1980'lerde 2 yabancı vardı. Futbolcularımız az yabancı olan ligimizin sayesinde müthiş yetenek ve fizik gücü kazanmış, buna paralel olarak da Dünya ve Avrupa kupası kazanmak artık sıkıcı olmaya başlamıştı. Bunu gören siyasiler ve değerli federasyon yöneticileri, andromeda, orion ve doğal olarak içinde bulunduğumuz samanyolu galaksisi futbol yönetimleri ile iletişime geçip, astro ligi kurmayı düşündüler ki, bir iki kendini bilmez yabancı sayısını 3'e çıkardı ve sonrasında da yabancı sayısı giderek arttı. Hagi, Alex, Ouaresma gibi amatör liglerimizde top tepmeye yeteneği olmayan adamlar, Mustafa Sarp, Tarık Daşgün, Okan Koç gibi süper genç yeteneklerin önünü kesti... Gerisi malum zaten, futbolumuzun en başarısız olduğu dönemleri yaşamaya başladık. 2000'lerdan sonra dibe vuran futbolumuz, 1 Dünya kupası yarı finali, 1 Avrupa kupası yarı finali, 1 Uefa kupası, 2 ŞL çeyrek finali, 1 Uefa kupası yarı finali ancak görebildi. Ama 2000'lere kadar öylemiydi? Heyt be ne kupalar kazanmıştık, ne zaferlere imza atmıştık, İngiltereyi 28-1 (bir golüde, ayıp olmasın deplasmandayız misafiriz yakışmaz bize, diye kaleci Yaşar kendi kalesine atmıştı) yendiğimiz maçı nasıl unuturuz?. Zamanın en değerli kupası Balkan kupasını kazanan takımımız bile olmuştu...