Son Sivasspor maçında yaşanan olaylar ve taraftarımızın gösterdiği haklı tepki üzerine medya ve o medyayı işine gelmediği vakit rakiplerimizin kuklası olarak suçlayan ultrAslan isimli taraftar grubunun benzer bir dil tutturması büyük Galatasaray taraftarının dikkatinden kaçmamaktadır. Bu konuyla ilgili Galatasaraylılar olarak aşağıda dile getirdiğimiz hususların hem söz edilen ilgili taraflar hem de bütün kamuyou tarafından dikkate alınmasını bir zorunluluk olarak görmekteyiz.
Sivasspor maçında futbol takımı oyuncularımızdan Burak Yılmaz'a karşı yapılan son derece demokratik tepki, kesinlikle bir maçlık tepki değildir. Özellikle Drogba'nın gidişiyle beraber her geçen gün eriyen oyuncu kalitemiz herkesin malumudur. Şampiyonluğun her zaman en büyük favorisi ve ülkemizi Avrupa futbolunun zirvesi olan Şampiyonlar Ligi'nde en çok temsil eden takım olan Galatasarayımızın özellikle santrafor mevkiinde yaşadığı kalitesizlikte yine futboldan anlayan herkesin hemfikir olacağı bir konudur. Bütün bu realiteler içerisinde son 2,5 sezondur ne zaman o mevkiye bir transfer gündeme gelse adı geçen 'malum' oyuncunun küsmemesi, yedek kalınca sorun çıkarabileceği varsayımı, aldığı paradan dolayı ilk 11 oynaması gerektiği gibi bahanelerle sabote edildiği açıktır. Bu sabotaja malesef eski teknik direktörlerimiz ve zannımızca bazı yöneticilerimiz de ortak olmuştur.
Bu renkler ve arma altında her zaman en iyileri, Metin Oktay, Tanju Çolak, Hakan Şükür, Jardel, Drogba, Baros, Ümit Karan, Nonda gibi sayısız büyük oyuncuyu izlemeye alışmış bir taraftarın içinden çıkan taraftar grubunun da ilk tepki vermesi gereken konunun, takımı bu hale getiren kimseler ve adı geçen oyuncunun bu duruma gelmemizdeki rolü olması gerektiğini düşünüyoruz. Bizi daha da şaşırtan ise 'doğru zamanda tepki' temasıyla yaptıkları açıklama ile son iki sezonu aşkın süredir dökülen Burak Yılmaz'ı savunan taraftar grubunun, Mancini gibi bir teknik direktörü henüz Galatasaray kariyerinin başında iken istifaya davet etmesi, diğer oyuncularımız Umut ve Jose Rodrgiuez ıslıklanırken veya da Hasan Şaş gibi bir efsaneye fiziki saldırı gerçekleşirken ortada görünmeyişleridir. Bu durumun sebebini, Burak Yılmaz'a olan özel düşkünlüklerinin nedenlerini duymayı merakla beklemekteyiz. Ayrıca yine bahsedilen olaylarda twit atmak aklına gelmeyen ancak Sivasspor maçı sonrası taraftarların büyük kısmını ayrıştıran açıklama yapan kulübümüzün sosyal medya yöneticisinin de aynı sorulara cevap vermesini talep etmekteyiz.
Son sözümüzde Galatasaray'ın adını anarken dahi rahatsızlıkları yüzlerinden okunan bir takım medya mensuplarına. Çok uzun süredir takımımızın başarılı dönemlerini üzülerek takip ettiğinizi biliyoruz. Özellikle 2013 ve 2014 yıllarında yakaladığımız uluslararası başarıların arkasında Muslera, Sneijder, Drogba gibi kaliteli yabancı oyuncuların olduğunu farkedip paniğe kapıldığınızın da farkındayız. Bu sebeple Almanya'da yetişen oyuncuları olmasa tepetaklak olmaya yüz tutmuş bir ülkenin kalitesi son derece düşük yerli oyuncularını Galatasaray formasıyla izletmeye zorlamak sizin önceliğiniz olmuş olabilir. Ancak sözde değil özde bağımsız düşünen, futbolu yakından takip eden, dünyayı bilen birey birey her Galatasaray taraftarı ekranlarda övdüğünüz bu kalitesizlerin o formayı milyon eurolar kazanarak giymesine ve üstüne üstlük bir de taraftara el kol hareketi yapmasına daha fazla müsade etmeyeceğini bilmenizi isteriz. Ne tribünde sizin art niyetli övgülerinizle gaza gelip aklı başında taraftara saldıran sözde bağımsız oluşumlar ne de bu oyuncuların Galatasaray'a ve uluslararası seviyede Türkiye'nin en büyük markası olan Galatasaray markasına verdikleri zararı görmeyen basiretsiz kulüp profesyonlleri bizi bu yoldan alıkoyamayacaktır.
Kamuyouna Saygıyla Duyurulur!
Sivasspor maçında futbol takımı oyuncularımızdan Burak Yılmaz'a karşı yapılan son derece demokratik tepki, kesinlikle bir maçlık tepki değildir. Özellikle Drogba'nın gidişiyle beraber her geçen gün eriyen oyuncu kalitemiz herkesin malumudur. Şampiyonluğun her zaman en büyük favorisi ve ülkemizi Avrupa futbolunun zirvesi olan Şampiyonlar Ligi'nde en çok temsil eden takım olan Galatasarayımızın özellikle santrafor mevkiinde yaşadığı kalitesizlikte yine futboldan anlayan herkesin hemfikir olacağı bir konudur. Bütün bu realiteler içerisinde son 2,5 sezondur ne zaman o mevkiye bir transfer gündeme gelse adı geçen 'malum' oyuncunun küsmemesi, yedek kalınca sorun çıkarabileceği varsayımı, aldığı paradan dolayı ilk 11 oynaması gerektiği gibi bahanelerle sabote edildiği açıktır. Bu sabotaja malesef eski teknik direktörlerimiz ve zannımızca bazı yöneticilerimiz de ortak olmuştur.
Bu renkler ve arma altında her zaman en iyileri, Metin Oktay, Tanju Çolak, Hakan Şükür, Jardel, Drogba, Baros, Ümit Karan, Nonda gibi sayısız büyük oyuncuyu izlemeye alışmış bir taraftarın içinden çıkan taraftar grubunun da ilk tepki vermesi gereken konunun, takımı bu hale getiren kimseler ve adı geçen oyuncunun bu duruma gelmemizdeki rolü olması gerektiğini düşünüyoruz. Bizi daha da şaşırtan ise 'doğru zamanda tepki' temasıyla yaptıkları açıklama ile son iki sezonu aşkın süredir dökülen Burak Yılmaz'ı savunan taraftar grubunun, Mancini gibi bir teknik direktörü henüz Galatasaray kariyerinin başında iken istifaya davet etmesi, diğer oyuncularımız Umut ve Jose Rodrgiuez ıslıklanırken veya da Hasan Şaş gibi bir efsaneye fiziki saldırı gerçekleşirken ortada görünmeyişleridir. Bu durumun sebebini, Burak Yılmaz'a olan özel düşkünlüklerinin nedenlerini duymayı merakla beklemekteyiz. Ayrıca yine bahsedilen olaylarda twit atmak aklına gelmeyen ancak Sivasspor maçı sonrası taraftarların büyük kısmını ayrıştıran açıklama yapan kulübümüzün sosyal medya yöneticisinin de aynı sorulara cevap vermesini talep etmekteyiz.
Son sözümüzde Galatasaray'ın adını anarken dahi rahatsızlıkları yüzlerinden okunan bir takım medya mensuplarına. Çok uzun süredir takımımızın başarılı dönemlerini üzülerek takip ettiğinizi biliyoruz. Özellikle 2013 ve 2014 yıllarında yakaladığımız uluslararası başarıların arkasında Muslera, Sneijder, Drogba gibi kaliteli yabancı oyuncuların olduğunu farkedip paniğe kapıldığınızın da farkındayız. Bu sebeple Almanya'da yetişen oyuncuları olmasa tepetaklak olmaya yüz tutmuş bir ülkenin kalitesi son derece düşük yerli oyuncularını Galatasaray formasıyla izletmeye zorlamak sizin önceliğiniz olmuş olabilir. Ancak sözde değil özde bağımsız düşünen, futbolu yakından takip eden, dünyayı bilen birey birey her Galatasaray taraftarı ekranlarda övdüğünüz bu kalitesizlerin o formayı milyon eurolar kazanarak giymesine ve üstüne üstlük bir de taraftara el kol hareketi yapmasına daha fazla müsade etmeyeceğini bilmenizi isteriz. Ne tribünde sizin art niyetli övgülerinizle gaza gelip aklı başında taraftara saldıran sözde bağımsız oluşumlar ne de bu oyuncuların Galatasaray'a ve uluslararası seviyede Türkiye'nin en büyük markası olan Galatasaray markasına verdikleri zararı görmeyen basiretsiz kulüp profesyonlleri bizi bu yoldan alıkoyamayacaktır.
Kamuyouna Saygıyla Duyurulur!
Son düzenleme:
