Süper Lig üç puanlı sisteme geçildikten sonra daha fazla gol ve seyir zevki sunmaya başladı. Peki bir de 4 puanlı sistemi denesek? Nasıl olur?
31 yıl önce Süper Lig’de üç puanlı sisteme geçilmesi, gol ortalamalarını belirgin ölçüde artırmıştı. Şimdi daha bol gollü maçlar için bir önerimiz daha var: Neden galibiyete daha fazla puan vermiyoruz?
Türkiye’de resmi olarak ligin 60. sezonu oynanıyor. Bunun 29 tanesi iki puanlı sistemde oynandı, yani galibiyet iki puandı, beraberlikse bugünkü gibi bir puan. 1987-88 sezonunda ligimizde üç puanlı sisteme geçildi. Galibiyet ve beraberliğe verilen puan arasındaki farkın açılması, takımların kazanmak için oynamasını teşvik etti ve sonraki sezonlarda gol sayısı hep (öncesine göre) yüksek kaldı. Ligimizin sezonlara göre gol ortalamaları grafiği şöyle:
Üç puanlı sisteme geçişten önce oynanan 29 sezonda gol ortalaması 2.7’nin üzerine çıkmamış. Geçildikten sonra görülen en yüksek ortalama ise 2000-01 sezonundaki 3.3 gollük ortalama. Üç puanlı sisteme geçildikten sonra en düşük gol ortalaması 2006-07 sezonundaki 2.4 iken üç puanlı sisteme geçilmeden önce sonrasının en düşük ortalamasının (2.4) geçildiği sezon sayısı sadece iki.
Üç puanlı sisteme geçilmeden önceki maçların gol ortalaması 2.1, üç puanlı sisteme geçildikten sonraki maçların gol ortalaması 2.8. Bu, %36’lık bir artışa tekabül ediyor.
Üç puana geçilmesi, golsüz maç sayısını da belirgin olarak azaltmıştı. İki puanlı sistemde maçların yaklaşık %16’sı (yani yaklaşık 6 maçın 1’i) golsüz sonuçlanırken, sistem değiştikten sonra bu yüzde yaklaşık %8’e geriledi (yaklaşık 12 maçın 1’i). Değişiklik öncesi ve sonrası maçların toplam gol sayılarının yüzde dağılımı şöyle:
Sadece golsüz maçların oranının değil, toplam bir ve iki gol olan maçların oranının da azaldığını, üç, dört, beş, hatta altı, yedi gollü maçların oranlarının da önemli oranda arttığını görüyoruz.
İkiyken üç oldu, neden dört olmasın?
Liglerde üç puanlı sisteme geçiş zamanlamaları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte şu anda bütün ligler bu sisteme geçmiş durumda. Üç puanlı sisteme geçiş mutlaka bu geçiş süreçlerinde üzerinde bolca konuşulan, herhangi bir şeye çözüm olup olmayacağı tartışılan bir konu olmuştur. Bugünden geriye bakınca bu değişimin gol sayılarını olumlu şekilde etkilediğini söylemekte hiçbir sakınca yok. Bugün artık gol ortalamalarının iki buçuğun üzerinde gezindiği bir ortamda golsüzlükten şikayetçi olunacak ve değişim aranacak bir ortam oluşmuş mudur, bu kişiden kişiye değişebilir.
Galibiyet puanı doğrudan üçten dörde çıkartılabilir, beraberlik bir puanda bırakılır, bu sayede bir maçı “kaybetmemek”le “kazanmak” arasındaki fark ikiden üçe çıkmış olur. Zamanında gol sayısını arttıran şey de bu farkın birden ikiye çıkmasıydı sonuçta.
Galibiyet puanı üçte bırakılır ancak üç ve daha farklı galibiyetlere bir bonus puan verilebilir. Çok güçlü takımların zayıf takımlar karşısında zalimleşmesine yol açabileceği için bir miktar antipati doğurabilir ancak yine de o maçların da erken bitmesinin önüne geçilebilir.
Dört puanlı sisteme geçilip buna bir de İngiltere’nin alt seviye yerel kupalarından Checktrade Trophy’de uygulanan berabere biten maçların sonunda seri penaltı atışları kullanılması bir rutin uygulama olarak lige getirilebilir. Şu anda sözünü ettiğimiz bu kupada bir maç berabere bittiğinde iki takıme birer puan veriliyor ancak berabere biten maçların sonunda seri penaltı atışları oluyor ve penaltıları kazanan takım bir puan daha alıyor. Böylelikle berabere biten bir maçta penaltıları kaybeden takım bir, penaltıları kazanan takım iki puan alır, normal sürede kazanan dört puan alır ve bir puan çeşitliliği sağlanır.
Gollü maçları teşvik etmek için 0-0 biten maçlarda puan verilmemesi de zaman zaman dillendirilen önerilerden biridir. “Bazı 0-0 biten maçlar bol gollü maçlardan daha güzel olabiliyor” karşı savı ise bunun önünde duran en büyük engel. Yine de değerlendirmeye değer. (OPTA ANALİZ | Barış Gerçeker)
31 yıl önce Süper Lig’de üç puanlı sisteme geçilmesi, gol ortalamalarını belirgin ölçüde artırmıştı. Şimdi daha bol gollü maçlar için bir önerimiz daha var: Neden galibiyete daha fazla puan vermiyoruz?
Türkiye’de resmi olarak ligin 60. sezonu oynanıyor. Bunun 29 tanesi iki puanlı sistemde oynandı, yani galibiyet iki puandı, beraberlikse bugünkü gibi bir puan. 1987-88 sezonunda ligimizde üç puanlı sisteme geçildi. Galibiyet ve beraberliğe verilen puan arasındaki farkın açılması, takımların kazanmak için oynamasını teşvik etti ve sonraki sezonlarda gol sayısı hep (öncesine göre) yüksek kaldı. Ligimizin sezonlara göre gol ortalamaları grafiği şöyle:
Üç puanlı sisteme geçişten önce oynanan 29 sezonda gol ortalaması 2.7’nin üzerine çıkmamış. Geçildikten sonra görülen en yüksek ortalama ise 2000-01 sezonundaki 3.3 gollük ortalama. Üç puanlı sisteme geçildikten sonra en düşük gol ortalaması 2006-07 sezonundaki 2.4 iken üç puanlı sisteme geçilmeden önce sonrasının en düşük ortalamasının (2.4) geçildiği sezon sayısı sadece iki.
Üç puanlı sisteme geçilmeden önceki maçların gol ortalaması 2.1, üç puanlı sisteme geçildikten sonraki maçların gol ortalaması 2.8. Bu, %36’lık bir artışa tekabül ediyor.
Üç puana geçilmesi, golsüz maç sayısını da belirgin olarak azaltmıştı. İki puanlı sistemde maçların yaklaşık %16’sı (yani yaklaşık 6 maçın 1’i) golsüz sonuçlanırken, sistem değiştikten sonra bu yüzde yaklaşık %8’e geriledi (yaklaşık 12 maçın 1’i). Değişiklik öncesi ve sonrası maçların toplam gol sayılarının yüzde dağılımı şöyle:
Sadece golsüz maçların oranının değil, toplam bir ve iki gol olan maçların oranının da azaldığını, üç, dört, beş, hatta altı, yedi gollü maçların oranlarının da önemli oranda arttığını görüyoruz.
İkiyken üç oldu, neden dört olmasın?
Liglerde üç puanlı sisteme geçiş zamanlamaları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte şu anda bütün ligler bu sisteme geçmiş durumda. Üç puanlı sisteme geçiş mutlaka bu geçiş süreçlerinde üzerinde bolca konuşulan, herhangi bir şeye çözüm olup olmayacağı tartışılan bir konu olmuştur. Bugünden geriye bakınca bu değişimin gol sayılarını olumlu şekilde etkilediğini söylemekte hiçbir sakınca yok. Bugün artık gol ortalamalarının iki buçuğun üzerinde gezindiği bir ortamda golsüzlükten şikayetçi olunacak ve değişim aranacak bir ortam oluşmuş mudur, bu kişiden kişiye değişebilir.
Olur da böyle bir yola gidilecek olursa neler yapılabilir?
Galibiyet puanı doğrudan üçten dörde çıkartılabilir, beraberlik bir puanda bırakılır, bu sayede bir maçı “kaybetmemek”le “kazanmak” arasındaki fark ikiden üçe çıkmış olur. Zamanında gol sayısını arttıran şey de bu farkın birden ikiye çıkmasıydı sonuçta.
Galibiyet puanı üçte bırakılır ancak üç ve daha farklı galibiyetlere bir bonus puan verilebilir. Çok güçlü takımların zayıf takımlar karşısında zalimleşmesine yol açabileceği için bir miktar antipati doğurabilir ancak yine de o maçların da erken bitmesinin önüne geçilebilir.
Dört puanlı sisteme geçilip buna bir de İngiltere’nin alt seviye yerel kupalarından Checktrade Trophy’de uygulanan berabere biten maçların sonunda seri penaltı atışları kullanılması bir rutin uygulama olarak lige getirilebilir. Şu anda sözünü ettiğimiz bu kupada bir maç berabere bittiğinde iki takıme birer puan veriliyor ancak berabere biten maçların sonunda seri penaltı atışları oluyor ve penaltıları kazanan takım bir puan daha alıyor. Böylelikle berabere biten bir maçta penaltıları kaybeden takım bir, penaltıları kazanan takım iki puan alır, normal sürede kazanan dört puan alır ve bir puan çeşitliliği sağlanır.
Gollü maçları teşvik etmek için 0-0 biten maçlarda puan verilmemesi de zaman zaman dillendirilen önerilerden biridir. “Bazı 0-0 biten maçlar bol gollü maçlardan daha güzel olabiliyor” karşı savı ise bunun önünde duran en büyük engel. Yine de değerlendirmeye değer. (OPTA ANALİZ | Barış Gerçeker)