Nostalji: 2000-2001 Sezonu Şampiyonlar Ligi Serüvenimiz! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Nostalji: 2000-2001 Sezonu Şampiyonlar Ligi Serüvenimiz!


540726faf97adb145ccf93fe.jpg


Bir önce ki sezon kazanabileceği bütün kupaları kazanan Galatasaray, 4 sezonluk şampiyonluk serisinin üzerine bir de UEFA ve Süper Kupa ekleyerek, üst üste 4. ,toplamda ise 6.kez Şampiyonlar Ligi play-off turu için vize alıyordu.

Kulüp 88-89 sezonundan beri zaman zaman sekteye uğrasa da uluslararası arena da ki ilerleyişinin, ve artan tecrübesinin nihayet meyvesini almış, kurucusunun daha 95 yıl önce kendilerine misyon edindiği ''Türk olmayan takımları yenmek'' vizyonunu ortaya koymuştu.
Dile kolay, aslında 16 yıllık bir birikimin sonucuydu gelen başarı ve artık bundan sonrası için hedef de belliydi. Kazanılmayan tek ve en büyük kupayı, KUPA-1'i de bu ülkeye getirmek...

Hedef zorluydu, ve sportif açıdan oldukça başarılı gidişata rağmen, başarmak için bugüne kadar bir türlü gerçekleştirilemeyen finansal dönüşüm ve kapital futbol ekonomisine entegrasyon da şarttı.

YENİ SEZON ÖNCESİ İKİ DARBE: Terim ve Şükür'ün Ayrılışı

Hedefler büyüktü büyük olmasına da, takım daha henüz mevsim başında çok önemli iki isminden gelen şok haberler ile sarsıldı. Son yıllarda ki başarının en büyük mimarlarından olarak gösterilen Fatih Terim ve Hakan Şükür ikilisi türlü spekülasyonları da artlarında bırakarak İtalya yolunu tutmuşlardı.

O günleri hatırlayanlar bilir, bu iki isimle de taraftar arasında öyle müthiş bir sevgi bağı vardı ki bugün bile hala bu ayrılıkların zamansızlığına yanan pek çok taraftar da bulabilirsiniz. Gerçi aradan geçen zamanda her iki isim de tekrar döndüler ama, kimi taraftar için hiç bir zaman o dönem ki saf sevgiye dayanan duygular bir daha hiç hissedilemedi her iki isme de...

YENİ SİSTEM, SANSASYON YARATAN JARDEL TRANSFERİ, ELEŞTİRİLER, VE SÜPER KUPA

Giden iki isim kulüp tarihinde çok önemli iki figür olunca sezon öncesine de belirsizlik hakimdi. Bir taraftan gelen başarılara rağmen kulüpte ekonomik açıdan yeterli ilerlemenin kaydedilemediğini söyleyerek yönetime muhalif kanattan gelen eleştiriler, Terim'in boşluğunu doldurmak üzere getirilen Lucescu'nun onun boşluğunu doldurup dolduramayacağı söylentileri, ve Hakan Şükür yerine alınan Jardel'in özel hayatına ve maliyetine yönelik eleştiriler altında sezon başlayacaktı.

Eleştirilerin dozunun tam da arttığı dönemde kulüp tarihinin en büyük 2. başarısı olarak gösterilebilecek Süper Kupa zaferinin gelmesi, ve zaferin de Jardel'in attığı 2 gol ile gelmesi ortalığı yatıştırmıştı yatırmasına da çok değil 3-4 ay sonra kutsal ittifak medyası, ve Galatasaray içinde ki dinamikler kulübü baltalayacaktı tekrar.
136334911750720.jpg


25 Ağustos 2000 Real Madrid zaferi sonrası kupa töreninde bir kare


MACERA BAŞLIYOR: HEDEF GRUPTAN ÇIKMAK

Avrupa'da son yıllarda kazanılan zaferler sonrasında kulüp artık Avrupa Fatihi ünvanı ile özdeşleşmişti. Ancak buna rağmen bugüne kadar hala CL gruplarından çıkamamıştık.

Önce ki sezonlarda elde edilen başarılar neticesinde artık 2.torbaya çıkmıştık. Doğal olarak geçmiş sezonlara nazaran daha kolay bir kura çekmemiz bekleniyordu ki öyle de oldu. Kura sonucunda, 1. torbadan Monaco, 3. torbadan Rangers, ve grupta büyük sürpriz yapacak olan Avusturya ekibi Strum Graz ile eşleştik.Grupta ilk maçımız kağıt üzerinde en güçlü rakibimiz olması beklenen Monaco ile idi. Çok değil 3 sezon sonra Şampiyonlar Ligi'nde final oynayacak olan Monaco kadrosunda daha sonra bizimle yolu kesişecek Shabani Nonda, ve 2006'da Rijkaard'lı Barcelona ile bir başka eski dost Arsenal'in elinden kupa alan kadronun önemli isimlerinden biri olacak Giuly rakip kadronun dikkat çeken isimleriydi.

İlk maçlarda o güne kadar hiç kazanamayan bir Galatasaray'da düşünüldüğünde maçın zor geçmesi bekleniyordu ki beklendiği gibi de oldu. Hagi'nin bugün bile hatırlanan efsane bir uzun metraj golünün de olduğu bu maçı, ilk yarısı iyi 2.yarısı sıkıntılı geçen bir oyunun ardından Capone'nin attığı golle 3-2 kazanarak zor da olsa galibiyetle başlamıştık gruplara...

Ancak daha henüz 2.maçtan şoku yaşayacaktık. Grubun mütevazi ekibi olarak dikkat çeken Strum Graz herkesi şaşırtan bir performans ile takımımızı 3-0 ile İstanbul'a gönderdiğinde eleştiriler yine artıyordu.


Artık Rangers ile oynanacak 3. ve 4. maçlar çok büyük önem kazanmıştı.

3.maçta bu kez sahne sırası Jardel ve Hakan Ünsal'da idi. Hakan Ünsal en az Beşilktaş'a attığı efsane vole golü kadar bugün bile yad edilen bir ayak dışı aşırtma golü de kaydettiği, ve Jardel'in ceza sahasına uzak mesafeden kaydettiği enteresan rahatlıkta ki vuruş becerili golleri maçtan akıllarda kalan 2 önemli enstante denebilir.
1bb6af18c-1.jpg


Hakan Ünsal'ın Rangers'a attığı spektaküler gol sonrası futbolcularımızın sevinci görülmeye değer

4.maç ise beklendiği gibi zorlu geçti, genel olarak Glasgow'un baskılı oynadığı maçta altın değerinde denebilecek bir puan belki de bize gruptan vizeyi de veriyordu.

Hatırlanmak istenmeyecek bir 5. maç performansı gösterdiğimiz Monaco, ve son 5 dakikasında karşılıklı top çevirmek zorunda kaldığımız Strum Graz maçı, her ne kadar eleştiri alsa da belki de bu maç sayesinde ilk defa gruptan çıkma başarısını da gösterdik.

YİNE MİLAN YİNE ZAFER

Tarihimizde ilk defa yükseldiğimiz ikinci tur da rakiplerimiz Milan, son İspanya şampiyonu Djalminha'lı Deportivo, ve Ronaldinho'lu PSG olmuştu.

Grup kağıt üzerinde çok zor değil gibi gözükse de bir önce ki sezondan bizle hesabı olan Milan,ve o yılların en formda ekiplerinden biri olan Deportivo taş gibi takımlardı.

Grupta ilk maç İtalyan devi Milan ile idi.

Maça tutuk başlayan taraf Milan olunca, ilk yarısında saha da bir Hasan Şaş resitalinin olduğu ilk yarıda fırtına gibi esen takımımız 2-0'ı buldu. Ancak 2.yarıya baskı ile başlayan takım bu kez Milan'dı.Taffarel'in yokluğunda kalede oynayan Kerem Inan'ın onu aratan performansı, ikinci yarıda skoru koruma refkleksi ile geri çekilişimiz ile maçta beraberliğe razı olduk ama 1 puan da kötü sayılmazdı.

2.maçta ise rakibimiz Paris Saint Germain'di. Maçta skor olarak zorlansak da sağlam bir oyun ve Ümit'in penaltıdan attığı gol ile 1-0'lık galibiyeti elde edn taraftık.

Bu galibiyet sonrası bana göre grupta ki en iyi takım olan Deportivo ile ardı ardına iki maç oynayacaktık. Ki muhtemelen grupta oyun olarak en çok zorlandığımız 2 maçta o maçlardır.

İlk maçı Suat'ın erken golünün avantajını koruyarak 1-0 kazandık, ama Ali Samiyen'de yıllar sonra bir takım bize bu kadar baskılı oynamıştı. İkinci maç ise 2.turda ki en kötü performanslarımızdan biriydi ve o performans ile doğru orantılı olarak 2-0 kaybettik. O 2 maçtan aklımda kalan Makaay ve Djalminha'nın kusursuz performansları oldu...

4 maç sonunda grupta 7 puan'da idik, ve çıkmak için tek yapmamız gereken Milan'ı bir kez daha yenmekti. Milan ile son 2 yıl içinde oynadığımız maçlarda psikolojik olarak üstünlüğümüz vardı ve bir kez daha kaderimiz, ve bir ilki başarmak için rakibimiz aynıydı.

Maçın zorlu geçmesi bekleniyordu, ama Hagi'nin resital sunacağı maçı, çok iyi bir oyunla 2-0 kazanan taraf olduk ve tarihimizde ilk defa çeyrek finale, hem de daha 5.maçlar sonunda bir ilke imza attık.

İşte o tarihi maçın özeti: Yine Sabri Ugan ve Yine bir CL Klasiği

Galatasaray vs AC Milan 2- | 21.3.7| - YouTube

KAÇAN FIRSAT, ÇEYREK FİNAL, YİNE REAL, BU KEZ VEDA

5 maçlar sonunda gruptan çıkmayı garantilemiştik, ancak bugün bile hala üzüldüğüm bir 6.maç hala oynanmamıştı. 5.maçta PSG'yi kendi sahasında ağırlayan Deportivo, 3-0 geriye düştüğü maçta PSG'yi son dakikalarda attığı gol ile 4-3 yenerek işleri karıştırmıştı. Ah keşke berabere bitseydi diyecektik, ya da o son maçı daha fazla önemseseydik.

Bugün bile hala anlam veremediğim motivasyon kaybı ve yedek ağırlıklı bir kadro ile çıktığımız PSG maçını kötü bir oyunla 2-0 kaybettik ve 1 puanın bile bize liderliği getireceği grupta 2.liğe razı olduk, ve belki de kaderimize de.

Bir sonra ki turda rakibimiz belli olacaktı, ve biz kaçan liderlik yüzünden bir önce ki sezon finale giden yolda elediğimiz Leeds ile eşleşecekken gidip Real'e düşmüştük.

Real Madrid'i çok değil 8 ay önce yenmiştik ama bu sefer farklıydı. Arena Kupa 1'di, ve maç tarafsız saha da final motivasyonu ile değil çift maçlı oynanacaktı.

article-2302867-003FD34200000258-415_634x423.jpg


Jardel Real Madrid'e attığı gol sonrası sevinirken

733593-9347685-640-360.jpg


2-0'dan 3-2'ye dönen maç sonrası şaşkınlığını gizleyemen Roberto Carlos

Her ne kadar 2-0'dan 3-2'ye efsane bir maç ile tadı damağımızda kalan bir tur oynasak da ikinci maçta kötü bir oyun ile 3-0 kaybederek elendik ve belki de bir daha hiç bir zaman o kadar güçlü olamayacak bir kadronun son fırsatını da kaçırmış olduk. Kim bilir belki de bir kupa daha vardı ucunda maceranın?

Bu senenin ardından tam 11 sene Şampiyonlar Ligi'nde Çeyrek Final göremediğimiz düşünüldüğünde 84'te temeli atılan yürüyüşün zaman içinde yanlış politakalar ile ne denli sekteye ve erozyona uğradığı gerçeği de yanımıza kaldı...

Bir sonra ki Çeyrek Final'i o kadar beklememek arzusu ile...

GSC Nostalji

GSC Haber
 
Son düzenleme:
galatasaray_34356.jpg


Tabi bir de o dönemden kalan bu geyik var.

Her ne kadar sonra çok da mühim bir sıralama olmadığı ortaya çıksa da, çocuk aklımızla Real'den kendimizi güçlü görmemizi sağlayan, bir tablodur bu da. :D

Şimdi Türk Medyası'nın Fenerbahçe'leri başarılı olup bizi geçmediği durumlarda hatırlattığı bile yok.
 
Bu sezon bizim yaşadığımızı 2007-2008'de Fener yaşadı.Biz de ŞL'de çeyrek final oynayıp,ligde Fener'e geçilip,kupada da Fener'e elenmiştik.Onlar da ŞL'de çeyrek final oynayıp,ligde bize geçilip kupada da bize elenmişlerdi.2008'i tercih ederim.
 
Şimdi yaşı 18 ve altı olanlar için ilk çıktığımız grup Uefa grubu gibi gelebilir ama o zamanki Monaco şimdiki Dortmund gibi birşeydi kadrosunu ezbere sayıyordum... Zaten 2-3 sene içersinde kadrosunun çoğu Barca'ya gitti ve Barca efsanesini oluşturdu.. Marquez,Abidal,Christanval ve Guily.. Ha birde Riise vardı 20 yaşlarında falandı ilk CL maçını oynamıştı 3-2'lik maçta..
Sturm graz büyük sürpriz yapmıştı deplasmanda 2 maçta 5-0 yenilip 10 puanla grubu 1. bitirmişti..
Hasan Şaş'ın Milan'a attığı kafa yine unutulmazlardan biridir..Djalminha,Valeron,Tristan,Makaay,Naybet Deportivo'nun aklımda kalan oyuncuları 2-0'lık maçta Ahmet Yıldırım'ın yaptırdığı saçma sapan penaltıyı da unutmam mümkün değildir. :) 2-0'dan gelip 3-2 yendiğimiz Real maçınında tadı farklıdır..
 
Okuması bile keyifliydi.Ne günlerdi be anıları bile güzel.Birde şimdiki takıma bak insanı sinir hastası etmekten başka bir işe yaradıkları yok.
 
Üst Alt