galatasaray tarihi boyunca yüzlerce hain ve menfaatçinin elinde can çekişerek bu noktalara geldi. artık gerçekleri açık açık konuşup her şeyi tüm pisliği ile masaya yatırma vaktidir.
söz konusu tablo avrupadan en az bir sene men edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, maddi manevi beddahları tarafından tarumar edilmiş ve içi boşaltılmış bir takım. yöneticisinden, taraftarına kadar her yönü ile yozlaşmaya yüz tutmuş kayıkçı kavgası yapa yapa özünü kaybetmiş bir durumda isek bugün bunun sorumlularını teker teker öne sermek de görevimizdir.
1. adnan polat: yakın tarihimizin her yönü ile en rezil başkanı sıfatını hak eden biri. galatasarayı küçük düşüren saha dışında sarayın ve ishal ağızlı yolsuzluk ile geçimini sağlayan tayfanın diline düşüren, kendi taraftarını polis ve hükümete ispiyonlayan bir hain. sportif başarısızlık ve onlarca oyuncu alıp rezil bir takım yaratması da pastanın üzerinde çilek.
2. ünal aysal: pastanın üzerinde ki çilek demişken kendisini anmadan geçmek olmaz. göreve gelip parasına 70'inden sonra marka eklemek için galatasaray'ı oyunlarına ait eden, seni beni kullanarak yarattığı sermaye üzerinden, popülistlik kasarak bugün bile bir takım tarafından şak şaklar eşliğinde anılan bir sahtekar. maddi olarak kulübü 2.kez dar boğaza sokan bu kişi, aynı zamanda kimsenin sandığı gibi hükümet karşıtı bir zat olmadığı gibi oldukça da opportunist bir çakaldan fazlası değil.
3. faruk süren: namı-diyar naylon faruk sportif başarıları hasebi ile efsane adledildiği camiaya en çok zarar verenlerden biri olara tarihe geçmiştir. galatasaray tarihine fesat ve fırsatçılığı vizyon adında pazarlayan bu adamı 2-3 sene öncesine kadar ben de efsane diye önerdiğim için pişmanım şu an. derin galatasaraya her fırsatta sallayanlar var aramızda işte bu adam derin galatasaray'ın aysal öncesi aysal projesi olarak atanan zatlardan biridir.
4. ali dürüst: fatih terim üzerinden kariyer yapan başka bir b planı olmayan derin galatasaray'ın adamlarından. şartlar oluşmadığı için (!) başkan olmadığı gibi, albayrak ve terim gibi şartların başarı için uygun olmasını da bekler. galatasaray'ı bırakıp bilerek tff'nin çatısına giren biri oldu. 1 sene öncesine kadar adam sanırdık.
fedailer:
4. fatih terim: kimine göre imparator, kimine göre de kebapçı, parator. aslında ikisi de değil. kendisi oldukça başarılı biri, zira bu ülke insanının içinde ki duygulara bire bir sahip biri. değişmeyen tek şey düzen neyi işaret ederse oraya yakın duran bir adam olduğu. her lider diye bu ülkeye itelenen kişi gibi kendini kişisel olarak geliştirmeyen (mesleki değil kastım, teknik direktörlüğüne saygım sonsuz) ve aslında defalarca maşa olarak kullanılıp atılmasına ve bunu bilmesine rağmen başarı hırsı ile galatasaray ve milli takım arasında mekik dokumayı omurga sayan biri. ne demişler fazla hırs zarar getirir. en büyük zararı kendine oldu. efsane işler yaptığı kulüpte %50 tarafından nefret ile yaklaşılıyor kendisine.
5. abdürrahim albayrak: monşer kanadı ile taban tabana zıt hayat görüşüne rağmen opportunistlerin tarafında olmayı seçmiş, galatasaray için ne zaman fırsatlar yüksek ise kendini pazarlayarak başarı üzerinden prim yapmaya çalışan ''bizden biri''. 2002 sonrası gelişen konjüktürde bir anda zengin olan ekran yüzlerinden.
tetikçiler
6. bülent tulun: nerede pis iş var bu adama yaptırdılar son dönemde. kendisi zeki bir adam ama o da hırslarına yenik düşen, kendi egosunun doğrultusunda sürekli kullanılıp peçete gibi atılanlardan. durumun farkında olmasına karşın birilerini zengin etmeyi, ve patron mutlu son istiyor temasını oynamayı surduruyor.
7. adnan sezgin : polatın pis işlerini yapan karanlık heriflerden biri. leasing ile 8.5'a aldığı Misimovic'i 4 ay sonra 4 Milyon'a Rusya'ya satarak arada ki 4.5 Mmilyon'u paylaştıran da, uefa'da ilerler iken meira'yı sattıran da kendisi. galatasaraylı olduğunu bile sanmıyorum.
daha da uzar gider de yazmaya değmez diğerleri...
not: dursun'u almadım. zira kendisi hain değil. peçete niyetine kullanılan ama kullanıldığının farkında olacak zekası da olmayan bir meczup maalesef. bunu bize layık görenlerin hainliği zaten söylemeye gerek yok.
söz konusu tablo avrupadan en az bir sene men edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, maddi manevi beddahları tarafından tarumar edilmiş ve içi boşaltılmış bir takım. yöneticisinden, taraftarına kadar her yönü ile yozlaşmaya yüz tutmuş kayıkçı kavgası yapa yapa özünü kaybetmiş bir durumda isek bugün bunun sorumlularını teker teker öne sermek de görevimizdir.
1. adnan polat: yakın tarihimizin her yönü ile en rezil başkanı sıfatını hak eden biri. galatasarayı küçük düşüren saha dışında sarayın ve ishal ağızlı yolsuzluk ile geçimini sağlayan tayfanın diline düşüren, kendi taraftarını polis ve hükümete ispiyonlayan bir hain. sportif başarısızlık ve onlarca oyuncu alıp rezil bir takım yaratması da pastanın üzerinde çilek.
2. ünal aysal: pastanın üzerinde ki çilek demişken kendisini anmadan geçmek olmaz. göreve gelip parasına 70'inden sonra marka eklemek için galatasaray'ı oyunlarına ait eden, seni beni kullanarak yarattığı sermaye üzerinden, popülistlik kasarak bugün bile bir takım tarafından şak şaklar eşliğinde anılan bir sahtekar. maddi olarak kulübü 2.kez dar boğaza sokan bu kişi, aynı zamanda kimsenin sandığı gibi hükümet karşıtı bir zat olmadığı gibi oldukça da opportunist bir çakaldan fazlası değil.
3. faruk süren: namı-diyar naylon faruk sportif başarıları hasebi ile efsane adledildiği camiaya en çok zarar verenlerden biri olara tarihe geçmiştir. galatasaray tarihine fesat ve fırsatçılığı vizyon adında pazarlayan bu adamı 2-3 sene öncesine kadar ben de efsane diye önerdiğim için pişmanım şu an. derin galatasaraya her fırsatta sallayanlar var aramızda işte bu adam derin galatasaray'ın aysal öncesi aysal projesi olarak atanan zatlardan biridir.
4. ali dürüst: fatih terim üzerinden kariyer yapan başka bir b planı olmayan derin galatasaray'ın adamlarından. şartlar oluşmadığı için (!) başkan olmadığı gibi, albayrak ve terim gibi şartların başarı için uygun olmasını da bekler. galatasaray'ı bırakıp bilerek tff'nin çatısına giren biri oldu. 1 sene öncesine kadar adam sanırdık.
fedailer:
4. fatih terim: kimine göre imparator, kimine göre de kebapçı, parator. aslında ikisi de değil. kendisi oldukça başarılı biri, zira bu ülke insanının içinde ki duygulara bire bir sahip biri. değişmeyen tek şey düzen neyi işaret ederse oraya yakın duran bir adam olduğu. her lider diye bu ülkeye itelenen kişi gibi kendini kişisel olarak geliştirmeyen (mesleki değil kastım, teknik direktörlüğüne saygım sonsuz) ve aslında defalarca maşa olarak kullanılıp atılmasına ve bunu bilmesine rağmen başarı hırsı ile galatasaray ve milli takım arasında mekik dokumayı omurga sayan biri. ne demişler fazla hırs zarar getirir. en büyük zararı kendine oldu. efsane işler yaptığı kulüpte %50 tarafından nefret ile yaklaşılıyor kendisine.
5. abdürrahim albayrak: monşer kanadı ile taban tabana zıt hayat görüşüne rağmen opportunistlerin tarafında olmayı seçmiş, galatasaray için ne zaman fırsatlar yüksek ise kendini pazarlayarak başarı üzerinden prim yapmaya çalışan ''bizden biri''. 2002 sonrası gelişen konjüktürde bir anda zengin olan ekran yüzlerinden.
tetikçiler
6. bülent tulun: nerede pis iş var bu adama yaptırdılar son dönemde. kendisi zeki bir adam ama o da hırslarına yenik düşen, kendi egosunun doğrultusunda sürekli kullanılıp peçete gibi atılanlardan. durumun farkında olmasına karşın birilerini zengin etmeyi, ve patron mutlu son istiyor temasını oynamayı surduruyor.
7. adnan sezgin : polatın pis işlerini yapan karanlık heriflerden biri. leasing ile 8.5'a aldığı Misimovic'i 4 ay sonra 4 Milyon'a Rusya'ya satarak arada ki 4.5 Mmilyon'u paylaştıran da, uefa'da ilerler iken meira'yı sattıran da kendisi. galatasaraylı olduğunu bile sanmıyorum.
daha da uzar gider de yazmaya değmez diğerleri...
not: dursun'u almadım. zira kendisi hain değil. peçete niyetine kullanılan ama kullanıldığının farkında olacak zekası da olmayan bir meczup maalesef. bunu bize layık görenlerin hainliği zaten söylemeye gerek yok.
