Şampiyonluk kutlamalarında Mariano'yla Portekizce, Diagne'yle de İtalyanca konuşuyordu. Teknik direktörlük olarak ülkeye 100 yılda 1 kere gelecek kalibrede olmasının yanında kişisel gelişim anlamında da Fatih Terim ders olarak okutulmalı. Zaten adamın Allah vergisi bir üstün karizması var, yerli yabancı her oyuncuyla ortak dilden birebir anlaşınca herkese kendine saygı duyurmayı başarıyor tabii. Derwall Denizli'yle çalışırken takımın kaptanının ondan bile iyi teknik direktör olacağını tahmin etmiş midir acaba?