GSC Üyelerinin Evcil Hayvanları - Sayfa 17 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Oyy balım ya.
Kokuyu nasıl hallediyorsunuz ağa kapıyı açar açmaz yüze vuruyor kokusu. Kokmuyor diyene de pek inanmıyorum açıkçası. Ne kadar kumunu orasını burasını temiz tut yine kokuyor bu meretler
1-çam pelet kumu
2-yarı otomatik kum kabı ile her akşam kumu temizlemek. Bentonit kum kullanacaksak eğer malzemesi çok önemli, şu an piyasadaki orta seviye kumlar 5 para etmez hemen dağılıyor.
 
Arkadaşlar merhaba. Ayrı başlık açmak istemedim ama 1 yıldır canımı sıkan bir durumum var. Bir çare olacağını düşünmedim açıkçası o yüzden paylaşmamıştım ama ne olur ne olmaz yardım edebilecek birisi çıkarsa diye yazmış olayım.

Bir sokak kedimiz var, 1 yıl önce bir abim sağolsun hayvanın sıkıntılı olduğunu görünce veterinere götürdü, o zamandan beri de orada ve ben ilgileniyorum kendisiyle. Kedinin denge problemi var, ben kendim hiç görmedim o sorununu ama veterinerin anlattığına göre yürürken yalpalama, fazla yürüdüğü zaman yere düşme gibi bir sorun olmuş. İlk geldiği zamana göre çok iyi diyorlar, epey gerilemiş ama temelli geçme ihtimali yok diyorlar (nasıl olmuşsa virüs hayvanın beyinciğine yerleşmiş diyorlar). Buna ek olarak grip durumu vardı ama 4-5 aydır gözlenmiyor. Hayatını normal bir şekilde idame ediyor, sakat gibi bir hali yok yani.

Ben hayvanı sahiplendirmek istediğim zaman ya da kendim almak istediğim zaman bana hep şunu söylediler, bu hayvan çok büyük ihtimalle virüslerin taşıyıcısı durumunda. O yüzden kim alacaksa alsın evde başka bir kedi/köpek olmasın. Gel zaman git zaman ben hayvan biraz daha iyileşsin diye bekledim bir yandan da sordum etrafa kimse alır mı diye, birkaç hafta önce dedim daha somut olsun bu iş şu hayvana gerekli testleri yapalım, varsa bir hastalığı adı konsun, yoksa ne ala. Test sonuçları maalesef Corona, Gençlik Hastalığı ve Hermes için yüksek pozitif çıktı. Kendisinde bir sendrom yok ama taşıyıcı durumda ve başka bir kediyle aynı ortamda olursa ne olacağını kestiremiyorum. Veteriner her türlü risk diyor. Sürekli tekrarlıyor gibi olmayayım da benim evimde 3 tane var, hepsi sokaktan bu zavallı gibi. Veteriner onlarda da muhtemelen böyle taşıyıcı oldukları hastalıklar vardır diyor ama çok ciddi risk her zaman var (Coronanın Fip'e çevirmesi mesela) ve ben o adımı atamıyorum maalesef.

Genel özelliklerini de söyleyeyim, bu garibim 2 yaşına yaklaştı (tahmini diyorum tabii), cinsiyeti erkek. Dünya güzeli acayip uysal, hiçbir saldırganlığı huysuzluğu olmayan bir kara kedi. Veterinerler de söylüyorlar maşallah çok iyi huylu hiç sorun çıkarmıyor diye. Gerçekten bakabilecek olan, hayvan sevgisi olan birileri varsa tercihen Ankara'da sahiplendirmek istiyorum. Ya da bana yol göstermek isteyen olursa ona da razıyım. 1 yıldır her gün aklımda bu zavallı. Artık bunu yarım metrekarelik kafesten kurtarıp adam gibi bir eve kavuşturmak istiyorum.

Siyah.jpg
 
Arkadaşlar merhaba. Ayrı başlık açmak istemedim ama 1 yıldır canımı sıkan bir durumum var. Bir çare olacağını düşünmedim açıkçası o yüzden paylaşmamıştım ama ne olur ne olmaz yardım edebilecek birisi çıkarsa diye yazmış olayım.

Bir sokak kedimiz var, 1 yıl önce bir abim sağolsun hayvanın sıkıntılı olduğunu görünce veterinere götürdü, o zamandan beri de orada ve ben ilgileniyorum kendisiyle. Kedinin denge problemi var, ben kendim hiç görmedim o sorununu ama veterinerin anlattığına göre yürürken yalpalama, fazla yürüdüğü zaman yere düşme gibi bir sorun olmuş. İlk geldiği zamana göre çok iyi diyorlar, epey gerilemiş ama temelli geçme ihtimali yok diyorlar (nasıl olmuşsa virüs hayvanın beyinciğine yerleşmiş diyorlar). Buna ek olarak grip durumu vardı ama 4-5 aydır gözlenmiyor. Hayatını normal bir şekilde idame ediyor, sakat gibi bir hali yok yani.

Ben hayvanı sahiplendirmek istediğim zaman ya da kendim almak istediğim zaman bana hep şunu söylediler, bu hayvan çok büyük ihtimalle virüslerin taşıyıcısı durumunda. O yüzden kim alacaksa alsın evde başka bir kedi/köpek olmasın. Gel zaman git zaman ben hayvan biraz daha iyileşsin diye bekledim bir yandan da sordum etrafa kimse alır mı diye, birkaç hafta önce dedim daha somut olsun bu iş şu hayvana gerekli testleri yapalım, varsa bir hastalığı adı konsun, yoksa ne ala. Test sonuçları maalesef Corona, Gençlik Hastalığı ve Hermes için yüksek pozitif çıktı. Kendisinde bir sendrom yok ama taşıyıcı durumda ve başka bir kediyle aynı ortamda olursa ne olacağını kestiremiyorum. Veteriner her türlü risk diyor. Sürekli tekrarlıyor gibi olmayayım da benim evimde 3 tane var, hepsi sokaktan bu zavallı gibi. Veteriner onlarda da muhtemelen böyle taşıyıcı oldukları hastalıklar vardır diyor ama çok ciddi risk her zaman var (Coronanın Fip'e çevirmesi mesela) ve ben o adımı atamıyorum maalesef.

Genel özelliklerini de söyleyeyim, bu garibim 2 yaşına yaklaştı (tahmini diyorum tabii), cinsiyeti erkek. Dünya güzeli acayip uysal, hiçbir saldırganlığı huysuzluğu olmayan bir kara kedi. Veterinerler de söylüyorlar maşallah çok iyi huylu hiç sorun çıkarmıyor diye. Gerçekten bakabilecek olan, hayvan sevgisi olan birileri varsa tercihen Ankara'da sahiplendirmek istiyorum. Ya da bana yol göstermek isteyen olursa ona da razıyım. 1 yıldır her gün aklımda bu zavallı. Artık bunu yarım metrekarelik kafesten kurtarıp adam gibi bir eve kavuşturmak istiyorum.

Ekli dosyayı görüntüle 225719
Evimde kedim var olmasa ben alırdım daha önce sokağa atılmış ya da kaçmış ev kedisi getirdim maalesef onu sahiplendirmek durumunda kaldım. Umarım iyi bir yuva bulursunuz. Bazı veterinerler WhatsApp üzerinden paylaşım yapıyor beni çok arayan olmuştu. Böyle bir yöntemin belki bir yardımı olur.
 
Evimde kedim var olmasa ben alırdım daha önce sokağa atılmış ya da kaçmış ev kedisi getirdim maalesef onu sahiplendirmek durumunda kaldım. Umarım iyi bir yuva bulursunuz. Bazı veterinerler WhatsApp üzerinden paylaşım yapıyor beni çok arayan olmuştu. Böyle bir yöntemin belki bir yardımı olur.
Artık yavru kedileri bile sahiplendiremiyoruz insanlar almıyor diyorlar. Kime sorsam yok diyor.
 
Zor ya doyum noktasına ulaşmakla birlikte veteriner maliyetleri çok uçtu artık.
Samsun ilinde 6-7 klinik benim arkadaşım. Kardeşim de son sınıf öğrencisi onun eski çalıştığı yerde sahiplendirmeye çalışıyorduk yine olmuyordu.
Kuzenim yine klinik personeli o da yalvarıyor bize şu kedileri alın ölmesinler diye. (eskiden bunu ben yapardım)
Artık bende yıldım sokakta yavru kedi görünce beslemek dışında yapabileceğimi bir şey kalmadı. Yüreğimiz yana yana kafamızı çevirip gitmek zorundayız artık.
Bende biri British Longhair bir tane de yukarıdaki görseldeki gibi zenci siyahi bir abimiz var sel ortasından yaşadığı yer göl olan yerden çektim aldım daha 1.5 aylık falandı iç çamaşırımın en ücra noktasına kadar su oldum. Değdi mi değdi aklım alamadıklarımda kaldı bununla birlikte 8 tane daha yavru vardı hepsi bir bir geldiler nasıl olduysa.
Yavrulardan klonlanmış gibi iki kardeşi 15 gün arayla arabanın geçmediği yerde otobüs ezdi elimle gömdüm.
Diğerlerinden 2 tanesi bir anda yine kayboldu ya beyaz tüylüler diye sahiplediler yada arada kaynadı yavrucaklar. Kaldı mı 4 tane.
Bir tanesi geçen sene yine otobüs tarafından ezildi şansa işe giderken yerde yattığını gördüm inliyordu aldım klinikte baktık 3 gün geçti toplamaya başlıyordu oysa ki bir sabah ölmüş otopsi yaptık ciğerler kan toplamış çok az bir bölümüyle nefes alıyormuş. Yenik düştü.

Bu arkadaşlardan sokakta yaşayan 3 tane erkek kaldı. Hepsini hemen her gün görüyorum. Birbirinden ayrılmayan 4'lü vardı (muhtemelen bunlar kardeş) onların 3 tanesi geziyor. Allah daha çok ömür versin.
2 tanesi de üremiş piç kuruları kendilerinin klonunu doğurtmuşlar tüy rengine kadar klon olabilir mi yav. :asd:

Üzücü olan şu ki popülasyonları kontrol altına alınmadıkça daha çok üzülürüz.
İnsanlarımızın çoğu umursuz ve üzerine klinik ücretlerinin tavan yapmasıyla bu ilgisizlik daha da artacak.
2 aylık üzerinden nasıl araba geçtiğin anlamadığım(yolda saat başı araba ortalaması 2 falan) kedileri kenara koyup gidenleri mi görmedim eve alıştırıp sokağa geri bırakan mı yoksa ofisimi paylaştığım zamanlarda götü kalkıp kedi mi ben mi diye sorup silktiri çektiğim herif gibiler mi ararsın.

Günün birinde kedi sahiplendireceğim kadının biri siyahsa sahiplenirim diye renk seçimi yapıyordu.
Sağlıklı ve küçük kediyi sahiplendiremezken ilgi isteyen biraz hasta kediyi sahiplendirmek çok daha zor.

Panlökopeni dediğimiz hastalık aşısı olmayan her yaşta kediler için büyük sorun.
Dışarıdaki kediden de bulaşı olabilir. Tamam yan yana bulunmak bu riski daha fazla artırabilir elbette fakat risk her zaman var. Aşı olsa da risk var mı o da her zaman var.

Bulaş yolunu minimuma düşürmek için tek kedi olması öneriliyor ve doğrusu da bu. Birde bir kere bulaşınca bu hastalıkların alayı nüksedebiliyor.
Aldım eve tamam demeyle de bitmiyor. Bağışıklığı her zaman yüksek tutmak gerekir. Aşılar aksatılmamalı, yüksek kalite mama da gerekiyor(türkiyedeki mamaların da kalitesinde yoğun bir kayıp var) Misal ingilteredeki aynı marka ve barkod mama ile buradaki farklı. Bakanlık bazı esneklikler sunmuş bir bakıyorsun 10 kat fark var.
Ek olarak biz halk olarak hayvan bakımı ve koruyucu hizmetler konusunda acayip bilinçlenmemiz lazım. Bunu belediyeler mi yapar yoksa dernekler mi bilemem ama ortada bana göre büyük sıkıntılara yol açacak problemler var.
İlk hayvan sahiplerini yada sahiplenmek isteyenleri bir sertifika programına sokmak gerekiyor. Buna göre de sahiplendirilme yapılmalı.
Emek veren, bu işi yıllardır kovalayan insanlar 10 kediye de bakar ama daha 1 kediye 10 gün bakamayıp/bakmak istemeyip sal gitsin diyen insanlar var.
 
Zor ya doyum noktasına ulaşmakla birlikte veteriner maliyetleri çok uçtu artık.
Samsun ilinde 6-7 klinik benim arkadaşım. Kardeşim de son sınıf öğrencisi onun eski çalıştığı yerde sahiplendirmeye çalışıyorduk yine olmuyordu.
Kuzenim yine klinik personeli o da yalvarıyor bize şu kedileri alın ölmesinler diye. (eskiden bunu ben yapardım)
Artık bende yıldım sokakta yavru kedi görünce beslemek dışında yapabileceğimi bir şey kalmadı. Yüreğimiz yana yana kafamızı çevirip gitmek zorundayız artık.
Bende biri British Longhair bir tane de yukarıdaki görseldeki gibi zenci siyahi bir abimiz var sel ortasından yaşadığı yer göl olan yerden çektim aldım daha 1.5 aylık falandı iç çamaşırımın en ücra noktasına kadar su oldum. Değdi mi değdi aklım alamadıklarımda kaldı bununla birlikte 8 tane daha yavru vardı hepsi bir bir geldiler nasıl olduysa.
Yavrulardan klonlanmış gibi iki kardeşi 15 gün arayla arabanın geçmediği yerde otobüs ezdi elimle gömdüm.
Diğerlerinden 2 tanesi bir anda yine kayboldu ya beyaz tüylüler diye sahiplediler yada arada kaynadı yavrucaklar. Kaldı mı 4 tane.
Bir tanesi geçen sene yine otobüs tarafından ezildi şansa işe giderken yerde yattığını gördüm inliyordu aldım klinikte baktık 3 gün geçti toplamaya başlıyordu oysa ki bir sabah ölmüş otopsi yaptık ciğerler kan toplamış çok az bir bölümüyle nefes alıyormuş. Yenik düştü.

Bu arkadaşlardan sokakta yaşayan 3 tane erkek kaldı. Hepsini hemen her gün görüyorum. Birbirinden ayrılmayan 4'lü vardı (muhtemelen bunlar kardeş) onların 3 tanesi geziyor. Allah daha çok ömür versin.
2 tanesi de üremiş piç kuruları kendilerinin klonunu doğurtmuşlar tüy rengine kadar klon olabilir mi yav. :asd:

Üzücü olan şu ki popülasyonları kontrol altına alınmadıkça daha çok üzülürüz.
İnsanlarımızın çoğu umursuz ve üzerine klinik ücretlerinin tavan yapmasıyla bu ilgisizlik daha da artacak.
2 aylık üzerinden nasıl araba geçtiğin anlamadığım(yolda saat başı araba ortalaması 2 falan) kedileri kenara koyup gidenleri mi görmedim eve alıştırıp sokağa geri bırakan mı yoksa ofisimi paylaştığım zamanlarda götü kalkıp kedi mi ben mi diye sorup silktiri çektiğim herif gibiler mi ararsın.

Günün birinde kedi sahiplendireceğim kadının biri siyahsa sahiplenirim diye renk seçimi yapıyordu.
Sağlıklı ve küçük kediyi sahiplendiremezken ilgi isteyen biraz hasta kediyi sahiplendirmek çok daha zor.

Panlökopeni dediğimiz hastalık aşısı olmayan her yaşta kediler için büyük sorun.
Dışarıdaki kediden de bulaşı olabilir. Tamam yan yana bulunmak bu riski daha fazla artırabilir elbette fakat risk her zaman var. Aşı olsa da risk var mı o da her zaman var.

Bulaş yolunu minimuma düşürmek için tek kedi olması öneriliyor ve doğrusu da bu. Birde bir kere bulaşınca bu hastalıkların alayı nüksedebiliyor.
Aldım eve tamam demeyle de bitmiyor. Bağışıklığı her zaman yüksek tutmak gerekir. Aşılar aksatılmamalı, yüksek kalite mama da gerekiyor(türkiyedeki mamaların da kalitesinde yoğun bir kayıp var) Misal ingilteredeki aynı marka ve barkod mama ile buradaki farklı. Bakanlık bazı esneklikler sunmuş bir bakıyorsun 10 kat fark var.
Ek olarak biz halk olarak hayvan bakımı ve koruyucu hizmetler konusunda acayip bilinçlenmemiz lazım. Bunu belediyeler mi yapar yoksa dernekler mi bilemem ama ortada bana göre büyük sıkıntılara yol açacak problemler var.
İlk hayvan sahiplerini yada sahiplenmek isteyenleri bir sertifika programına sokmak gerekiyor. Buna göre de sahiplendirilme yapılmalı.
Emek veren, bu işi yıllardır kovalayan insanlar 10 kediye de bakar ama daha 1 kediye 10 gün bakamayıp/bakmak istemeyip sal gitsin diyen insanlar var.
Allasen bu yazıyı kim okuyacak
 
Artık yavru kedileri bile sahiplendiremiyoruz insanlar almıyor diyorlar. Kime sorsam yok diyor.
Üzücü bir durum. Ben kediyi sahiplendireceğimde birçok veteriner okullar tatildeyken kedi sahiplenip sonra sokağa bırakan kişiler oluyormuş. Benim bulduğum yavrucak sokakta nasıl korktuysa kucağımda uyudu uzun süre Allah'tan iyi bir yuva bulabildim ona.
Haydosev diye bir dernek var Konya da ordaki kadının Allah belasını versin sözde hayvanlara yardım ediyor. Ben yardım için oraya da gittim bir dövmediği kaldı.
 
Üst Alt