Ölmek Üzere Olan İnsanların En Çok Dile Getirdiği 5 Pişmanlık | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Ölmek Üzere Olan İnsanların En Çok Dile Getirdiği 5 Pişmanlık


bronnie-ware-1.jpg


Avusturyalı Bronnie Ware ölmek üzere olan insanların son 12 haftasını geçirdiği palyatif bakım ünitesinde birkaç yıl çalışmış bir hemşire. Ware’in bu zaman zarfında yaşadığı önemli deneyim, ona, insanların ölmeden önce nasıl da benzer pişmanlıklardan bahsettiğini göstermiş.

Ware yaşadıklarını, öğrendiklerini “The Top Five Regrets of Dying” (Ölüm Pişmanlıklarının İlk Beşi) adlı kitabında toplamış. Buna göre ölmek üzere olan insanlar en çok bu beş pişmanlıktan söz ediyor:

1. “Keşke başkalarının benden beklediği hayatı yaşamak yerine kendime göre doğru olan bir hayat yaşama cesaretim olsaydı.”


Tüm pişmanlıklar arasında en çok söyleneni buydu. İnsanlar hayatlarının neredeyse bitmiş olduğunu fark ettiklerinde ve dönüp arkaya baktıklarında ne kadar çok hayalin gerçekleştirilmemiş olduğunu görüyorlar. Pek çok insan hayallerinin yarısını dahi gerçekleştirmemiş halde ve bunun yaptıkları veya yapmadıkları seçimler nedeniyle böyle olduğunu bilerek ölüyor.

2. “Keşke o kadar çok çalışmasaydım.”

Bu hemşireliğini yaptığım her erkek hastanın söylediği bir şey. Çocuklarının küçüklüğünü ve eşlerinin arkadaşlığını kaçırmış oluyorlardı. Kadınların da bunu söylediği oluyor fakat eski bir jenerasyondan gelmeleri sebebiyle çoğu kadın evin geçimini sağlayan kişi olmuyor.

3. “Keşke duygularımı ifade etme cesaretim olsaydı.”


Diğer insanlarla arasındaki huzuru bozmamak için çoğu insan duygularını bastırmış oluyor. Bu nedenle vasat bir varoluş içinde hiçbir zaman gerçekten olabilecekleri kişi olamıyorlar. Çoğu da işte bunun sonucunda gelen kızgınlık ve küskünlük sebebiyle hastalanmıştı.

4. “Keşke arkadaşlarımla iletişim halinde kalsaydım.”

İnsanlar ölmek üzere oldukları bu son haftalar gelene kadar eski arkadaşlarının değerininin farkına varmıyorlar. Son günlerinde ise onları bulmak her zaman kolay olmuyor. Arkadaşlıklarına hak ettiği zamanı ve değeri vermemekten kaynaklanan pek çok pişmanlık vardı. Herkes ölürken arkadaşlarını özlerdi.

5. “Keşke daha mutlu olmama izin verseydim.”


Şaşırtıcı şekilde bu çok söylenen bir pişmanlık. Sona gelene kadar çoğu mutluluğun bir seçim olduğunu fark etmiyordu. Eski davranış biçimlerine ve kalıplara sıkışıp kalmış oluyorlardı. Değişim korkusu hem etrafındakilerine hem de kendilerine “mutluymuş gibi” davranmalarına sebep oluyordu. Ama içlerinde gerçekten gülebilmenin ve aptallıklar da yapabilmenin özlemi vardı.

Olmek uzere olan insanların en cok dile getirdiği 5 pişmanlık | N'olmuş?
 
Bu beş pişmanlığın ortak noktası toplumun bize verdiği rolleri oynuyor zorunda olduğumuzu gösteriyor.


GSCimbom Forum kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
:dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited::dispirited:
 
Son düzenleme:
3. “Keşke duygularımı ifade etme cesaretim olsaydı.”

Diğer insanlarla arasındaki huzuru bozmamak için çoğu insan duygularını bastırmış oluyor. Bu nedenle vasat bir varoluş içinde hiçbir zaman gerçekten olabilecekleri kişi olamıyorlar. Çoğu da işte bunun sonucunda gelen kızgınlık ve küskünlük sebebiyle hastalanmıştı.

ben bunu 1-2 senedir yapmaya calisiyorum az biraz faydasini gördüm
samimi sekilde duygularimi ifade etmeye calisirim hep
isin sonunda yine yalniz kaliyor muyuz? evet ama en azindan icimde bir pismanlik kalmiyor
 
özellikle birisinden hoslaniyorsaniz veya ilginizi cekiyorsa gidin kiza acilin
ilerde cidden pisman olursunuz geriye dönüp baktiginizda
ben gecen sene iki kere yaptim bunu ayak üstü acilmayi yani
biri hayir dedi digeri evet
normalinde bir kizla iletisim haline girersem bunu whatsapp veya facebook üzeri yapardim
ama böyle yüz yüze daha iyi oluyormus onu anladim biraz gec de olsa :asd:
tabii hep icinde bir korku oluyor göte gelebilir miyim diye
ama en fazla hayir diyorlar kibar bir sekilde bir teklif götürürseniz
 
baskani severim..
ama 37:50 - 38:15 arasi gozumde cok kuculdu.. yalan soyledigini ve birseyleri gizledigini, ya da terimle arasindaki hikayeyi carpitarak anlattigini vucut hareketlerinden okudum.
gozunu ersinden yere kacirmasi, suya tutunmasi, sonra onu acikken onunu kapama ihtiyacini hissetmesi. bunlar hep submisive vucut hareketleri. dursun hakkinda konusurken cok sakin. ama terim olaylarini anlatirken vucut hareketleri degisiyor baskanin. nefes alip verimi bile degisiyor. olmadi baskan


https://www.youtube.com/watch?v=Ltm1bTnlRQI
 
“Keşke başkalarının benden beklediği hayatı yaşamak yerine kendime göre doğru olan bir hayat yaşama cesaretim olsaydı.”


Ulan :'(
 
Üst Alt