Bizim kuşak için Naumoski ve Rivers daha değerlidir. Tabi bu noktada Naumoski biraz ön plana çıkar. Sebebi tamamen duygusaldır. Türk basketbolunun yukarı çıkış ivmesinde Efes takımının dümenindeki adam olması onu biraz daha özel yapıyor. Terini sile sile forma eskitmiş olsa da, Aris maçında herkesi ayağa kaldırıp sonra göz yaşlarına boğmuş olsa da, o noktaları Türk basketbolseveri bu adamın büyük katkısı ile gördü. Koraç'ın kaldırılması ile birlikte de adam efsane konumuna ulaştı. Büyük oyun kurucu idi ama sevmediğim özellikleri vardı. Örneğin. Çok sert bir alan savunması sonrası büyük emeklerle kazanılan toplar sonrası Volkan Aydın ya da Ufuk Sarıca ezber bölgelerinde topu beklerken ki, Volkan dip çizgiden cidden inanılmaz sokardı. Ufuğu konuşmaya gerek yok. Bir ayağını öne atıp lap diye şut attığında ben amiyane tabir ile ayar oluyordum. Ha şu var; Şut dinamiği farklı ama istikrarlı olduğu için çoğu küfrü de ağzımızda yarım bırakmıştır, bu da onun ne kadar özel bir oyuncu olduğunu gösterir. Sonra Ülker yıllarında bende Naumoski’ye karşı antipati oluştu. Çarkın dişlisi olmaktan çıkınca biraz saçmaladı. O kadar kusur kadı kızında da olur diyelim. O kadar heyecan yaşattı millete netice de.
Rivers için çok fazla şey söylemeye gerek yok. Adamın oyun zekası çok üst düzeydi. Ve bildiğin lider oyuncu tanımına net uyuyordu. Duygusallığı bir kenara bırakırsak Naumoski’den öndedir bana göre. Zira ondaki başarı sürekliliği kolay kolay kazanılacak bir şey değil. Antibes’ten başla Tofaş'a kadar enteresan takımları sırtlayıp beklenmeyen noktalara getirmiştir. Efendi huylu, herkesin suyuna giden bir ağabeyimizdi ama bu görüntünün altındaki muazzam kazanma hırsına ancak şapka çıkarılır. Büyük oyuncu, iyi insan, az ego daha olsun.
Bodiraga ise, o fizik ile nasıl o top hakimiyetine sahipti bunu ciddi ciddi araştırmak gerek. Onu genelde rakip olarak izlediğimiz için yeter be arkadaş demekten adamın meziyetlerinin farkına geç vardık. Hayır adam ekstra bir şey yapıyormuş gibi de durmuyordu. Sanırım sihri de buydu. Temiz yüzlü kiralık katiller vardır ya. Beklemezsin adamdan. Adamın oyunu da aynen öyle idi. Şimdilerde öyle bir guard bulsa NBA takımları tam tam dansı yaparlar.
Petroviç konusuna hiç girmeyeyim. O zaten kıyas kabul etmiyor. Ayrı konuşulması gereken bir adam. Lakin Djordjevic’i atlaman olmamış. Yoksa sıralama güzel
Özetle böyle olsun.