Cozum basit kardesim kalan umursanmayan ulkeler takim gondermeyecegini aciklayacak yaptirim neyse katlanacak sponsor varsa cekilecek yayinlanmayacak kendi aralarinda takilsinlar
Zaten kendi aralarında takılmak istiyorlardı, UEFA'dan ayrılıp sadece 4 büyük lig + Fransa + Portekiz ve belki Hollanda/Belçika'dan 1-2 takımı (Ajax filan) davet edip kendi aralarında bir süper lig kuracaklardı. Çin ve Amerika'lı organizasyon ve yayın firmaları da bunun için biraz bastırıyordu. O olmasın diye UEFA bu isteklerini kabul etti ve 2021'e kadar idare etti. Topu da "siz de boykot moykot yapın ben tek başıma yapamıyorum" diye küçük liglere attı, bakalım ne yapacaklar.
Dahası Türkiye'deki haberlerde hiç geçmedi ama 2018-19 yılından itibaren UEFA tek başına karar merci de olmayacak, Şampiyonlar liginin yönetimine ECA (Avrupa Kulüpler Birliği) de ortak oldu ve ŞL yönetiminde yarı yarıya söz sahibi ve yönetici sahibi olacaklar. Bunun başını da Bayern, Real, Juventus vs gibi takımlar çekiyor, başkanı Rummenigge zaten.
Galatasaray birşey yapmazsa AL seviyesi ülke olacağız diyenlere şaşırdım, Galatasaray DAHİL ülke olarak AL seviyesindeyiz zaten. Şampiyonlar seviyesinde bir ülke olduğumuzu düşünmüyorum, katıldığımız zaman da 6-7 yılda iyi kura geldiğinde bir sürpriz çeyrek final oynama dışında gruplarda (veya bazen ilk 16'ya kalıp elenen) figüranlarız. AL'de daha başarılı olacak ülkeyiz. Ne futbolumuz, ne de ondan önce futbol kültürümüz malesef henüz elit seviyede değil. UEFA sıralamasındaki yerimiz yani 10. sıra da gerçek hakettiğimiz yer. Malesef sıralamada hakettiği yerde olmayan ülke Hollanda, çünkü FFP ve ekonomik sebeplerden dolayı en iyi gençlerini artık daha akademi seviyesinde büyük liglere (özellikle İngiltere) kaptırdıkları için A takımları eskisi gibi güçlü değil.
Sistem büyük ülkelerin lehine ama adalet derseniz bence biraz adil. Bugüne kadar biz "biz bekleyemeyiz, bize hemen başarı" diye abesle iştigal edip ülkeye gelen yabancı hocalara futbolu öğretmekle meşgulken bu ülkeler 10 yıllarca 1. sınıf alt yapılar kurdular, 1. sınıf scout sistemleri kurdular, birinci sınıf takımlar kurdular, dünyaya da bir güzel pazarladılar, şimdi herkes onların liglerini ve takımlarını seyretmek istiyor.
Burda Lazio veya Hoffenheim olmasında adalet olmayabilir (zaten Hoffenheim bir daha da zor bulur bunu) ama genel olarak şöyle bir adalet var. Çalışan kazanıp zengin olur, sadece çenesi çalışıp kendi çalışmayan fakir kalır ve dışarda kalır. İngiltere'de ve onun dışındaki 3-4 kulüp dışındaki kulüpler çok parayla büyük olmadılar. Atletico Madrid, Benfica, Dortmund, Porto, Lyon vs gibi takımlar ucuz yetenekler bulup geliştirip bir de satıp yerlerine yeni oyuncular koyup hem başarılı hem zengin oldu. Benfica son 5-6 yılda oyuncu satışından yarım milyar euro kazanırken biz yıldızlar getiricez hemen başarılı olucaz diye yüzmilyonlarca euro zarar ettik. Onun için bugün 7 milyon bonservis ödeyemez haldeyiz. Beğenmediğimiz Hoffenheim'in oyuncularını istemeyi biliyoruz.
Hergün dünyanın çeşitli ülkelerinden futbol haberleri geçiyorum buraya, kaç kişi okuyor veya umrunda bilmiyorum. Mesela geçen Monaco'nun genç hamlesiyle nasıl bu hale geldiğiyle ilgili bir haber geçmiştim. Monaco'nun sahibi Abramovich kadar zengin biri, ama FFP'ye yetişemedi ve ilk başta James Rodriguez, Falcao gibi yıldızları alsa da FFP yüzünden PSG modeline giremedi. Giremeyince de Porto/Benfica modeline geçti ve hem alt yapı hamlesi yaptı hem de çok iyi scout sistemiyle genç yetenekler keşfedip parlatıp satma yoluna girdi ve müthiş bir takım oldular. Veya yine evelsi gün mü ne Manchester United ve City'nin alt yapı yatırımları ve birbirleriyle alt yapı rekabetiyle ilgili bir yazı geçmiştim, bu kulüpler bir transfer sezonunda 200 milyon harcayacak kadar zengin ama o kadar yatırımı alt yapıya yapıyor neden yapıyor? Yine birazdan Benfica başlığına yine haber yazacaktım, Benfica yine Şili'de Colocolo takımının 19 yaşındaki genç yıldız adayının peşindeymiş, scout göndermişler. Bakalım kaça alıp 2-3 sene sonra kaça satacaklar.
Peki onlar bunları yaparken biz ne yaptık? Yüzmilyonlarca bonservis parası saçıp zarar edip FFP cezası yedik. Ondan sonra "hiçbirşey adil diil, onların paraları var" diye dertlenip duralım.
Futbol ve spor ülkesi değiliz biz. Futbolcu yetiştirmeye de meraklı değiliz. Geçen biri yazmıştı bize hemen başarı lazım diye.
Sana hemen başarı filan vermezler. Adamlar o kadar yatırım yapmışlar, Çin'den Amerika'ya kadar tatmin etmeleri gereken seyirci kitleleri ve sponsorları var, sana o pastayı yedirmezler. Portekiz ve Rusya yiyor çünkü takımları başarılı ve o yüzden sıralamada üstlerdeler. Ama onlar da bir yere kadar, onlara da dünya yıldızları koşmuyor, onlar da mutfak işindeler.
Hayatta herkes emeğinin karşılığını alır. Bizim 10 yıllarca emeğimizin karşılığı da bu. Nacizane düşüncem budur.
Ama Türkiye'den en azından bir takım gidecek. Beşiktaş'ın son 3 yılki transfer stratejisi de doğru strateji, bozmazlarsa belki örnek olurlar. Hatta bu sistemi herkes benimserse biz de Benfica Porto Atletico Madrid vs gibi olabiliriz belki. Atletico Madrid çok mu zengindi birkaç yıl öncesine kadar? Bizim Tudor kariyerindeki Simeone'yi gidip aldılar eti senin kemiği benim dediler. Bu.
Bugün Antalya maçını izlerken Antalya'nın birkaç oyuncusuna baktım. Chico diye bir defans oyuncuları vardı, Brezilya'da Coritiba'dan 360bin euroya almışlar. Bizim Chedjou'dan eksiğini göremedim (kendi kalesine gol asisti yapması hariç), maaşı da eminim yarısı filandır veya daha azdır. Yine Danilo fena oyuncu değildi, bedavaya Dnipro'dan almışlar. Anlatabiliyormuyum?