atletico ardaya bizim selçuk kadar vermedi.bide TR de vergi ödemesi %10 ila %15 civarında avrupada bu rakam 30larda başlıyo fransada 70 mesela monaco haric.medya bunları çok şişiriyo sanki dersin kral bulunmaz hint kumaşı.dursunun yapacagı şeylerden biri ilk önce çöp adamları sezon sonunda yollamak digerlerini ise maaşlarından indirim yapmasını saglıcaksın.6 haziranda bazı oyuncuların sözleşmeleri bitiyo direk sözleşme imzala 20 25 milyon € transfere ayır saglam 2 tane topçu al yeter.hiç yokken snipere bel baglamış olmayız.takımda oyuncu yok
Türkiye'de futbolculara çok maaş veriliyor. O yüzden gelişmiyorlar. Dünyada trend Türkiye, Ukrayna, Rusya, Hollanda, Portekiz hatta Fransa ve Almanya gibi ülkelerde 1-2 milyon brüt maaşla oynayan takımların oyuncularının kendilerini gösterip daha büyük liglere, orda da kendini gösterip büyük kulüplere transfer olması. Marco Reus'a geçen sene yeni sözleşme yaptılar, ondan önce Burak Yılmaz'dan az para kazanıyordu Reus. İşin trendi bu, sportif anlamda yükseldikçe kazançları ve prestijleri artacak, daha prestijli kulüplerde oynayacaklar.
Bunun ödülü de Arda mesela sadece parayı tercih etseydi Atletico yerine Türkiye'de Burak gibi Selçuk gibi daha iyi kazanırdı ama o kadar gelişip hayatta Barcelona'ya gidemez, Avrupa kupalarında arada sırada bir iki tur görürdü. Fenere gitseydi onu da görmezdi mesela.
Türkiye'deki futbolcuların durumu da bu. Türkiye'den kalkıp Bayern'e Barcelona'ya PSG'ye atıyorum bu seviye takımlara direk transfer olacak oyuncu bence yok, ama Valencia, Atletico, ne bileyim Leverkusen, West Ham'e gidecek, orda 1-2 sene kendini geliştirse daha büyük kulüplere gidecek ayarda adamlar var. Ama bunu yaparlarsa hem 3 büyüklerde aldıkları tatlı paraları kazanamayacaklar, hem de ordaki disiplinli çalışma şartlarında başkalarıyla kadro mücadelesi vermek yani daha çok çalışmak zorunda kalacaklar.
Onun için Türkiye Wolkswagen Golf hatta Hyundai Excel arabaya Mercedes, Mustang GTI parası ödeyen, ama ondan mercedes performansı bekleyen, doğal olarak da alamayan ve buna çok sinirlenip giderek daha borca giren adama benziyor.
Bu işin maaşlar konusu. Başta 3 büyükler futbolculara verdikleri paraları 1 milyon lira veya altına indirip bazı şeyleri prime bağlayıp teklif gelen oyuncularını da Avrupa'ya satarlarsa bu belki Portekizdeki gibi dönmesini sağlayabilir işlerin.
İkincisi şimdi bu sene Fener'in bu kadar transferde saçılması aynı bizim Ünal Aysal dönemindeki ve öncesindeki saçılmalarımız gibi ve bugün bizim yaşadığımızı birkaç sene sonra yaptıkları yatırımın CL'de filan karşılığını alamayınca (Manchester City alamıyor senelerdir, o kadar kolay değil o işler) onlar da aynı şeyi yaşayacaklar, onlar da şimdi Van Persiye 5-6 milyon, Nani'ye 4-5 milyon avro ödüyorlar senede, o Bursa'dan aldıkları çocuğa da Avrupa'da hiçbiryerde almayacağı parayı ödüyorlar, diğer maaşlar bonservisler filan ama çeyrek finale kalamadılar işte, Braga'ya elendiler.
Bunları kulüpler yaşıyor ve yaşayacak çünkü gelirinden fazlasını harcamaya çalışıyor bu kulüpler, hatta gelir potansiyelinin üstünde diyelim. Çünkü ligin bir marka değeri yok. Burda foruma giren bir insan için Yunan veya Rus liginin marka değeri neyse dünya için Türkiye liginin değeri de o. Çünkü kimsenin seyretmediği bir lig.
5 büyük ligi bütün dünya seyrediyor. Bizim dünya derbisi dediğimiz derbiyi bile dünyada yayınlayan yok, Brezilya'daki ESPN veriyordu galiba o maçları bir ara ne oldu bilmiyorum, başka izleyen yok. Yani elindeki ürünü satabileceğin pazar Türkler'le sınırlı, hatta ona para vermeye razı olan Türklerle sınırlı. Türkiye ligine verdiğin paranın azına Ingiltere, Ispanya, Almanya liglerini izleyebiliyorsun mesela.
Belki transferde 2 iyi oyuncuya kulüplere bonservis ödeyeceklerine Porto'nun Benfica'nın yaptığı gibi "fonlarla" transfer yapmaları daha akıllıca olur. Futbolcuyu onlar alıyor, futbolcu sende oynuyor, ama iyi bi teklif gelirse satıyorlar, parası da onlara gidiyor, senin yanına da sportif başarı ve ondan gelen para kalıyor. Bir de futbolcuya maaşını ödüyorsun.