Milli Takım'ın Oyunculardan Faydalanamaması - Sayfa 3 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Milli Takım'ın Oyunculardan Faydalanamaması


Nuri-Oğuzhan-Hakan/Yunus böyle olmalı orta saha 3 tane altyapısı olan futbolcu birlikte oynasın. Selçuk gibi ne olduğu belli olmayan iskeletör futbolcuların yeri yok futbolda.
 
Da du es anscheinend auf türkisch nicht verstehen willst und entgegen deiner eigenen Behauptung, selber Stur an deinen Vorurteilen festhälst, wollte ich es mal anders probieren.
Also kann man in Leverkusen oder Köln von einer fortgeschrittenen Jugendabteillung profitieren, aber im Land wo diese Sportart erfunden wurde, ist dies nicht möglich ? Die Engländer, die diese Grundsätze erfunden haben, diesen Sport am meisten gefördert haben, sind nicht in der Lage mit den ergebnissorientierten Deutschen oder Italieniern zurecht zu kommen ?

Die Deutschen stellen seit Jahren IV auf die Außen, was nach deinem Verständnis ein absolutes No-Go im Fußball darstellt. Wenn das irgendein Trainer von uns machen würde, ist es in deinen Augen Idiotie und Grund für die Stagnation des türkischen Fußballs. Auf den Außen verwenden sie ebenfalls Spieler wie Draxler, oder Müller die nach deiner Definition absolut nicht auf diese Positionen gehören.

Es gibt eine Philosophie des Fußballs, die sich "Never Change a winning Team" nennt, worauf sich bisher sehr viele Trainer in der Weltgeschichte "erfolgreich" verlassen konnten. Die Türkei ist weder ein Sport, noch eine Fußballnation... Du redest ja gerne von Potenzial, dass Potenzial ist nicht bei allen Ländern gleich. Die Türkei existiert in der Karte des Weltfußballs erst seit 20 Jahren, du kannst nicht erwarten, dass ein Land wie die Türkei innerhalb von 20 Jahren den Sprung zu einer Fußballnation macht.
In welchem Post habe ich irgendwelche utopischen Erwartungen bezüglicher der Nationalmannschaft aufgestellt? Du solltest weniger unterstellen, mehr interpretieren.
Es hat auch keiner behauptet, dass man es in England nicht lernt.

Seit Jahren stellen die deutschen Innenverteidiger auf die IV? Lahm ist glaube ich weniger ein IV. Aber gut, sie machen das AUCH, weil sie eben keine bessere Wahl haben. Habe ich nicht oben geschrieben, sie lassen einen Özil auch nicht auf der Flügelposition spielen, so lange sie die passenden haben? Erklärt sich von selbst oder? Ruhiger lesen und mehr interpretieren nach wie vor.

Und aktuell wird die deutsche Mannschaft wegen der Außenverteidigung hart kritisiert und wurde gestern von einer in Relation schwachen Mannschaft auf diesen Positionen deklassiert.

Was das Sprichwort mit Never Change A Winning Team angeht: Ist eine andere Diskussion, welchen Stellenwert Menschen in einer Diskussion oder im Leben haben, die nach Sprichwörtern argumentieren.

Die einzige Behauptung die hier aufgestellt ist: Türkei setzt wegen der eigentlich richtigen Formationsasuwahl auf die falschen Spieler. Und wenn man das nach so vielen Spielen nicht bemerkt, sollte man sich intensiver mit dem Thema mal auseinandersetzen. Es ist eben nicht allein meine Behauptung, sondern die Erfahrung und das Spielgeschehen.

Was Draxler angeht: Wieso passt Draxler nicht auf die Außneposition. Natürlich passt er dahin, da er eben ein Dribbelstarker und schneller Spieler ist, der das Tempo mal anheben bzw. wechseln kann.

Du weichst viel zu viel von Aussagen ab, das solltest du ändern. Ich hingegen versuche nicht stur zu sein, ich erläute meine Aussagen in einem rationalen Rahmenbereich so gut es geht.

Son cevabindan sonra türkce yazmaini rica ediyorum.
 
Son düzenleme:
Tamam beyler Turkce devam edelim konuya veya ozelden istediginiz sekilde yazabilirsiniz, aksi taktirde kilit vurmak zorunda kalirim. Daha da ikaz etmem.
 
futbolcu gurubunun avrupada farklı farklı ve ciddi takımlarda oynaması çok güzel bişey olsada işte bizim gibi bu durumlara alışık olmayan ve ne oldum delisi olan ülkeler için bahsettiğin takım kimyasını yakalamak zor oluyor.ciddi bir zaman gerekiyor. bunun sıkıntısını 2002 den beri çekiyoruz avrupa şampiyonasında 3.lüğe rağmen. hatırlarsak 2002 deki takım bizim kulübün iskeleti üzerine kuruluydu hagi yerine yıldıray tafi yerine rüştü popescu yerine alpay yer alıyor çok iyi işler de çıkıyordu. ki bu oyuncu gurubu uzun yıllar incelenip toparlanıp bir araya getirildi sürekli bir arada oynadılar ve zamanı gelince kendilerine daha büyük şanslar verildi onlarda iyi değerlendirdi.

avrupa veya dünyanın başarılı milli takımlarına baktığımızda adamlar en alt milli takım kategorilerinden bu yana birlikte oynayarak ilerliyor zamanlada en üst tabakaya serpiştiriliyorlar. belçika son dönemde bunun en başarılı örneği 2004 veya 2005 ya da hatırlamıyorum o tarihlere ait bir spor gazetesinin incelemsinde konuştukları genç milli oyuncuların neredeyse tamamı bugün a takımda mücadele ediyor.

biz geçmişimizdeki siyasi olaylardan mi etkileniyoruz onlarıdan kalan genetik miras alışkanlık olsa gerek napıyoruz tam bilmiyorum da ya bir gecede eski ve yeniyi harmanlamaya çalışıyoruz ya da bir gecede yeniden yapılanıyoruz diye devrim yapmaya kalkıyoruz. herşeyi günü kurtarmak için yaptığımızdan alt yapı ve üst yapının doğru zamanda yavaş yavaş olması gereken o birlikteliğini gerçekleştiremiyoruz. apo nun yapmaya çalıştığı şey bana göre çok hoştu ve olumluydu ama ciddi zamanlama hatası yaptı bahsettiğim gibi herşeyi kısa bir zaman diliminde gerçekleştirmek istedi. sonuç önce boyun eğdi sonrada yok oldu.

fatih terim ise günü kurtarması için geldiği takımın başına yine beklentiler doğrusunda hareket ederek o birlikteliği tam sağlayamadı. bakıyoruz koskoca ülkenin stoperleri her nekadar stoper geçmişi olsada solbek balta ve 2008 de o yoklukta stoper oynadı can simidi oldu diye önlibero topal. terim yapması gerekeni yapmadığı için hatalı bu turnuvada. ne yapacağıda belli olmaz gerçi terim bu. ancak kendisinden türk futbol severler ne beklerse beklesin (günlük başarı, ne olursa olsun turnuvaya katılma vs) ilk önce o alt kategori ve üst kategori uyumunu yakalamalıydı. iki eli kanda da olsa bunu yapmalıydı. şimdi yapıyor gözüküyor ozana olsun 18 lık emreye olsun ancak o emre piyangodan son anda çıktı ve ozan da bursaspordaki halinde değil ki bunlar olsa bile genç sayısı sadece 2. diğer yetenekli gençler sağda solda kendilerini gösterip parlayacakta üst kategorideki abileriyle oynamaya başlayıp kaynaşıp takım olabilme olgusuna ulaşacaklar. saman alevi başarılar dışında yakın zamanda sürekli başarı çok uzak ihtimal geliyor bana.

Abdullah Avci self - reflection yapamayan, Ülke futbolunun kurbanidir.

1. Kulüpcülük
2. Asiri yüksek beklentiler

Bu ülkeyi, asagaya ceken, en önemli etkenlerin basinda geliyor. Türkiye´nin eti budu ortadayken, basarisiz bir Qualifikasyondan dolayi, linc edildi. Eline aldigi Milli takim zaten 2003´lerden gelen, tüm kemik yapisini kaybetmisti nerdeyse. Sonra yine Selcuk Inan polemigi, ki bu olay da kulüpcülük kategorisine giriyor. Hep baski var, hem medya, hemde toplumsal anlamda. Bunun üzerine, birde kulüpcülükden dogan polemikler giriyor.

Türkiye taraftarlarin bekledigini asla veremez. Yasadigimiz iki yari final bile, ülke futbolunun mazisine bir bakarsak, mucizive basarilar. Ama sürekli basari, sürekli iyi olmasi bekleniyor Türkiye´nin. Türkiye Milli takimi, toplumun bekledigi tatmini asla sunamaz.
 
Fatih Terim hala 2008 e gelememis. Hala agir olan oyuncular ilen oynamaya calisiyor, ve takim dinamik olamiyor.

Hakan, Arda, ve Ozan hepsi baya agir cinsen oyuncular, terim bütün takimi böyle cikariyor, o yüzden de milli takimin maclari okadar cekilmez oluyor. Agir ve yavas, rakibler de zaten 15 dakikkada bizi cözüp yiyiorlar. Su ana kadar turnuvanin en kötü performansini biz sergiledik.
 
Abdullah Avci self - reflection yapamayan, Ülke futbolunun kurbanidir.

1. Kulüpcülük
2. Asiri yüksek beklentiler

Bu ülkeyi, asagaya ceken, en önemli etkenlerin basinda geliyor. Türkiye´nin eti budu ortadayken, basarisiz bir Qualifikasyondan dolayi, linc edildi. Eline aldigi Milli takim zaten 2003´lerden gelen, tüm kemik yapisini kaybetmisti nerdeyse. Sonra yine Selcuk Inan polemigi, ki bu olay da kulüpcülük kategorisine giriyor. Hep baski var, hem medya, hemde toplumsal anlamda. Bunun üzerine, birde kulüpcülükden dogan polemikler giriyor.

Türkiye taraftarlarin bekledigini asla veremez. Yasadigimiz iki yari final bile, ülke futbolunun mazisine bir bakarsak, mucizive basarilar. Ama sürekli basari, sürekli iyi olmasi bekleniyor Türkiye´nin. Türkiye Milli takimi, toplumun bekledigi tatmini asla sunamaz.

Bir cok seyde hakkli sin, ama bu Milli Takimin ve Türkiyenin ayibi, okadar Para harcaniyor futbola, ama bi türlü dogru yerlere degil. Dogru yatirim ile 10 sene icinde bir güzel yol alinir, hep final oynayacak takim cikmaz, o biraz da sansa bagli, ama bari hep turnuvaya katilan ve son 16 ya kalan bir takim kurula bilir. Ama herkes gün kurtarmak pesinde.
 
Abdullah Avci self - reflection yapamayan, Ülke futbolunun kurbanidir.

1. Kulüpcülük
2. Asiri yüksek beklentiler

Bu ülkeyi, asagaya ceken, en önemli etkenlerin basinda geliyor. Türkiye´nin eti budu ortadayken, basarisiz bir Qualifikasyondan dolayi, linc edildi. Eline aldigi Milli takim zaten 2003´lerden gelen, tüm kemik yapisini kaybetmisti nerdeyse. Sonra yine Selcuk Inan polemigi, ki bu olay da kulüpcülük kategorisine giriyor. Hep baski var, hem medya, hemde toplumsal anlamda. Bunun üzerine, birde kulüpcülükden dogan polemikler giriyor.

Türkiye taraftarlarin bekledigini asla veremez. Yasadigimiz iki yari final bile, ülke futbolunun mazisine bir bakarsak, mucizive basarilar. Ama sürekli basari, sürekli iyi olmasi bekleniyor Türkiye´nin. Türkiye Milli takimi, toplumun bekledigi tatmini asla sunamaz.

klasik bir laf olacak ama bende kullanıyım yeri gelmişken beklentiler cahillik ve sonradan görme seviyesinde.senin etin ne budun ne ki yıllarını yapılanmaya harcamış bir ekol yakalamış ülkerin üstünde başarı bekliyorsun ve bu gelmeyince isyan ediyorsun. yetmezmiş gibi td kellesi avına çıkıyorsun. dün bi yorum vardı herkes milli takım td sine yalakalık yapıyor diye halbuki geçmişte çok net hatırlarım ersun yerine terim geldi 2008e kadar başarısız bir süreç geçirdi o sırada medya çıldırdı vay efendim 2002 de başarılı olan ülkenin durumuna bakın. "haydi oğlum rıdvan hazırlan" "rıdvan bu milli vazife seni bekler" gibi çok manşet atıldı. basın da ayarsız arkdaş yakalayınca zayıf halini sakız gibi çiğnerler. ki bu sadece terimlede sınırlı değil bu ülkede şenol güneş letonya ya elendi diye kovuldu evet ama kovulma süreci şenol güneş'in bir davete saçına jöle sürüp gelmesiyle başladı. başarı sonrası fitne eksik olmayacak ya gazeteler bas bas bağırdı milli takım hocası havalara girdi diye. halbuki letonya ya elenmeden kısa bi süre önce ingiltereyi yabınılyorsam son maçta yenip direkt turnuvaya katılma ihtimalimiz vardı. ha yenemedik, yenilmedik de ama turnuvayada katılamadık.

ayarsız bir beklenti var ülkede futbol konusunda 2 galibiyet gelince 2 oyuncu sükseli transfer yapınca hemen dev aynası. "oooo yeni messi emre" "ooo yeni ronaldo aydın" diyecek kafalara erişiyoruz. ne olduğumuzun seviyemizin farkına varmıyoruz sonrada elin oğlu gelip 30 metreden asınca isyan. beklentilerin gerçekçi olması lazım herşeyden evvel.gerçi yöneticiler ne ki taraftarı ne olsun. 2006 da şampiyon olduk mesela 2007 cl finali için tshrt bastırdık. eğitim seviyesi ne olursa ister doktora yapsın ister prof olsun isterse eğitimsiz bir homo olsun işin içine futbol da başarı açlığı girince en akıllımızın bile kafası gidiyor.
 
Son düzenleme:
In welchem Post habe ich irgendwelche utopischen Erwartungen bezüglicher der Nationalmannschaft aufgestellt? Du solltest weniger unterstellen, mehr interpretieren.
Es hat auch keiner behauptet, dass man es in England nicht lernt.

Seit Jahren stellen die deutschen Innenverteidiger auf die IV? Lahm ist glaube ich weniger ein IV. Aber gut, sie machen das AUCH, weil sie eben keine bessere Wahl haben. Habe ich nicht oben geschrieben, sie lassen einen Özil auch nicht auf der Flügelposition spielen, so lange sie die passenden haben? Erklärt sich von selbst oder? Ruhiger lesen und mehr interpretieren nach wie vor.

Und aktuell wird die deutsche Mannschaft wegen der Außenverteidigung hart kritisiert und wurde gestern von einer in Relation schwachen Mannschaft auf diesen Position deklassiert.

Was das Sprichwort mit Never Change A Winning Team angeht: Ist eine andere Diskussion, welchen Stellenwert Menschen in einer Diskussion oder im Leben haben, die nach Sprichwörtern argumentieren.

Die einzige Behauptung die hier aufgestellt ist: Türkei setzt wegen der eigentlich richtigen Formationsasuwahl auf die falschen Spieler. Und wenn man das nach so vielen Spielen nicht bemerkt, sollte man sich intensiver mit dem Thema mal auseinandersetzen. Es ist eben nicht allein meine Behauptung, sondern die Erfahrung und das Spielgeschehen.

Was Draxler angeht: Wieso passt Draxler nicht auf die Außneposition. Natürlich passt er dahin, da er eben ein Dribbelstarker und schneller Spieler ist, der das Tempo mal anheben bzw. wechseln kann.

Du weichst viel zu viel von Aussagen ab, das solltest du ändern. Ich hingegen versuche nicht stur zu sein, ich erläute meine Aussagen in einem rationalen Rahmenbereich so gut es geht.

Son cevabindan sonra türkce yazmaini rica ediyorum.

Tamam Türkce yazaris kardes...

Almanya Milli takimi zaman zaman Lahm´i bile Ön liberodan cikarip, iki tane kaya gibi stoper kullaniyordu beklerde. Ikili mücadelelerde kuvvetli, ve taktiksel daha dissiplinli olduklari icin, bu variasyondan sasmadi Löeeewf... Ve yine Almanya´nin futbolun dogrulari dedigin düzenden sasmamasi ugruna, orjinal bek kullanmasi icin yetecek, bir oyuncu havuzu bulunmaktadir. Löeewf´de burada bir basari gördügü icin, hic sasmiyor bundan.
Draxler hizli, ve calim yetenekleri olsa bile, özünde merkez oyuncusu. Hadi o dogru diyelim sana göre. Diger kanatda da, düz oglu düz Müller´i kullaniyorlar.

Misal ben Pes oynarken eskiden, hayatta yavas oyuncu koymazdim beklere. Ya da kanatlara, hatta forvete. Ama gercek futbol icin "bereites Spektrum" tabiri, dogru olacaktir heralde.

Never Change a Winning team ne anlama geliyor ? Oyuncularin, oynadiklari bir düzene, uyum saglamasi, ve kazandiklari düzen ile devam edip, bir winning stretch yakalamalari. Bir özgüven yakalamalari.
Almanya ilk defa bir macta madara olmuyor. Almanya´nin hep pozisyon verdigi maclar olur, ama sonuc olarak yine hep Alman kazanir.

Ben sana senin düsüncelerinin yanlis oynadigini anlatmiyorum, ama futbolda sadece bir tane yolun Roma´ya gitmedigini kabullenmen lazim.

-------------------------------------------------------

Spielermangel dedigin olay Türkiye´de mevcut aslinda. Senin dedigin düzende oynamak icin Oguzhan, Arda, Hakan´dan sadece bir tanesi oynayabilir. Bunu burada cizmek kolay, hatta böye bir kadro dün cizdim burada... Ama Arda ve Hakan´i yedek birakirsan, bunu zaten cok olasi olacak bir maglubiyette, kimseye aciklayamazsin. Oyunculara da aciklayamazsin. Türkiye´nin su an en iyi 4 Oyuncusu, hepsi 10 Numara. Arda´da bu calim yeteneklerini kaybetmis halinde, ayni görüs acisinda, sadece merkezde oynar mesela...

Verdigin Nuri örnegi de ilginc mesela, üc jenerasyon Milli takim görmüs daha 28 yasinda, sakatliklarindan dolayi, hic biri ile uyum saglayabilecek yeteri zaman bulamamis bir futbolcu. Ve oyunu itbari, cok önemli bir olay bu. Zaten beklenilen seviyeye hic gelemeyen bir oyuncu. Yunus Malli daha yeni geldi, orjinal pozisyonunda 2-3 ondan daha iyi olan oyuncu var.
 
Bir cok seyde hakkli sin, ama bu Milli Takimin ve Türkiyenin ayibi, okadar Para harcaniyor futbola, ama bi türlü dogru yerlere degil. Dogru yatirim ile 10 sene icinde bir güzel yol alinir, hep final oynayacak takim cikmaz, o biraz da sansa bagli, ama bari hep turnuvaya katilan ve son 16 ya kalan bir takim kurula bilir. Ama herkes gün kurtarmak pesinde.

Futbolda paranin nereye harcandigina bakmak lazim. Türkiye´de para harcayan 3 tane kulüp var, TS dersek 4 olur. Paranin gittigi yer hep transferler, yada borclar. Türkiye´nin Devlet otoritesi anlaminda, büyük yatirimlar yapmasi gerekiyor. Ama Ülke´nin sartlarini düsünürsek, bu denli büyük bir yatirimin ne kadar mantikli oldugu bile tartisilir. Kulüpler oyuncularin maaslarini ödemekde zorlaniyor. Yönetimler acisindan, alt yapi ücretlerin yukariya cekilmesi, söz konusu bile degil....

Misal Galatasaray´in alt yapisi standart anlaminda avrupayi yakalayabilmesi icin bir kac sene yillik 8-9 Milyon avroluk bütce harcamasi gerekiyor, en az. Bu konuda bile sans faktörü var, 10 sene icinde cok cok iyi oyuncularin cikmadigi an, ve taraftarin verecegi tepkiyi düsünmek bile istemiyorum. Yani hem yöneticilerde, hemde toplumda sorun var.

Avrupa´nin gelismis futbol ülkelerinde, bu sekilde isleyen 10larca kulüpleri var. Yine cok iyi seviyede calisan 100´lerce baska amatör kulüp. Birinden cikmayinca, digerinden illaki cikiyor topcular.

Bu bir Balik agasi seklinde isliyor, yani bir nevi aga sistemi.

Bana göre ne Türk´ler bu spora cok asiri yatkin bir Millet, ne bir sömürge ülkesiyiz, ne de avrupaya kültürel olarak yakinligimiz kabul ediliyor. Futbolda güclü rakiplere karsi, sürekli oynayarak gelisirsin, ama bu Türkiye liginde mümkün degil. Bir yere kadar ancak.

Türkiye acisindan, cok uzun vadede bir cözüm göremiyorum acikcasi... Ekonomik olarak cok büyük bir devlet haline gelmemiz lazim ki, aradaki farklari kapatma sansimiz olsun.
 
Son düzenleme:
klasik bir laf olacak ama bende kullanıyım yeri gelmişken beklentiler cahillik ve sonradan görme seviyesinde.senin etin ne budun ne ki yıllarını yapılanmaya harcamış bir ekol yakalamış ülkerin üstünde başarı bekliyorsun ve bu gelmeyince isyan ediyorsun. yetmezmiş gibi td kellesi avına çıkıyorsun. dün bi yorum vardı herkes milli takım td sine yalakalık yapıyor diye halbuki geçmişte çok net hatırlarım ersun yerine terim geldi 2008e kadar başarısız bir süreç geçirdi o sırada medya çıldırdı vay efendim 2002 de başarılı olan ülkenin durumuna bakın. "haydi oğlum rıdvan hazırlan" "rıdvan bu milli vazife seni bekler" gibi çok manşet atıldı. basın da ayarsız arkdaş yakalayınca zayıf halini sakız gibi çiğnerler. ki bu sadece terimlede sınırlı değil bu ülkede şenol güneş letonya ya elendi diye kovuldu evet ama kovulma süreci şenol güneş'in bir davete saçına jöle sürüp gelmesiyle başladı. başarı sonrası fitne eksik olmayacak ya gazeteler bas bas bağırdı milli takım hocası havalara girdi diye. halbuki letonya ya elenmeden kısa bi süre önce ingiltereyi yabınılyorsam son maçta yenip direkt turnuvaya katılma ihtimalimiz vardı. ha yenemedik, yenilmedik de ama turnuvayada katılamadık.

ayarsız bir beklenti var ülkede futbol konusunda 2 galibiyet gelince 2 oyuncu sükseli transfer yapınca hemen dev aynası. "oooo yeni messi emre" "ooo yeni ronaldo aydın" diyecek kafalara erişiyoruz. ne olduğumuzun seviyemizin farkına varmıyoruz sonrada elin oğlu gelip 30 metreden asınca isyan. beklentilerin gerçekçi olması lazım herşeyden evvel.gerçi yöneticiler ne ki taraftarı ne olsun. 2006 da şampiyon olduk mesela 2007 cl finali için tshrt bastırdık. eğitim seviyesi ne olursa ister doktora yapsın ister prof olsun isterse eğitimsiz bir homo olsun işin içine futbol da başarı açlığı girince en akıllımızın bile kafası gidiyor.

Senol Günes 10 sene kalabilirdi en az Milli takimin basinda, net diyorum ki, yakaladigi basarinin boyutuna göre, kredisi bu olmaliydi. Bir Letonya maglubiyeti sonrasi gönderilmesi, Ülke adina hangi kafada oldugumuzu cok iyi gösteriyor. Bir devamlilik bir süreklilik yakalayamiyoruz o yüzden. Sen nasil Hollanda´yi, yada 2008´de Hirvatistan´i eleyebiliyorsan, seni de senden zayif bir takim eleyebilir.

Zaten bu bos polemikler ile sürekli ugrasiyoruz. Yok saci, yok basi. Almanya´nin yillarca takimin basinda götünden boku parmagi ile kaziyarak cikarip, burnuna süren bir adam var. Ona bile tahammül ediyorlar. Birde Almanya büyük bir futbol ülkesi, Löeewf´e beli bagli degil. Bir degil iki degil...
Bizde toplumun model diye tabir ettigi ince cizgiden, en ufak sasinca, ciddi ciddi baski görüyorsun.
 
Son düzenleme:
Bir cok seyde hakkli sin, ama bu Milli Takimin ve Türkiyenin ayibi, okadar Para harcaniyor futbola, ama bi türlü dogru yerlere degil. Dogru yatirim ile 10 sene icinde bir güzel yol alinir, hep final oynayacak takim cikmaz, o biraz da sansa bagli, ama bari hep turnuvaya katilan ve son 16 ya kalan bir takim kurula bilir. Ama herkes gün kurtarmak pesinde.


O kadar para harcanması kulüplerin ve federasyonun sorunu. O kadar harcanan para oyunculara verilen maaş ve bonservislerine gidiyor, ne bonservisleri o para eder ne maaşları.

Mesela bizim yabancıları alalım, hiçbiri bugün salsak gidecekleri yerde bu parayı alamaz, mesela Chedjou'nun bugün Fransa'ya dönse alacağı maksimum para 600bin filan. Şaka yapmıyorum.

Yerliler de öyle. Türkiye'deki kafa yapısı şu: Biz de artık Avrupa'daki maaşları veriyoruz, siz de biryere gitmeyin kalın ve öyle performans verin.

Bu şuna benziyor, Hyundai araba alıyorsun, Mercedes parası veriyorsun, Mercedes performansı bekliyorsun. Yani Türkiye'de harcanan bir çok paranın harcanma sebebi gerizekalılıktan kaynaklanıyor.

Ondan sonra çıkıp "Avrupa'nın en değerli 5. ligiyiz" filan diyorlar. Senin liginin değeri kendinden tayin, satmaya kalktığında o değerleri sana ödeyen yok. Bizim, Fener'in ve Beşiktaş'ın göndermek istediği yabancıları sık sık gönderemememizin sebebi de bu adamların Türkiye'de aldıkları parayı başka yerde alamamaları. Bulmuş yağlı kontratı, tabi ki başka takımın vereceği parayı beğenmiyor ve gönderemiyorsun. Dzemaili'yi kiralık gönderip parasını bizim ödüyor olmamız ondan.

Bu kafa yapısı ve gerizekalı yönetim anlayışı devam ettiği sürece de ne kulüpler ne ülkede genel olarak futbol bir yere varamaz. Milli takımdaki oyuncu malzemesi de bundan ibaret olur, anca Almanya'dan filan araklayıp 2-3 iyi oyuncu oynatırsın ama o da zaten gelip kim kimdir öğrenene kadar turnuva biter.

BU kulüpleri yöneten adamların hiçbiri kendi şirketlerini bu şekilde işletmez, işletirse iflas ederler. Gerçi aralarında iflas edenler de var. Diyorum ya, gerizekalılık.
 
Son düzenleme:
Üst Alt