Kulübümüzün, son 3 yılının mali verilerinin incelenmesi UEFA’ya verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi sebebiyle ne yazık ki 1 yıl UEFA organizasyonlarından men cezası almıştır.
UEFA tarafından açıklanan bahse konu (2012-2013, 2013-2014, 2014-2015) dönemlerde Aysal yönetiminde yaşanan sportif başarıların sevinci ve mutluluğu hiçbir zaman unutulmayacaktır. Ancak bir spor kulübünün en önemli gelir kapısı olan sportif başarıların zirve yaptığı döneme ilişkin alınan ceza mali yönden ne kadar başarısız bir dönem geçirildiğinin de kanıtıdır.
UEFA’ya aynı dönemde verilen taahhütlere rağmen, gelir gider yapısı bozulmuş ve dönemin yöneticileri bu günleri gördükleri halde savurganlığa devam edip hiç bir şey olmamış ve olmayacakmışcasına olay yerinden uzaklaştıkları ortadadır.
FFP kuralları ve yönetimin taahhütlerinin herkesçe bilinmesine, bu konuda yapılan yanlışların ayyuka çıkmasına rağmen Genel Kurul tarafından o dönemin yönetiminin mali ibrası Galatasaray’ın sorunlarının temelini oluşturmaktadır.
Galatasaray’ın geleceği için hesap sormak ve sorumluluk almak yerine, sorunların üstünü kapatarak Galatasaray’ın geldiği durumun mimarı olanlar, men cezası almamıza sebep olan dönemin yönetim kurullarını MALİ yönden ibra etmek için el kaldıran herkes suçludur.
Tam da burada Galatasaray camiasının hafızasında çok eski olmayan bir mali kongreyi hatırlatmak isteriz; Örgütlenmiş bir zihniyetin kongreyi attıkları sloganlarla mitinge çevirdikleri ortamda Galatasaray Liseli olmayan bir Galatasaray Başkanının idari yönden ibra etmeme iradesi gösterdiği unutulmamalıdır.
Bugün geldiğimiz nokta esasında yukarıda bahsettiğimiz Galatasaray'ın sorunlarının temelini oluşturan "LİSECİ" zihniyetin "Körler sağırlar, birbirini ağırlar" misali birbirini aklayanların "Küçük olsun, bizim olsun" diyerek Galatasaray'ın halkla buluşmasını engelleyen ZİHNİYETİN eseridir.
İçine girilen dönemde artık “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışının tamamen ortadan kalkması ve camiaya zarar verenlerin bir bir deşifre edilmesi gerekmektedir! Futbolcusundan yöneticisine, profesyonel personelinden, Genel Kurul üyesine kadar Galatasaray’a zararı dokunan herkes tez vakitte camiadan uzaklaştırılmalıdır!
Bu dönemi bir temizlik ve tekrar diriliş dönemi olarak değerlendirmek için iradeli ve kararlı bir yönetim gerekmektedir. Ancak mevcut bu yönetimin bunları yapabileceği konusunda inancımız yoktur ama kuruluş amacımıza ihanet edercesine aldırılan cezanın sorumlularının açıklanması mevcut yönetimin TEK sorumluluğudur. Bu sorumluluktan kaçanlar temizlik listesine kendi isimlerini de en üste eklemelidir.
Son olarak Galatasaray’a vurmak için fırsat kollayanlar; Galatasaray’ın ahlaksızlık ve sahada yapılan hırsızlıktan değil, mali beceriksizlikler sonucu bu duruma geldiğini ayırt edebilme zekasına sahip olmalıdır.
Galatasaray arması arkasına saklananlara prim verip, onlara biat ederek değil; sonuna kadar hesap sorarak; Bugünleri de bazen sevinç bazen keder diyerek ama Başımız Dik, Alnımız açık atlatacağız!
ultrAslan
UEFA tarafından açıklanan bahse konu (2012-2013, 2013-2014, 2014-2015) dönemlerde Aysal yönetiminde yaşanan sportif başarıların sevinci ve mutluluğu hiçbir zaman unutulmayacaktır. Ancak bir spor kulübünün en önemli gelir kapısı olan sportif başarıların zirve yaptığı döneme ilişkin alınan ceza mali yönden ne kadar başarısız bir dönem geçirildiğinin de kanıtıdır.
UEFA’ya aynı dönemde verilen taahhütlere rağmen, gelir gider yapısı bozulmuş ve dönemin yöneticileri bu günleri gördükleri halde savurganlığa devam edip hiç bir şey olmamış ve olmayacakmışcasına olay yerinden uzaklaştıkları ortadadır.
FFP kuralları ve yönetimin taahhütlerinin herkesçe bilinmesine, bu konuda yapılan yanlışların ayyuka çıkmasına rağmen Genel Kurul tarafından o dönemin yönetiminin mali ibrası Galatasaray’ın sorunlarının temelini oluşturmaktadır.
Galatasaray’ın geleceği için hesap sormak ve sorumluluk almak yerine, sorunların üstünü kapatarak Galatasaray’ın geldiği durumun mimarı olanlar, men cezası almamıza sebep olan dönemin yönetim kurullarını MALİ yönden ibra etmek için el kaldıran herkes suçludur.
Tam da burada Galatasaray camiasının hafızasında çok eski olmayan bir mali kongreyi hatırlatmak isteriz; Örgütlenmiş bir zihniyetin kongreyi attıkları sloganlarla mitinge çevirdikleri ortamda Galatasaray Liseli olmayan bir Galatasaray Başkanının idari yönden ibra etmeme iradesi gösterdiği unutulmamalıdır.
Bugün geldiğimiz nokta esasında yukarıda bahsettiğimiz Galatasaray'ın sorunlarının temelini oluşturan "LİSECİ" zihniyetin "Körler sağırlar, birbirini ağırlar" misali birbirini aklayanların "Küçük olsun, bizim olsun" diyerek Galatasaray'ın halkla buluşmasını engelleyen ZİHNİYETİN eseridir.
İçine girilen dönemde artık “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışının tamamen ortadan kalkması ve camiaya zarar verenlerin bir bir deşifre edilmesi gerekmektedir! Futbolcusundan yöneticisine, profesyonel personelinden, Genel Kurul üyesine kadar Galatasaray’a zararı dokunan herkes tez vakitte camiadan uzaklaştırılmalıdır!
Bu dönemi bir temizlik ve tekrar diriliş dönemi olarak değerlendirmek için iradeli ve kararlı bir yönetim gerekmektedir. Ancak mevcut bu yönetimin bunları yapabileceği konusunda inancımız yoktur ama kuruluş amacımıza ihanet edercesine aldırılan cezanın sorumlularının açıklanması mevcut yönetimin TEK sorumluluğudur. Bu sorumluluktan kaçanlar temizlik listesine kendi isimlerini de en üste eklemelidir.
Son olarak Galatasaray’a vurmak için fırsat kollayanlar; Galatasaray’ın ahlaksızlık ve sahada yapılan hırsızlıktan değil, mali beceriksizlikler sonucu bu duruma geldiğini ayırt edebilme zekasına sahip olmalıdır.
Galatasaray arması arkasına saklananlara prim verip, onlara biat ederek değil; sonuna kadar hesap sorarak; Bugünleri de bazen sevinç bazen keder diyerek ama Başımız Dik, Alnımız açık atlatacağız!
ultrAslan
