Skolastik düşünce; dar düşünce, sınırlandırılmış düşünce demektir. Bilinen bir düşüncenin dışında hiçbir düşünceye hayat hakkı tanımamadır. Olaylara siyah beyaz bakmadır. Aradaki diğer renkli tonları görmemezlikten gelmedir. Güzelliklerin sadece kendi ağzından çıkmasına tahammül gösterip, kendi dışındaki renkli solukların seslerini kesmektir. Bencilliğin, egoistliğin ve tahammülsüzlüğün düşünceye yansımış şeklidir. Yasakçı düşünce de diyeceğimiz bu düşünce akımı genelde cehaletin hâkim olduğu yerlerde yer bulsa da, bazen bilimin doruklara ulaştığı yerlerde de ortam bulur. Bu düşünce hangi dönemde olursa olsun hep kendini göstermiştir. Sadece belirlenen fikirlerin dinlenmesi, bunun dışındaki düşüncelerin saçma bulunmasından dolayı gündeme bile getirilmemesi skolastik düşüncenin hiç ölmeyeceğinin göstergesidir. Skolastik düşünce tarihte en net bir şekilde Ortaçağ Avrupa'sında kendini hissettirmiş ve literatürümüze girmiştir. Ortaçağda Kralların 'Kavimler Göçü' ile güçlerini kaybetmeleri ve kontrolü Kilise ile Derebeylik rejimi denilen bölgesel güçlere kaptırmaları bu düşüncenin çok uzun yıllar Avrupa'da hâkimiyet kurmasına ortam hazırlamıştır. Fertlerin her türlü gelişiminden bu bozuk düzenin devam etmesi adına çekinen Kilise-Derebeylik rejimi kültüre ait her şeye yasaklama getirecek ve Kilisenin her söylediğinin doğru olduğu fikri topluma benimsetilecektir. Bu yüzden Kilise dışındaki her söyleme karşı kapılar kapandı. Hatta çıkabilecek her çatlak sese çok büyük cezalar verildi. Dünyanın döndüğünü iddia eden 'Galile' gibi bir bilim adamı yanmaktan ancak iddiasını yalanlayarak kurtulabildi. Bu olumsuz fikirden Avrupa uzun yıllar karanlıkta kalarak etkilenir. Avrupa skolastik düşünceden ilk kez Haçlı Seferleri sırasında İslam toplumları ile tanıştığında kurtulma fırsatını yakalar. Bu fırsatı Rönesans ile değerlendiren Avrupa toplumu kültürel alanda yaptığı bu atılım ile büyük oranda kurtulmuş, Reform ile de Kilise hâkimiyetinden büyük oranda kurtulmuştur. Avrupa buna rağmen kendi dışındaki toplumlara karşı bu skolastik düşünceyi devam ettirme konusunda çok cömert davranmaya devam edecektir. Bu düşünce İslam kültürünü ve yer yer toplumumuzu işgal etmişse de genelde fazla yer bulamamıştır. İslam Tarihinde bir miktar Emeviler döneminde hâkimiyet kuran skolastik düşünce, Osmanlı 'Duraklama' devri denilen 17. yüzyılda medreselerden pozitif bilimlerin yasaklanması ile ülkemizi de işgal etme imkanı bulacaktır. Sonradan bu açık Avrupa'daki gelişimlerin takip edilmesiyle kapatılmaya çalışılacaktır. Bunun dışında genelde özgür düşüncenin serbest olduğu görülmüştür.
Kaynak: Skolastik düşünce
Önce Vatan Gazetesi
Kaynak: Skolastik düşünce
Önce Vatan Gazetesi