Zaman zaman bu sezon kurulan kadronun 99-2000 kadrosundan sonra kurulan en iyi kadro olduğu söyleniyor. Bu zamanında 2012 kadrosu için de söylenirdi.
Peki gerçekten öyle mi? 99-2000 kadrosu iyi miydi? Yoksa birkaç tane yıldız oyuncunun etrafına kurulan askerlerle ve yıllardır oturmuş bir sistemin ürünü müydü?
Brezilya milli takım kalecisi Taffarel, Barca ve Real’de tutunamamış demir perde ülkelerinin Maradonası Hagi, Barcelona seviyelerine kadar çıkmış başarılı bir stoper Popescu…
Bu üç oyuncu üst seviyedeydi, peki ya devamı? Kaleci yedeği mesela altyapıdan çıkmış ve sonrada tutunamayacak Kerem İnan ve Mehmet Bölükbaşı.. Sağ Bek kapalı kutu, Brezilya dışında sadece Japonya’da oynamış 28 yaşında Capone ile 2 sezondur takımda zaman zaman forma giyen Bakırköyspor’dan gelen 23 yaşındaki Fatih Akyel. Solda 6 sezondur iyi kötü formayı terleten 27 yaşındaki Hakan ve 28 yaşındaki Ergün. Stoper bölgesinde 32 yaşındaki kaptan Bülent. Popescu ile Bülent’i yedekleyecek doğru dürüst oyuncu yoktu, zaman zaman Capone veya Ahmet Yıldırım yedekliyordu. Orta alanda Okan, Emre gibi iki altyapı ürünü ile Diyarbakır’dan gelen Ümit Davala ve 33 yaşına merdiven dayamış Suat. Bunların dışında futbola bir türlü ısınamayan müthiş yetenek Sergen, taraftarın bir türlü ısınamadığı Hasan Şaş ve zaman zaman forma şansı bulan genç oyuncu Mehmet Yozgatlı.
Forvet hattında çoğunlukla saç baş yolduran Arif, zamanının iyi golcülerinden olsa da zaman zaman kaçırdıklarıyla ve başarısız Torino macerasıyla Torinolu Şaban lakabını alan Hakan ve ne öncesinde, ne sonrasında hiçbir takımda tutunamayan Marcio.
Bu kadro gerçekten iyi bir kadro mühendisliği ürünü müydü? Sanmıyorum. Hatta pekçok eksikleri vardı. Birçok oyuncu sırf imkansızlılardan dolayı sakat sakat çok maça çıktı. Bize efsane başarılar kazandırdığı için bu takım çok iyi görünse de aslında iyi bir sistemin ve oyunculardan maksimum verimi almayı bilen bir hocanın ürünüydü.
Bugün mesela doğrudan 11’e Brezilya’dan kapalı kutu oyuncu getirilse ne olur? Vecino gibi daha birkaç ay önce Dünya kupasında takımının 3 maçının 2’sinde 11 başlamış bir oyuncuya burun kıvıran taraftar, bu transfere nasıl bakardı?
Bu aynı zamanda bizim başarı için transfere şartlanmamızın da yanlışlığını gösteriyor. Biz o gün molde gibiydik, bilindik çok fazla oyuncumuz yoktu ama çok iyi bir sistemimiz vardı. Bugün ise neredeyse tüm oyuncular Avrupa çapında bilindik isimler ama sistem oturtulamıyor, en azından geçmişte hep böyle oldu.
Bugün oluşan kadro, 99-2000 kadrosuna göre hem daha fazla uluslararası seviyede bilinen oyuncuyu içeriyor, hem de çok daha geniş bir havuza sahip. Bugün takım 4 sezon şampiyon da olsa, geçtim ilk 11’i, ana yedek olarak bile Yunus gibi altyapıdan gelen biriyle sezona girerse ortalık yangın yerine döner. Ya da Erzincan’dan, Diyarbakır’dan biri gelip direkt 11 planlamasına dahil edilse olay çıkar. Mesela bu sezon 10 numara olarak Siraçhan’a güvenilerek başlansa? Mümkün mü böyle bir durum? Ancak ve ancak 3. Alternatif olarak sezona başlar ve bir şekilde formayı alır.
Peki gerçekten öyle mi? 99-2000 kadrosu iyi miydi? Yoksa birkaç tane yıldız oyuncunun etrafına kurulan askerlerle ve yıllardır oturmuş bir sistemin ürünü müydü?
Brezilya milli takım kalecisi Taffarel, Barca ve Real’de tutunamamış demir perde ülkelerinin Maradonası Hagi, Barcelona seviyelerine kadar çıkmış başarılı bir stoper Popescu…
Bu üç oyuncu üst seviyedeydi, peki ya devamı? Kaleci yedeği mesela altyapıdan çıkmış ve sonrada tutunamayacak Kerem İnan ve Mehmet Bölükbaşı.. Sağ Bek kapalı kutu, Brezilya dışında sadece Japonya’da oynamış 28 yaşında Capone ile 2 sezondur takımda zaman zaman forma giyen Bakırköyspor’dan gelen 23 yaşındaki Fatih Akyel. Solda 6 sezondur iyi kötü formayı terleten 27 yaşındaki Hakan ve 28 yaşındaki Ergün. Stoper bölgesinde 32 yaşındaki kaptan Bülent. Popescu ile Bülent’i yedekleyecek doğru dürüst oyuncu yoktu, zaman zaman Capone veya Ahmet Yıldırım yedekliyordu. Orta alanda Okan, Emre gibi iki altyapı ürünü ile Diyarbakır’dan gelen Ümit Davala ve 33 yaşına merdiven dayamış Suat. Bunların dışında futbola bir türlü ısınamayan müthiş yetenek Sergen, taraftarın bir türlü ısınamadığı Hasan Şaş ve zaman zaman forma şansı bulan genç oyuncu Mehmet Yozgatlı.
Forvet hattında çoğunlukla saç baş yolduran Arif, zamanının iyi golcülerinden olsa da zaman zaman kaçırdıklarıyla ve başarısız Torino macerasıyla Torinolu Şaban lakabını alan Hakan ve ne öncesinde, ne sonrasında hiçbir takımda tutunamayan Marcio.
Bu kadro gerçekten iyi bir kadro mühendisliği ürünü müydü? Sanmıyorum. Hatta pekçok eksikleri vardı. Birçok oyuncu sırf imkansızlılardan dolayı sakat sakat çok maça çıktı. Bize efsane başarılar kazandırdığı için bu takım çok iyi görünse de aslında iyi bir sistemin ve oyunculardan maksimum verimi almayı bilen bir hocanın ürünüydü.
Bugün mesela doğrudan 11’e Brezilya’dan kapalı kutu oyuncu getirilse ne olur? Vecino gibi daha birkaç ay önce Dünya kupasında takımının 3 maçının 2’sinde 11 başlamış bir oyuncuya burun kıvıran taraftar, bu transfere nasıl bakardı?
Bu aynı zamanda bizim başarı için transfere şartlanmamızın da yanlışlığını gösteriyor. Biz o gün molde gibiydik, bilindik çok fazla oyuncumuz yoktu ama çok iyi bir sistemimiz vardı. Bugün ise neredeyse tüm oyuncular Avrupa çapında bilindik isimler ama sistem oturtulamıyor, en azından geçmişte hep böyle oldu.
Bugün oluşan kadro, 99-2000 kadrosuna göre hem daha fazla uluslararası seviyede bilinen oyuncuyu içeriyor, hem de çok daha geniş bir havuza sahip. Bugün takım 4 sezon şampiyon da olsa, geçtim ilk 11’i, ana yedek olarak bile Yunus gibi altyapıdan gelen biriyle sezona girerse ortalık yangın yerine döner. Ya da Erzincan’dan, Diyarbakır’dan biri gelip direkt 11 planlamasına dahil edilse olay çıkar. Mesela bu sezon 10 numara olarak Siraçhan’a güvenilerek başlansa? Mümkün mü böyle bir durum? Ancak ve ancak 3. Alternatif olarak sezona başlar ve bir şekilde formayı alır.