Ciddi anlamda sahadaki oyunu baz almazsak Süper Lig dünyanın en zevkli ligidir tartışmasız.
Saha içindeki ve dışındaki olaylar, açıklamalar, kavgalar bunlara tam anlamıyla hakim olabilenler için Premier Lig bile zevksiz kalacaktır.
Çünkü kaos, entrika, birbirinin kuyusunu kazma bu ligde. Kurtlar Vadisi gibi. Premier Lig'de sahadaki enfes oyunu izliyorsun, birbirinden iyi oyuncular var. Belki de dünyanın en iyileri. Guardiola, Klopp, Mourinho gibi dünyanın en iyi teknik adamları da var. Ama 90 dakika abi, hakem düdüğü çalınca bitiyor. Kalan 1 hafta boşsun işte.
Burda öyle değil ama, 90 dakika maç oynanır biter. Hakem hataları, maç içindeki kavgalar, haksız penaltılar, kulüp başkanlarının ağlamaları, taraftar kavgaları, olaylar olaylar vesaire derken diğer maç gelene kadar bu muhabbetler devam eder. Müthiş bir heyecan. Keşke bizi bütün Avrupa izlese. Bizim lig varken dizidir filmdir yeminle takip etmezler, Netflix var ya Netflix; Süper Lig'imizin altında ezilir.
Buradan bütün Avrupalıları Türkiye'den bir takım seçmeye davet ediyorum. 1 ay alışma sürecini atlattıktan sonra hayatlarında göremeyecekleri aksiyona girerler.
5 büyük ligi inceleyelim.
Ligue 1 : PSG'nin paraya boğulup uçmasıyla bir anlamı kalmadı. Ligi kazanan belli zaten. 10-15 yılda bir de 16-17 Monaco'su gibi takım çıkar.
Premier lig: Leicester şampiyonluğundan sonra çok monotonlaştı. Liverpool ve MCity hariç big sixin esamesi kalmadı. Şampiyonluk yarışında iki takım var.
La Liga: 17 yıldır Atletico Madrid haricinde ya Barça şampiyon olmuş, ya da Real. Sürprizi yok. El Classico'yu açar izlersin. Gerisi bellidir.
Bundesliga: 10 yıldır Bayern'in çiftliği. 11-12 Dortmund'u hariç başka şampiyon yok. Kazananı belli.
Serie A: Inter ile Milan'ın çöp olmasından beri (yaklaşık 10 yıldır) şampiyonu her daim bellidir.
Yani sözün özü hepsini toplasan bir Süper Lig etmez.
Müthiş saçmaladım.
