Byçu yazı bilardisimo.com sitesinden alınmıştır.
Aslında maç raporu yazacaktım.
Taktik ve teknik olarak maçı yorumlamak istiyordum. Ancak, maç içinde olanları görüp, maç sonrası açıklamaları dinleyip, okuyup, izleyince dedim ki bunun bir maç analiz yazısı olması doğru değil. Bir eleştiri yazısı olması daha makul…
Bir şeyleri anlamak için hep gazeteciliğin temelinde yer alan 5n1k olayına girmeyi isterim. Çünkü günlük konuşmak kolaydır, özellikle futbolda. Skora göre yorum yapar, eleştirir veya översiniz ama olayın temeline inerseniz aslında hiç bir şeyin sanıldığı gibi olmadığını görürsünüz.
O yüzden, sorunu anlamak için geçen sezonun yani 2018-19 sezonuna gitmek gerekiyor. Peki neden? Çünkü Galatasaray iki sezondur özellikle hücum bölümünü bir türlü istediği şekilde dizayn edebilmiş değil. Aslında bu kısım için iki fasikül yazı çıkar ancak lafı çok uzatma derdinde değilim. İnanılmaz da kısa bir yazı olacağından emin olabilirsiniz.
Benim iddiam şudur bu takım istendiği için değil mecburiyetten kurulmuştur. İki sezondur gündemdeki forvet isimlerini incelerseniz ne dediğimi anlarsınız.
Bu takım 4-3-3 olmazsa 4-4-2 oynaması için kurulacaktı. Aynı 2011-12 sezonundaki gibi…
Bir target man iki inside forvet. Yani bir Vedat, bir Sobolev, bir Yaremchuk arandı.. Tetteh gibi bir faciadan Allah korudu… Onyekuru, Samatta, Alan Carvalho gibi kanatta oynayan forvetler ile görüşüldü, anlaşıldı, Menajer tarafından tartaklandı, kiralandı…
Yani bu kulüp iki sezondur iki kanat forveti ile bir pivot santrforu bir araya getiremedi. Kimi zaman isim beğenilmedi kimi zaman para yetmedi…
Bence sezon öncesi kurulmak istenen takım ;
Tabi ki isimler değişebilir. Ancak yaz ayında tasarlanan kadronun bu olduğunu düşünüyorum. Belhanda’nın satılmaması, Seri’nin gelişi Nzonzi’nin takıma katılma zamanlarını hesaba katarsak buna yakın bir kadro yapılanması vardı akıllarda… Hatta Yuto’nun Japonya’dan gelen teklifi düşünmeden geri çevirdiği söylentileri de var!!
Bu kadro olmadı. Samatta, Sobolev ve Onyekuru üçlüsünü takıma katmanın maliyeti yaklaşık 30 milyon euro. Ancak bu yaz transfer dönemini bir kenara bırakırsak iki sezondur alınmaya çalışılan target man için, Tetteh’ye harcanan mesai o ligin gol kralı Nikolay Komlichenko için neden harcanmadı?! sorusunu soruyorum. Elvir Koljic neden bu sezon gündeme geldi? Samatta çok istendi ama Jackson Muleka niçin hiç düşünülmedi? Keita Endo‘nun kim olduğunu biliyorlar mı? Onlarca soru var. Tamam para yok ama transfer piyasası belli bir bölgeyle mi sınırlı?
Sözde şampiyonlar ligi için kurulan kadro eylül ayına kadar bir araya gelemedi…
Fatih Terim, bu yüzden bu kadronun oynayamayacağı bir oyuna mecburen sarıldı ve bugün hücum edememesinin nedenlerini yine mecburen sırtında taşımaya devam ediyor. Galatasaray’ın elinde çok büyük bir fırsat vardı ama hem geçen kış devre arasında hem bu yaz bazı oyuncuları satmayarak aslında bugünü kendisi hazırladı. FFP kıskacında olan bir takımın oyuncu satmama lüksü yok. Hayallerinizi bu yüzden ertelemeli ve şu 4 yılı en iyi şekilde en az yara ile geçirmenin yollarını aramanız gerekiyordu. Hem sütüm kesilmesin hem pekmezim dökülmesin diyemezsiniz. Bu yüzden bir süre yarışmacı değil eğitimci olmanız şarttı. Ancak daha öncede söylediğim gibi Fatih hoca uzun zaman önce eğitimci gömleğini çıkarttı. Oysa Pep Guardiola bile hala oyuncularını eğitmekle meşgul.
Yeni dünya futbol düzeninde hayatta kalmak şansınız sisteminize bağlı. Eskiden Jose Mourinho gibi isimler standart kontra atağa dayalı bir sistem kurar ve bunun gelişimini oyuncu kalitesine bırakırlardı. Artık sahadaki her şeyi kontrol altında tutmanızın gerektiği çılgın zamanlarda yaşıyoruz. Oyuncu kalitesi hala büyük bir etken ancak sistem takımları, yetenek takımları ile arasındaki farkları kapatmaya başladılar. Yani dünya değişti…
Bugüne gelirsek Fatih Terim oynamak istediği oyunu oynayamadığı gibi kafasındaki oyuna uygun olmayan eksik bir takıma sahip. Dahası hayalleri dünyadan büyük biri olarak bu şekilde devam ederse o hayallere ulaşmaya çok ama çok uzak…
Aslında maç raporu yazacaktım.
Taktik ve teknik olarak maçı yorumlamak istiyordum. Ancak, maç içinde olanları görüp, maç sonrası açıklamaları dinleyip, okuyup, izleyince dedim ki bunun bir maç analiz yazısı olması doğru değil. Bir eleştiri yazısı olması daha makul…
Bir şeyleri anlamak için hep gazeteciliğin temelinde yer alan 5n1k olayına girmeyi isterim. Çünkü günlük konuşmak kolaydır, özellikle futbolda. Skora göre yorum yapar, eleştirir veya översiniz ama olayın temeline inerseniz aslında hiç bir şeyin sanıldığı gibi olmadığını görürsünüz.
O yüzden, sorunu anlamak için geçen sezonun yani 2018-19 sezonuna gitmek gerekiyor. Peki neden? Çünkü Galatasaray iki sezondur özellikle hücum bölümünü bir türlü istediği şekilde dizayn edebilmiş değil. Aslında bu kısım için iki fasikül yazı çıkar ancak lafı çok uzatma derdinde değilim. İnanılmaz da kısa bir yazı olacağından emin olabilirsiniz.
Benim iddiam şudur bu takım istendiği için değil mecburiyetten kurulmuştur. İki sezondur gündemdeki forvet isimlerini incelerseniz ne dediğimi anlarsınız.
Bu takım 4-3-3 olmazsa 4-4-2 oynaması için kurulacaktı. Aynı 2011-12 sezonundaki gibi…
Bir target man iki inside forvet. Yani bir Vedat, bir Sobolev, bir Yaremchuk arandı.. Tetteh gibi bir faciadan Allah korudu… Onyekuru, Samatta, Alan Carvalho gibi kanatta oynayan forvetler ile görüşüldü, anlaşıldı, Menajer tarafından tartaklandı, kiralandı…
Yani bu kulüp iki sezondur iki kanat forveti ile bir pivot santrforu bir araya getiremedi. Kimi zaman isim beğenilmedi kimi zaman para yetmedi…
Bence sezon öncesi kurulmak istenen takım ;
Tabi ki isimler değişebilir. Ancak yaz ayında tasarlanan kadronun bu olduğunu düşünüyorum. Belhanda’nın satılmaması, Seri’nin gelişi Nzonzi’nin takıma katılma zamanlarını hesaba katarsak buna yakın bir kadro yapılanması vardı akıllarda… Hatta Yuto’nun Japonya’dan gelen teklifi düşünmeden geri çevirdiği söylentileri de var!!
Bu kadro olmadı. Samatta, Sobolev ve Onyekuru üçlüsünü takıma katmanın maliyeti yaklaşık 30 milyon euro. Ancak bu yaz transfer dönemini bir kenara bırakırsak iki sezondur alınmaya çalışılan target man için, Tetteh’ye harcanan mesai o ligin gol kralı Nikolay Komlichenko için neden harcanmadı?! sorusunu soruyorum. Elvir Koljic neden bu sezon gündeme geldi? Samatta çok istendi ama Jackson Muleka niçin hiç düşünülmedi? Keita Endo‘nun kim olduğunu biliyorlar mı? Onlarca soru var. Tamam para yok ama transfer piyasası belli bir bölgeyle mi sınırlı?
Sözde şampiyonlar ligi için kurulan kadro eylül ayına kadar bir araya gelemedi…
Fatih Terim, bu yüzden bu kadronun oynayamayacağı bir oyuna mecburen sarıldı ve bugün hücum edememesinin nedenlerini yine mecburen sırtında taşımaya devam ediyor. Galatasaray’ın elinde çok büyük bir fırsat vardı ama hem geçen kış devre arasında hem bu yaz bazı oyuncuları satmayarak aslında bugünü kendisi hazırladı. FFP kıskacında olan bir takımın oyuncu satmama lüksü yok. Hayallerinizi bu yüzden ertelemeli ve şu 4 yılı en iyi şekilde en az yara ile geçirmenin yollarını aramanız gerekiyordu. Hem sütüm kesilmesin hem pekmezim dökülmesin diyemezsiniz. Bu yüzden bir süre yarışmacı değil eğitimci olmanız şarttı. Ancak daha öncede söylediğim gibi Fatih hoca uzun zaman önce eğitimci gömleğini çıkarttı. Oysa Pep Guardiola bile hala oyuncularını eğitmekle meşgul.
Yeni dünya futbol düzeninde hayatta kalmak şansınız sisteminize bağlı. Eskiden Jose Mourinho gibi isimler standart kontra atağa dayalı bir sistem kurar ve bunun gelişimini oyuncu kalitesine bırakırlardı. Artık sahadaki her şeyi kontrol altında tutmanızın gerektiği çılgın zamanlarda yaşıyoruz. Oyuncu kalitesi hala büyük bir etken ancak sistem takımları, yetenek takımları ile arasındaki farkları kapatmaya başladılar. Yani dünya değişti…
Bugüne gelirsek Fatih Terim oynamak istediği oyunu oynayamadığı gibi kafasındaki oyuna uygun olmayan eksik bir takıma sahip. Dahası hayalleri dünyadan büyük biri olarak bu şekilde devam ederse o hayallere ulaşmaya çok ama çok uzak…