Koşu Mesafesinde Dipteyiz! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Koşu Mesafesinde Dipteyiz!


Sakat oyuncular,Forvetsizlik,Hakemler vs. sürekli bunlar konuşuluyor.. Kimsenin konuşmadığı konu, 32 takım içinde en az koşan takım olmamız. Dün gece Schalke bizden tam 9 km fazla koşmuş. Bu bizden 1 kişi fazla oynamışlar demek gibi.

Taktik,teknik elbette futbolda her zaman önemli ancak günümüzde en az bunlar kadar fizik kalitesi önemli. Bir takım bizden 9 km fazla koşuyorsa iyi düşünmek lazım. Topla oranımız %70 falan olsa bir nebze anlayabilirdim ama hemen hemen denk durumdayız orada da.

Dış etkenleri falan bir kenara bırakıp, bu konuyu düşünmemiz lazım. Sakatlar da buna eklenince ciddi bir fizik sorunumuz olduğu görülüyor. Terim'in bu konuyu iyice analiz etmesi gerekiyor. Yaş ortalamamız da diğer Türk takımlarından iyi durumda. İlk 11 olarak dün akşam 30 yaş üstü sadece Donk ve Mariano vardı. (Nando hariç)

Buna rağmen bu sorunlar varsa demek ki yaz kampında yanlış antremanlar yapılmış. Umarım doğru analizler çıkarılır buradan.
 
Ulan nasıl bir takımımız var yav. Ne koşuyor, ne pas yapıyor, ne şut atıyor... Bİr takımın en ufak numarası olmaz mı ?
 
Bunda gereksiz yere önde pres yapma çabasına girip oyuncuların yorulmasının etkisi de var.

Geniş alanda pres yapıyoruz ve böyle bir aptallığın örneği dünyada dahi yoktur, pres alan daraltılarak yapılır adamlar üçlü savunma ile yarım ay şeklinde diziliyorlar ve o çapta bir alanda topun atıldığı adama gittikten sonra koşarak top almaya çalışıyoruz sonrasında top ayağına gelen adamın götü başı ayrı oynamaya başlıyor, enerji kullanımı dahi hatalı.

Örneğin dün Garry'nin kaçırdığı golün esas sebebi yorgunluktu.
 
Bunda gereksiz yere önde pres yapma çabasına girip oyuncuların yorulmasının etkisi de var.

Geniş alanda pres yapıyoruz ve böyle bir aptallığın örneği dünyada dahi yoktur, pres alan daraltılarak yapılır adamlar üçlü savunma ile yarım ay şeklinde diziliyorlar ve o çapta bir alanda topun atıldığı adama gittikten sonra koşarak top almaya çalışıyoruz sonrasında top ayağına gelen adamın götü başı ayrı oynamaya başlıyor, enerji kullanımı dahi hatalı.

Örneğin dün Garry'nin kaçırdığı golün esas sebebi yorgunluktu.
:tbr::tbr::tbr:

İkinci yarılarda aşırı düşmemizin ana sebebi bu hakikaten. Sürdürülebilir bir oyun anlayışımız yok, hele bir de geriye düştüysek vay halimize.
 
Bunda gereksiz yere önde pres yapma çabasına girip oyuncuların yorulmasının etkisi de var.

Geniş alanda pres yapıyoruz ve böyle bir aptallığın örneği dünyada dahi yoktur, pres alan daraltılarak yapılır adamlar üçlü savunma ile yarım ay şeklinde diziliyorlar ve o çapta bir alanda topun atıldığı adama gittikten sonra koşarak top almaya çalışıyoruz sonrasında top ayağına gelen adamın götü başı ayrı oynamaya başlıyor, enerji kullanımı dahi hatalı.

Örneğin dün Garry'nin kaçırdığı golün esas sebebi yorgunluktu.
Sakatlıkların sebebi de bu olabilir mi
 
Haklısın da sadece dün ve bugün bu konuda iki mesajım var.

Gören görüyor yani. Takımdaki kondisyon berbat. Ruh da yok zaten. 2-0’dan sonra sanırım 30 dakika süre vardı. Bir tane pozisyonumuz var mı? Rakibi ablukaya aldığımız bir dakika var mı? Al gülüm ver gülüm yana ve geriye paslar atılan dakikalarla geçti maç...
 
Sakatlıkların sebebi de bu olabilir mi

O kadarını bilemeyiz ama yanlış oyuncu grubu ile bunu yapmaya çalıştığımız çok aşikar.

Elimizde Umut Bulut ve Elmander olsa evet bunlar bu işleri çok iyi yaparlardı ancak bu tarz adamın yoksa önde pres yapmaktansa rakibin bizim yarı alanımıza gelmesine izin verip orada şok pres uygulayıp top kapmak daha isabetli olur.

Böyle olunca adamların havadan attığı her topta ilerde oyuncularımız teke tek kaldı ama ne hikmetse bunu biz maçı izlerken görüyoruz, görmesi gerekenler göremiyor.
 
Yediğimiz ikinci golü tekrar izleyip sadece Ndiaye’yi takip et. Bakalım ne düşüneceksin.
2. golde Ceza sahasının üçte dörtde biri rahat vursun diye rakip oyuncuya tahsis edilmişti sanki..;D

Koşu mesafesine gelince rakip takıma karşı koşu mesafesinde bir kişi eksik kalmışız sanki demişti biri..
Muslera nın kabahati.. Hiç koşmuyo topun peşinden. maç boyunca hep aynı yerde bekleyip duruyo...:p
 
2. golde Ceza sahasının üçte dörtde biri rahat vursun diye rakip oyuncuya tahsis edilmişti sanki..;D

Koşu mesafesine gelince rakip takıma karşı koşu mesafesinde bir kişi eksik kalmışız sanki demişti biri..
Muslera nın kabahati.. Hiç koşmuyo topun peşinden. maç boyunca hep aynı yerde bekleyip duruyo...:p

Tabii ki oradaki oyuncular özellikle Donk berbat pozisyon aldı. Adam autu kapatmıştı o kada positional awareness 0 ki...Ama o oyuncuların hepsi göz önündeydi.

Ben gözlerden kaçan adamı size gösteriyorum. N’diaye ne yapıyor bir bakın pozisyon başlangıcında ve sonrasında.
 
Bunda gereksiz yere önde pres yapma çabasına girip oyuncuların yorulmasının etkisi de var.

Geniş alanda pres yapıyoruz ve böyle bir aptallığın örneği dünyada dahi yoktur, pres alan daraltılarak yapılır adamlar üçlü savunma ile yarım ay şeklinde diziliyorlar ve o çapta bir alanda topun atıldığı adama gittikten sonra koşarak top almaya çalışıyoruz sonrasında top ayağına gelen adamın götü başı ayrı oynamaya başlıyor, enerji kullanımı dahi hatalı.

Örneğin dün Garry'nin kaçırdığı golün esas sebebi yorgunluktu.

Şu durum bana kafayı yediriyor her maç ya. Futbolun en basit ve en temel şeylerinden biri bu. Önde baskı yapıyorsan bunu takım olarak ve alanı daraltarak yaparsın. Bizim öndeki 3 oyuncu deli dana gibi sağa sola koşuyor arkalarında 50 metre boşluk var.

CLT-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Haklısın da sadece dün ve bugün bu konuda iki mesajım var.

Gören görüyor yani. Takımdaki kondisyon berbat. Ruh da yok zaten. 2-0’dan sonra sanırım 30 dakika süre vardı. Bir tane pozisyonumuz var mı? Rakibi ablukaya aldığımız bir dakika var mı? Al gülüm ver gülüm yana ve geriye paslar atılan dakikalarla geçti maç...

orda iste asil sorun, Fatih Terim in süper zeka oyuncu degisiklikleri
 
En azindan artik taraftar sadece "ama forvetimiz yok" argümaniyla gecistirmiyor böyle seyleri.

Takimda genel anlamda bir isteksizlik söz konusu. Bundan ötesi takim calismamis tüm yaz, kondisyon olarak dökülüyoruz. Yukarida uyguladigimiz sacma pres girisimlerinden de bahsedilmis kesinlikle katiliyorum. Pres 2-3 adamla yapilmaz, takim haliyle pres uygulanir alan daraltarak. En uctaki 2-3 oyuncu rakibin üstüne deli dana gibi kosunca hic birsey elde etmiyorsun, bunun getirisi sifir ama götürüsü daha fazla. Oyuncularin gereksiz yere yoruluyor, zaten bir de bizim gibi kondisyon olarak bitik olunca kendi ayagina sikiyorsun böylece.
 
Takımımız uzun yıllardır gördüğüm en rezil takım görüntüsü veriyor. Cidden ligde 2. olmamız ve Şampiyonlar liginde sonuncu olmamamızı şansa bağlıyorum. Hiç bir oyun planımız yok.
 
Takım az koşuyor da en çok koşusunu topu geri kazanmakta, önde pres yapmakta harcıyor. Topu kazandıktan sonra tüm oyuncular durup, dinleniyor, rahat rahat oyalanıp nefes alıyorlar, topu defans oyuncularına, geriye doğru kaleciye falan atıyorlar. Sanıyorlar ki top bizde kaldığı sürece gol yemeyiz. Hiç bir tane dikine, ileriye doğru top atacak oyuncu yok, orta sahada top isteyen oyuncu yok, ileriye doğru koşu yapan araya kaçacak ara pası atacak adam yok. Gol atmayı düşünmüyor takım. Buldukları bir kaç gol pozisyonunu da acemice harcıyorlar. Şampiyonlar ligindeki son 3 maçta 0 gol..
 
Schalkenin yaptığı gizli baskıyı hepiniz görmüşsünüzür..Stoperleri rahat çıkarttırıp sırtı dönük baskı altındaki oyuncumuza pas tamamızı istediler hemen her atağımız hiç oldu bu sayede...Bir de bizim takım dizilişinde çok ciddi sorunlar var dribblinge kalkan bir adam bir anda bizim ceza sahası önüne kadar gelebiliyor.. Donk iyi hoş ama savunmanın arasına çok fazla giriyor dünkü 2.golde normalde golü atan Uth'u donkun tutması gerekirken o da savunmacılarla beraber son adamı kovaladı... Ben koşu mesafesine çok takılmıyorum aslında takım dizilişini doğru yapsak birçok problem kendiliğinden düzelecek üstelik koşu mesafesi de kendiliğinden yükselecek bu sistemde herkes bireysel deli dana gibi koşup kendini yoruyor
 
Üst Alt