That Sugar Film | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

That Sugar Film


dgameau.png


Belgeseli izleyeli çok oldu da, konuyu açmamıştım sanırım.

Şekerin insan hayatına nasıl sokulduğunu, marketlerdeki ürünlerin yüzde 80'inde şeker bulunduğunu ve gerek mental gerek de fiziksel olarak ne tür deformasyonlara sebep olduğu şahane bir şekilde anlatılmış.

İzlemeyenlerin kesinlikle vakit ayırıp izlemesini tavsiye ederim.
 
1 ay önce izlediğim baş yapıt, konusunu görünce sevindim. Bunu izledikten sonra zaten uzun süredir aklımda olan şekeri bırakma düşüncesini gerçekleştirdim.

1 aydır şeker tüketmiyorum özellikle glikoz ve fruktoz şurubu içeren gıdaları, canım tatlı bir şey isteyince meyve tüketiyorum çok olmamak kaydıyla. Buna zararlı şekeri bırakmada denebilir. Sonuçta yediğimiz besinlerin hepsinde şeker var bunlar fruktoz olarak, sakkaroz olarak, glikoz vb. olarak karşımıza çıkıyor. Burada amaç aşırı tüketmemek ve sanayi tipi işlenmiş şekerden uzak durmak. Yoksa şeker bir karbonhidrattır tamamen bırakmak gibi bir düşünce olamaz. Sadece tüketim seviyesini ayarlamak lazım.

1 ay içinde nedense canım hiç tatlı bir şey istemedi ama bu süreçte yaş pasta, baklava gibi ürünleri geri çevirdim. Normalde affetmezdim. Belki bu iradem beni 1 aylık süreci tamamlamamı sağladı.

İlk 1 ayı tamamladım büyük bir ihtimal ömrüm boyunca bu çizgide devam ederim çünkü iradem kuvvetlidir. Tabi bu konu basit bir konu değil öğrenmem gereken bilgiler var o yüzden bildiklerimi yazmış olayım.

1 ay içinde neler değişti hayatımda yazayım. Bu değişim şekeri bırakanların çoğunda ortak olarak görünebilir şeyler.

1- Yediğim besinlerin tadlarını daha iyi alıyorum. Önceden yediğim 1 elma ile şuan yediğim elmadan aldığım tat bambaşka bir seviyesi

2- Kilo açısından çok fark gözlemedim belki diğer besinlere hayvan gibi abandığımdandır :D

3- Ağız kokusu her ne kadar diş fırçalama,diş duşu yapsamda özellikle sabahları aç karnına oluyordu bu baya azaldı

4- Enerji en büyük değişim bu bence, mesala normalde yaptığım bir işte 1 saat içinde yoruluyorsam bunu 2 saat yapsam bile yorgunluk oluşmuyor.

5- Sabahları daha dinç kalkmak

6- Çok su içmek ( burası çok yararlımı bilemem ama eskisine göre fazla içiyorum :D )

7- Bir şeye konsatre olma ders, iş ciddi derecede arttı, önceden 30 dk içinde dikkatim dağılıyorsa bu nerdeyse sıfıra indi diyebilirim.

8- Hafızayı güçlendirme

9- Sivilce gibi vücudsal tepkiler daha azlaştı tabi çavuşuda az tokatlamak lazım :D

Daha çok yazılabilir tabi her şeyi de buna bağlamamak lazım ama bu şekeri bırakan çoğu insanda ortak tabi illaki farklıllıklar olabilir.

Bırakmayı düşünen varsa bu konuda yardımcı olurum. Filmi kesinlikte tavsiye ederim izleyin pişman olmazsınız.
 
Son düzenleme:
1 ay önce izlediğim baş yapıt, konusunu görünce sevindim. Bunu izledikten sonra zaten uzun süredir aklımda olan şekeri bırakma düşüncesini gerçekleştirdim.

1 aydır şeker tüketmiyorum özellikle glikoz ve fruktoz şurubu içeren gıdaları, canım tatlı bir şey isteyince meyve tüketiyorum çok olmamak kaydıyla. Buna zararlı şekeri bırakmada denebilir. Sonuçta yediğimiz besinlerin hepsinde şeker var bunlar fruktoz olarak, sakkaroz olarak, glikoz vb. olarak karşımıza çıkıyor. Burada amaç aşırı tüketmemek ve sanayi tipi işlenmiş şekerden uzak durmak. Yoksa şeker bir karbonhidrattır tamamen bırakmak gibi bir düşünce olamaz. Sadece tüketim seviyesini ayarlamak lazım.

1 ay içinde nedense canım hiç tatlı bir şey istemedi ama bu süreçte yaş pasta, baklava gibi ürünleri geri çevirdim. Normalde affetmezdim. Belki bu iradem beni 1 aylık süreci tamamlamamı sağladı.

İlk 1 ayı tamamladım büyük bir ihtimal ömrüm boyunca bu çizgide devam ederim çünkü iradem kuvvetlidir. Tabi bu konu basit bir konu değil öğrenmem gereken bilgiler var o yüzden bildiklerimi yazmış olayım.

1 ay içinde neler değişti hayatımda yazayım. Bu değişim şekeri bırakanların çoğunda ortak olarak görünebilir şeyler.

1- Yediğim besinlerin tadlarını daha iyi alıyorum. Önceden yediğim 1 elma ile şuan yediğim elmadan aldığım tat bambaşka bir seviyesi

2- Kilo açısından çok fark gözlemedim belki diğer besinlere hayvan gibi abandığımdandır :D

3- Ağız kokusu her ne kadar diş fırçalama,diş duşu yapsamda özellikle sabahları aç karnına oluyordu bu baya azaldı

4- Enerji en büyük değişim bu bence, mesala normalde yaptığım bir işte 1 saat içinde yoruluyorsam bunu 2 saat yapsam bile yorgunluk oluşmuyor.

5- Sabahları daha dinç kalkmak

6- Çok su içmek ( burası çok yararlımı bilemem ama eskisine göre fazla içiyorum :D )

7- Bir şeye konsatre olma ders, iş ciddi derecede arttı, önceden 30 dk içinde dikkatim dağılıyorsa bu nerdeyse sıfıra indi diyebilirim.

8- Hafızayı güçlendirme

9- Sivilce gibi vücudsal tepkiler daha azlaştı tabi çavuşuda az tokatlamak lazım :D

Daha çok yazılabilir tabi her şeyi de buna bağlamamak lazım ama bu şekeri bırakan çoğu insanda ortak tabi illaki farklıllıklar olabilir.

Bırakmayı düşünen varsa bu konuda yardımcı olurum. Filmi kesinlikte tavsiye ederim izleyin pişman olmazsınız.
Bu tarz bir sürece ben de girmiştim hala belirli yüzde de gerçekleştiriyorum ancak yoğun stresli dönemlerde kolay olmuyor.

Zaten asıl sıkıntı o işlenmiş şekerde.

Hazır çorbalarda, konservelerde, mısırda, ayran ve sade soda dışında hemen hemen tüm içeceklerde, uno marka ekmeklerde vs vs hepsinde şeker var. Bu da öyle basit bir durum değil.

Mesela nescafe için böyle bir test vardı, nescafelerdeki o üstte bulunan yağ tabakası her gün içimde 2 haftada 2 kiloluk bir farka mı ne sebep oluyordu.

En sert kısım da yağın insanlara kötü gösterilip, her yere şekerli ürünlerin yığılması. Bunu bile birilerinin cebini doldurmak için kullanmışlar.

Yalnız fiziksel ve mental yorgunluk olayı çok kötü ve sonuna kadar doğru. Bunun bağımlılık seviyesi dahi var, dopamin reseptörlerini de hissizleştiriyor.
 
Bu tarz bir sürece ben de girmiştim hala belirli yüzde de gerçekleştiriyorum ancak yoğun stresli dönemlerde kolay olmuyor.

Zaten asıl sıkıntı o işlenmiş şekerde.

Hazır çorbalarda, konservelerde, mısırda, ayran ve sade soda dışında hemen hemen tüm içeceklerde, uno marka ekmeklerde vs vs hepsinde şeker var. Bu da öyle basit bir durum değil.

Mesela nescafe için böyle bir test vardı, nescafelerdeki o üstte bulunan yağ tabakası her gün içimde 2 haftada 2 kiloluk bir farka mı ne sebep oluyordu.

En sert kısım da yağın insanlara kötü gösterilip, her yere şekerli ürünlerin yığılması. Bunu bile birilerinin cebini doldurmak için kullanmışlar.

Yalnız fiziksel ve mental yorgunluk olayı çok kötü ve sonuna kadar doğru. Bunun bağımlılık seviyesi dahi var, dopamin reseptörlerini de hissizleştiriyor.

Reyiz dopamin konusunda haklısın zaten oraya hiç girmedim, orayı anlatmak için uzun bir yazı yazmak lazım. Zaten bu süreçlerin çoğunun etkisini artıran, ortaya çıkaran orası.

Canan hocanın en doğru şeyi bu şeker olayı kadın %100 haklı, uyuşturucudan daha zararlı yada onla aynı seviyede zararlı bir şey
 
Şeker ve de ekmek. 4 ayda 18 kg verdim bu ikisini bırakarak. Şekeri ve ekmeği bırakmam da bu belgesel ve Canan Karatay etkili olmuştu.
 
Şekeri bıraktım, başka hiç bir şey yapmadan dört ayda yirmi kilo verdim. Ne spor, vakit olmadığı için, ne de herhangi bir diyet programı.

Mesela çay, asla şekersiz içemem diyordum ama şu an hiç şeker koymadan içiyorum. Geçen misafirlikte bardaklar karıştı bana şekerli çay denk geldi içemedim.

Başta zor geliyor ama bir süre sonra değil aramak, bu sefer şekerli bir şey yiyip içmek zor geliyor.
 
Son düzenleme:
Bu dopamin olayına direnmek imkansız direnen varsa da saygı duyarım

Max 15-16 gün dayanabildim.Hele ki internet aleminde dolaşıyorsan aklını hep oraya sevk ediyorlar.Sırf click bait uğruna saçma sapan resimler vs
 
3 yıldır günlük şeker tüketimini sıfıra indirmiş biri olarak Furkan Korkmaz 'ın yaşadıklarını, tecrübelerini harfi harfine yaşadım. Ne eksik ne fazla. Gerçekten çok doğru yazmış.

Şeker uyuşturucudur. Bu bağımlılıktan kurtulmak kolay değildir. Ben şekeri Novak Djokovic'in "Kazanmak için Varım" kitabını okuduktan sonra bıraktım. Adam Canan Karatay'ın söylediklerinin aynısını söylemiş. Kitabın kapağını yırtıp elinize versem "Bu kitabı Canan Karatay mı yazmış?" dersiniz. Bir sporcu, bir biliminsanı aynı şeyi söyledikten sonra bize uygulamak düşer. O kitapta şeker kullanmayın dediği andan itibaren şekeri bıraktım.

Bir test yapmamızı istemişti kitapta Djokovic:

"15 gün boyunca tek bir lokma şeker yemeyin. Dayanın. 15. günün sonunda bir parça çikolota yiyin. Vücudunuzun o çikolataya verdiği tepkiyi görünce bir daha şeker yemeyeceksiniz"

Gerçekten de yaptım. 15 günün sonunda en sevdiğim çikolata damaktan iki dilim yedim. Büyük bir halsizlik çöktü. Kollarımda karıncalanma oldu. Uykum geldi. Çalışamadım. Enerjim bitti. O günüm zehir olmuştu bana. Zaten devamlı yorgunluktan şikayet ederdim. Şikayet ettiğim durumumdan çok daha ağırını yaşadım. Vücut şekere alıştığı için o hissiyatınızı doğal hissiyat zannediyorsunuz. Ama şekeri bıraktıktan sonra yaşayacağınız enerjiyi hiçbir şeye değişmeyeceksiniz.

Şimdi şekeri yüzde 100 bıraktığımı söyleyemem. Ama çay, kahve ve her türlü içecekteki şekeri tamamen bıraktım. İstisna yok. Paketlenmiş, abur cubur dediğimiz yiyecekleri yemiyorum. Çok nadir fıstıklı çikolata. O da akşam. Yine akşam olmak koşuluyla çok nadir künefe ve baklava yiyorum. Onun dışında şeker yok.
Arkadaşlar hiçbir şey yapamazsanız en azından günde çokça içtiğiniz çay ve kahveye eklediğiniz şekeri bırakın. İnanın o bile yetecektir.

Buna ek olarak. Konu dışı ama beyaz ekmek yine iptal. Yemeyin. İlla "ben ekmek yemeliyim" diyorsanız çavdar ekmeği yiyin. Paketlenmiş değil; fırından alın. Ekmek yemeden lezzetini alamayacağım yemeklerde çavdar ekmeği yiyorum (kuru fasulye vs.)
 
Bu dopamin olayına direnmek imkansız direnen varsa da saygı duyarım

Max 15-16 gün dayanabildim.Hele ki internet aleminde dolaşıyorsan aklını hep oraya sevk ediyorlar.Sırf click bait uğruna saçma sapan resimler vs

O olay sadece masturbasyon konusuna özgü değil yav. Her türlü bağımlılık açısından problem.

Bir insan herhangi bir şeyi ihtiyaçtan dolayı yapıyorsa ve yapmadığı zaman kendini kötü hissediyorsa, çoğu zaman bağımlılık oluşmuş demektir. Bağımlılık arttıkça da dopamin reseptörleri zayıflıyor bu da keyif almamana sebep olmaya başlıyor. Örneğin çok sevilen bir yemeği uzun süre yemeyip yersek daha lezzetli gelir, dolayısıyla bağımlılık durumu oluşmadığı sürece dopamin reseptörleri güçleniyor.

Bunun dışında da fiziksel ve mental olarak vücudu yormak, spor yapmak gibi yollarla da dopamin reseptörlerinin algılama eşikleri arttırılabiliyor.

Şeker de bağımlılığa sebep olan etkenlerden birisi. Tabii rafine şeker ve normal şeker olarak da ayırmak lazım.

Belgeselde bununla ilgili çok güzel bilgiler var. Örneğin bir adet elma yemek 4-5 elmadan elde edilen elma suyunu içmekten daha doyurucudur.

Beni en çok marketlerdeki her şeyde şeker olması etkilemişti ama, o günden sonra marketteki hemen her şeyin içeriğine bakarım hakkaten çoğunda şeker var. Glikoz fruktoz ya da sakkaroz şurubunu ayrı tutuyorum, bunlar daha da zararlı zaten.

Sosların da çoğunda şeker var, ekmeklerde bile şeker var.
 
Arada bir gaza gelip komple bırakıyorum, en fazla 1-1.5 ay sürüyor. Şekeri bıraktığım dönemlerde akşam yemeklerinden sonra daha az uykum geliyor tek farkedebildiğim şey bu açıkçası, şeker tükettiğim dönemlerde aşırıya kaçmıyorum belki ondandır. Çayı falan hep şekersiz içerim zaten, ek olarak paketli abur cubur yemem.
 
Arada bir gaza gelip komple bırakıyorum, en fazla 1-1.5 ay sürüyor. Şekeri bıraktığım dönemlerde akşam yemeklerinden sonra daha az uykum geliyor tek farkedebildiğim şey bu açıkçası, şeker tükettiğim dönemlerde aşırıya kaçmıyorum belki ondandır. Çayı falan hep şekersiz içerim zaten, ek olarak paketli abur cubur yemem.

Abi bu bile yetiyor. Tamamen bırakmak neredeyse imkansız. Geçenlerde bana yönelik yaptığın eleştiride haklısın. Şeker kullanmıyorum ama o bahsi geçen içeceği içiyorum. O kadarı da olsun. En azından yorgunluk kalmadı artık.
 
Şu yorgunluk meselesi spor yapmakla da alakalı.

Örneğin son 4-5 aydır spor yapma seviyem ciddi derecede düştü maalesefki, buna bağlı olarak da eski zinde durumumdan daha uzağım.

Bu şartlar daha da tehlikeli mesela, şekerli yiyecekler tüketmenin etkisi daha fazla oluyor.

Bu arada tatlı yemeyin demiyorum gidin kaliteli tatlı yiyecekseniz arada yiyin ama özellikle kutulu gıdalar konusunda dikkatli olmak lazım.
 
Abi bu bile yetiyor. Tamamen bırakmak neredeyse imkansız. Geçenlerde bana yönelik yaptığın eleştiride haklısın. Şeker kullanmıyorum ama o bahsi geçen içeceği içiyorum. O kadarı da olsun. En azından yorgunluk kalmadı artık.

İnsanlar b.kunu çıkartıyor bu şeker işinin, gerçi onların hatası değil endüstrinin ve doğal olarak kapitalizmin şerefsizliği. İşin bir de maddi yetersizlik boyutu var, düşük gelirli insanlar ister istemez karbonhidrata ve sağlıksız yağlara ağırlık veriyor. Bu durumun dışında kalanlar ve sağlıklı beslenmek isteyenler için hayat cidden kolay değil, özellikle Türkiye'de. İnsanız neticede nefis diye bir şey var, gelişmiş batı ülkelerinde sağlıksız(şekerli) dediğimiz ürünlerin pek çoğunun sağlıklı muadili var. Türkiye'de de var ama çeşit aşırı derecede az, 1-2 ay problem değil lakin sağlıklı beslenmeyi hayat biçimi haline getirmek isteyen için sıkıntılı bir durum. Bir de bizde ''sağlıklı'' ürünler aşırı pahalı oluyor.

1 sene önce falan vegan olmaya kalktım (moral sebeplerden ötürü) 10 gün falan dayanabildim, ABD'deki vegan ürün çeşitliliğinin 100'de 1'i bile yok Türkiye'de. Şekersiz/sağlıklı/organik ürünlerde durum bu kadar vahim değil ama yine de yetersiz.
 
İnsanlar b.kunu çıkartıyor bu şeker işinin, gerçi onların hatası değil endüstrinin ve doğal olarak kapitalizmin şerefsizliği. İşin bir de maddi yetersizlik boyutu var, düşük gelirli insanlar ister istemez karbonhidrata ve sağlıksız yağlara ağırlık veriyor. Bu durumun dışında kalanlar ve sağlıklı beslenmek isteyenler için hayat cidden kolay değil, özellikle Türkiye'de. İnsanız neticede nefis diye bir şey var, gelişmiş batı ülkelerinde sağlıksız(şekerli) dediğimiz ürünlerin pek çoğunun sağlıklı muadili var. Türkiye'de de var ama çeşit aşırı derecede az, 1-2 ay problem değil lakin sağlıklı beslenmeyi hayat biçimi haline getirmek isteyen için sıkıntılı bir durum. Bir de bizde ''sağlıklı'' ürünler aşırı pahalı oluyor.

1 sene önce falan vegan olmaya kalktım (moral sebeplerden ötürü) 10 gün falan dayanabildim, ABD'deki vegan ürün çeşitliliğinin 100'de 1'i bile yok Türkiye'de. Şekersiz/sağlıklı/organik ürünlerde durum bu kadar vahim değil ama yine de yetersiz.

Tam nasıl diyorlar bilmiyorum ama "diyet yemekleri" diye bir sektör var. Bir yakınım onlara dünyanın parasını veriyor. Her gün evine yemek geliyor. Sağlıklı yemek yemek tamamen sektör olmuş durumda. Orta sınıfın, dar gelirli insanların rahatlıkla yapabileceği şeyler değil. En basit glütensiz un normal hamurun iki katı fiyatına satılıyor.
 
Mesela çay, asla şekersiz içemem diyordum ama şu an hiç şeker koymadan içiyorum. Geçen misafirlikte bardaklar karıştı bana şekerli çay denk geldi içemedim.

Başta zor geliyor ama bir süre sonra değil aramak, bu sefer şekerli bir şey yiyip içmek zor geliyor.

Şunu birebir yaşadım. Defalarca daha önce denemiştim bu belgeseli izlemeden önce bırakmayı ama becerememiştim. Ama şimdi şekerli çay içemiyorum. Ağır geliyor.

Ayrıca şekersiz içilince iyi çay ve kötü çayı çoook net ayırt edebiliyorsunuz. Şeker çayı öldürür derlerdi de inanmazdım.

Bu arada şeker ve ekmeği ve de onların muadili ürünleri ( meyveli yoğurt, bisküvi, çikolata, market raflarındaki bu tür gıdalar vs) bıraktıktan sonra sabah çok daha rahat uyanıyorum.
Ha bir de küçük bir tavsiye akşam saat 20.00'den sonra meyve dahil hiçbir şey yiyip içmeyin. Farkı göreceksiniz.
 
Üst Alt