Cevap: STSL 10/11 H:26 | Galatasaray 1-2 Fenerbahçe | 18 Mart | Maç Sonucu
Öncelikle uzun zamandır yazmıyorum ve bu yazıyı da "İyi gün taraftarlığı" olarak yorumlayabilecek kişiler olabilir (hala kaldılarsa), lakin pek alakası yok.
Evet, dün tarihi bir gece yaşadık. Koreografi olarak, desibel rekoru olarak tarihe geçsek de Arena'daki ilk yenilgiyi Fenerbahçe'ye karşı aldık. Hoş olmadı tabi, hele ki gerçekten iyi oynadıktan sonra bir buçuk pozisyonda iki gol yiyince hiç hoş olmadı. Ama oldu artık, yapacak bir şey yok.
Eleştirmeye en tepeden başlayıp aşağıya doğru ineceğim, çünkü bu yenilgide hepimizin tuzu var.
Yönetim :
Sene başında değil, geçen sezon sonunda değil, geçen sezon mart ayının sonunda söyledik. Hatta daha önce de sorunlar vardı, görmezden gelindi. Artık çözüm bulmalıyız dedikçe hiç bir çözüm uygulanmadı. Bu takım iki seneyi aşkın süredir orta sahada BAM'ın eline bakıyor. İki senedir şahsıma göre futbolda en önemli pozisyonlardan olan kaleye bir çözüm bulunamadı. İki senedir forvet rotasyonumuz iyi değil ve bir buçuk senedir sakat olan Baros'un iyileşmesini bekliyoruz. Forumda herkes Misimoviç'i beklerken "Evet iyi oyuncu ama ihtiyacımızı karşılamaz" dedim, bugün haklı çıkıyorum. Üç senedir yaptığımız tek şey on numara pozisyonundaki oyuncuları değiştirmek. Lincoln, Elano, Misimoviç. Bu oyuncuların sırf bonservisine verilen para 20 milyon € civarı. Bu 20 milyon €'ya iki tane pas yapan orta saha alınamaz mıydı ? Bu sene Cana'ya, Pino'ya verilen paralarla (kötü oynadıkları veya performanslarından memnun olmadığım için demiyorum bunu) bir kaleci alınamaz mıydı ? İnsan düşünmüyor değil.
Geçenlerde nerde okuduğumu bilmiyorum (büyük olasılıkla Galatasaray Sözlük'te okumuş olmalıyım), bir oyuncumuz bir basın mensubuna konuşuyor ve "Abi yönetim kendine bir suçlama olduğu zaman kükrüyor ama biz suçlandığımız zaman kedi kesiliyor" demiş. Gazetelerde bir gün "Arda X Takımına Gidiyor" deniyor, bir gün "Florya'ya kadın getiriliyor" yazılıyor ve buna gıkını çıkarmıyor yönetim. Hala Riva ile TT Arena ile övüneceksek kulübün başına Ali Ağaoğlu'nu getirelim, kralını yapar bunların.
Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu'nun oturduğu masada bir taraf doğuya bir taraf batıya bakıyor ve aradaki bir sandalye boş kalıyorsa bunun bir açıklaması yoktur. Mali açıdan gelirlerimizin tamamımının ipotek altında olduğunu söylemiyorum bile. Bu kadar negatif durum içerisinde bir kalkınma beklenemez.
Futbolcular :
Futbolcuların içinde bulunduğumuz durumda tek sorumlu olduğunu düşünmek doğru olmaz. Zapata, Aykut, Serkan, Gökhan, Hakan, Barış, Ayhan, Mustafa, Aydın gibi adamlar gerçekten bu formayı giyebilecek nitelikte değildir. Galatasaray kültürüne ve etiğine uygun olmayan Kazım, Servet gibi oyuncuların ve kafasında Galatasaray'ı bitirmiş olan Neill, Kewell ve Arda'nın da bu takımda olmaması lazım. Evet, oyuncular suçlu ama bu suçu ilk önce onları getirende arayacaksınız. Ve maalesef söylüyorum ki bu oyuncuların tamamen gönderilmesi gerekiyor çünkü çoğunda özgüven kalmamış ve zihnen bitmiş oyuncular.
Özellikle dünkü maç için söylüyorum, tek tek hepsinin alnından öpüyorum ben. Gerçekten iyi oynadılar ancak olmadı. İki gol ofsayt, bir gol faul gerekçesiyle sayılmıyor ancak yeniliyoruz. Arda'nın söylediği gibi sanırım Allah kazanmamızı istemiyor.
Taraftar :
Yazacaklarım dünkü maç için gerekli değil ancak Galatasaray Taraftarı'nın vizyonunun ne olduğunu anlamak istiyorsak sadece tepkilere bakmakla yetinebiliriz. Lviv'e yenilip Avrupa'dan eleniyoruz tepki yok, Antep'e yeniliyoruz üzülüyoruz. Galatasaray bugün övündüğü başarıların tamamını Türkiye'deki başarıların araç, Avrupa'nın isr amaç olduğu mantalite ile kazanmış bir takımdır. Bugün bunu görebiliyor muyuz, ben kör değilsem göremiyorum. Hiçbir resmi sıfatı olmayan ultrAslan Genel Koordinatörü çıkıp Telegol'de "Arda da akıllı olacak, Fatih Terim'i istiyoruz, Yönetim artık bu işi yapamıyor" diyebiliyorsa bunda doğru olan şeyler sadece sarfedilen cümlelerdir. Nitekim aynı genel koordinatör "İstersek Adnan Polat'ın dişlerini sökeriz" gibi iğrenç bir cümle sarfedebiliyorsa bu yargılanmalıdır.
Ne yapmalı peki diye düşündüm dün gece. Bağımlılık olmadığı halde bir paket sigara bitti, gözüme uyku girmedi. Alınan yenilgiden ötürü değil içinde bulunduğumuz durum için üzülüyorum. Galatasaray gibi Avrupa ve Dünya'da Türkiye'den daha ünlü olan bir Türk takımı ciddi ciddi küme düşmeme planları yapıyorsa (maalesef 10 puan bişey kaldı düşme potasıyla aramızda) bu olay yargılanmalıdır.
Kendimce çözüm yolumu çizdim, katılırsını katılmazsınız bilmiyorum ama şu andaki takımdan Sabri, Cana / Culio, belki Baros ve bekli Stancu haricinde birkaç genç oyuncudan başka herkesi göndermek gerekiyor. Acu ana gerçek. Teknik Direktör sıfatını yakıştırdığım teknik adamlar ise Rafael Benitez, Mircea Lucescu, van Gaal, Fatih Terim. Gerçekten arkalarında durulacaksa tabi. Rijkaard'a yapılanlar yapılacaksa Hikmet Karaman falan da uygundur bize.
Taktik teknik olaylarına karışılmaz çünkü bunlar yeni gelecek teknik direktöre kalmıştır ancak tek isteğim defansın göbeği ve orta sahanın yabancılaştırılması zira Türkiye'den bu mevkilere alınacak oyuncu sayısı 0.
Yönetim açısından bakacak olursak Ünal Aysal başkanlığında düşünülen ekip mantıklı çünkü denenlere göre Ünal Aysal her branşı profesyonellere emanet edip sadece yönetim kurulunu yönetecek. Para yardımı olayına çok takıldık ancak şu anda harcayabileceğimiz para yok, tüm gelirler ve gelecek olan para ipotek altında. Bu paraya maalesef ihtiyacımız var.
Sözün özü, zor dönemler geçirsek de biz GALATASARAYız. Düştüysek kalkarız, daha ölmedik ya !
