STSL 18/19 H:11 | Galatasaray 2-2 Fenerbahçe | MS | 2 Kasım - Sayfa 153 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Yine aglamaya basladiniz masallah. Haksiz hakli kaybetmeyi ogrenin artik. Bunlar var olan seyler hayat bitmiyor hemen.
 
Dedigim gibi , lehimize gelisen tek kritik hata aklimda kalan , super final son macta dia nin yanlis faulu ve devamindaki kirmizi kart
 
231020171304581501799.jpg


Gecen sezon cucu tarafindan verilmeyen penalti, bu sezon da tac atisi bize verilmesi gerekirken rakibe veriliyor ve gol yiyoruz

Hakemlerimiz rezalet, VAR odasindaki hakemler tac atisindaki pozisyonu nasil goremiyor veya soylemiyor inanilir gibi degil

Fener bursa macinda bursa penalti kullanacakti, VAR'a gittiler pozisyon oncesinde ofsayt var diye iptal ettiler, VAR'i keyiflerine gore kullaniyorlar galiba
 
herzaman diyorum bu takımın kadro mühendisliği berbat yapılmış dursun zamanında. takım gevşek,gamsız,kariyeri düşüşte olan futbolcu kaynıyor. bi de üstüne gomis gidince yerini dolduramayan cengiz yönetiminin skandal ötesi hatası eklenince takım hepten çöktü.santraforsuz oynadığımız sürece bu takım toparlayamaz,asıl hedef devre arasına en az hasarla ulaşıp bu pisliği temizlemektir. en az 2 santrafor ve 1 stoper alırsan toparlanırsın
 
231020171304581501799.jpg


Gecen sezon cucu tarafindan verilmeyen penalti, bu sezon da tac atisi bize verilmesi gerekirken rakibe veriliyor ve gol yiyoruz

Hakemlerimiz rezalet, VAR odasindaki hakemler tac atisindaki pozisyonu nasil goremiyor veya soylemiyor inanilir gibi degil

Fener bursa macinda bursa penalti kullanacakti, VAR'a gittiler pozisyon oncesinde ofsayt var diye iptal ettiler, VAR'i keyiflerine gore kullaniyorlar galiba

dostum var protokolunun kurallari var ya , dunden beri 5 inci kez yaziyorum , iki verdigin ornekte birinde karisabiliyor, otekinde ise yetkisi yok

niye anlatamiyorum ben bunu cozemedim bir turlu . tac ,korner kararlari VAR kapsaminda degil
 
herkes sakinleştiyse genel bir değerlendirme yapalım,

bu maç kadıköyde 2-0 geriye düştüğümüz, fenerlilerin ikinci 6-0 geliyor dedikleri maçın aynısı idi. hatta biz o maçta 2-3'ü son dakikada direkten dönen topla kaçırdık. futbolda bir anlık odak kaybı pahalıya patlar. futbolda bunlar hep oldu ve olacak, yakınmayı gerektirecek bir şey yok, adamlar beraberliğe geldi galibiyeti kaçırdı. biz ise ilk yarı ne kadar top koklatmasak da ikinci yarıdaki rezillikle mağlubiyetten kurtulduk, yani schalke maçı gibi beraberliğe üzülecek taraf onlar olmalı biz değil. maçın ilk yarısı oyunu domine edip 2. yarısında kendini salman, o maçı hak ettiğin anlamına gelmez, futbol bir bütündür ve 90 dakika hakimiyet gerektirir. nitekim golüde 10 dakika hatta 5-6 dakika içinde yedik.

gelelim oyuna, sıradan maçlarda bile böyle dönüşler olabilirken büyük bir derbi oynuyorsun, rakibini domine edip top göstermiyorsun. fakat rakibini sen yok sayıp hafife alamazsın. ömer denilen şişko ve onun önündeki rodrigez denen ne idüğü belli olmayan herif yüzünden solumuz çift şeritli otoyola döndü. Muslera sağlam şekilde saçmaladı. ömerin hatası sonucu savunmasına güvenmeyen muslera yine saçma bir çıkış yaparak penaltı yaptırdı. maçı 3 kişi izledik 1 fenerli benle beraber 2 GSli idik. Penaltıyı çaldıktan sonra, daha penaltı atışı yapılmadan maç 2-2'ye gelir dedim. diğer GS'li bana katıldı, fbli ise GS burdan maç vermez dedi. fakat biz GSliler eşeğimizin huyunu bildiğimiz için bu maç 3-0 olsaydı bile o penaltıyla beraber 3-3de olurdu.

ikinci golde bariz bir hakem hatası var, taç bizim olmalıydı burası doğru fakat belliki yanlış karar verilmiş o yüzden bir an önce oyuna dönülmeliydi. Orda GS'li oyuncuların itirazı ve hakeme dönüp bakmaları ve taç beklentileri oyundaki odaklarını düşürdü, fbliler ise son derece odaklanarak GSli topçuların odak düşüşlüğünden faydalanıp direkt sonuca gitmeyi tercih ediyorlar. bu dikkat edilirse her derbide oluyor, küçük maçlarda da fb bunu yapabiliyor ama özellikle derbilerde GS'li oyuncuların hep oyun dışı etmenlerle ilgilendiğini fenerin ise bu tür fırsatlarda hemen sahaya dönebildiğine defalarca şahit olduk. dün şanslılardı da güzel de gol attılar her derbide olduğu gibi. 2. golde tamamen takımın oyundan kopmasından dolayı yedik, kimse masal anlatmasın. o gol yenilir bir gol değil, bizimkiler sahayla irtibatını kesmişler.

serdarın, onların golünden sonra yaptığı şey yanlış. sen topu valbuenadan önce alsan da zaten onların sevinci bitmediği sürece başlayamayacaksın oyuna. belki adam topu alıp topla sevinecek, dolayısıyla orda valbuena ile top yüzünden itişmesi yanlıştı. zaten serdar bu takımda durdurucu bölgesinde oynayacak çapta bir oyuncu değil. biz feneri değil, fener bizi elinden kaçırdı.
sol da ömer ortada ozan yanında serdar 3lemesi ile oynayan GS'ye karşı neredeyse topa ayakları değmedi. GS'a karşı hücum oynayan maçı kazanır çünkü bu defansın atak yapan bi takıma karşı gol yememe gibi bir şansı yok. rakibin atakları bu defansla ancak gol yenerek savuşturulabilir. zaten şalke maçında muslera dünkü gibi oynasa 5lik olurduk. serdar yerine ujfalusi gibi sağlam durdurucu şart.

ortasaha fena değil ama daha çok adam yiyen gerek, kısaca bize bir melo şart ama o da disiplinsiz diye alabildik. yoksa o kalitede biri 25 milyon euro ki kendi de o fiyattaydı. kısacası bir daha öyle bir ortasahayı göremeyiz. o zamanki selçuk ile şimdiki arasında çok fark yok. fakat o zaman selçuk'un yumuşaklığını melo gibi bi kaplan kapatıyordu. şimdi ise o sertlikte biri olmadığı için selçuk'un mücadelesizliği göze batıyor. selçuk her zaman böyle idi, en fazla topu saklar rakiple mücadelede kendini bırakıp faul alırdı. sadece temposunda düşüş var. mücadele anlamında her zaman zayıftı. selçuk-melo yerine Ndiaye-melo gibi bi ortasaha olsa bu takım gol yemezdi. melonun gidişi, selçuk'un kelini meydana çıkardı hepsi bu.

rodrigez belliki sneijder drogbanın yokluğunda kendini takımın yıldızı sanmış, bu herif acilen şutlanmalı ya da 4-5 maç kenarda bekletilmeli.

200 yıllık futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 60 ya da 85 dakikasını oynayın, son 5 dakikada yaşadığınız odak kaybı tüm her şeyi götürür. bu takım 2. yarılarda sadece dolaşıyor. takımın gücü yok, çalıştırılmamışlar. belhanda duran topa vurmadan formasıyla yüzünü sildi bildiğin göbeği var. ömer desen tosuncuk gibi, bildiğin yağ tulumu. ki izlediğimiz fenerli de bu adam gs'da nasıl oynayabiliyor bu kilo ile dedi :)

sinan, bu takımdan acil suretle yollanmalı, bundan yedek falan da olmaz. futbolcu ya da sporcu gibi bir şey değil.

takım gol yediğinde maç 5-0 bile olsa o maç 5-5'e bir şekilde gelir, fener maçları ise daha da garip. bu camia CL oynayamıyor diye gs maçları onlara cl maçı gibi geliyor olmalı. çılgınca oynuyorlar, sanki hayatlarındaki son maç gibi oynuyorlar. dünkü skorda maç 2-0 iken penaltı olsa ve tüm bunlar porto maçında olsa, bende musleranın penaltıyı kurtarabileceği umudu olur, yerse bile 2-1 biter en fazla diye düşünürüm. ama konu fener maçı olunca o penaltı kıyamet kopsada gökten göktaşları da yağsa bir şekilde gol olacağını bilirim, o penaltının gol olmama ihtimali yoktur. maç 2-1'e geldiyse de 2-2'ye gelmeme ihtimali olmadığı gibi umarız bu maç 2-3'e gelmez diye düşünüyorsun. tüm bunları düşünürken maç hala 2-0 ve penaltı atılmamış :)

kısacası ölüyü dirilten her ne kadar biz olsak da beraberliği kurtaran da yine biziz.

____________________________________________________________________________________

en önemli konuyu sona sakladım, fatih terim büyük maç oynatmayı net bir şekilde bilmiyor. Bu takımın avrupa takımı gibi oynayabildiği son yıllarda sadece juventus deplasmanını hatırlıyorum, kusursuz bir futbolla uydurma bir penaltıyla 2-2'yi deplasmanda zor kurtarsakta o uydurmadan daha öncesine kadar 80.dakikaya kadar koskoca juventus deplasmanında pozisyon dahi vermeden 1-0 önde götürüyorsun. gerek faulü yapan oyuncu (sanırım türk idi) gerekse hakemin eyyamı olmasa juventus deplasmanından galibiyetle dönecektik. ki kadıköy gibi bir deplasman bunun yanında kreş seviyesinde kalıyor. fbyi küçümsediğimden değil, juventusun kalibresi çok büyük. ordaki yapılan oyun, alan savunması ve oyunu kitleyebilme kabiliyeti bir türk takımından beklenmeyecek cinste idi. Bu türk futbol tarihinin oynayabildiği en organize deplasman maçlarından belki en iyisi belki en iyilerinden biriydi.

Gelelim düne, yahu sen 2-0 öndesin, adama top vermemişsin. bi ara %13lerde top oynamaları vardı. adamlar cezasahasından dışarı çıkamıyor. skoru bu kadar eline almışken, 2-0 önde olan bir takım nasıl geride bu kadar boşluk verebilir? penaltı pozisyonunda geride eksik yakalanıyoruz ömer yetişemiyor bizimkiler dönemiyor kaleci saçmalayıp penaltı yaptırıyor. Penaltı bana göre ortada hatta ortadan biraz daha pozitif yönde. kısacası bu pozisyon hakemin insiyatifine kalmış ama rakip oyuncu da penaltıyı biraz almış aslında. musleranın girişi çok dengesiz, daha kontrollü girse penaltı olmayacaktı. fakat terimin oynattığı kaos futbolu bizim başımıza defalarca iş açtı açmaya da devam edecek...

gelecek şalke maçında göreceğiniz gibi şuursuzca boşluklar vereceğiz, fakat ne şalke-gs maçı bir derbi, ne de şalke bir fenerbahçe. içerdeki maçta şansımız ve musleranın extra performansı bizi kurtardı. ama şalke ikinci kez bu kadar boşluk bulursa bizi perişan eder. terimli GS uefada iş yapabilir, şampiyonlar ligi ise Bayern Munih denilen takımın bile AEK Atina deplasmanında haddini bilerek oynadığı bir platform. burda şuursuzluğa ve duygusallığa yer yok, burda mantık, teknik ve strateji çalışır. içerdeki şalke maçında ortasahayı geçemediğimizde artık geride boşluk vermeyi engelleyecek hamleler yapıp kontraya dönmemiz gerekiyordu. fakat biz hem ndiayeyi geriye çekerek ortasahadaki nüfusumuzu azaltıyoruz buna rağmen geride boşluk veriyoruz. hem de ortasahadan adamı geriye çektiğimiz için ortasahada rakipten zaten teknik olarak çok zayıf olan ortasahamız hem de sayısal anlamda azalıyor, artı bunlarında 3-5-2ye döndüklerini farzedersek 2 tanede bekleri ortasahaya destek veriyor. o zaman 7, forvetlerinde katılımıyla 9 kişilik bir pas trafiği oluşturabilirken biz, ortasahayı 3lüyoruz, 1 forvet var ki değil pas trafiğini oluşturmak o trafiği aksatıyor, artı 2 de bek geliyor 6 kişilik pas trafiği yapıyoruz. yani biz ortasahada ezildik. GS'da ise rakip atakları durduran yegane etmen ortasahadır, defans değil. yani bizim ortasahamızı geçen herhangi bir takım bir kaç deneme ile rahatlıkla golü buluyor. şalke maçında bu dediğim defalarca yaşandı. fener 2 gol attı bize ama şalke fenerden 15 kat fazla pozisyona girdi, fenerin şansı şalkenin şanssızlığı vardı. yani bir şeyleri görebilmek için illaki rakibin tüm girdiği pozisyonları gole mi çevirmesi gerek?

özetle beraberliğe sevinmesi gereken, bursa maçında biz, şalke maçında biz, fb maçında biz. tüm maçlarda çekirge misali sıçrıyoruz. takım bitik, ama bir şekilde içerde yenilmiyor. fakat dışarda herhangi varlık gösteremediğimiz için rakipler içerde en kolay galibiyetini alıyor. GS takımlar tarafından çözüldü. Kenarları kitle, ortada da forvet yok. zaten geride de hangar gibi alan bırakıyor, ssabırlı ve mantıklı oynayınca gsye gol atmamak imkansız.

Halbuki GS gömülerek oynamalı, zaten kapalı takımlara iş yapamıyorsun, henri ve rodrigezi kanatlara at, hızlı diye de sinan yeteneksizini forvete at, bu şekilde GS'nın gol bulmaması imkansız. atak yapıyoruz ama boşa top çeviriyoruz. içeri giremiyor, şut bile çekemiyoruz. sonra bi top kaybı, geride kimse yok.

şalkenin çömez kalecisine şut bile atamadık, istersen %80 topla oyna, boşa oynadıktan sonra anlamı yok
 
Son düzenleme:
eger sezon sonu hoca temizlik yapamaz yani çöpleri satamazsa transferde yapamaz istedigi gibi

malum kiralık oyuncu almayı zaten beceremiyor bizimkiler
 
herkes sakinleştiyse genel bir değerlendirme yapalım,

bu maç kadıköyde 2-0 geriye düştüğümüz, fenerlilerin ikinci 6-0 geliyor dedikleri maçın aynısı idi. hatta biz o maçta 2-3'ü son dakikada direkten dönen topla kaçırdık. futbolda bir anlık odak kaybı pahalıya patlar. futbolda bunlar hep oldu ve olacak, yakınmayı gerektirecek bir şey yok, adamlar beraberliğe geldi galibiyeti kaçırdı. biz ise ilk yarı ne kadar top koklatmasak da ikinci yarıdaki rezillikle mağlubiyetten kurtulduk, yani schalke maçı gibi beraberliğe üzülecek taraf onlar olmalı biz değil. maçın ilk yarısı oyunu domine edip 2. yarısında kendini salman, o maçı hak ettiğin anlamına gelmez, futbol bir bütündür ve 90 dakika hakimiyet gerektirir. nitekim golüde 10 dakika hatta 5-6 dakika içinde yedik.

gelelim oyuna, sıradan maçlarda bile böyle dönüşler olabilirken büyük bir derbi oynuyorsun, rakibini domine edip top göstermiyorsun. fakat rakibini sen yok sayıp hafife alamazsın. ömer denilen şişko ve onun önündeki rodrigez denen ne idüğü belli olmayan herif yüzünden solumuz çift şeritli otoyola döndü. Muslera sağlam şekilde saçmaladı. ömerin hatası sonucu savunmasına güvenmeyen muslera yine saçma bir çıkış yaparak penaltı yaptırdı. maçı 3 kişi izledik 1 fenerli benle beraber 2 GSli idik. Penaltıyı çaldıktan sonra, daha penaltı atışı yapılmadan maç 2-2'ye gelir dedim. diğer GS'li bana katıldı, fbli ise GS burdan maç vermez dedi. fakat biz GSliler eşeğimizin huyunu bildiğimiz için bu maç 3-0 olsaydı bile o penaltıyla beraber 3-3de olurdu.

ikinci golde bariz bir hakem hatası var, taç bizim olmalıydı burası doğru fakat belliki yanlış karar verilmiş o yüzden bir an önce oyuna dönülmeliydi. Orda GS'li oyuncuların itirazı ve hakeme dönüp bakmaları ve taç beklentileri oyundaki odaklarını düşürdü, fbliler ise son derece odaklanarak GSli topçuların odak düşüşlüğünden faydalanıp direkt sonuca gitmeyi tercih ediyorlar. bu dikkat edilirse her derbide oluyor, küçük maçlarda da fb bunu yapabiliyor ama özellikle derbilerde GS'li oyuncuların hep oyun dışı etmenlerle ilgilendiğini fenerin ise bu tür fırsatlarda hemen sahaya dönebildiğine defalarca şahit olduk. dün şanslılardı da güzel de gol attılar her derbide olduğu gibi. 2. golde tamamen takımın oyundan kopmasından dolayı yedik, kimse masal anlatmasın. o gol yenilir bir gol değil, bizimkiler sahayla irtibatını kesmişler.

serdarın, onların golünden sonra yaptığı şey yanlış. sen topu valbuenadan önce alsan da zaten onların sevinci bitmediği sürece başlayamayacaksın oyuna. belki adam topu alıp topla sevinecek, dolayısıyla orda valbuena ile top yüzünden itişmesi yanlıştı. zaten serdar bu takımda durdurucu bölgesinde oynayacak çapta bir oyuncu değil. biz feneri değil, fener bizi elinden kaçırdı.
sol da ömer ortada ozan yanında serdar 3lemesi ile oynayan GS'ye karşı neredeyse topa ayakları değmedi. GS'a karşı hücum oynayan maçı kazanır çünkü bu defansın atak yapan bi takıma karşı gol yememe gibi bir şansı yok. rakibin atakları bu defansla ancak gol yenerek savuşturulabilir. zaten şalke maçında muslera dünkü gibi oynasa 5lik olurduk. serdar yerine ujfalusi gibi sağlam durdurucu şart.

ortasaha fena değil ama daha çok adam yiyen gerek, kısaca bize bir melo şart ama o da disiplinsiz diye alabildik. yoksa o kalitede biri 25 milyon euro ki kendi de o fiyattaydı. kısacası bir daha öyle bir ortasahayı göremeyiz. o zamanki selçuk ile şimdiki arasında çok fark yok. fakat o zaman selçuk'un yumuşaklığını melo gibi bi kaplan kapatıyordu. şimdi ise o sertlikte biri olmadığı için selçuk'un mücadelesizliği göze batıyor. selçuk her zaman böyle idi, en fazla topu saklar rakiple mücadelede kendini bırakıp faul alırdı. sadece temposunda düşüş var. mücadele anlamında her zaman zayıftı. selçuk-melo yerine Ndiaye-melo gibi bi ortasaha olsa bu takım gol yemezdi. melonun gidişi, selçuk'un kelini meydana çıkardı hepsi bu.

rodrigez belliki sneijder drogbanın yokluğunda kendini takımın yıldızı sanmış, bu herif acilen şutlanmalı ya da 4-5 maç kenarda bekletilmeli.

200 yıllık futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 60 ya da 85 dakikasını oynayın, son 5 dakikada yaşadığınız odak kaybı tüm her şeyi götürür. bu takım 2. yarılarda sadece dolaşıyor. takımın gücü yok, çalıştırılmamışlar. belhanda duran topa vurmadan formasıyla yüzünü sildi bildiğin göbeği var. ömer desen tosuncuk gibi, bildiğin yağ tulumu. ki izlediğimiz fenerli de bu adam gs'da nasıl oynayabiliyor bu kilo ile dedi :)

sinan, bu takımdan acil suretle yollanmalı, bundan yedek falan da olmaz. futbolcu ya da sporcu gibi bir şey değil.

takım gol yediğinde maç 5-0 bile olsa o maç 5-5'e bir şekilde gelir, fener maçları ise daha da garip. bu camia CL oynayamıyor diye gs maçları onlara cl maçı gibi geliyor olmalı. çılgınca oynuyorlar, sanki hayatlarındaki son maç gibi oynuyorlar. dünkü skorda maç 2-0 iken penaltı olsa ve tüm bunlar porto maçında olsa, bende musleranın penaltıyı kurtarabileceği umudu olur, yerse bile 2-1 biter en fazla diye düşünürüm. ama konu fener maçı olunca o penaltı kıyamet kopsada gökten göktaşları da yağsa bir şekilde gol olacağını bilirim, o penaltının gol olmama ihtimali yoktur. maç 2-1'e geldiyse de 2-2'ye gelmeme ihtimali olmadığı gibi umarız bu maç 2-3'e gelmez diye düşünüyorsun. tüm bunları düşünürken maç hala 2-0 ve penaltı atılmamış :)

kısacası ölüyü dirilten her ne kadar biz olsak da beraberliği kurtaran da yine biziz.

____________________________________________________________________________________

en önemli konuyu sona sakladım, fatih terim büyük maç oynatmayı net bir şekilde bilmiyor. Bu takımın avrupa takımı gibi oynayabildiği son yıllarda sadece juventus deplasmanını hatırlıyorum, kusursuz bir futbolla uydurma bir penaltıyla 2-2'yi deplasmanda zor kurtarsakta o uydurmadan daha öncesine kadar 80.dakikaya kadar koskoca juventus deplasmanında pozisyon dahi vermeden 1-0 önde götürüyorsun. gerek faulü yapan oyuncu (sanırım türk idi) gerekse hakemin eyyamı olmasa juventus deplasmanından galibiyetle dönecektik. ki kadıköy gibi bir deplasman bunun yanında kreş seviyesinde kalıyor. fbyi küçümsediğimden değil, juventusun kalibresi çok büyük. ordaki yapılan oyun, alan savunması ve oyunu kitleyebilme kabiliyeti bir türk takımından beklenmeyecek cinste idi. Bu türk futbol tarihinin oynayabildiği en organize deplasman maçlarından belki en iyisi belki en iyilerinden biriydi.

Gelelim düne, yahu sen 2-0 öndesin, adama top vermemişsin. bi ara %13lerde top oynamaları vardı. adamlar cezasahasından dışarı çıkamıyor. skoru bu kadar eline almışken, 2-0 önde olan bir takım nasıl geride bu kadar boşluk verebilir? penaltı pozisyonunda geride eksik yakalanıyoruz ömer yetişemiyor bizimkiler dönemiyor kaleci saçmalayıp penaltı yaptırıyor. Penaltı bana göre ortada hatta ortadan biraz daha pozitif yönde. kısacası bu pozisyon hakemin insiyatifine kalmış ama rakip oyuncu da penaltıyı biraz almış aslında. musleranın girişi çok dengesiz, daha kontrollü girse penaltı olmayacaktı. fakat terimin oynattığı kaos futbolu bizim başımıza defalarca iş açtı açmaya da devam edecek...

gelecek şalke maçında göreceğiniz gibi şuursuzca boşluklar vereceğiz, fakat ne şalke-gs maçı bir derbi, ne de şalke bir fenerbahçe. içerdeki maçta şansımız ve musleranın extra performansı bizi kurtardı. ama şalke ikinci kez bu kadar boşluk bulursa bizi perişan eder. terimli GS uefada iş yapabilir, şampiyonlar ligi ise Bayern Munih denilen takımın bile AEK Atina deplasmanında haddini bilerek oynadığı bir platform. burda şuursuzluğa ve duygusallığa yer yok, burda mantık, teknik ve strateji çalışır. içerdeki şalke maçında ortasahayı geçemediğimizde artık geride boşluk vermeyi engelleyecek hamleler yapıp kontraya dönmemiz gerekiyordu. fakat biz hem ndiayeyi geriye çekerek ortasahadaki nüfusumuzu azaltıyoruz buna rağmen geride boşluk veriyoruz. hem de ortasahadan adamı geriye çektiğimiz için ortasahada rakipten zaten teknik olarak çok zayıf olan ortasahamız hem de sayısal anlamda azalıyor, artı bunlarında 3-5-2ye döndüklerini farzedersek 2 tanede bekleri ortasahaya destek veriyor. o zaman 7, forvetlerinde katılımıyla 9 kişilik bir pas trafiği oluşturabilirken biz, ortasahayı 3lüyoruz, 1 forvet var ki değil pas trafiğini oluşturmak o trafiği aksatıyor, artı 2 de bek geliyor 6 kişilik pas trafiği yapıyoruz. yani biz ortasahada ezildik. GS'da ise rakip atakları durduran yegane etmen ortasahadır, defans değil. yani bizim ortasahamızı geçen herhangi bir takım bir kaç deneme ile rahatlıkla golü buluyor. şalke maçında bu dediğim defalarca yaşandı. fener 2 gol attı bize ama şalke fenerden 15 kat fazla pozisyona girdi, fenerin şansı şalkenin şanssızlığı vardı. yani bir şeyleri görebilmek için illaki rakibin tüm girdiği pozisyonları gole mi çevirmesi gerek?

özetle beraberliğe sevinmesi gereken, bursa maçında biz, şalke maçında biz, fb maçında biz. tüm maçlarda çekirge misali sıçrıyoruz. takım bitik, ama bir şekilde içerde yenilmiyor. fakat dışarda herhangi varlık gösteremediğimiz için rakipler içerde en kolay galibiyetini alıyor. GS takımlar tarafından çözüldü. Kenarları kitle, ortada da forvet yok. zaten geride de hangar gibi alan bırakıyor, ssabırlı ve mantıklı oynayınca gsye gol atmamak imkansız.

Halbuki GS gömülerek oynamalı, zaten kapalı takımlara iş yapamıyorsun, henri ve rodrigezi kanatlara at, hızlı diye de sinan yeteneksizini forvete at, bu şekilde GS'nın gol bulmaması imkansız. atak yapıyoruz ama boşa top çeviriyoruz. içeri giremiyor, şut bile çekemiyoruz. sonra bi top kaybı, geride kimse yok.

şalkenin çömez kalecisine şut bile atamadık, istersen %80 topla oyna, boşa oynadıktan sonra anlamı yok


şuraya ekleyim de okumayanlar okusun, şansıma yarım saat yazdığım ileti bi arka sayfada kaldı. katılmadığınız yer olursa alıntılayarak aksi argüman sunabilirsiniz. nasıl yendik zaa, nasıl dövdük siziden ziyade futbolun bu yanını konuşmayı seviyorum
 
guzel yazi ama juve da penalti amrabat yaptirmisti

düzeltme için sağol, zaten o da sonuçta arap, futbolda türk, arap, irani çok farketmiyor.

Cumhurbaşkanının türk futboluna yapacağı en büyük iyilik, TC pasaportlu olan insanların futbol oynamasını yasaklatmak olmalı en büyük 2. iyilik ise arabi devletlerinin herhangi birinin pasaportuna sahip olanların ülkeye transferi yasaklanmalı. yani yabancı sınırı yerine, türk sınırı, yerli sınırı adı altında bir sınır gelmeli. hiç getirilemiyorsa her takım en fazla 5 yerel futbolcuya sahip olabilmeli, sahada ise en fazla 3 yerli oyuncu olabilmeli.
 
55. dkda "oley oley" diye tezahurat yapıp takımın oyununu baltalıyan tribündeki tüm seyircilerimize saygılarımı ve sevgilerimi iletirim. Maç seyretmesini bilmeyen cahil topluluğu. Olayın sorumluluğunu seyirciye yıkmıyorum ama pay sahipleridir.
 
Üst Alt