Avrupa Basketbolunda İzlemiş Olduğunuz En İyi Oyun Kurucu - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Avrupa Basketbolunda İzlemiş Olduğunuz En İyi Oyun Kurucu


Ayrıca yazmayı unuttum. Kareem Abdul Jabbar'dan bile daha çok sayı attığı söylenen efsane skorer Oscar Schmidt var.
 
Arroyo yetenek olarak ve işi şova dökmede Spanoulis'den daha iyi ama iş winnerliğe gelince V-Span önde. İkisini de canlı izlediğim için şanslıyım ama Kabasakal diyeceğim.
 
@Ozan Tokgöz

Abi bu konudaki görüşünü merak ediyorum? :)

Bizim kuşak için Naumoski ve Rivers daha değerlidir. Tabi bu noktada Naumoski biraz ön plana çıkar. Sebebi tamamen duygusaldır. Türk basketbolunun yukarı çıkış ivmesinde Efes takımının dümenindeki adam olması onu biraz daha özel yapıyor. Terini sile sile forma eskitmiş olsa da, Aris maçında herkesi ayağa kaldırıp sonra göz yaşlarına boğmuş olsa da, o noktaları Türk basketbolseveri bu adamın büyük katkısı ile gördü. Koraç'ın kaldırılması ile birlikte de adam efsane konumuna ulaştı. Büyük oyun kurucu idi ama sevmediğim özellikleri vardı. Örneğin. Çok sert bir alan savunması sonrası büyük emeklerle kazanılan toplar sonrası Volkan Aydın ya da Ufuk Sarıca ezber bölgelerinde topu beklerken ki, Volkan dip çizgiden cidden inanılmaz sokardı. Ufuğu konuşmaya gerek yok. Bir ayağını öne atıp lap diye şut attığında ben amiyane tabir ile ayar oluyordum. Ha şu var; Şut dinamiği farklı ama istikrarlı olduğu için çoğu küfrü de ağzımızda yarım bırakmıştır, bu da onun ne kadar özel bir oyuncu olduğunu gösterir. Sonra Ülker yıllarında bende Naumoski’ye karşı antipati oluştu. Çarkın dişlisi olmaktan çıkınca biraz saçmaladı. O kadar kusur kadı kızında da olur diyelim. O kadar heyecan yaşattı millete netice de.

Rivers için çok fazla şey söylemeye gerek yok. Adamın oyun zekası çok üst düzeydi. Ve bildiğin lider oyuncu tanımına net uyuyordu. Duygusallığı bir kenara bırakırsak Naumoski’den öndedir bana göre. Zira ondaki başarı sürekliliği kolay kolay kazanılacak bir şey değil. Antibes’ten başla Tofaş'a kadar enteresan takımları sırtlayıp beklenmeyen noktalara getirmiştir. Efendi huylu, herkesin suyuna giden bir ağabeyimizdi ama bu görüntünün altındaki muazzam kazanma hırsına ancak şapka çıkarılır. Büyük oyuncu, iyi insan, az ego daha olsun.

Bodiraga ise, o fizik ile nasıl o top hakimiyetine sahipti bunu ciddi ciddi araştırmak gerek. Onu genelde rakip olarak izlediğimiz için yeter be arkadaş demekten adamın meziyetlerinin farkına geç vardık. Hayır adam ekstra bir şey yapıyormuş gibi de durmuyordu. Sanırım sihri de buydu. Temiz yüzlü kiralık katiller vardır ya. Beklemezsin adamdan. Adamın oyunu da aynen öyle idi. Şimdilerde öyle bir guard bulsa NBA takımları tam tam dansı yaparlar.

Petroviç konusuna hiç girmeyeyim. O zaten kıyas kabul etmiyor. Ayrı konuşulması gereken bir adam. Lakin Djordjevic’i atlaman olmamış. Yoksa sıralama güzel :D

Özetle böyle olsun.
 
Bizim kuşak için Naumoski ve Rivers daha değerlidir. Tabi bu noktada Naumoski biraz ön plana çıkar. Sebebi tamamen duygusaldır. Türk basketbolunun yukarı çıkış ivmesinde Efes takımının dümenindeki adam olması onu biraz daha özel yapıyor. Terini sile sile forma eskitmiş olsa da, Aris maçında herkesi ayağa kaldırıp sonra göz yaşlarına boğmuş olsa da, o noktaları Türk basketbolseveri bu adamın büyük katkısı ile gördü. Koraç'ın kaldırılması ile birlikte de adam efsane konumuna ulaştı. Büyük oyun kurucu idi ama sevmediğim özellikleri vardı. Örneğin. Çok sert bir alan savunması sonrası büyük emeklerle kazanılan toplar sonrası Volkan Aydın ya da Ufuk Sarıca ezber bölgelerinde topu beklerken ki, Volkan dip çizgiden cidden inanılmaz sokardı. Ufuğu konuşmaya gerek yok. Bir ayağını öne atıp lap diye şut attığında ben amiyane tabir ile ayar oluyordum. Ha şu var; Şut dinamiği farklı ama istikrarlı olduğu için çoğu küfrü de ağzımızda yarım bırakmıştır, bu da onun ne kadar özel bir oyuncu olduğunu gösterir. Sonra Ülker yıllarında bende Naumoski’ye karşı antipati oluştu. Çarkın dişlisi olmaktan çıkınca biraz saçmaladı. O kadar kusur kadı kızında da olur diyelim. O kadar heyecan yaşattı millete netice de.

Rivers için çok fazla şey söylemeye gerek yok. Adamın oyun zekası çok üst düzeydi. Ve bildiğin lider oyuncu tanımına net uyuyordu. Duygusallığı bir kenara bırakırsak Naumoski’den öndedir bana göre. Zira ondaki başarı sürekliliği kolay kolay kazanılacak bir şey değil. Antibes’ten başla Tofaş'a kadar enteresan takımları sırtlayıp beklenmeyen noktalara getirmiştir. Efendi huylu, herkesin suyuna giden bir ağabeyimizdi ama bu görüntünün altındaki muazzam kazanma hırsına ancak şapka çıkarılır. Büyük oyuncu, iyi insan, az ego daha olsun.

Bodiraga ise, o fizik ile nasıl o top hakimiyetine sahipti bunu ciddi ciddi araştırmak gerek. Onu genelde rakip olarak izlediğimiz için yeter be arkadaş demekten adamın meziyetlerinin farkına geç vardık. Hayır adam ekstra bir şey yapıyormuş gibi de durmuyordu. Sanırım sihri de buydu. Temiz yüzlü kiralık katiller vardır ya. Beklemezsin adamdan. Adamın oyunu da aynen öyle idi. Şimdilerde öyle bir guard bulsa NBA takımları tam tam dansı yaparlar.

Petroviç konusuna hiç girmeyeyim. O zaten kıyas kabul etmiyor. Ayrı konuşulması gereken bir adam. Lakin Djordjevic’i atlaman olmamış. Yoksa sıralama güzel :D

Özetle böyle olsun.

İnan 5 numaraya Djordjevic'i mi yazsam Diamantidis'i mi diye düşündüm ama o keltoşu çok çok net hatırlayamıyorum. Özellikle kulüp performansını. 2001'de Avrupa şampiyonası finalinde bizi tokatladığını hatırlıyorum tabi. O maçta da fena değildi. Bodiroga'yı çok net biliyorum mesela her sene Efes'e, Ülker'e Tofaş'a rakip olduğundan. Koraç kupası finalinde Milano forması giyerken yendik diye nasıl bir hırs yaptıysa sonradan Türk takımlarına karşı kazanan genelde o oldu.

Bodiroga aynen dediğin gibi. Temiz yüzlü kiralık katil. Bu kadar gösterişsiz oynayıp bu kadar lider, faydalı olan az oyuncu olur. Bu konuda yine en büyük rakibi Naumoski olur heralde. :) Şu anda oynuyor olsa yıllık 25 milyon dolara NBA'de oynardı Bodiroga.

Kesinlikle Noumoski keşke son senelerinde Ülker'de oynamasaydı. Türk milletinin kafasındaki efsane portresine biraz zarar verdi o performansı ama ülkeye basketbolu sevdiren adamdır net olarak.
 
Soru kariyerden ziyade Avrupa basketboluna damga vuran oyuncular olmalı :)
Rivers-Petrovic-Bodiroga-Fucka-Sabonis

Rivers yerine Spa-Jasi de yazılabilir ama benim tercihim Rivers.
 
Son düzenleme:
Soru kariyerden ziyade Avrupa basketboluna damga vuran oyuncular olmalı :)

Aynen millet İverson diyor enteresan bir şekilde. Dominic Wilkins gibi bir NBA efsanesinin ki Iversondan bile büyük oyuncudur. Euroleauge finalinde nasıl özverili ve winner gibi kendini vererek oynadığından haberleri yok. Iverson'ın en iyi maçı Avrupada Tofaşdan 30 sayı fark yediği maç Beşiktaşın:D
 
Avrupa Basketboluna Damga Vurmuş Oyun Kurucular

Diamantidis
Rivers
Papaloukas
Jasikevicius
Spanoulis

Honorable mention (Naumoski, Djordjevic)


Oyun Kurucu diye Kısıtlamazsak

Sabonis
Galis
Bodiroga
Petrovic
Oscar Schmidt

Ecnebilerin Peak diye tabir ettiği en iyi performansı ve kalitesini gösterenler (tek sezon bile olabilir)

Wilkins
Bob McAdoo
Petrovic
Oscar Schmidt
Sabonis
 
Üst Alt