Şiirler - Sayfa 4 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Şiirler


Cevap: Şiirler



6 Haziran geçti ve ben bu şiiri nasıl oldu da koymadım.:(:(:(



Ümit Yaşar Oğuzcan 'ın öz oğlunun intiharından sonra yazdığı şiirdir...



6 Haziran 1973

Pırıl pırıl bir yaz günüydü

Aydınlıktı, güzeldi dünya

Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden

Kendini bir anda bıraktı boşluğa

Ömrünün baharında

Bütün umutlarıyla birlikte

Paramparça oldu

Bu adam benim oğlumdu...



Gencecikti Vedat

Işıl ışıldı gözleri

İçi

Bütün insanlar için sevgiyle doluydu

Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa

Kendini bir anda bıraktı boşluğa

Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün

Zaman durdu

Bir adam düştü Galata Kulesi’nden

Bu adam benim oğlumdu



“Açarken ufkunda güller alevden”

Çıktı, her günkü gibi gülerek evden

Kimseye belli etmedi içindeki yangını

Yürüdü, kendinden emin

Sonsuzluğa doğru

Galata Kulesi’nde bekliyordu ecel

Bir fincan kahve, bir kadeh konyak

Ölüm yolcusunun son arzusu buydu

Bir adam düştü Galata Kulesi’nden

Bu adam benim oğlumdu



Küçüktü bir zaman

Kucağıma alır ninniler söylerdim ona

“Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”

Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat



6 Haziran 1973

Galata Kulesi’nden bir adam attı kendini

Bu nankör insanlara

Bu kalleş dünyaya inat

Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona

“Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat”...



Ümit Yaşar OĞUZCAN
 
Cevap: Şiirler



Biz Seninle Böyle Ayrıldık...







Bir rüzgar esti ve ayrıldık...

Savurdu seni en erişilmeze,

Aramaya çalıştım kaybettim izini,uzaktık...

Kattın beni de mazine...

Etmediğim bir dua,dönmen için hiçbir ihtimal kalmadı,

Hafif esen bir rüzgarda bile gitgide yokoluyorsun gökyüzünde,

Bu gönül senden sonra bir adım yol almadı,

Ve artık ses tonun bile yabancı bende...



Savrulan sevdamıza günler eklendi

Bu yürek sensiz de bir ömür beklerdi

Aşkımıza satırlar değil yıllar yetmezdi

istemediğim bu suskunluğa bile öfkem dinmezdi



Gururumu gömdüm yüreğime

Çünkü öyle bir aşktı sürmeliydi bu ölesiye

Sen durma yaşa aşkları hep veresiye

Belki bir tiyatro oyunu kadar güzeldir,

Kaçırma yetiş en son aşk oyunlarının son perdesine



Şimdi neşemi gitarımın notasında,

Hüznü her rüzgar soğukluğunda mı aramalıyım...

Söylesene...

Sensizliğe mi,hain rüzgarlara mı yanmalıyım...



Yumdum gözlerimi sakin bir derinlikteyim

Özlemekteyim seni senle var olan herşeyi

Bir an gitmekteyim sanki

Buluşana dek ağlayan gözlerime seni çizmekteyim

İşte o sensizlikte

Yine yumdum gözlerimi bu defa sendeyim

Farklı bir tümceyim

Anlamını bilmediğin bir şeyim işte

Bıçak sırtında yaşıyorum bilmiyorsun,

Arta kalanın gül kokun değil,dikenlerin...

Özledikçe kanıyorum anlamıyorsun,

Her gece efkarımı tetikleyen bir silah değil,kurşun gözlerin...!



Her gece dikenler batıyor kalbime

Acıtıyor her yanımı

Sensizliğim kanıyor sensizliğim acıyor

Günler sensiz sen bensiz bu hayat sürmüyor

Kurumuş aşkın güllerini ekme yüreğime

Dikenleri her zamankinden daha fazla batar kalbime

Girme benliğimdeki sensizliğe

Daha fazla öldürmeden göm beni sendeki bensizliğe....



Sıradan aşklardan olmamalıydık seninle,

Üç günlük hevesler ters gelir düşüncelerime,

Ey mutluluk,oksijen kadar bol olsaydın içimde,

Tertemiz bir gökyüzü hediye ederdim siyah gözlerine...

Demek yolun sonu,seni benden götüren o takside...

Son elveda deyişin bak gözlerimde

Gidiyorsun ama kalacak dudak izlerin yüzümde...

Bu gece yangının var içimde...

Düşüyor içinde ‘'sen'' olan her hayalime...









Sinan Arslan
 
Cevap: Şiirler



Evet sensin ŞANSIZLIK adın kirli

Her ileri adımımda beni biraz daha geriye itti

Buna nekadar daha gögüs gererim bilmem

Sen bende oldukca kimseyi sevemem

tam buldum diyorum aradığım aşkı sonunda

bir haber alıyorum bu aşkın çıkmaz yolunda

peşinden koşuyorum yoruluyorum anında

tam yetiştim diyorum kucak açıyorum sana

bir engel çıkıyo karşıma tutunamıyorum kolarına

ahh şansızlık yine bırakmıyosun yakamı

nereye gitsem nefesimde hissediyorum

benim isyanım sevdiğime mi sanamı

bi peşimi bırakmadın ya şansızlık nasıl kurtulucam senden bilemiyorum

her yeni bir yola atılışımda sen çıkıyorsun karşıma

nasıl kurtulucam senden bulamadım yolunu döndüm şaşkına

bi gitte kurtulayım senin zulmünden allah aşkına

her yerde sen varsın şanslızlık bari engel olma aşkıma




bir gün kurtulursam senden eğer

herşey uğruna sevdiğime kavuşmaya değer

senin benim yakamda olman aşkıma engel olmakmış meğer

sevenleri ayıramassın şansızlık sevdalar çoktur ve sevmeler
 
Cevap: Şiirler



GÜN OLUR

Gün olur, alır başımı giderim,

Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.

Şu ada senin, bu ada benim,

Yelkovan kuşlarının peşi sıra.

Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;

Çiçekler gürültüyle açar;

Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,

Her bir tüylerinde ayrı telaş!...

Gün olur, başıma kadar mavi;

Gün olur başıma kadar güneş;

Gün olur, deli gibi...



ORHAN VELİ KANIK
 
Cevap: Şiirler



---XxX---xXx---



Derdimi anlattığımda sana,

Dudaklarından üç-dört hece döküldü ya,

İnanmıyorum deyişin çıkmadı kulaklarımdan,

Bende susup arkamı dönüp yürüdüm ya,

Bastığım yollarda kaldı hüznüm…

Zaten gideceksin bu şehirden,

Gene geç kaldım gözlerine,

Sevsen de yetmiyor ki…

Kıyısında olamayacağım mavilerin…

Sen en iyisi beni her gördüğünde yaptığın gibi kaç,

Mümkünse gözüm gözüne değmesin…

Sus..ne olur sözlerimi kimse bilmesin,

Yırtıp attığın bir kağıt olayım ben,

Ya da üzerine mürekkep dökülen bir beyaz kağıt,

Bir çöp kutusuna varınca her şey,

Sen çoktan gitmiş olacaksın…

Kahrolası zaman geri dönmeyecek,

Bugüne kadar sustuğum için,

Milyonlarca kez küfredeceğim kendime,

Sen de belki inanmadığın için…

Mutluluklar dileyip alıp başımı gittiğim kaçıncı kişisin?

Nereden bileceksin ki,

Yaralı kalbimle ayaklarına kadar gelip,

Olmayacağını bile bile çırpındım,

Kanadı kırık bir kuş gibi uçma hevesiyle,

Sağdan soldan duyunca belki de pişman olacaksın,

Senden sonra sevmedi dediklerinde anlayacaksın,

Ve inanmıyorum kelimesini tedavülden kaldıracaksın belki de,

Fakat gemiler yanmış,

Ben batmış olacağım gözlerinde…



Şair=Sinan Arslan…
 
Cevap: Şiirler



Neşesiz saatler geçip giderken

Düşüncen sarmış her tarafımı

Bir rüzgar süzülüyor camdan içeri

İçime dolduruyor senin hüznünü

Bir kelebek sayıklıyor adını...



Ellerin bir ecenin elleri gibi

Ve topladığın ah o saçların

Oynaşır havada, titretir içimi

Ruhumu delen keskin bakışların

Kopar göğsümden tüm umutlarım



Sessizce sokuluyorum senin yanına

İzliyorum bütün o zerafetini

Utangaç gözlerim yere dönüyor

Duyuyorum sesinin melodisini

Geçiyor adımların uçuşur gibi



Lakin hep karşımda o siluetin

Sekerek yürüyor akşamlarımda

Sanki bileğini incitmiş gibi

Dönüp bakıyor yüz hatlarıma

Ve ben ölüyorum bir defa daha



İstemesem de özlüyorum seni

Karşı konulmaz bir duygu ki bu

Tüm yasakların tam ortasında

Çiğniyorum o yasakları birer birer

Sana ulaşıyorum her bir adımda



Hislerim tarif edilemiyor

Ne kadar anlatsam da anlayamazsın

Gözlerim derinlere dalıp gidiyor

Dönüp bakıyorum sen orda yoksun

Gözyaşlarım süzülerek akıp gidiyor



Aşk koyamıyorum bunun adını

Garip bir duygu bu aşktan da öte

Ölüme bile koşarak gider

Ölümü de öldürür senin uğruna

Garip bir duygu bu, anlatılamaz



Nedensiz düşünürken bu gece seni

İsmini nakşettim dizelerime

Görmeyi umduğum bir gülüş o yüzde

Bir gülüş ki yok eder acılarımı

Sadece bir gülüş o suratında



Berat Yurdakul
 
Cevap: Şiirler



---XxX---xXx---



Aynaya baktığımda görüyorum...

Hüznün yüzüme yansımasını,

Yüzümü yıkarken anlıyorum...

Alev alev yandığımı,

Şimdi iyi geceler bile diyemiyorum...

Yine sen uyuyamıyorsun,

Ve yine ben üstünü örtemiyorum,

Üşütme sakın hasta olma,

Öptüm resmini her gece kafana takma,

Seni seninle bırakır mıyım sandın?

Hayalimi az mı peşine taktım...

Aç uçurtma olmadı deli gönlüm sana,

İpin ucunu az kaçırmadım!

Sen hiç bilmezsin ama,

Senden sonra bir iyi geceler dileyenim,

Ve bir iyi gecem olmadı...

Ne yastığa sarıldım,ne hayal kurdum...

Ne ardından bir espri,bir kahkaha oldum,

Çok geçmedi bende ellerinde soldum,

Ve bir hayat suyu verenim olmadı...!

Üzüldüm...sövdüm kadere,

Bir kaç şişe ile sabahı buldum,

Belki sen gitmedin aklımdan ayıldığımda,

Fakat göz kapaklarıma merhem oldum!

Şimdi sen o ecnebi yapıtlarının içinde,

Ben ise dostlar meyhanesinde,

Sen dans ediyor,ben seni meze yapıp içiyorum,

Her gün akacaksın başka gönüllere,

Ben ise bir adım yol almayacağım bile,

Yıllar sonra güleceğim belki bu halime,

Bir kız için düştüğüm duruma bak diye,

Ve sen ise değerimi anladığında,

Çoktan pahabiçilmez olacak bu yürek,

Uslandı artık çekmiyor derin sularda kürek,

Delikanlılık değil ki yalnızca bilek,

Yüreğinin alabildiğine sevmek gerek...

Sen bir kibrit kutusu yüreğinle,

Geçme sakın sevda sokağımdan,

Kor olur düşer sevda tenine,

Kıyamadığım sana,bakamam kahrımdan...



Şair=Sinan Arslan...
 
Cevap: Şiirler



*Git*





Şimdi gidiyorsun

Git

Oysa senden tek bir damla istemiştim

Sana kocaman bir deniz sunmak için

Şimdi gidiyorsun

Git



Ne zaman başladı bu hikaye

Anımsamak zor

Gençtim

Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım

Komazdı öyle üç-beş nöbetleri

Geceler içimi acıtmazdı böyle



Bir insan bu kadar eksilebilir mi



Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı

Bu şehrin biryerlerinde

Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona

Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin

O adam bendim unuttun mu

Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu

Seni unutamadı



İşin kolayına kaçmadım

Uğruna ölmedim yani

Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep

Sen bunu da bilmedin

Ben bir bakışına bin anlam yükledim

Sen aşka kestirmeden gittin

Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma

Şimdi gidiyorsun

Git

Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden

Bütün ışıklarımı söndürüyorsun



Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun

Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun

Yazıklar olsun yazıklar olsun

Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor

Hani sen sevdiğini

Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin

Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin



Uzun lafın kısası yoktur

Anlatacağım çok şey var

Hoyrat bir rüzgar gibi geldin

Aklımı hayatımı dağıttın

Şimdi gidiyorsun

Git



Daha ayrılığa bile çarpmadan

Aşk bize döndü

Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri

Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil

Ama sana dokunmak da yasak bana

Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır

Sen var ya sen

Allah kahretsin



Yani şimdi

Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı

Yani şimdi başkaları mı sevecek seni

Ben saçlarını okşadığım zaman

Ellerin öksüz kalırdı

Şimdi gidiyorsun git



KAHRAMAN TAZEOĞLU
 
Cevap: Şiirler



hep yinemi diye başladığım satırlar olmasın artık

kalemi elime aldığımda mutlu şeyler yazayım derdim hep

beyaz sayfalara kara cümleler değilde güzel cümleler kurayım

içinde aşk sevgi mutluluk olsun isterdim daima

bir türlü yazamazdım aşka dahil cümleler

hep hayatı gırgır şamata olarak bilirdim ben

ne zaman önüme bir sayfa açsam bişeyler karalasam

en fazla bir kaç gün dururdu yazlıanlar hafızamda

sonra unutur giderdim geçmişimi

ne oldu birden birede bu hala düştüm

aşk cümleleri dilimden ve kalemimden düşmez oldu

mutluluğa böylecise açken yüreğim

bir hisse kapıldı tabiri aşk

içinde acısıyla tatlısıyla bir çok güzel zaman

varlığında bile özlem duyarmı hiç insan

ki yokluğunu hiç sormayın sanki bir ömür boyu süren hasret

yada keliemelere tam olarak dökülemeyen hisler

aşksız yaşanmıyor derler ya hep hani

aşksız olmuyo

aşklada olnuyo desem hiç yalan olmaz

insan hep yanında olsun istermi sevdiğini

tıpki yazın kurağında yağmur yağmasını bekleyen çiçekler gibi

o kadr hasret kalabilirmi hiç insan

yada gökyüzünde çıkan gök kuşağı kadar

uzak kalmış hissedermi göremeyince sevdiğini

işte ben böyle hissediyorum göremediğim zaman seni

sanki özlemin kilometrelerce uzaktan tütüyor burnuma

gelene kadar yolda kayboluyor

tam görebilecem diyorum günler sonra

yola bir engel koyanlar çıkıyo karşıma

gerçi her gün görsede sıkılırmı insan bilemem

ama ben sensizliğinde seni çok özledim



ŞAİR=Görkem Karaköse
 
Cevap: Şiirler



çocuktum eskiden nede güzeldi hayat

gün geçtikçe seneler geçtikçe büyüdüm

benimle beraber dertlerimde filizlendi

çekilmez hale geldi hayat



kendi tercihlerimi yapabilecek yaşa geldiğime inanıyorum

ama nedense yaşım oldu on yedi hala ailemin tercihleri ile yaşıyorum

belki bana yol göstermek yardımcı olmak istiyorlar

ama aslında bana destek değil köstek oluyorlar



insan sevmediği bi işi yaparsa ne kadar başarılı olursa

işte bende sevmediğim bir okulu okuyarak o kadar başarılı oluyorum

başarısızlığımı çalışmıyo oluşuma tembelliğime verip duruyolar

ama hiç düşünmüyorlar neden

suçu hep benim üstüme yıkıp kendilerini hiç pay biçmiyorlar

ben mi istedim böyle olsun

acı tuzsuz üzüntülerle dolu bir hayat

kesinlikle cevap hayır

insanın anne babası hep çocuklarının iyiliğini ister

ama bilmezler bazen iyilik yapalım derken kötü yola iterler

hep kendilerini haklı gösterip bizim doğrularımızı yanlış saydıklarını

bir cevap söyledikmi de biz yaşadık biliriz tecrübeliyiz derler

bazen haklıda oluyo olabilirler

ama ne olursa olsun herkez kendi mutlu olacağı şeyi yapması lazım

o işi yaparken severek yapması

eli zorla gitmemeli insanın yaptığı işe



son günlerde moda oldu zaten çocuk aile kavgaları

nedeni çok basit şimdiki gençlik bildiğini okuyo

aslında hiçte fena değil böyle kavgalar

doğruyu bulma yolunda güzel bir adım bence

herkez nasıl karşılar bunu bilemem ama

herkez mutlu huzurlu olur sevdiği işi yapınca





ŞAİR=Görkem Karaköse
 
Cevap: Şiirler



DERDİNDEN ANLAMAZ BİR SEVGİLİN VARSA HAYATINDA

KENDİNİ İFADE EDEMEDİYSEN ONA ZAMANINDA

HAKLIYKEN SENİ HAKSIZ DURUMA DÜŞÜRMEK İSTİYORSA

SAKIN SUSMA



HEP KENDİ İSTEDİĞİ OLSUN İSTİYORSA

KENDİ FİKİRLERİNİ ONA KABUL ETTİREMİYORSAN

BİLDİĞİNİ OKUMAK KONUSUNDA DİK BAŞLIYSA

SAKIN DURMA



SENİN SEVGİNDEN ŞÜPHE EDİYOR

KENDİ TAVIR VE HAREKETLERİNE BAKMIYORSA

SANKİ SENİ SENİN ONDAN ÇOK SEVDİĞİNİ İMHA ETMEYE ÇALIŞIYORSA

SAKIN İNANMA



SANA HİÇ YALAN SÖYLEMEDİĞİNİ DİLE GETİRİP

SENİN ONA YALAN SÖYLEDİĞİNDEN ŞÜPHE EDİYORSA

VE SEN ONUN YALANINI YAKALIYORSAN BİR ŞEKİLDE

SAKIN YÜZÜNE VURMA



İLK DEFA SANA AŞIK OLDUM

VEYA AŞKLARIN EN GÜZELİ SENİNLE OLAN DİYORSA

VE BUNU SANA HAREKETLERİYLE SEVGİSİYLE BELLİ ETMİYORSA

SAKIN KANMA



SEN ONU DELİ GİBİ SEVİYORSAN

AMA O SENİN ONU BU ŞEKİLDE SEVMENDEN SIKILIYORSA

BİRAZ UZAK DURUNCADA BENİ ARTIK SEVMİYORSUN DİYORSA

SAKIN TEKRAR PEŞİNDEN KOŞMA



HER KAVGANIZI BİR AYRILIK SEBEBİ OLARAK GÖSTERİYORSA

VE SEBEPSİZ YERE BÜYÜK KAVGALAR EDİYORSANIZ

BARIŞMAK İÇİN NAZ YAPIYOR VE SİZİ BU DURUM ÜZÜYORSA

SAKIN BARIŞMA



VE ONA GERÇEKTEN AŞIKSANIZ DELİCESİNE

ODA SEVİYORSA SİZİ ÖLESİYE

SORUNLARINIZI ÇÖZEBİLİYORSANIZ ARANIZDA

GERÇEKTEN EN GÜZEL AŞKI YAŞIYORSANIZ ONUNLA

SİZİN UĞRUNUZA ÖLECEĞİNE İNANIYORSANIZ EN İÇTEN

KALPLERİNİZ BİR BİRİNİZ İÇİN ATICAKSA DAİMA

O ZAMAN ONU SAKIN BIRAKMA





ŞAİR=Görkem Karaköse
 
Cevap: Şiirler



her yağmur damlası gibi aktın yüreğime

ıslattın belki bedenimi ama üşümedim ben anne

hüzünler mutluluğumu acılar umutsuzluğumu bitirmedi anne

senin sevgin şevkatin ellerinle saçlarımı okşayışını unutamadım anne



yağmurda ıslanan saçlarım ellerinin arasındayken

senin sesin hala kulaklarımdan çıkmazken

sen beni bu sırılsıklam olmuş bedini

neden sessizce habersizce bırakıp gittin anne



sana o kadar muhtaç ki şuan bu yürek

yüreğimi bir sıkıntı basar ki o an

sanki beni öldürecek

sensiz yağmurda bile ıslanasım yok artık

sabahlar bile sensiz alaca karanlık



fırtınalar kopuyor benliğimde

dinmek nedir bilmiyor içimde

hep saçlarının kokusu esiyor

hep seni soluyorum her içimi çekişimde



güneş bile doğmuyor senin olmadığın bu şehre

gündüzleri akşam olmak bilmiyor anne

seni sadece geceleri uyurken düşünmüyorum

keşke hiç sabah olmasa anne



uyanmak istemiyorum sensiz bir sabaha daha

keşke sabahlara seninle uyansam anne

sen yokken yanımda geceler hiç bitmek bilmese

ben hiç sensiz kalmasam hiç sensiz olmasam anne



artık bu şehire ne yağmur yağar oldu ne de güneş açar

bu dertler bir bir beni defterine karalar oldu anne

çekilen dertlerin hesabı hep bana kaldı anne

artık kaldıramıyor bu yürek sensizliği

beni de yanına al artık anne



özleminle geçmiyor seneler

hep bu yürek sensizlikte seni bekler

kaç mevsim kaç ayrılık bu kaçıncı aralık anne

ya bende geleyim yanına ya da

koysunlar cansız bedenimi senin yanına





Şair=Görkem Karaköse
 
Cevap: Şiirler



---xXx---XxX---



Karardı gece,ay tepemde…

Bana söylediğin son şarkı hala ezberimde,

Ay ışığı yetmedi üzerine,

Zengin avizeleri isteyen ışık hastası gözlerine…

Ben hala bıraktığın o kaldırımda yürüyorum her gece,

Gelip geçerken seni söyleyip susuyorum…

Bir zamanlar nefret ettiğim sigarada buluyorum,

Derdi oluyorum bu sokağın,

Dert yükünü çekiyorum…



Sen gene sahilde ki martısı oluyorsun aşkın,

Balığı kalp gibi ağzına atıp kaçıyorsun,

Teslim olmamı beklemeden mideye iniyor her yanım…

Miden genişmiş demek ki hazmediyorsun bu ayrılığı,

İçtiğin benim kanım!





Dur durak bilmiyor seni özlemelerim,

Pili bitmiyor ki bu kalbin,

Anlamıyor ki sevilen sevdiğinin dilini,

Farklı bir lehçe sanki…





Bir kez daha duymak için sesini,

Telefon kartı satan bütün satıcılara yalvarmaz mıydım?

Bir nebze rahatlatmak için içimi…

Cebimde ne var ne yok koymaz mıydım?





Arasam da meşgul,derin duygulara kalbin,

Kapsama alanı dışında artık sözlerin…

Ulaşamayıp mesaj da bırakılmaz…

Sağ elinden ben,sol elinden ayrılık tutmuş…

Elin acımasın diye elim elinden geçmiş…

Senin gözün bir kere sağını görmemiş…





Yönünü kaybetmiş çoktan…

‘’Gözüm kapalı seni bulurum diyen gözlerin…’’



Şair=Sinan Arslan!
 
Cevap: Şiirler



---HANGİ AYRILIK---





Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?

Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?



Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?

Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?



Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?

Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?

Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?

Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.

Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?

Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?

Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?

Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?

Hangi cama kafa atsam?

Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?

Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?



Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.

Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.

Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?

Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?

Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?

Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?

Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?

Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?

Hiç sanmam! ...

Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .

Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.

Hangi mübarek dua,

Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?

Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?

Olur mu be! . olur mu?

Bu da benim gibi adama yapılır mı?

Aşk dediğin mendil mi?

Buruşturup bir kenara atılır mı?

VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?



Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?

Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?

Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?

Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?

Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?

Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?

Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?

Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?



Dağ gibi adamı eze eze! .....

Hangi anası tipli parlak çömeze,

Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?

Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?

Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?

Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?

Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?

Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?

Ve! .. Hangi su bağışlatır?

Hangi musalla temizler seni?



Bu Nasıl Ayrılık?





YUSUF HAYALOĞLU...
 
Cevap: Şiirler



Yerin seni çektiği kadar ağırsın,

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın,

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...

Sevdiklerin kadar iyisin,

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün,

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kâr sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusun.

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.

Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak,

Bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir,

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,

Bebek ağladığı kadar bebektir.

Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,

bunu da öğren,



SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...


Şair=Can Yücel
 
Cevap: Şiirler



Vakit tamam, seni terk ediyorum

Bütün alışkanlıklardan öteye

Yorumsuz bir hayatı seçiyorum

Doymadım inan, kanmadım sevgiye.



Korkulu geceleri sayar gibi

Birdenbire bir yıldız kayar gibi

Ellerim kurtulacak ellerinden

Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.



Aşk sabitti gülse hiç dermedik

Bul kendine kuytularda hadi dal

Seninle bir bütün olabilirdik

Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal

Hoşçakal canımın içi, hoşçakal

Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.



Vakit tamam seni terk ediyorum

Bu incecik bir veda havasıdır

Parmak uçlarına değen sıcaklık

İncinen bir hayatın yarasıdır.



Kalacak tüm izlerin hayatımda

Gözümden bir damla yaş aktığında

Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan

Kan tarlası gelincik şafağında.



Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım

Vur kendini korkularda hadi al

Sen bir suydun sen bir ilaçtın

Hoşçakal canımın içi, hoşçakal

Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal

Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.



Yusuf Hayaloğlu





 
Cevap: Şiirler



Paylaşıldı mı bakmadım. Bu şiiri sevdiğim kadar hiçbir şiiri sevmedim. Her cümlesi her kelimesi etkileyici. Ruhun şad olsun Üstad Atsız.



Geri Gelen Mektup



Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?

Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?

Pervâne olan kendini gizler mi alevden?

Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...



Gün senden ışık alsa bir renge bürünse;

Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;

Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan

Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse...



Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,

Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!..

Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince,

Çehren bana uğrunda ölüm hâzzı verince,

Gönlümdeki azgın devi rüzgârlara attım;

Gözlerle günâh işlemenin zevkini tattım.

Gözler ki birer parçasıdır sende İlâh'ın,

Gözler ki senin en katı zulmün ve silâhın,

Vur şanlı silâhınla gönül mülkü düzelsin;

Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!




Bir başka füsûn fışkırıyor sanki yüzünden,

Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...

Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,

Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.

Dinmez! Gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu!

Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,

Görmek seni ukbâdan eğer mümkün olaydı.



Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,

Tek bendeki volkanları söndürse denizler...

Halâ yaşıyor gizlenerek rûhuma "Kaabil";

İmkânı bulunsaydı, bütün ömre mukabil

Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.

Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.



Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.

En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.

Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,

Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik!





Hüseyin Nihal Atsız
 
Cevap: Şiirler



"Yalnızım çünkü sen varsın"



"gel" desen gelirdim

gittiğin uzakta bendim

dağ gibi bir ihanetten düştüm

bu kendime son gelişim



ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime

kendimi suçüstü yakalıyorum

ve kentsizliğimin isimsizliğini

Araz'a uyak düşüyorum

gözlerime senden düşler sürüyorum

ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor

bana en büyük tehdit yine ben oluyorum



sonra bir durağa yaslanıyorum

sonra bir kente

ve sen gidiyorsun

ben kanıyorum

diyorlar ki; kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun.

oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun



yorgun Haliç'e biraz inat

biraz ihanet bırakıyorum

ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum

aklıma düşüyorsun

düşüyorum

düşünce

üşüyorum

azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum

ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum

yalanlarımla bir hiçlikteyim

beni içinden kaç



bu kentte her yağmur kendini ağlar

aklıma düşsen yalnızlık oluyorum

ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir

nerde kimi üşüyorsun

artık kendini yakan bir ateşim

kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz

şimdi boş duraklara yaslanıyorum

boş kentlere

oysa "gel" desen gelecektim



gün düşlerime dönüşlerimde

bakışın içiyor beni gözlerimden

gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara

uzaklığına uzanıyorum

sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden

ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan

yıkılıyorum şarkılara

"kimseler biliyor"

yalnızlık dostumdu

şimdi korkum oluyor

oysa "gel" desen gelecektim



artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor

güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik

göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan

kendimi yitirdikçe sana gidiyorum

göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum

düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum

uysal yalnızlıklar satın alıyorum

gülüşümle ödeyerek

ve içimde yalancı bir katil taşıyorum

yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma

cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben

kirli sözlerimi temize çekme

oysa "gel" desen gelecektim



gözlerim ihanete ihbar taşıyor

kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına

sözü namluna sürmelisin şimdi

en yaralı yanımdan vurmalısın beni

çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır



avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum

ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam

susuşuna kan döküyor gözlerim

sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun

oysa bilmelisin Araz'ım

kimsenin içi görünmez

ve hiç bulamadıklarını

asla yitiremezsin

bak şimdi aramızda sessiz kalıyor

söylenecek bütün sözler



her sabah akşam oluyorsun

alnından ellerine damlıyorsun

yüzündeki yağmurla iniyorsun kente

içine dert oluyorsun kentin

dışına yağmur

yüreğinde dağılıyor kristal şehirler

duvarların kan öksürüyor

ve sen

başkalarının gözlerini

yüzümde aramamayı öğreniyorsun

beni bir durağa yaslıyorsun

beni bir kente

gidiyorsun

oysa "gel" desen gelecektim



susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın

en susmakta neydi öyle

sen en dinlerken

biliyorum Araz'ım

insan kendini bulmamalı, hep aramalı

gittiğin yerden başlıyorum öyleyse

gece cinnetlerimi de alıp yanıma



denize bakmayı bilmeyenler

bir gün mutlaka boğulur

işte bundandır gözlerinden kaçışlarım



siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet

yaptınız mı



ben şimdi gurbetim

içimde taşıyorum

heba olsa da senlerce yılım

oysa "gel" desen gelecektim



ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep

ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden

şairler ölüdür derler

inanmıyorum





en karanlık ceketimi giyiyordum

ışığa kördüm çünkü

şimdi ise güneşe ilerliyorum

dirilmek için



kimliği paslanıyor eski bir anarşistin

gecenin kör gözünden utanıyorum

hadi bana en militan kelimelerle saldır

batır içime cümlelerini

beyhude bir dehşet bırak

hak ediyorum



gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime

can kaybından ölüyorum

cenazemde namaz kılacağım

zan altındayım

yalanıma inanıyorum



yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan

kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin

kinim kendime

susuşum sana

küsüşüm tüm dünyaya



üstü kalsın ihanetimin

"gel" desen gelecektim



yine bir tren geçiyor içimden

sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı

saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor

görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum

hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede

sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan

süsle beni ey aşk

geçtiğin yerleri öpüyorum



yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum

dişlerindeki nikotin tadı terkimde

sirenler ve ateş hatları içip

sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden

ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla

yasadışıyım

tutukla beni gözlerimden



kalemim bitti yitirdi şiirini şuur

öldü kanımdaki mürekkep balığı

solumdaki sise intihar etti intiharlar

bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek

yaşamak için geç bir zaman

ölmek için ise erken



çok davullu bir senfoni sürçüyor

dikiş tutmaz ayrılığımda

kirpiğinden yapılma bir darağacına

geceyi asıyorum

yoksun

bu yağmurlar ıslatmıyor beni

bir durağa yaslanıyorum sensiz

gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum

"gel" desen gelecektim oysa



kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor

şimdi herkes biraz sen biraz acı

göğsümde bir vagon

gizli sözler batıyor

fırtınalar çıkıyor üstüme



şakağımda

intihar acemisi bir şairin

delilik provaları

arkandan uluyan kapılardan

söküyorum kokunu

yokluğunu kokluyorum

yokluğunu yokluyorum



çöz gözlerimi senden hadi

ücranda yak bakışımı

gözlerine bekçi sevdam

dünden ve senden kalmayım



içine her düşen

kendi keşfi sanıyor seni

oysa sen

melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin

ve kendini acıtmak istiyorsun

ama güller kendine batamaz

bilmiyor musun

"gel" mi diyorsun



herkes kendi gördüğüne bakar

peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz

kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu

hadi en kanadığımız yerden susalım

"gel" desen gelirdim

"git" dedin ve gittin



Aşka...

Rüzgara...

Ayrılığa...

Zamana...



Eyvallah...





Kahraman Tazeoğlu
 
Cevap: Şiirler



GİT



Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,

Günahıma girmeden, katilim olmadan git!



Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle,

Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.



Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,

Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar



Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,

Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.



Hadi git, benden sana dilediğince izin,

Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.



Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;

Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.



Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;

Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın.



Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,

Zannetme ki pişmanlık, mutluluk kadar ırak!



Sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez,

Sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez.



Her darbene tehammül edecektir bedenim,

Gururum mani olur perişanıma benim.



Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?

Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.



Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,

Sana gül bahçesini kim açar benden başka!



Hercai arılara meyhanedir çiçekler,

Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!



Madem aşk tablosunun takdirinden acizsin,

Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.



Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,

Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!



Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!

Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!



Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm,

Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.



Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum;

Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum.



Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,

Günahıma girmeden, katilim olmadan git!



Cemal Süreya
 
Üst Alt