türk takımlarının avrupa'daki başarısızlığı - Sayfa 3 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

türk takımlarının avrupa'daki başarısızlığı


Çok yüzeysel olacak ama istikrar yok. Günlük yaşanıyor her şey o da başarı getirmiyor aradaki saman alevlerini saymazsak.
 
Belki fazla yüzeysel bir yorum olacak.Fakat en önemli sorunun yetersiz yerli hocalar olduğuna inaniyorum.bu ligdeki yerli hoca takintisina anlam veremiyorum.Bence her biri avrupali meslektaşlarinin bir hayli gerisinde
 
Dün Kopenhag'ın attığı ilk gole bakınca zaten neden başarısız olduğumuz açık. İlk golde adamlar yere 2 kere düştüler ama oyuna devam ettiler, ne faul beklediler ne de hakemi aldatmak için kıvranıp durdular. Hemen devam edip, tak tak bitirdiler işi. Bizim ligde X bir takımda olsa ohoooo adamlar yerden kalkmazdı.
 
Avrupa kupalarını vitrin değil masraf gören takımlarımız var. Bunu bazı teknik direktörler açıklamıştı. Öyle saçma bütçeler harcanıyor ki bir uçak bileti otel masrafı bile ağır geliyor bazı takımlara. Üzerine rekabetçi olmayan takımlar olunca iyice kötü oluyor. Yerli kuralı da yerli topçuları bir yerini kaldırıyor formayı garanti görünce bu böyle sürüp gidiyor.
Liyakat değil ahbap çavuş ilişkilerine dayalı başkanlar, TDler, futbolcular ve antrenörler ile bu kadar oluyor malesef.

Maçların iki ayaklı olduğunu düşünmeden hurra saldıran futbol ve kimsenin ülke puanını düşünmemeyi başarısızlığın yolunu iyice açtı.

Biz üst üste başarılı Avrupa kupası sezonları geçirsek diğer takımlar gaza gelir de biz de bayadır başarısızız geçen sene hariç. Rekabet de yok.

Sonuç bu oluyor malesef.
 
1660812483905.png

Az daha kötü gidişat sürerse fazla sürmez Kıbrıs,İsrail,İsveç'e de geçileceğiz. Trabzon ve Fenerbahçe'nin gruplara kalması bizim için daha iyi olur ligde kötü gidişatı yaşarlar. Sivas bence Konferans ligi gruplarına kalmalı. Malmö Avrupa Liginde başarılı olamaz ama Konferans Liginde daha fazla puan toplayabilir. O yüzden Sivas konferans liginden daha fazla katkı sağlayabilir.
 
Ekli dosyayı görüntüle 174142

Az daha kötü gidişat sürerse fazla sürmez Kıbrıs,İsrail,İsveç'e de geçileceğiz. Trabzon ve Fenerbahçe'nin gruplara kalması bizim için daha iyi olur ligde kötü gidişatı yaşarlar. Sivas bence Konferans ligi gruplarına kalmalı. Malmö Avrupa Liginde başarılı olamaz ama Konferans Liginde daha fazla puan toplayabilir. O yüzden Sivas konferans liginden daha fazla katkı sağlayabilir.

İsrail bizi geçebilir.

Maccabi dün ilk CL play-off maçında rakibini yendi. CL gruplarına kalabilirler.
 
Hakemler üzerinden bizim gibi büyük bir camianın önünü keserlerse, yabancı kuralını bize karşı esnetip zor durumda bırakılırsak, olacağı buydu.
3 - 4 sezondur hakemler üzerinden çok ciddi bir operasyon yürütülüyor, "VAR" da bu işe güzel bir kılıf oldu.

TFF , Klüpler birliği gibi oluşumlar siyasetten arındırılmalı. Sporun içinden gelen kişilerden oluşmalı.
 
İsrail bizi geçebilir.

Maccabi dün ilk CL play-off maçında rakibini yendi. CL gruplarına kalabilirler.

Riskli skor Kızılyıldız'a karşı. Garantisi yok tabi ama ben Kızılyıldız'ın turu geçeceğine inanıyorum. Maccabi'nin geçmesi çok da sıkıntı değil gruba kaldığı için ekstra puan alır ama grupta işi çok zor. Uefa'da daha çok puan toplar. Geçen sezon BJK direkt gruplara kaldığı için 4 puan topladı Galatasaray ise 16 puanla tamamladı yılı. O yüzden bizim takımların bir an önce Avrupa Ligi, Konferans Liginde çeyrek final, yarı final yapmaları lazım ki biz de ülke puanı olarak ilk 10 içine atalım kendimizi. Daha sonra CL'ye rahat rahat gireriz.
 
Gına geldi artık bu süregelen başarısızlıktan.

Hadi Alman takımına İngiliz takımına falan yeniliyoruz okey. Yahu arkadaş, bütçesi bizim takımların 10'da 1'i kadar bile olmayan bir İzlanda takımına, Danimarka takımına, Slovak takımına falan da elenmeyelim artık ya.
 
dün whu-viborg maçını izledim. 8 milyon euro piyasa değeri olan takım belki premier lig'in bile en fizikli takımını topun peşinde maymun gibi oynattı. evet yetenekleri kısıtlı olduğu için pastan fazlasını pek yapamadılar ama sistem ve yerleşim olarak bu dandik coğrafyanın ne kadar ötesinde olduklarını bana bi kez daha ispatladılar. oyuncuların yeteneklerinden ziyade gelişimiyle ilgili bişey olduğunu düşündüm. çünkü bu ülkeye pas ve hücum futbolunun ağababaları del bosque, aragones, rijkaard gibi adamlar da geldi ama biraz bunların yanında beden öğretmeni gibi kalan skibbe dışında kimse takımına istikrarlı bi pas, önde oynama oyunu aşılayamadı.

türkiye'de gençler yetenekli ama hem zeki değiller, hem de temel eğitimi iyi alamıyolar. o yüzden türkiye'de her şeyden önce ahbap-çavuş ilişkisine bağlı altyapı eğitim kadrosunda köklü değişime gidilmeli. bizim altyapı maçlarını izliyosun gelişim liginde bebeler şampiyon olmak için oynatılıyorlar, sonra a takıma gelince 25 kişi önünde kupa kaldırmaktan başka hiçbir temel becerilerinin olmadığını görüyosun. ne sahada nerede duracaklarını öğrenmişler ne de hasbelkader önüne düşen topla neler yapacaklarını. çünkü onları yalandan izlemeye gelen teknik direktörleri sadece galibiyetlerini görmek için gelmiş, altyapıya bilmem kimin akrabasını yerleştirmiş, elinde olanın kıymetini bilmeyip yurtdışına hediye etmiş.

adam gibi hoca getirmiş, sporcu gibi sporcu yetiştirmiş takımlar ingiltere'nin antalyası olmaktan ileri gidememiş takımı hiç beklenmedik yerlerde, beklenmedik başarılara götürmüş, haritanın diğer tarafındaki ülke futbolu potansiyelli bi antrenörünü sümüklü oyuncusu sattığı için bi kocaeli maçından sonra teneke bağlayıp yollamış. hayatın her alanında olduğu gibi burda da herkes hak ettiğini, hak ettiği kadarını yaşıyor. bizim milyonluk eşekler gaza gelsin diye derbi galibiyetine prim diye verdiğimiz parayla millet takım kuruyor, premier lig'in 7.,8. takımına kafa tutuyor, biz de ümraniye'yi oyun olarak ezemeyiz heralde diye hayıflanarak haftasonuna başlıyoruz.
 
Üst Alt