bir adamin inanci
vs
obur adamin inanci
en azindan bu kadarini biliyoruz. nihayetinde insan denilenin genelinde, "bilmiyorum kardesim" diyecek entelektuel durustluk, fazla gozlemlenen bir sey degil, bu durumu da herhalde bilincin evrimine iliskin bir hadise olarak ele almak tutarli olur.
peki sizce insan, kisisel tercihleri bir yana, yetileri itibariyle kendisini kavramsal olarak gelistirmekten, farkindalik ile korkularini yenmekten aciz bir varlik mi. forumca biraz irdeleyip, irfanimizi gelistirebiliriz umit ederim ki.
girizgah olarak nacizane gorusumu aktarayim;
evvela baris denilenin kaliciligini varliksal olarak mumkunatli gormemekteyim, nihayetinde insan denilen, subjektif tabanda bilmedigiyle var olur. dolayisiyla baris kendi icinde sey olarak evrensel bir taban olmaz, lakin iradi kanali ile sosyal tabanda karsilikli cikar temelinde yapilandirilir.
o halde edilen kavgayi, "zorunlu" (genetik), buradan dolayli da (insaninkini) ideolojik olarak nitelendirmekte bir beis yok. yani baris/uzlasi, temel olarak dogada bulunan bir sey degil. bu gerceklikten hareketle, insanin evrilen bilissel niteliklerini de goz onune alacak olursak, elimizde, kavgayi "zorunlu" ve "zorunsuz" olarak iki kanada ayirma secenegi kalmakta. insan turu haricinde kalan canlilarda, yasamsal kavga gozleniyor, zorunsuz (inancsal-iradi) kavga ise gozlenmiyor. peki, ideolojik inanclar ne kadar yasamsaldir, ya da yasamsal midir - at all.
son tahlilde
hayvanatta, "baris arayisi" yoktur, ama kimliksel catisma da yoktur.
demek ki "baris arayisi", insana ozgudur. iste bilincin evrimi.
daha ne diyebilir<---iz?
vs
obur adamin inanci
en azindan bu kadarini biliyoruz. nihayetinde insan denilenin genelinde, "bilmiyorum kardesim" diyecek entelektuel durustluk, fazla gozlemlenen bir sey degil, bu durumu da herhalde bilincin evrimine iliskin bir hadise olarak ele almak tutarli olur.
peki sizce insan, kisisel tercihleri bir yana, yetileri itibariyle kendisini kavramsal olarak gelistirmekten, farkindalik ile korkularini yenmekten aciz bir varlik mi. forumca biraz irdeleyip, irfanimizi gelistirebiliriz umit ederim ki.
girizgah olarak nacizane gorusumu aktarayim;
evvela baris denilenin kaliciligini varliksal olarak mumkunatli gormemekteyim, nihayetinde insan denilen, subjektif tabanda bilmedigiyle var olur. dolayisiyla baris kendi icinde sey olarak evrensel bir taban olmaz, lakin iradi kanali ile sosyal tabanda karsilikli cikar temelinde yapilandirilir.
o halde edilen kavgayi, "zorunlu" (genetik), buradan dolayli da (insaninkini) ideolojik olarak nitelendirmekte bir beis yok. yani baris/uzlasi, temel olarak dogada bulunan bir sey degil. bu gerceklikten hareketle, insanin evrilen bilissel niteliklerini de goz onune alacak olursak, elimizde, kavgayi "zorunlu" ve "zorunsuz" olarak iki kanada ayirma secenegi kalmakta. insan turu haricinde kalan canlilarda, yasamsal kavga gozleniyor, zorunsuz (inancsal-iradi) kavga ise gozlenmiyor. peki, ideolojik inanclar ne kadar yasamsaldir, ya da yasamsal midir - at all.
son tahlilde
hayvanatta, "baris arayisi" yoktur, ama kimliksel catisma da yoktur.
demek ki "baris arayisi", insana ozgudur. iste bilincin evrimi.
daha ne diyebilir<---iz?