerimizle türk futbolunun ilerlemesi için kurulan fenerbahçe lige katılmak için 1909 senesinde istibdat rejiminin bitmesini ve abdülhamit'in gitmesini beklemişlerdir. çünkü fenerbahçe duruşu tam olarak budur. bizim başkaldırı geleneğinden gelen vatansever çocuklarımız canları pahasına galatasaray'ı var ederken fenerbahçe gizli gizli takılmayı seçmiştir. her neyse. 1909-10 sezonu fener'in de katılımıyla ligdeki türk takım sayısı ikiye çıkmıştır. galatasaray yine şampiyon olmuştur, hem de oynadığı tüm maçları kazanarak ve sadece iki gol yiyerek. fener'i ilk maç 3-0 şamarladıktan sonra takımları ikinci maça çıkmamıştır.

1910-11 sezonu galatasaray kulübünden ayrılan bir grup ikinci bir takım kurarak lige katılır. o zamanki adıyla progres, şimdiki adıyla altınordu ligin üçüncü türk takımı olur. galatasaray üçüncü defa üst üste şampiyon olurken yine her maçı kazanır ve totalde sadece iki gol yer, progres yani galatasaraylı bir öğretmenin kurduğu bir nevi b takımı da ikinci olur. fener ise rezil rüsva olduğu bu sezonu sonuncu tamamlar. galatasaray bu kutlu sezonda fener'e iki maçta 12 gol atıp 0 gol yer.

1911-12 sezonu ayak oyunları başlar. ligdeki rum ve ingiliz takımlarıyla iş tutan fener, sezon öncesi ahmet ibrahim piroğlu isimli cengaver topçumuzu ligden men ettirir. bunun üzerine her daim mertlikten yana olan kulübümüz yine mertçe davranıp ligden çekilir. progres takımının iyi topçularını toplayan fenerbahçe ilk şampiyonluğunu bizim olmadığımız bu sezon alır. biz bu esnada dünya futbolunun önde gelen ülkelerinden macaristan ekipleriyle dostluk maçları yaparız. bükreş karmasını 11-1 yeneriz ki bu bir türk takımının ilk avrupa zaferidir. sezon sonunda şampiyon fener ile yaptığımız hazırlık maçında da onları tokatlayıp aslında şampiyonluğu kimin hak ettiğini kanıtlarız.

1912-13 sezonu balkan harbi dolayısıyla düzenlenmez. harp sonrası düzenlenen özel maçta ekibimiz 1-0 öne geçer. fakat 80. dakikada fenerbahçeli oyuncu ve seyircilerin yoğun 'itirazları' sebebiyle hakem sahayı terk eder ve maç tamamlanmaz. bundan birkaç ay sonra fenerbahçe bayramı adıyla oynanan özel maçı da 3-0 kazanırız. bu maçla beraber fener'le oynadığımız ilk 8 maçın hepsini kazanıp totalde 28 gol atıp 0 gol yemişizdir. yine de resmi maçlar başladığında 1913-14 sezonunu fenerbahçe şampiyon tamamlar. hak ettikleri ilk gerçek şampiyonluk budur belki de. gelenek üzerine verilen şildi müzelerine götürürler. ondan sonra olaylı 1914-15 sezonu başlar.

savaş çıktığı için yabancı kulüpler ligden men edilir. istanbul'daki türk spor kulüpleri (ki 10 tane vardır), nasıl bir lig kurulacağı üzerinde mutabakata varamazlar. beşerli iki gruba bölünürler ve fenerbahçe hariç köklü, güçlü tüm takımlar galatasaray'ın da olduğu istanbul futbol birliği ligi'ne düşerken fenerbahçe ve yeni kurulmuş kıytırık takımlar istanbul şampiyonluğu ligi'ne geçerler. fener tabii ki bu amatör ligde sekizde sekiz yaparak lider bitirir. galatasaray da oldukça çetin geçen liginde şampiyon olmayı başarır. bir spor tarihçisinin anlatımıyla:

1914-15 sezonunda Galatasaray İstanbul Futbol Birliği Ligi'ni; Fenerbahçe ise diğer lige oranla daha güçsüz takımların yer aldığı İstanbul Futbol Şampiyonluğu Ligi'ni şampiyon olarak tamamladı. Galatasaray, kendi liginin önceki liglerin devamı olduğunu ve esas şampiyonun kendisi olduğunu iddia ederek Fenerbahçe'den şildi istedi. Aksini iddia eden Fenerbahçe ise şildi vermedi ve kendi ismini şildin üzerinde bulunan onuncu gümüş kalbe kazıdı. Sonuç olarak şilt, Fenerbahçe'de kaldı.

işin daha komik kısmı, aslında bizim taraf hep sahada kazanmaya odaklandığından fener'e bir final maçıyla gerçek şampiyonun belirlenmesi teklifini götürür. fener başta bunu kabul eder ama oynanan dostluk maçında kendilerini 6-1 yenmemizle mızıkçılık yapıp yok şild bizim müzede değil mi vermiyoruz ulan işte der. ali sami bey'in bu konuda çok güzel mektupları ve yazıları bulunur araştırıp bulabilirsiniz. yine vikipedi'den:

Ertesi sezonun başında kadrosunun zayıflığı sebebiyle lige katılamayacağını belirten Fenerbahçe sezon ortalarına doğru lige katılmak istese de diğer kulüplerin buna karşı çıkması üzerine ekip, İstanbul Futbol Şampiyonluğu Ligi'nde mücadele etti. Bu ligde şampiyonluğu Fenerbahçe, diğer ligde ise Galatasaray elde etti. Bu sayede 1914-15 sezonunda İstanbul'un iki şampiyonu olmuş oldu. Galatasaray; kendi liginin, önceden düzenlenen liglerin devamı niteliğinde olduğunu ve şilde kendi isminin kazınması gerektiğini belirterek, Fenerbahçe'de bulunan şildi almak istedi. Kulübün şildi vermemesi üzerine Galatasaray başkanı Ali Sami, rakip takıma gönderdiği mektupla iki takım arasında bir maç yapılmasını ve kazananın gerçek şampiyon olarak kabul edilmesini teklif etti. Fakat bu teklifi reddeden Fenerbahçe, şilde dördüncü kez ismini kazıdı.

1915-16 sezonu her şey normale döner ve istanbul ligi cuma ligi ismiyle tek grup oynanmaya başlanır. (bu arada bir önceki sezonki cuma ligi galatasaray'ın oynadığı istanbul futbol birliği ligi'dir bu da aslında o sezonun gerçek şampiyonunun kim olduğunu ortaya koyuyor.) bu sezonda şanlı cimbom iki maçta da fener'i yenememiş olmasına rağmen şampiyon olmasını bilmiştir. 1916-17 sezonunda fener'in derbi üstünlüğü devam eder ama şampiyon olamazlar. fakat biz de olamayız ve altınordu gs-fb dışında şampiyon olan ilk türk takımı olur.

1917-18 sezonu şanlı topçularımız savaşmaya gittiği için takım kuramaz hale gelir takımımız. bu sebeple 5 hükmen mağlubiyet alıp sonuncu oluruz ki bu ilk ve tek lig sonunculuğumuzdur. yine de sahaya yeteri kadar adam çıkarabildiğimiz maçlardan biri fener maçıdır ve o maçta da kafalarına vurup 3-2 kazanırız. ayrıca bu galibiyetle belki de fener'i şampiyonluktan ederiz ve bizim savaş sebebiyle var olamadığımız bu sezon fener şampiyonluğu altınordu'ya kaptırır.

savaşın bitimi ve osmanlı devleti'nin durumu sebebiyle iki sezon lig düzenlenmez. bizim topçularımız bu sefer de kurtuluş savaşı'nda cenk ederken 1919 senesinde 'babamız' beşiktaş fubol faaliyetlerine başlamak ister (fener'den 10, bizden 13 yıl sonra). lig tertip komitesi kurtuluş savaşı nedeniyle bunların talebini cevapsız bırakınca bjk de yanına aldığı ufak tefek yeni kurulmuş kulüplerle kendi ligini kurar: istanbul türk idman birliği ligi. galatasaray ve fenerbahçe bu lige katılmazlar. 1919-20 sezonu oynanan tek lig bu ligdir ve beşiktaş burada şampiyon olur.

1920-21 sezonu cuma ligi faaliyete döner. beşiktaş yine de kendi liginde takılır cuma ligi'ne gelmez ve kendi liginde ipi göğüsler. 1920-21 cuma ligi şampiyonu da maalesef fenerbahçe olur. çok çekişmeli geçen 1921-22 sezonunda ise cuma ligi şampiyonu galatasaray olur. bu süreçte elbette beşiktaş da kupa almak ister ama mücadele etmek istemez. azınlık takımlarının oluşturduğu pazar ligi'ne katılırlar. ittihatsporla beraber bu ligdeki yegane türk takımı olan beşiktaş 20-21 sezonunda zurnayı avuçlarken 21-22 sezonunda ipi göğüsler.

cumhuriyet'in kurulması ile de istanbul ligleri birleşir ve türk takımları 1923-1951 yılları arası istanbul futbol ligi'nde oynarlar.

şimdi bu kadar şeyi neden anlattım peki? gördüğünüz üzere şanlı galatasaray'ın rakipleri aslında kuruluşlarından beri bu tıynette olmuşlardır.

ezeli rakibimiz iktidar yalakası fenerbahçe futbol oynamak için baskı rejiminin bitmesini beklemiş, sahada şamarı yiyince rövanş maçından kaçmış, hazırlık maçında hazımsızlık yapıp hakem küstürmüş, sahada sürekli rezil olunca ayak oyunlarıyla bizi saha dışında saf dışı bırakmaya çalışmış, buna rağmen sahada yine de şamarlanmış, sonrasında kaybettikleri şampiyonluğun kupasını vermeyi reddetmiş, sahada kapışmaktan her daim kaçınmış, mertlik ne bilmeyen, eline fırsat geçince de altınordu gibi gariban camialara mağlup düşen zavallı bir camiadır.

öte yandan beşiktaş ise futbol nedir tam bilmeyen, bizim klasmanımıza çıkmaya uygun görülmemiş, sonrasında da çıkmaya cüret etmemiş, savaş gibi durumlardan kendine paye çıkarmaya çalışan, kurtuluş savaşı esnasında yunan kulüpleriyle iş tutan, 30'ların sonuna kadar kadar semt takımı tarzı takılan ufak tefek bir camiadır.

yani ali şenler, aziz yıldırımlar, ali koçlar, süleyman sebalar, ahmet nur çebiler bir geleniği yaşatan neferlerdir sadece. bunlar hep böyleydi, muhtemelen de böyle kalacaklar.
 
Bu forumda actigim ilk konu 5 dakika icerisinde nedenini anlamadigim bir sebepten kapatilmisti. Ustune ustluk kus olmakla suclanmistim. Konu gercek bir Galatasaray taraftarinin asla feneri ovmeyecegi idi. Belki yeni uye oldugum icindi. Ama abuk subuk seyler okuyordum. Bu anlattiklarin karaktersiz orgutlerin basini ceken bu klubun gercekleridir.
 
itfb halkin kulubuydu, Ali sen gelene kadar, orada biz tekiz size karsi, ya fenerlisin ya fenersiz diye sacmalamaya basladilar.

Sonra Aziz geldi onla nirvana yapti, sonra Ali geldi onda tuy dikti.

Ondan sonra niye herkes bizden nefret ediyor diyorlar.
 
Bu forumda actigim ilk konu 5 dakika icerisinde nedenini anlamadigim bir sebepten kapatilmisti. Ustune ustluk kus olmakla suclanmistim. Konu gercek bir Galatasaray taraftarinin asla feneri ovmeyecegi idi. Belki yeni uye oldugum icindi. Ama abuk subuk seyler okuyordum. Bu anlattiklarin karaktersiz orgutlerin basini ceken bu klubun gercekleridir.

Raporlamislardir belki renkdas :)
 
Üst Alt