Kuric'e geçmiş olsun ama tam da bizim maçta döneceği tuttu. Zaten dış savunmamızda sorunlar yaşıyoruz, Kuric'in dönmesiyle orası daha da bir anlam kazanacak.
Maçı kazanabilmek için değil de turu geçmek için muhakkak 1 dakika da olsa oyundan kopmamalıyız. Oyundan kopmamız tribün de baskısıyla Gran Canaria'ya mini seriler kazandırabilir. 7-0, 8-0 gibi. Pota altında muhakkak yardımlı savunmamız gerekiyor. Çünkü 1'e 1'de Omiç'i savunamıyoruz boyut üstünlüğü sebebiyle. İlk maçtaki gibi 2 kişi savunmalıyız. Ama 2 kişi savunurken de şutörlerini boş bırakmamak gerekiyor. Yani Omiç topu takım arkadaşına bıraktığı zaman yardıma gelen oyuncunun boş oyuncuyu da savunması gerekiyor. İlk maçta 3. çeyrekte bunu yapmıştık ama Lasme'nin faul problemine girmesi sebebiyle, 4. periyot yapamadık.
Ve özellikle ilk çeyrekte Schilb ve Green'e boş pozisyonlar hazırlamalıyız. Onların ilk çeyrekte sayı bulması demek hem McC, Lasme gibi oyuncuların biraz dinlenmesi hem de oyuna erkenden ısınmaları demek. Çünkü hem Schilb ve Green patlayıcı özellikte oyuncu oldukları için attıkça atıyorlar. Ama soğuk kaldıklarında da ilk maçtaki gibi yokları oynuyorlar.
İlk devreyi yakın skorlarda götürürsek, psikolojik baskı onların aleyhine olacaktır. Aynı bizim İkinci Bayern maçındaki gibi acele atışlara yönelecektirler. Transition hücumları sayesinde sayı bulmak için sahanın ön kısmında olan Gran Canaria'yı futbolda kontra-atak misali sayılar bizim için önemli olacaktır.
Mc sahada kaldığı müddetçe top en az 1 kez onun elinde kalmalı. Top Sinan'dayken organize hücum yapamıyoruz çünkü.
Sakin kalmamız lazım, fark bizim lehimize. Her geçen saniye bizim lehimize olacak. Soğukkanlı oyuncularımıza özellikle Micov'a güveniyorum.
Final kapısının anahtarları bu şekilde, önce kazanmayı düşünmeliyiz ve rakibe o psikolojik baskıyı vermeliyiz. Baktık oyun kazanılacak gibi gitmiyor. O zaman 14 sayılık farkı korumak için reaksiyon göstermeliyiz.