Galatasaray yönetimi ve Şanlı Galatasaray taraftarına,
Bilindiği gibi Dursun Özbek 23 Mayıs 2015 tarihinden itibaren renklerine ve armasına gönül verdiğimiz kulübümüzün başkanlık rolünü üstlenmektedir. Ünal Aysal'ın son dönemdeki düşük performansı ve kongreden istediği desteği alamamasıyla birlikte geri çekilmesi ve geçici olarak başkanlık görevini üstlenen Prof. Dr. Duygun Yarsuvat'ın o dönem başa geçmesiyle, yardımcılığını üstlenen Özbek, mayıs seçimlerinde ciddi adaylar çıkmamasıyla birlikte Galatasaray'ın 36. başkanı olmuştur.
Dursun Özbek'in göreve geldiği günden itibaren, Galatasaray ismine sürülen lekeler ortadadır. Kulübün ekonomik durumunu düzeltme parolasıyla, şampiyonluğu da kazandıktan sonra kulübün başına geçen Özbek ve ekibi ilk geldikleri günden itibaren geçmişteki başkanları ve yöneticileri kulübü batma noktasına getirmekle suçlamış ancak gelinen noktada yapılan yanlış transferler ve uygulanan yanlış politikalarla özellikle futbol takımını daha da geriye götürmüş aynı zamanda borç seviyesinin de artmasına sebep olmuşlardır.
Özbek ve ekibinin göreve gelmesiyle birlikte bağımsız bir firmaya hazırlattıkları mali denetim raporu ile son açıklanan bilanço rakamlarındaki konsolide borç - alacak farkı tabloları ortadadır. Kulübün en değerli varlıklarından olan Riva ve Florya arazilerinin değerlendirilmesine yönelik kongreden gerekli yetkiyi almalarına karşın, bu sürecin sonunda kulübün kazanacağı finansal miktarın ne seviyede olacağı ise hala belirsizliğini korumaktadır. Kongrede telaffuz edilen 500 milyon dolar rakamı, şu anki koşullar ile proje ile ilgili gelecek süreçler ve kur değişimi dikkate alındığında sadece ütopya olarak görülebilir. Bilindiği gibi ilk aşamada elde edilecek minimum 500 milyon TL rakamı kırdırılmış ve 342 milyon TL'lik bir bedel alınarak kulübün yüksek faiz bedellerine sebep olan borçlarının bir kısmı kapanmış bu şekilde de 3 yıllık süreçte yaklaşık 100 milyon TL civarında kara geçilmesi öngörülmüştür. Yönetimin yaklaşık 2 yıllık süreçte yaptıkları baz alındığında 100 milyon TL rakamının çok daha fazlasının yapılacak yanlış hamlelerle kaybedileceği açık bir şekilde ortadadır. Dursun Özbek döneminde yaklaşık 31 milyon euro bonservis bedeli ödenerek transfer edilen oyunculardan ilerlemiş yaşına karşısın külübümüzün seviyesinde oynayabilecek tek oyuncu Lukas Podolski'dir ve sadece yedek olabilecek ya da müzmin sakatlığı olan potansiyelli oyunculara yaklaşık 28 milyon euro ödenmiş ve bu oyuncuların çoğuna önceki kulüplerinde aldığı maaşlar dikkate alındığında astronomik maaş bedelleri ödenmiştir. Kevin ve Kolbeinn transferlerinde yaşanan süreçler ise kaybedilen 3-4 milyon euro bedelden ziyade Galatasaray tarihine sürdüğü kara lekelerle camiamıza daha fazla zarar vermiştir. Bunlar dışında yapılan amatörce hataları şu başlıklar altında hatırlayabilirsiniz :
- Basketbol takımı ve forma sponsoru ile ilgili aylarca söylenen yalanlar
- Sneijder ve Podolski örnekleri üzerinden Messi ve Neymar'ın Galatasaray'a gelebileceği iması
- FFP savunması sonrası "Bilekliklerimiz ile gittik kaale almadılar." açıklaması
- Hamzaoğlu ve Riekerink'e sürekli güven oyu verilmesine karşın amatörce gece operasyonlarıyla gönderilmeleri
- Nazifoğlu'nun transfer edilen oyuncuların bazılarını kendisinin isteğiyle alındığını belirtmesi
- Seyrantepe metrosu ile ilgili taraftarın defalarca kandırılması
- Borç probleminin olmadığını söyleyip, her sıkıntılı noktada geçmiş yöneticilere edilen sözler ve borçlardan yakınmalar
- Şampiyon olunduğu dönemde yönetim mazbatası alınmasına rağmen, Galatasaray Futbol Takımı'nın harcanan rakamlara rağmen günden güne geriye gitmesi
- Mecidiyeköy'de yapılacak otel ve stadın çatısı ile ilgili söylenilen yalanlar
Yaşanan süreçler bir çok taraftarın hatırlayacağı üzere Adnan Polat dönemine ziyadesiyle benzemektedir. Ortaya kurtulma tarihi ile ilgili bir hedef koyulmuş, mali yönden yetersizliklerden söz edilmiş ve buna rağmen sürekli yanlış politikalar izlenmiştir. Galataasaray 2 yıllık süreçte, korkulan bir takımdan ziyade günden güne çok kırılgan, mücadele gücü olmayan, Galatasaray adına zarar veren bir takım hüviyetine bürünmüştür. Federasyon ve MHK tarafından aleyhimize uygulanan yaptırımlara hiç bir şekilde tepki koyulmamıştır. Yabancı sınırının esnetilmesine rağmen sürekli olarak yerli oyunculara kaliteleri dikkate alındığında astronomik transfer ve maaş bedelleri ödenmeye devam edilmiştir. Kulübümüzün basın sözcüsü ve yönetim kurulu üyesi olan Nazifoğlu, Galatasarayla alay edilen programlarda her hafta telefon bağlantıları üzerinden boy gösterip kendi reklamını yapmakta hiç bir şekilde sakınca görmemiştir.
Gelinen noktada ilk günden beri ortada olan vizyonsuz ve ümitsiz ortam devam etmektedir. Dursun Özbek ve ekibinin hiç bir şekilde Galatasaray Spor Kulübü'nün hakkıyla yönetilmesini sağlayacak bir ekip olmadığı ortadadır. Arazilerin değerlendirilmesi ile ilgili yapılacak çalışmaların ardına sığınıp gelecek 2-3 yıl için kendilerine garantiye alma çabalarının da esas nedeni budur.
Galatasaray Kulübü, kurucu Ali Sami Yen'in de belirttiği gibi "takım olabilmek, saygın bir armaya sahip olmak ve Türk olmayan takımları yenmek" parolaları ile kurulmuştur ve bu zamana kadar Türkiye'nin Avrupa'daki yüz akı olmuştur ancak son dönemde asırlık kulübü kardeşi Mehmet Özbek ile birlikte aile şirketi kıvamında yöneten, başkanlık yaptığı yaklaşık 2 yıllık süreçte yapılan hataların hiç birini sahiplenmeyip sporcuların ve teknik ekibin arkasına saklanan, takımın Türkiye sınırları içerisinde bile sporcu kalitesi olarak sıradan bir takım haline evrilmesine sebep olan Sayın Dursun Özbek ve ekibinin bizim gözümüzde güzide kulübümüzün en tepesinde kesinlikle yeri yoktur.
Ortaya konulan tüm süreçler dikkate alındığında Dursun Özbek ve yönetiminin kısa, orta ve uzun vadede Galatasaray'a verecekleri zararlar açık olduğu için, bu renge gönül vermiş bir grup taraftar olarak kendisini ve yönetimini ivedilikle istifaya davet ediyoruz. Galatasaray Spor Kulübü renklerine, armasına, kültürüne ve adına yakışacak kişiler tarafından yönetilmeli ve kaybetmeye yüz tuttuğu saygınlığını ivedilikle geri kazanmalıdır. Şu anki yönetimin göreve devam etmesi gelecek yönetimler için daha büyük enkazlar oluşturmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Efsane hocamız Derwall'ın da belirttiği gibi "Galatasaray adının olduğu yerde umut vardır." Geldiği günden beri kulübümüze dair umutlarımızın günden güne azalmasına sebep olan Dursun Özbek ve yönetimi görevlerinden ayrılana dek, bu konudaki çabamızı destekçi bulalım ya da bulmayalım devam ettireceğiz.
dursun özbek'i istifaya davet ediyoruz - ekşi sözlük
dursun özbek'i istifaya davet ediyoruz - galatasaray sözlük
Bilindiği gibi Dursun Özbek 23 Mayıs 2015 tarihinden itibaren renklerine ve armasına gönül verdiğimiz kulübümüzün başkanlık rolünü üstlenmektedir. Ünal Aysal'ın son dönemdeki düşük performansı ve kongreden istediği desteği alamamasıyla birlikte geri çekilmesi ve geçici olarak başkanlık görevini üstlenen Prof. Dr. Duygun Yarsuvat'ın o dönem başa geçmesiyle, yardımcılığını üstlenen Özbek, mayıs seçimlerinde ciddi adaylar çıkmamasıyla birlikte Galatasaray'ın 36. başkanı olmuştur.
Dursun Özbek'in göreve geldiği günden itibaren, Galatasaray ismine sürülen lekeler ortadadır. Kulübün ekonomik durumunu düzeltme parolasıyla, şampiyonluğu da kazandıktan sonra kulübün başına geçen Özbek ve ekibi ilk geldikleri günden itibaren geçmişteki başkanları ve yöneticileri kulübü batma noktasına getirmekle suçlamış ancak gelinen noktada yapılan yanlış transferler ve uygulanan yanlış politikalarla özellikle futbol takımını daha da geriye götürmüş aynı zamanda borç seviyesinin de artmasına sebep olmuşlardır.
Özbek ve ekibinin göreve gelmesiyle birlikte bağımsız bir firmaya hazırlattıkları mali denetim raporu ile son açıklanan bilanço rakamlarındaki konsolide borç - alacak farkı tabloları ortadadır. Kulübün en değerli varlıklarından olan Riva ve Florya arazilerinin değerlendirilmesine yönelik kongreden gerekli yetkiyi almalarına karşın, bu sürecin sonunda kulübün kazanacağı finansal miktarın ne seviyede olacağı ise hala belirsizliğini korumaktadır. Kongrede telaffuz edilen 500 milyon dolar rakamı, şu anki koşullar ile proje ile ilgili gelecek süreçler ve kur değişimi dikkate alındığında sadece ütopya olarak görülebilir. Bilindiği gibi ilk aşamada elde edilecek minimum 500 milyon TL rakamı kırdırılmış ve 342 milyon TL'lik bir bedel alınarak kulübün yüksek faiz bedellerine sebep olan borçlarının bir kısmı kapanmış bu şekilde de 3 yıllık süreçte yaklaşık 100 milyon TL civarında kara geçilmesi öngörülmüştür. Yönetimin yaklaşık 2 yıllık süreçte yaptıkları baz alındığında 100 milyon TL rakamının çok daha fazlasının yapılacak yanlış hamlelerle kaybedileceği açık bir şekilde ortadadır. Dursun Özbek döneminde yaklaşık 31 milyon euro bonservis bedeli ödenerek transfer edilen oyunculardan ilerlemiş yaşına karşısın külübümüzün seviyesinde oynayabilecek tek oyuncu Lukas Podolski'dir ve sadece yedek olabilecek ya da müzmin sakatlığı olan potansiyelli oyunculara yaklaşık 28 milyon euro ödenmiş ve bu oyuncuların çoğuna önceki kulüplerinde aldığı maaşlar dikkate alındığında astronomik maaş bedelleri ödenmiştir. Kevin ve Kolbeinn transferlerinde yaşanan süreçler ise kaybedilen 3-4 milyon euro bedelden ziyade Galatasaray tarihine sürdüğü kara lekelerle camiamıza daha fazla zarar vermiştir. Bunlar dışında yapılan amatörce hataları şu başlıklar altında hatırlayabilirsiniz :
- Basketbol takımı ve forma sponsoru ile ilgili aylarca söylenen yalanlar
- Sneijder ve Podolski örnekleri üzerinden Messi ve Neymar'ın Galatasaray'a gelebileceği iması
- FFP savunması sonrası "Bilekliklerimiz ile gittik kaale almadılar." açıklaması
- Hamzaoğlu ve Riekerink'e sürekli güven oyu verilmesine karşın amatörce gece operasyonlarıyla gönderilmeleri
- Nazifoğlu'nun transfer edilen oyuncuların bazılarını kendisinin isteğiyle alındığını belirtmesi
- Seyrantepe metrosu ile ilgili taraftarın defalarca kandırılması
- Borç probleminin olmadığını söyleyip, her sıkıntılı noktada geçmiş yöneticilere edilen sözler ve borçlardan yakınmalar
- Şampiyon olunduğu dönemde yönetim mazbatası alınmasına rağmen, Galatasaray Futbol Takımı'nın harcanan rakamlara rağmen günden güne geriye gitmesi
- Mecidiyeköy'de yapılacak otel ve stadın çatısı ile ilgili söylenilen yalanlar
Yaşanan süreçler bir çok taraftarın hatırlayacağı üzere Adnan Polat dönemine ziyadesiyle benzemektedir. Ortaya kurtulma tarihi ile ilgili bir hedef koyulmuş, mali yönden yetersizliklerden söz edilmiş ve buna rağmen sürekli yanlış politikalar izlenmiştir. Galataasaray 2 yıllık süreçte, korkulan bir takımdan ziyade günden güne çok kırılgan, mücadele gücü olmayan, Galatasaray adına zarar veren bir takım hüviyetine bürünmüştür. Federasyon ve MHK tarafından aleyhimize uygulanan yaptırımlara hiç bir şekilde tepki koyulmamıştır. Yabancı sınırının esnetilmesine rağmen sürekli olarak yerli oyunculara kaliteleri dikkate alındığında astronomik transfer ve maaş bedelleri ödenmeye devam edilmiştir. Kulübümüzün basın sözcüsü ve yönetim kurulu üyesi olan Nazifoğlu, Galatasarayla alay edilen programlarda her hafta telefon bağlantıları üzerinden boy gösterip kendi reklamını yapmakta hiç bir şekilde sakınca görmemiştir.
Gelinen noktada ilk günden beri ortada olan vizyonsuz ve ümitsiz ortam devam etmektedir. Dursun Özbek ve ekibinin hiç bir şekilde Galatasaray Spor Kulübü'nün hakkıyla yönetilmesini sağlayacak bir ekip olmadığı ortadadır. Arazilerin değerlendirilmesi ile ilgili yapılacak çalışmaların ardına sığınıp gelecek 2-3 yıl için kendilerine garantiye alma çabalarının da esas nedeni budur.
Galatasaray Kulübü, kurucu Ali Sami Yen'in de belirttiği gibi "takım olabilmek, saygın bir armaya sahip olmak ve Türk olmayan takımları yenmek" parolaları ile kurulmuştur ve bu zamana kadar Türkiye'nin Avrupa'daki yüz akı olmuştur ancak son dönemde asırlık kulübü kardeşi Mehmet Özbek ile birlikte aile şirketi kıvamında yöneten, başkanlık yaptığı yaklaşık 2 yıllık süreçte yapılan hataların hiç birini sahiplenmeyip sporcuların ve teknik ekibin arkasına saklanan, takımın Türkiye sınırları içerisinde bile sporcu kalitesi olarak sıradan bir takım haline evrilmesine sebep olan Sayın Dursun Özbek ve ekibinin bizim gözümüzde güzide kulübümüzün en tepesinde kesinlikle yeri yoktur.
Ortaya konulan tüm süreçler dikkate alındığında Dursun Özbek ve yönetiminin kısa, orta ve uzun vadede Galatasaray'a verecekleri zararlar açık olduğu için, bu renge gönül vermiş bir grup taraftar olarak kendisini ve yönetimini ivedilikle istifaya davet ediyoruz. Galatasaray Spor Kulübü renklerine, armasına, kültürüne ve adına yakışacak kişiler tarafından yönetilmeli ve kaybetmeye yüz tuttuğu saygınlığını ivedilikle geri kazanmalıdır. Şu anki yönetimin göreve devam etmesi gelecek yönetimler için daha büyük enkazlar oluşturmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Efsane hocamız Derwall'ın da belirttiği gibi "Galatasaray adının olduğu yerde umut vardır." Geldiği günden beri kulübümüze dair umutlarımızın günden güne azalmasına sebep olan Dursun Özbek ve yönetimi görevlerinden ayrılana dek, bu konudaki çabamızı destekçi bulalım ya da bulmayalım devam ettireceğiz.
dursun özbek'i istifaya davet ediyoruz - ekşi sözlük
dursun özbek'i istifaya davet ediyoruz - galatasaray sözlük
Moderatör tarafında düzenlendi: