Usame Bin Ladin Öldü ! - Sayfa 14 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Usame Bin Ladin Öldü !


Cevap: Usame Bin Ladin Öldü !



Usame bin ladini kim seviyor yahu? Bin ladinin müslümanlıkla yakından uzaktan alakası olmadığını anlamak için aynştayn olmaya gerek yok.
 
Cevap: Usame Bin Ladin Öldü !



Hatta ağlak göz, joystickle evden uçakları sürdü diyorlar. O da American Boy sonuçta.
 
Cevap: Usame Bin Ladin Öldü !



Adam İstanbulu da kana buladı neyin namazını kılıyorlar bu kadar beyinsizlik olmaz
 
Cevap: Usame Bin Ladin Öldü !



Einstein beynini boyle sorularla doldurmazdi. Einstein olmaya gerek yok degil istesek de olamayiz.



Ozel Gorelilik Kuramı

-Cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır.

( İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir)

-Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönüşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir.

( Zamandaki yavaşlamanın sadece saatte meydana gelmediğini, gerçekte yaşandığının kanıtı ilk olarak nötrino ve mü-mezon deneylerinde ortaya çıkmıştır. Güneşten dünyamıza gelen nötrino ve müonların ışık hızına çok yaklaştıkları (%99.5) için ömürlerinin (yaşam sürelerinin) Dünya'da üretilen durağan olanlara göre çok daha uzun olduğu görülmektedir )

-Cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır.

( Parçacık hızlandırıcılarındaki hızlandırma deneylerinde bugüne kadar kütlesi olan hiçbir cisim, atom veya elektron, ışık hızına çıkarılamamıştır. Hız arttıkça kütlesi de arttığı için ivmelendirilmesi zorlaşmaktadır.)

Genel Gorelilik Kuramı

-Eğer kütle uzay-zamanı geometrik olarak eğiyorsa, Güneşin çok yakınından geçip gelen uzak yıldızların ışıkları eğrilmiş olmalıdır. Bu eğrilik güneş çektiği için dışbükey değil de uzay-zamanın eğriliğine uygun içbükey olmalıdır.

( 1919'da ilk kez İngiliz bilimciler güneş yakınından gelen ışığın eğri çizdiğini gözlemlediler. Daha sonraları yapılan bütün gözlemler eğriliğin GG'nin hesapladığı ile oldukça yakın olduğunu gösterdi.)

-Çok çok yoğun kütleler uzay-zamanı öylesine bükebilir ki, uzay-zaman kendi üstüne katlanır ve içine çöker, böylesine yoğun bir kütle görülemez çünkü ışık dahi bu uzay-zaman eğriliğinden, çökmesinden kurtulamaz.

( Evrende hiç ışık vermeyen ve etrafındaki her şeyi içine çekecek kadar yoğun kütle gösteren oluşumların varlığı tespit edildi. Karadelik adı verildi.)

-Kütle uzay-zamanı eğiyorsa bu eğilmeden zaman da etkileniyor (göreceli) olmalıdır. Eğilmiş zaman yavaş akmalıdır.

( Kütle yakınında ve uzağında çok hassas atom saatleri ile yapılan deneylerin hepsi kütle yakınında zamanın GG'nin hesaplarına uygun olarak yavaşladığını gösterdi.)

-Hareketli büyük kütleler etraflarındaki bir kısım uzay-zamanı da sürükleyebiliyor olmalıdır.

( Geçen yıl açıklandığı üzere çok hassas jiroskoplarla donatılmış LEGOS1 ve LEGOS2 uydularının 11 yıl süren ölçümleri dünyanın etrafındaki uzay-zamanı sürüklediğini ortaya koydu.)

-Kütle uzay-zamanı eğiyorsa, kütle yakınındaki eğrilikten ilerleyen ışık, uzağındaki düzgün uzay-zamanda ilerleyenden daha uzun yol almalıdır.

(Güneşin ardına geçen Viking uzay araçlarından dünyaya gönderilen sinyallerin, olması gerekenden daha uzun sürede dünyaya ulaştığı, yani uzay-zamanın güneş tarafından eğilmesinden etkilendikleri ortaya çıktı.)

-Yüksek kütleli oluşumların ani hareketleri uzay-zamanda ani değişimlere, eğrilik dalgaları oluşmasına neden olabilir.

( 1993'te Hulse ve Taylor, ikiz yıldızların spiral hareketinden uzay-zaman eğrilik dalgalarının oluşumunu gözleyerek nobel kazandılar.)

Kutle-Enerji Esitligi

Albert Einstein, kendisine kadar süregelen bir yargıyı yıkarak bilim dünyasında yeni bir çığır açmıştır. Ondan öncesinde kütle ile enerji arasında bir bağlantı kurulmamıştır ve ayrı olgular oldukları varsayılmıştır. 19.yüzyılda kimyagerlerin hassas aygıtları olmadığı için kimsenin dönüşüm sonrası kütle kaybından haberleri yoktu. Basit tepkimeler sonrası oluşan kütle kaybı fark edilememişti. Einstein ise bütün bilinenleri yıkarak çağdaş bilimin temel taşlarını atmıştır. Ona göre her şey enerjidir, yani maddeler de çok yoğun enerjilerdir. Kimyasal reaksiyonlar sonrası küçük de olsa kütlenin bir kısmı enerjiye dönüşmektedir. Bu durumu açıklamak için eşitliğin az farklı formülasyonu ilk defa Albert Einstein tarafından 1905'de ünlü makalelerinde yayımlanmıştır.

Fotoelektrik Etki

Einstein öncesi ışık kimi bilim adamları tarafından tanecikler akımı, kimileri tarafından da dalga devinimi olarak nitelendirilmişti.[7] 19. yüzyılın başlarında Young’la başlayan, Fresnel ve daha sonra Faraday ve Maxwell’in çalışmalarıyla pekişen deneyler dalga kuramına belirgin bir üstünlük sağlamıştı.[7] Einstein’ın fotoelektrik çalışması, bu gelişmeyi tersine çevirmiş, hem de Planck’ın 1900’de ortaya sürdüğü kuantum teorisini de çarpıcı bir biçimde doğrulamıştır.[7]



Üzerine ışık düşen bazı maddeler elektron salıyorlardı. Parlak ışıklar daha fazla elektron salıyor fakat enerjileri artmıyordu. Sarı ve kırmızı ışıklar pek az elektron salıyorlardı. Klasik fizik bu durumu dalga kuramı ile açıklayamıyordu. Einstein bu soruna Planck kuramını uyguladı. Sonradan foton adı verilen belirli enerjili bir kuanta, maddenin atomu tarafından soğrulmakta, böylece belirli enerjide bir elektron atomdan alınmaktadır.

Einstein bu çalışması nedeniyle 1921 yılında Fizik Nobel Ödülünü kazanmıştır.



Brown Hareketi ve Istatiksel Fizik

1850’lerde İngiliz botanikçisi Robert Brown, mikroskoplarla polenleri incelerken, taneciklerin su içinde gelişi güzel sıçramalarla devinim içinde olduğunu gözlemlemişti ancak bu gözlem 1905’e dek açıklamasız kalır.[7] Molekül kavramı yeni değildi; ancak en güçlü mikroskop altında bile görülemeyecek kadar küçük olan molekküllerin varlığı ilk kez bu açıklamayla kanıtlanmış oluyordu.[7]



Ona göre asıltının içinde bulunduğu su, Maxwell ve Boltzman kinetik kuramı gereği hareket eden molekülerden oluşuyorsa asıltı parçacıklar dözlendiği gibi titreşirler.[3] Su içindeki bütün cisimler her yönden ve sürekli olarak moleküllerle itilirler.[3]

Einstein hareket ile molekül büyüklüğü arasındaki matematik ilişkiyi saptamış ve böylece molekül ve atomların büyüklüğünü hesaplamak mümkün olmuştu.[3] Bu açıklamadan üç yıl sonra Perrin, Brow hareketi üzerinde deneyler yaparak Einstein’ın hesaplarını doğruladı

Bose-Einstein Istatistigi

Bose’un fotonlar için kullandığı metotları ayırt edilemez parçacıklar için genelleştiren Einstein, yaptığı çalışmalarda etkileşmeyen parçacıklardan oluşan bozon gazının tek bir kuantum durumuna yoğuşabileceğini göstermişti.

Einsteinnnnnnnnnnnnn :016:

Einstein Reis'e Saygilar. :tiphat:

Tekrar analim Einstein'i. Unutma-unutturma.
 
Cevap: Usame Bin Ladin Öldü !



Olanlarla ilgili onlarca teori var. Sonucta surece bakilmali surecte neler yasandi etkileri neydi vs. vs. uzerinden gidilmeli. Temelde 11 Eylul'u Ladin yapti mi yapmadi mi dogru bir soru degil yani bu sorunun cevabi bulundugunda tum gerceklik goz onune serilmez ki Ladin'in yaptigina dair de onlarca veri var. Ne olsa ABD'den biliniyor belki yapmak istedikleri de bu guclerini oldugundan kat be kat fazla gosterip herseylere gucu yetiyor imaji cizmek istiyorlar. Birkac belgesel izleyip ahanda ABD yapti buldum buldum demek dogru degil. Sonucta belgeseller belgeselleri yapanin izlerini tasir. Belgeselde istedigi ya da inandigi birseyi temel gerceklik olarak sunabilir. Banu Avar ve Danimarka belgeseli gibi. Sadece bir yerden okuyup tarihsel genis surecleri bilmeden ne neye denk gelir onu bunu bilmeden sallamak kolay ki Turkiye'de en fazla yapilan islerden biri ve bu sebeple de onlarca komplo teorisine insanlar gerceklerden daha fazla inanir.

Canli canli insan kafasi kesmenin ya da orayi burayi bombalamaya ne kadar mantik uydurulursa uydurulsun hicbiri islemez. Gerekcesi suydu buydu. Gerekcem var hakliyim ben obaaaaa bom bom bom. Boyle mantik olmaz. O zaman karsi ciktigi gucten bir farki kalmaz ki zaten pek de bir farki yok.
 
Cevap: Usame Bin Ladin Öldü !



Bin Ladin ya uzun zamandır ölmüstü, yada ölmedi. Obama cok tehlikeli biri ve yakında kurulacak new world order denen düzenin basına gecebilir.
 
Üst Alt