Modern Futbolun Gelişimi - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Bu arada konu çok dağıldı da Klopp'un Liverpool'u Gegenpressing oynamıyor tam anlamıyla aksine belli noktalarda Guardiola'nın half space kavramını çokça kullanıyor Klopp zaten bu ikili bence birbirlerinden çok şey öğrendiler.



Bu dediğin elma ile armutu kıyaslamak yalnız. Evet sadece iyi oyuncular alarak şampiyon oldular liglerinde çünkü kendi liglerinde öyle sistem odaklı oynayan bir takım yoktu zaten o tarz bir rakip çıktığı anda da kaybettiler ligi bile. İngiltere'de hele de İspanya'da olsalardı şampiyon olabilirler miydi? Muamma.

Bir sistemleri, yapıları olmadığı için ŞL kazanamıyorlar, Ibra dönemi yarı finalleri harici de başarıları yok son 10 yılda en çok para harcayan kulüp olmalarına rağmen.
Tekrar vurgulayım sistem,disiplin önemli değil demiyorum ama o disiplini ve sistemi gerçekleştirmek için doğru oyuncularınızın olması lazım elinizde.

Tavuk etiyle sac kavurma yapılmaz.
 
Dünya Kupası'nda bütün takımlar eldeki malzemenin toplanmasıyla kuruluyor ve uzun süre çalışmıyorlar ki taktiksel bir şey oturtmak epey zor zaten. Yeteneğin ön plana çıkması normal yani.

Barca'yla kadroyu değiştirirsek tabii ki birçok şey fark eder. Ben oyuncuların önemi yok demiyorum ki. Ama Barça o oyuncu grubunu bizden daha verimli kullanır burada da sistem devreye giriyor. Sen sanki oyuncunun form durumu ve kalitesinden ibaret gibi konuştun ona tepki gösterdim. Taktik, matematik, oyuncu kalitesi ve yetenegi vs hepsi son derece önemli.

Ayrıca Güney Amerika, Balkanlar ve bizde de fazlasıyla seyirci potansiyeli var sonuçta. Evet ülkeler fakir ama futbol seviyesini yükseltememizin sebebi para değil ki sadece. 5 büyük lig kendi seyircisiyle bu noktalara gelmedi. Kaliteli futbolu Asya'ya, Amerika'ya satarak bu kadar kazanıyorlar.
Oyuncunun form durumu ve oyuncu profiline uygun dizilim işin temeli olduğunu düşünüyorum.Taktik ve dizilimde önemli benim tepkimde bu kadar matematikselleştirilmesine.
 
Oyuncunun form durumu ve oyuncu profiline uygun dizilim işin temeli olduğunu düşünüyorum.Taktik ve dizilimde önemli benim tepkimde bu kadar matematikselleştirilmesine.
Hangisi daha önemli hangisi işin temeli onun yorumunu yapacak kadar bilgim yok. Dediğin gibi de olabilir. Belki biri diğerinden daha önemli değildir. İkisi de fazlasıyla önemli yani kısaca..
 
İyi futbol iyi futbolcularla oynanır ama iyi sistemli takımlar oyuncuların ismi değişse de azami şekilde kayba uğrarlar. Türk futbolunda yakın zamanda Galatasaray'ın 2012-13, Beşiktaş'ın 2016-17 gibi kadrolar kuramayacağı ortada. Bugün bu takımların alışagelmiş bir sistemleri olsa yıllar içinde kadrodaki zayıflamalarına rağmen en azından istikrarlı oyunlarını sürdürürlerdi. Yoksa bundan daha 6 sezon önce Real'i 3'leyen takımın tarihin en kolay grubundan son maçla Uefa bileti alması, 3 sezon önce Türk futbol tarihinin ilk namağlup grup performansını gösteren Beşiktaş'ın Avrupa'nın 3. sınıf takımlarına karşı süzgeç olması bu takımların sadece oyuncu kalitesiyle ilerlediklerinin ve başarılarının günlük performansa bağlı olduğunun göstergesidir. Halbuki Fatih Terim'in 96-00 arası kurduğu takımın ekmeğini, oyuncu kayıplarına da rağmen 2 sezon daha, bilhassa Avrupa arenasında yemeye devam etti Galatasaray. Fatih Terim o dönem içinde de 2011-13 ve daha da belirgini son 2 sezondaki gibi günlük yerel başarıya odaklı takım planlaması yapsaydı Terim'den sonraki Lucescu dönemi de Terim'den sonraki Prandelli-Mancini'den farklı olmazdı. Fatih Terim'in 90 sonu operasyonu sayesinde Galatasaray ŞL'de 2 kez gruplardan çıkıp milli takım ülke tarihinde ilk kez 2 büyük turnuvaya üst üste katıldı.

Sistem dediğimizde işi karıştırmaya, büyük anlamlar çıkarmaya gerek yok. Sistem dediğimiz esasında bir kulübün hüviyetine yerleşen oyun ezberidir. Ajax-Barcelona-Bayern gibi takımlar tarihleri boyunca yüksek pas kalitesi ve daha önemlisi saha yerleşimiyle topa sahip olup oyunu rakip yarı sahada oynayan bir profil belirlemiştir. Jurgen Klopp takımları geçen sezon haricinde hemen her zaman en büyük rakipten zayıf kadroya sahip olduğundan yoğun pas oyunundan ziyade önde gegenle baskılı, kendi topla oynamaktan ziyade yüksek kondisyon ve doğru alan paylaşımıyla rakip takımı bozmaya yönelik, kontraya dayalı oyun planını tercih etmiştir. Fatih hoca tek kulvarda oynattığı 2011-12'nin Elmander takımı haricinde yakın zamandaki hiçbir görev süresinde takımın kimliğini belirleyen ve kendi imzasını taşıyan oyun stilini yerleştiremedi. Bunun Fatih Terim'in oyun tekniğindeki yetersizliği kadar 3. döneminde Ünal Aysal'ın dayattığı koşmayan yıldız takıntısının ve 4. döneminde kendi kurmadığı kadroyu sahiplenmesinin de payı var pek tabii. Ancak takımı 4. kez alalı 1.5 yıl, 3 transfer dönemi olmasına rağmen takıma bir kimlik kazandırma konusundaki ağır kanlılığı beni endişelendiriyor. Biz bir sistem belirlemeyip Fatih hocanın iyi oyuncuya dayalı bireysel performanslarına bağlı kaldığımız sürece iç sahayla deplasman, Türkiye'yle Avrupa performanslarımız da geceyle gündüz kadar farklılık göstermeye devam edecektir.

Bireysel performansa dayalı oyun en iyi ihtimal bir takımın tabanını yüksek tutar, iyi oturtulmuş bir sistemse tavanına ulaşmasına katkı sağlar.
 
İyi futbol iyi futbolcularla oynanır ama iyi sistemli takımlar oyuncuların ismi değişse de azami şekilde kayba uğrarlar. Türk futbolunda yakın zamanda Galatasaray'ın 2012-13, Beşiktaş'ın 2016-17 gibi kadrolar kuramayacağı ortada. Bugün bu takımların alışagelmiş bir sistemleri olsa yıllar içinde kadrodaki zayıflamalarına rağmen en azından istikrarlı oyunlarını sürdürürlerdi. Yoksa bundan daha 6 sezon önce Real'i 3'leyen takımın tarihin en kolay grubundan son maçla Uefa bileti alması, 3 sezon önce Türk futbol tarihinin ilk namağlup grup performansını gösteren Beşiktaş'ın Avrupa'nın 3. sınıf takımlarına karşı süzgeç olması bu takımların sadece oyuncu kalitesiyle ilerlediklerinin ve başarılarının günlük performansa bağlı olduğunun göstergesidir. Halbuki Fatih Terim'in 96-00 arası kurduğu takımın ekmeğini, oyuncu kayıplarına da rağmen 2 sezon daha, bilhassa Avrupa arenasında yemeye devam etti Galatasaray. Fatih Terim o dönem içinde de 2011-13 ve daha da belirgini son 2 sezondaki gibi günlük yerel başarıya odaklı takım planlaması yapsaydı Terim'den sonraki Lucescu dönemi de Terim'den sonraki Prandelli-Mancini'den farklı olmazdı. Fatih Terim'in 90 sonu operasyonu sayesinde Galatasaray ŞL'de 2 kez gruplardan çıkıp milli takım ülke tarihinde ilk kez 2 büyük turnuvaya üst üste katıldı.

Sistem dediğimizde işi karıştırmaya, büyük anlamlar çıkarmaya gerek yok. Sistem dediğimiz esasında bir kulübün hüviyetine yerleşen oyun ezberidir. Ajax-Barcelona-Bayern gibi takımlar tarihleri boyunca yüksek pas kalitesi ve daha önemlisi saha yerleşimiyle topa sahip olup oyunu rakip yarı sahada oynayan bir profil belirlemiştir. Jurgen Klopp takımları geçen sezon haricinde hemen her zaman en büyük rakipten zayıf kadroya sahip olduğundan yoğun pas oyunundan ziyade önde gegenle baskılı, kendi topla oynamaktan ziyade yüksek kondisyon ve doğru alan paylaşımıyla rakip takımı bozmaya yönelik, kontraya dayalı oyun planını tercih etmiştir. Fatih hoca tek kulvarda oynattığı 2011-12'nin Elmander takımı haricinde yakın zamandaki hiçbir görev süresinde takımın kimliğini belirleyen ve kendi imzasını taşıyan oyun stilini yerleştiremedi. Bunun Fatih Terim'in oyun tekniğindeki yetersizliği kadar 3. döneminde Ünal Aysal'ın dayattığı koşmayan yıldız takıntısının ve 4. döneminde kendi kurmadığı kadroyu sahiplenmesinin de payı var pek tabii. Ancak takımı 4. kez alalı 1.5 yıl, 3 transfer dönemi olmasına rağmen takıma bir kimlik kazandırma konusundaki ağır kanlılığı beni endişelendiriyor. Biz bir sistem belirlemeyip Fatih hocanın iyi oyuncuya dayalı bireysel performanslarına bağlı kaldığımız sürece iç sahayla deplasman, Türkiye'yle Avrupa performanslarımız da geceyle gündüz kadar farklılık göstermeye devam edecektir.

Bireysel performansa dayalı oyun en iyi ihtimal bir takımın tabanını yüksek tutar, iyi oturtulmuş bir sistemse tavanına ulaşmasına katkı sağlar.
Başkanların ve yönetimlerin sürekli olarak iş adamlarından oluşması ülkemizin en temel yarası. Federasyon başkanı da keza.

Liyakat olmadığı gibi iş dünyasının kokuşmuşluğunu da futbolun içine sokup başarısızlıklarını, hakkıyla alınmış başarılara bok atarak gidermeye çalışan zihniyetin olduğu ortamda hocaların bir yapı kurabilmesi çok zor.

Cruyff bu konuya yaklaşık 15 yıl önce dikkat çekmeye başlayarak sanırım 2010dan itibaren Ajax yönetim kurullarına eski futbolcuları ve bu konuyla ilgili profesyonellerin sokulmasını sağlayan bir tüzüğün eklenmesini sağladı, özellikle Ajaxın son 4 yıldaki gelişimi incelenirse ki bu yapı yerleşeli de sanırım 6 yıl oldu, neleri değiştirdikleri gözlemlenebilir.

Bahsettiğin kulüp kültürü ile sistem hocalarının etkileri de bağdaştırılamaz ama, Pep ve Guardiola belki de sistem kültürü olmayan takımlara bir sistem getirdiler bunu illa tepede görmeye gerek yok Pochettino da yaptı bunu Sarri de, Almanya'daki akademi çıkışlı çoğu hoca da yapmaya çalışıyor Favre ve Nagelsman gibi. Bu hocalar takımlarında ne kadar uzun süre kalırsa ve kulüp hocaları ne kadar dinlerse bu bir kültür oluşturacaktır.

İşin diğer tarafındaki alt yapı temelli sistem olayı için ise çok daha uzun yıllara ihtiyaç var bence bu konuda da Barcelona ve Bayern dışında bir takım yok Dünya'da.
 
futbol artık tamamiyle spacing

6-7 dönüm araziyi 10 futbolcu bir kaleciyle doğru zamanlamayla doğru kullanırsan başarılı olursun

nice yetenekler topla buluşamadan maçı bitirir iyi spacingi olan bir takıma karşı , buna en iyi örnek atletico madrid muhtemelen


GSCimbom Forum kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
futbol artık tamamiyle spacing

6-7 dönüm araziyi 10 futbolcu bir kaleciyle doğru zamanlamayla doğru kullanırsan başarılı olursun

nice yetenekler topla buluşamadan maçı bitirir iyi spacingi olan bir takıma karşı , buna en iyi örnek atletico madrid muhtemelen


GSCimbom Forum kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
En iyisi Atletico en iyisi olmalarının temel sebebi de 10 yıldır aynı hocayla çalışmaları.

Takımca hareket etmey çok iyi beceriyorlar, ne oyuncular geldi gitti ama belirli bir çizginin altına hiç inmediler.
 
futbolun taktik olmadığını söyleyen üyeleri barındırılmaması gereken konu

değil takım bireysel oyuncular üzerinden bile futbolun nasıl bir taktik oyunu olduğunu görebilirsiniz.

buna en iyi örnek olarak kişisel görüşüm. xavi'dir.
 
Üst Alt