Cevap: Rakip Analizi | 4. Hafta | Eskişehirspor
öncelikle kendi sahamızda oynadığımız her maçın favorisi biziz. burada söylenenlerin eskişehir maçının zorlu geçeceğidir. tamam takımımız tam olarak oturmadı. hala eksikliklerimiz var. ama bariz hakem hatalarını görmezden gelmek yanlış olur. İki maçtan bahsediyoruz ard arda oynanan ve hakemlerinin aynı olduğu. kalecinin yanında bizim defans oyuncumuz varken yani bariz gol şansı yokken ortada verilen bir kırmızı kart var. şayet bu kartın rengi kırmızı ise kayseri maçında yapılan hareketlerden doğacak kırmızı kart sayısı en az 3 tür. aynı hakemin göz göre göre 2 tane penaltı çalmamasıda ayrı ilginç bir durum oluşturmakta. senin oyuncunu yere indirirler hakem devam kararı verir. ama rakip oyuncuya en ufak bir temasta faul düdüğü çalınırsa oyuncuyu da seyirciyi de galyana getirmiş olursun. federasyonun rengi ortada. Şimdi bütün bunlar olurken taraftarın hakemlerden korkmasının fazla eleştirilmemesi gerekiyor. sen istediğin gibi kanat oyunu oyna ileride pres yap topu kap rajip oyuncu seni devirsin ve hakem buna sesini çıkartmasın bir yararı olmaz.
bu günkü tek korkum kale. saçma sapan bir gol yemez ise kaleci maçı biz kazanırız. kendi seyircimiz önünde oynayacağımız maçlardan yana korkum yok çok şükür. ancak hakem hatalarını boşverin demek olayları görmezden gelmek büyük bir hata olur bizim için. bu ülkede kim sessiz kalırsa o eziliyor. bu arada Karabük ve Kayseri maçında hakemlerin yaptığına hata demek olaylara çok çok iyimser gözlükle bakmaktır.
Kesinlikle katılmıyorum. Fenerbahçenin maçlarını konuşmak çok anlamsız ancak kayseri maçında ilk pozisyon net çarpma 2. si penaltı. Manisa maçında 1 gol 1 penaltıları yendi. Oluyor bunlar. Musleranın pozisyonunda kırmızı-sarı tartışması yapmayacağım. Hakem hareketin sertliğinden ötürü de kırmızı vermiş olabilir. Ancak orda diyeceğim tek birşey var oda şu: kaleci eğer çıkma kararı verdiyse, topa müdahale edecek! İBB ve Karabük maçlarında muslera takım düzenini tamamen bozdu kabul. Ancak benim üstüme basa basa söylediğim şey şu; manisada 10 kişi kaldı 1-0 gerideyken ancak bizim kadar anlamsız bir futbol oynamadı.
Tekrar ediyorum ceza sahası etkinliğimiz 0. Yazıyla: sıfır. Gollerimiz penaltı ve uzaktan şut. Baros ve Sercan gibi iki adama elmander destekcin var. Selçuk, Melo, Reira'n var. Kazım'ın var. Bu oyuncularla bir maçta en az ama EN AZ 3 pozisyona girmen gerekiyor. Giremiyoruz.
Duran top etkinliklerimiz çok kötü. Gökhan Zan'a bir parantez açmak istiyorum. Tam anlamıyla 0 bir futbolcu. Bizim artık şu kaleci degajlarından kurtulmamız ve defansdan top çıkarmaya başlamamız gerek. Futbol oynamış biri olarak şunu söyleyebilirim, eğer orta saha oyuncuların kafa toplarında EZİCİ üstün değillerse rakibe karşı, degajla çıkmanın hiç bir anlamı yok. Vurursun duvara çarpar geri döner.
Orta sahada ve ilerde top tutamıyoruz. Bu da rakibin sık aralıklarla defansımıza ve arkasına koşu yapmasına sebebiyet veriyor, defans aşırı yoruluyor.
Özetle en büyük problem hücumdaki organizasyon eksikliği. Terim'e kesinlikle katılmıyorum. Baros, Elmander ve Sercan 3lüsü bugün Fenerin'de TS'nin de Bursa'nında forvet hattından daha iyiler. Bunu kullanamıyorsak kendimizde aramalıyız hatayı. Yeni transferler çözüm değil.
Bana göre şu takımda sadece 2 oyuncu transferine ihtiyaç var: Gökhan Zan'ın yerine bir stoper (Egemen alınabilirdi), Baltanın yerine orta açmasını ve top saklamasını bilen bir sol bek.
Bir şeyi daha tekrarlıym; Eğer karabükü yenemiyorsan kırmızı kartı bahane olarak kullanmamalısın. Eğer eskişehir maçı öncesi çekiniyorsak, bahanemiz olmamalı. Takım iyi değil.
ÖZET: Hakemin, Rakibin konuşulduğu Galatasaray forumunda net bir gerçeklik gün yüzüne çıkar: Takım iyi oynamıyor demektir! Unutma, 97-2002 arası ne hakem umursadık, ne rakip!