Değil ki 2 senede TT Arena'da tulum çıkarırken deplasmanda 13 tane, çoğu Anadolu takımlarıyla maç kaybettik. Yani başımızda yabancı antrenör olup da deplasmanda bu kadar puan kaybetsek Anadolu deplasmanlarını bilen yardımcı gelsin derdik heralde. Rakip takımların oynayacağı oyunu, maçın oynanacağı coğrafyayı, rakip takımın başkanının son yediği yemeğe kadar bilip pozisyonlarının Türk futbol tarihindeki en iyi 10 adamından 2'siyle deplasmanlarda bu kadar bakakalmak üzerine düşülmesi gereken bir husus.
İşin diğer tarafı da yardımcıları taktiksel olarak daha iyi hale getirmek hocanın iki dudağının arasında. Sene başı Hasan altın tepsi de fırsatı da sundu, hoca reddetti. Hadi Fatih Terim bütün konuşmaları yapıyor, Galatasaray'ın kimsenin savunmadığı hakkını savunuyor, ceza alıyor eyvallah. Yardımcı antrenörün birinin sezonun yarısında, ötekinin 3'te 1'inde kulübede olmaması ne demektir yav? İş dünyasında hangi mevkide böyle bir lüks vardır? Biz yardımcılarımız devre arası iki taktiksel dokunuş yapsın da kısır maçlara etki etsin diye bekliyoruz adamlar tribünde şerefsizin biriyle kavga halinde. Ama işte Fatih hocanın da istediği bu demek ki. E yardımcı seçimlerinde kriterlerin bu olunca 2 yılda da aynı oyun tipinin 3-4 farklığını çözmeye mahir olamıyorsun demek ki.