Hocayı çok seviyorum ve kendimce hep destekledim. Ancak bunu körü körüne yapanlardan değilim. Birtakım çekincelerimi zaman içinde belirtmiştim ki maalesef endişelerimi zaman içerisinde kısmen haklı çıkarmış oldu;
1. Oyuna ve oyunculara müdahale: Geçen yılki BJK deplasmanında ayyuka çıkmıştı, hatasını itiraf etti filan ama değişen bir şey olmadı. Şimdi hatırlayamadım, Hatay maçı olabilir; skor alınmış, rakip orta sahayı ele geçirmiş ve sürekli tehlikeli ataklar yapıyorken, Mertens yerine Vinicius' u alarak korku filmi izletmişti adeta. Bunu söylediğimde 'hocanın bir bildiği vardır' diyen olmuştu. Ben bir eleştiri yaparken ne düşünmüş olabileceğini anlamaya çalışırım önce zaten; dün de Demirbay' ın o halde 72 dk sahada kalması kör göze parmak hatadır mesela, ne mantığı olabilir?...Hoca bir plan kurarak takımı sahaya çıkarıyor; işler iyi giderse ne ala, plan tutmadığı zaman erken oyuncu değişikliği yapıp da çevirdiği maç sayılıdır. Oyun planı ise ya hiç değişmiyor, yahut orta sahayı boşaltıp forvet yığıyor takıma. Bir kez bile orta sahayı üçlemek denenmez mi? Neyin inadı bu?..
2. Çokça değinilen final maçlarında başarısızlık durumuna pek katılmıyorum. Şöyle ki; sadece final maçlarında değil; fiziksel yönden güçlü ve orta sahayı birazcık pas yaparak geçebilen her takım zorluk çıkardı bu sezon. Zalgiris ve Molde' nin eti ne budu ne ki sadece solbek eksikliği kötü futbol için mazeret olarak öne sürülebilsin? Keza ligde BŞ-KP-Antalya-Kayseri-Hatay-Antep-KG-Pendik-İst maçları kazanıldı diye üstünü örttük ama üstelik çoğunda skor alındığı halde orta saha üstünlüğünü rakip takımlara vermedik mi? Biraz kalite farkı, ekstra bir aksiyon veya biraz şans yardımıyla kazanılmadı mı o maçlar?..
3. Önceki mesajımda değindiğim, takımın genel fizik-kondisyon durumu. Bireysel çalışma yapan oyuncular gelişiyor, yapmayanlar zaman içinde geriliyor hep; bir nevi adamların keyiflerine bırakılmış gibi bir hal yani. Popülist yaklaşım gösteriyor demek istemiyorum ama oyuncu grubu TD yi çok seviyor, arkadaş gibi muhabbet besliyorsa antrenmanların gevşek olması ihtimali konuşulur; geçmişten günümüze Udo Lattek, Magath gibi idman temposunu çok ağır tutan TD ler, sırf bu yüzden bile oyuncular tarafından pek sevilmezler genellikle. Kondisyon antrenmanları 'laylaylom' havasında olmaz, fiziksel limitler zorlanmadan gelişme olmaz zira; tanıdığım 3. lig oyuncuları bile idmanların ağırlığından yılgın oluyorlar.
Weghorst, Şenol Güneş' in antrenmanlarının yetersiz, bu yüzden form tutmasının zor olduğunu söylemişti ayrılık sürecinde. Muhtemelen yerli TD ler genel itibariyle az idman yaptırıyorlar diye tahmin ediyorum. Yerli oyuncular ve yabancıların çoğu da profesyonelliği defolu yahut düşüşe geçmiş, antrenman sevmeyen tipler oldukları için işi sıkı tutan yabancı TD lerin ülkemizde barınamıyor oluşunda bir faktör olabileceğini düşünüyorum...