ekşi sözlük'te bir beşiktaş taraftarının yazdığı entry :asd22: aslında yazısında haksız değil kesinlikle. sinerjiyi yakaladığımız zaman şampiyonluk yarışını sonuna kadar sürdürtüp winnerlik karakterimizle ipi göğüsleriz. rakipler gerçekten çok iyiyse ve sezona kötü başlayıp şampiyon olamayacağımızı anlamışsak geri kalan maçların önemi yoktur. çünkü Galatasaray için şampiyon olmak ya da başarısız olmak vardır. 2.'lik ve 3.'lüğümüzle asla övünmeyiz.
işte o entry;
öncelikle belirteyim fanatik beşiktaşlıyım.
böyle bir başlık açılmasından dolayı galatasaraylı arkadaşlar övünebilirler. zira gıpta edilesi bir camiaları var.
benim söz ve önerilerim ise ise beşiktaş ve fenerbahçelilere ilişkin olacak.
o halde başlayalım...
galatasaray'ın bilhassa son yirmi yılda yerel rakiplerini sportif anlamda geride bıraktığı bir gerçek.
hatta öyle ki hamza hamzaoğlu ile şampiyon olabilen bir takım haline geldi galatasaray. hem de sezona 4'er 4'er yiyerek başladığı bir senede başardı bunu.
fenerbahçeliler ersun diye hala yasta. biz beşiktaşlılar ise yüzüncü yıl derdindeydik daha düne kadar.
yani bizlerin başarıyı bir teknik direktöre ya da futbolcuya bağlayıp özlemle andığımız yıllar her ne hikmetse galatasaray'da olmuyor arkadaş.
adamlar necati ateş ile de şampiyon oldular, hamza hamzaoğlu'yla da.
örneğin liderin 30 puan arkasında kaldıkları bir sezonda nasıl iki kupa alıyorlar?
bu sezona bakalım. takımın başında riekerink diye bir adam var ama gene sezona iyi başladılar ve maalesef hepimiz biliyoruz ki bu takım şampiyonluk yarışının içinde kalırsa şampiyon oluyor arkadaş.
zaten başkanı dursun özbek, teknik direktörü de riekerink olan bir takım da şampiyon olursa bjk ve fb kulüpleri kapıya kilit vursun.
peki nasıl yapıyorlar bunu?
ben söyleyeyim: bu gs camiası ne istediğini, neye odaklanması gerektiğini biliyor ve ona göre tavır takınabiliyor enteresan bir şekilde.
bjk ve fbli taraftarlar dürüst olsun. liderin 30 puan gerisinde olduğumuz bir sezonda türkiye kupası'na odaklanabilir miydik ya da emanetçi bir hocayla şampiyon olabileceğimize inanır mıydık?
elbette ki hayır.
galatasaray taraftarı tüm yaz boyunca dursun özbek ile dalga geçip, allah belanı versin demedi mi? peki şimdi neredeler?
bana sakın şuan takım iyi gidiyor ondan ses çıkarmıyorlar demeyin.
beşiktaş taraftarının bir kısmı fikret orman'ı eleştirmek için fırsat kollayıp bilet fiyatlarından bile huzursuzluk çıkarıyor.
fenerbahçe taraftarı ise şampiyonluk kutlarken takımı şampiyon yapan futbolcuları es geçip alex diye bağırabiliyor.
yani mesele başarılı gidip gitmeme meselesi de değil.
adım gibi eminim ki: gs bu sene şampiyonlar ligi'ne gidecek olsaydı taraftar yönetimi eleştirip riekerink'i hamza hoca'ya yaptıkları gibi küçümseyeceklerdi.
ama şimdi susuyorlar.
bjk taraftarı samet hocayla şampiyon olacağına inandı mı?
peki ya ismail kartallı fenerbahçe hangi taraftarını inandırdı şampiyonluğa?
galatasaray'ın en büyük avantajlarından birisi tribünlerinde birlik olması. her yönetimle iyi geçinen ultraslan grubu kim ne derse desin takımın menfaati neyse o şekilde davranıyor.
bjk taraftarı tolga ve olcay diye ikiye bölünmüş; fb ise zaten allah'a emanetken ultraslan grubu tüm gs taraftarını yönlendirebiliyor.
yoksa dursun özbek'e edilen bedduaların bir anda jilet gibi kesilmesinin başka bir izahı olamaz.
gs'nin ikinci avantajı hiçbir zaman hiçbir yöneticisinin herhangi bir anadolu kulübüyle polemiğe girmemesi.
bjk bursa ile kanlı bıçaklı, samsun'a düşman, van ile pek iyi hatıraları yok, ankaragüçlüler ise gördüğü yerde bıçaklayacak kadar nefret dolu takıma.
fb zaten biz tek siz hepiniz kafasında. diyarbakırlı başkanı olan takım gs'nin çiçeklerle karşılandığı yerde kalamadan maç yapıp geri döndü istanbul'a. trabzon, bursa, denizli fb'nin şampiyon olmasını ister mi peki?
gs'nin hiçbir anadolu kulübüyle düşman olmaması şampiyonluk yarışının son haftalarında bu takıma fayda sağlamıyor mu?
vallahi ben anadolu'nun bir ilinde bjk ve fb için sürekli duyduğum üzere 'ibne gs olamazsın şampiyon' diye bağrıldığını hatırlamıyorum.
gelelim yabancılara. ulan denayer denen adam gs için guardiola gibi bir adama şerefsiz denen twiti alıntıladı. melo hayatını vakfetti emre'yle dalaşmaya.
siz gs'ye yatmaya gelen kaç tane yabancı topçu gördünüz amk?
adamlar bir şekilde yabancı topçulara aidiyet hissini veriyorlar arkadaş.
amk simao'su paramızı yiyip gittikten sonra ispanya'da pişkin pişkin 'beşiktaş'ta çalışmadım' dedi. fenerbahçe'ye gelen düzgünler bile bozuluyor ama gs yabancı oyunculardan alınabilecek maksimum verimi alıyor bir şekilde.
ben galatasaray yöneticilerinin şahıslardan bağımsız bir şekilde anadolu kulüpleri ile ilişki ve yabancı futbolcuları yönetim noktasında kırmızı bir kitapları olduğunu ve kim yönetime gelirse gelsin bunun değişmediğini düşünüyorum.
bjk ve fb akıllı davranmazsa daha çok yıldız takar galatasaray.
peki ne yapmak lazım.
gs'nin birliğine zarar vermek ilk işimiz olmalı. gs taraftarının en büyük zaafı olan yerli yabancı futbolcu ayrımını körüklemeliyiz.
fbliler yandex'e gireceğine selçuk'a sövseydi şampiyonlar ligi'ne gidip o parayı alırdı amk.
bizim bjkli 'akıllı' taraftarlar tolga capsi yapacağına sabri'yle uğraşsalar daha hayırlı iş yapmış olurlardı.
en azından birkaç anadolu takımı ile gs'nin arası muhakkak bir şekilde bozulmalıdır. antalya başkanı beşiktaş ile uğraşacağına mecnun başkan'dan feyz alıp ortak düşmanı görebilse keşke ama nerde.
fetö meselesi muhakkak kaşınmalıdır. aziz başkan hep kupa kaybettikten sonra konuşmayıp medyayı biraz harekete geçiremiyor mu arkadaş?
bjk ve fb bir şekilde gs tribünlerine nifak sokmalıdır. ultraslan'ın gs tribünlerindeki hakimiyeti ve takımın her koşulda menfaatine hareket etmesi dönüp dolaşıp en nihayetinde bjk ve fb'ye zarar veriyor. paran yok mu aziz başkan? 50'ye bölünmüş kendi tribünlerinle uğraşacağına biraz da başkalarına para teklif etsen.
edit: galatasaray sadece bir spor kulübü olarak yönetilen bir camia değildir.
galatasaray bir siyasi kulüp titizliğiyle idare edilen ve felsefesi olan bir cemiyettir.
galatasaray, bjk ve fb'nin aksine hakem camiasıyla pek dalaşmaz ama hakkını da yedirmez.
özhan canaydın gibi naif bir başkanın düdüğünü asacak dediği hakem mesleğini bırakmak zorunda kalır mesela.
bjk ve fb fevri tepkilerle, hiçbir derde derman olmayacak çıkışlarla çok defa haklıyken haksız duruma düşmüşlerdir.
yıldırım demirören ile aziz yıldırım kaç kez paf takımla çıkarız dedi?
bjk ve fb periyodik olarak iyi kadrolar kurarak gs'nin önüne geçtiğini zannedebilir ama galatasaray'ın ne olduğunu anlamadan, bu ortak düşmana karşı omuz omuza mücadele etmeden bu iki camianın uzun vadede gs'yi geçmesi olanaklı değildir.
işte o entry;
öncelikle belirteyim fanatik beşiktaşlıyım.
böyle bir başlık açılmasından dolayı galatasaraylı arkadaşlar övünebilirler. zira gıpta edilesi bir camiaları var.
benim söz ve önerilerim ise ise beşiktaş ve fenerbahçelilere ilişkin olacak.
o halde başlayalım...
galatasaray'ın bilhassa son yirmi yılda yerel rakiplerini sportif anlamda geride bıraktığı bir gerçek.
hatta öyle ki hamza hamzaoğlu ile şampiyon olabilen bir takım haline geldi galatasaray. hem de sezona 4'er 4'er yiyerek başladığı bir senede başardı bunu.
fenerbahçeliler ersun diye hala yasta. biz beşiktaşlılar ise yüzüncü yıl derdindeydik daha düne kadar.
yani bizlerin başarıyı bir teknik direktöre ya da futbolcuya bağlayıp özlemle andığımız yıllar her ne hikmetse galatasaray'da olmuyor arkadaş.
adamlar necati ateş ile de şampiyon oldular, hamza hamzaoğlu'yla da.
örneğin liderin 30 puan arkasında kaldıkları bir sezonda nasıl iki kupa alıyorlar?
bu sezona bakalım. takımın başında riekerink diye bir adam var ama gene sezona iyi başladılar ve maalesef hepimiz biliyoruz ki bu takım şampiyonluk yarışının içinde kalırsa şampiyon oluyor arkadaş.
zaten başkanı dursun özbek, teknik direktörü de riekerink olan bir takım da şampiyon olursa bjk ve fb kulüpleri kapıya kilit vursun.
peki nasıl yapıyorlar bunu?
ben söyleyeyim: bu gs camiası ne istediğini, neye odaklanması gerektiğini biliyor ve ona göre tavır takınabiliyor enteresan bir şekilde.
bjk ve fbli taraftarlar dürüst olsun. liderin 30 puan gerisinde olduğumuz bir sezonda türkiye kupası'na odaklanabilir miydik ya da emanetçi bir hocayla şampiyon olabileceğimize inanır mıydık?
elbette ki hayır.
galatasaray taraftarı tüm yaz boyunca dursun özbek ile dalga geçip, allah belanı versin demedi mi? peki şimdi neredeler?
bana sakın şuan takım iyi gidiyor ondan ses çıkarmıyorlar demeyin.
beşiktaş taraftarının bir kısmı fikret orman'ı eleştirmek için fırsat kollayıp bilet fiyatlarından bile huzursuzluk çıkarıyor.
fenerbahçe taraftarı ise şampiyonluk kutlarken takımı şampiyon yapan futbolcuları es geçip alex diye bağırabiliyor.
yani mesele başarılı gidip gitmeme meselesi de değil.
adım gibi eminim ki: gs bu sene şampiyonlar ligi'ne gidecek olsaydı taraftar yönetimi eleştirip riekerink'i hamza hoca'ya yaptıkları gibi küçümseyeceklerdi.
ama şimdi susuyorlar.
bjk taraftarı samet hocayla şampiyon olacağına inandı mı?
peki ya ismail kartallı fenerbahçe hangi taraftarını inandırdı şampiyonluğa?
galatasaray'ın en büyük avantajlarından birisi tribünlerinde birlik olması. her yönetimle iyi geçinen ultraslan grubu kim ne derse desin takımın menfaati neyse o şekilde davranıyor.
bjk taraftarı tolga ve olcay diye ikiye bölünmüş; fb ise zaten allah'a emanetken ultraslan grubu tüm gs taraftarını yönlendirebiliyor.
yoksa dursun özbek'e edilen bedduaların bir anda jilet gibi kesilmesinin başka bir izahı olamaz.
gs'nin ikinci avantajı hiçbir zaman hiçbir yöneticisinin herhangi bir anadolu kulübüyle polemiğe girmemesi.
bjk bursa ile kanlı bıçaklı, samsun'a düşman, van ile pek iyi hatıraları yok, ankaragüçlüler ise gördüğü yerde bıçaklayacak kadar nefret dolu takıma.
fb zaten biz tek siz hepiniz kafasında. diyarbakırlı başkanı olan takım gs'nin çiçeklerle karşılandığı yerde kalamadan maç yapıp geri döndü istanbul'a. trabzon, bursa, denizli fb'nin şampiyon olmasını ister mi peki?
gs'nin hiçbir anadolu kulübüyle düşman olmaması şampiyonluk yarışının son haftalarında bu takıma fayda sağlamıyor mu?
vallahi ben anadolu'nun bir ilinde bjk ve fb için sürekli duyduğum üzere 'ibne gs olamazsın şampiyon' diye bağrıldığını hatırlamıyorum.
gelelim yabancılara. ulan denayer denen adam gs için guardiola gibi bir adama şerefsiz denen twiti alıntıladı. melo hayatını vakfetti emre'yle dalaşmaya.
siz gs'ye yatmaya gelen kaç tane yabancı topçu gördünüz amk?
adamlar bir şekilde yabancı topçulara aidiyet hissini veriyorlar arkadaş.
amk simao'su paramızı yiyip gittikten sonra ispanya'da pişkin pişkin 'beşiktaş'ta çalışmadım' dedi. fenerbahçe'ye gelen düzgünler bile bozuluyor ama gs yabancı oyunculardan alınabilecek maksimum verimi alıyor bir şekilde.
ben galatasaray yöneticilerinin şahıslardan bağımsız bir şekilde anadolu kulüpleri ile ilişki ve yabancı futbolcuları yönetim noktasında kırmızı bir kitapları olduğunu ve kim yönetime gelirse gelsin bunun değişmediğini düşünüyorum.
bjk ve fb akıllı davranmazsa daha çok yıldız takar galatasaray.
peki ne yapmak lazım.
gs'nin birliğine zarar vermek ilk işimiz olmalı. gs taraftarının en büyük zaafı olan yerli yabancı futbolcu ayrımını körüklemeliyiz.
fbliler yandex'e gireceğine selçuk'a sövseydi şampiyonlar ligi'ne gidip o parayı alırdı amk.
bizim bjkli 'akıllı' taraftarlar tolga capsi yapacağına sabri'yle uğraşsalar daha hayırlı iş yapmış olurlardı.
en azından birkaç anadolu takımı ile gs'nin arası muhakkak bir şekilde bozulmalıdır. antalya başkanı beşiktaş ile uğraşacağına mecnun başkan'dan feyz alıp ortak düşmanı görebilse keşke ama nerde.
fetö meselesi muhakkak kaşınmalıdır. aziz başkan hep kupa kaybettikten sonra konuşmayıp medyayı biraz harekete geçiremiyor mu arkadaş?
bjk ve fb bir şekilde gs tribünlerine nifak sokmalıdır. ultraslan'ın gs tribünlerindeki hakimiyeti ve takımın her koşulda menfaatine hareket etmesi dönüp dolaşıp en nihayetinde bjk ve fb'ye zarar veriyor. paran yok mu aziz başkan? 50'ye bölünmüş kendi tribünlerinle uğraşacağına biraz da başkalarına para teklif etsen.
edit: galatasaray sadece bir spor kulübü olarak yönetilen bir camia değildir.
galatasaray bir siyasi kulüp titizliğiyle idare edilen ve felsefesi olan bir cemiyettir.
galatasaray, bjk ve fb'nin aksine hakem camiasıyla pek dalaşmaz ama hakkını da yedirmez.
özhan canaydın gibi naif bir başkanın düdüğünü asacak dediği hakem mesleğini bırakmak zorunda kalır mesela.
bjk ve fb fevri tepkilerle, hiçbir derde derman olmayacak çıkışlarla çok defa haklıyken haksız duruma düşmüşlerdir.
yıldırım demirören ile aziz yıldırım kaç kez paf takımla çıkarız dedi?
bjk ve fb periyodik olarak iyi kadrolar kurarak gs'nin önüne geçtiğini zannedebilir ama galatasaray'ın ne olduğunu anlamadan, bu ortak düşmana karşı omuz omuza mücadele etmeden bu iki camianın uzun vadede gs'yi geçmesi olanaklı değildir.
Son düzenleme: