Susuz Yazlara mı Hazırlanıyoruz? | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Susuz Yazlara mı Hazırlanıyoruz?


Normal şartlarda bu sene Anadolu nun yüksek yerlerinde Kasım Ayı ve tüm Türkiye de ise Aralık ayına kalmadan yağışların başlaması ve bu tarihlerden yaklaşık 20 - 30 gün sonrada kar yağışlarının başlaması bekleniyordu. Bu seneye kadar genelde yakın tarihlerde bu gelişmenin olması sevinç ve şükür ile karşılanırdı.

Fakat bu sene 2013 den 2014 e geçmeye hazırlandığımız yılbaşına yakın günlerde sadece birkaç günlük yağış alabildi Memleketimiz...



[media]https://www.youtube.com/watch?v=YZFNeDM55sA[/media]



Bu yaşanan yağış eksikliğinin nedeni olabilecek açıklamaları içeren bu videoyu daha evvel;

Dünyaya Çarpması Muhtemel Göktaşı Tehdidi | Sayfa 12 | Transfer Forumu, Transfer Haberleri, Galatasaray Forumu

burada paylaştığım aynı video da bu gelişmenin getireceği olumsuzlukların sadece yıllar sonrası muhtemel yıkıcı etkisini gündeme getirmiştim.



Burada da videonun dipnotunu detaylı olarak incelediğimizde aynen şöyle bir metin le karşılaşıyoruz:



«« DOĞA BİLİMLERİ DERNEĞİ GENEL SEKRETERİ MÜGE KANAY ANLATIYOR:

GÜNEŞİN MANYETİK ALANI DEĞİŞİYOR VE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR



Güneş'in manyetik alanının değişmesi, neden dünyaya yeni bir dönem getiriyor?

İklim koşullarının iyileşmesi ve doğal afetlerin etkilerinin bir önceki dönem kadar tahrip edici olmayabileceği, tüm dünyanın faydasına bir durum. Yaşanan seller, depremler gibi doğal afetler nedeniyle hasara uğrayan yerleri yeniden eski haline dönüştürebilmek için çok büyük ekonomik harcamalar yapılıyor. Sellerle harap olan ekinler nedeniyle kıtlık, açlık baş gösteriyor. Hijyen olmadığı için sağlık sorunları baş gösteriyor. Bu nedenle doğal afetlerin artık yatışıyor olması, tüm dünyadaki ekonomik, sağlık, açlık ve psikolojik sorunları da yoluna koyma yönünde adım olmuş oluyor.Nostradamus'dan, Mariachi'ye bugüne kadar kutsal kaynakları yorumlayan bir çok alim ve düşünür de; geçtiğimiz yüzyıllarda 2013 ve 2014 tarihlerine hep dikkat çekmişti. Hatta Maya medeniyeti bile, 2012 yılından itibaren dünyanın yeni bir döneme geçeceğini, önceki dönemlerde yaşanan felaketlerin son bulacağını öngörmüştü.

Görünen o ki, hem bilim adamları ve din adamları hem de alimler ve antik medeniyetin astrofizikçileri; 2014 yılında dünyanın çok önemli olaylara sahne olacağında hem fikir.

NASA gözlemleriyse; antik çağlardan beri tekrarlanan bu tarihleri adeta doğrular nitelikte. Hepsinin verdiği tek bir mesaj var: "Dünya'da artık yeni bir çağ başlıyor." Ve anlaşılan o ki, başlayan çağ bu kez bakır çağı ya da tunç çağı değil; altın bir çağ olacak. Yaklaşan bu çağ, dünyayı yokluğa değil, iklim koşullarının düzelmesiyle birlikte bolluğa sürükleyen bir çağ"
»»



Burada yazılanlar, Güneşte yaşananları, geçmiş kehanetler ve bazı iddialarla ilişkilendirerek Altınçağ ın başlangıcı olarak yorumlamışlar.

AMA BEN; yağışların varoluş dengesinin böyle hızlı bir şekilde bozulmasına sebep olabilecek hiçbir gelişmenin BİZİ ALTINÇAĞA GÖTÜRECEĞİNE İNANMIYORUM.



su_dongusu.jpg




Bu şemada hepimizin ilkokul tabiat bilgisi dersinde okuduğumuz yaşanması ve daha önemli dengeli bir şekilde devam etmesi gereken bir tabiat hareketinin gelişme safhaları var.

Bu gelişmeler yaşanmak zorunda, tabiatta bazı hayatların tekrar canlanması için eski hayatların birşeylerinin mutlaka ölmesi gerekmekte. Sonbahar ve kışta yağışların çok olmasını bir felaket olarak yorumlayanlar, ağaçlarında gelecek yıl için güç toplamak amacıyla sonbaharda yapraklarını dökmesini nesil tükenmesi olarak yorumlamamasını harbiden yadırgadım şimdi.



Kendilerine bilim insanı ünvanını veren bu insanların; yağışların ve suyun getirdiği nimetlerin olmadığı; daha da önemlisi besinlerimizin kaynağı olan beslenme zincirinin yapı taşı olan yeraltı su kaynakları olmadan dağlardaki bakım gerektirmeyen ormanların da varolamayacağını düşünemeyecek kadar fikir özürlü olmalarını anlamak mümkün değil.

Ovalardaki otlar kendi kendine yetişip üremeye devam edemezlerse havvancılığın hali ne olur.

Tatlı su kaynakları, nehirler, dereler vs.. yeni bol miktarda yağışlarla beslenmezse tarım ve hatta o derelerdeki balıklar ve ekolojik yaşam, daha önemlisi de hayatta kalmak için oradan beslenen doğal hayatın sonu nereye çıkar...

Verilebilecek bi dünya örnek var felaketin hızla yaklaşarak kapımıza dayandığına dair.



Aptalca bir hevesle bahsedilerek beklenen bu sözde altın çağın nimeti olarak;

Sonuçta hepimiz birer MİDAS(Tıkla) olsak bile bunun bize bir hediye değil, bir lanet olduğunu ancak önce kıtlık ve sonra da açlık başlayınca anlaşılabileceği kanaatindeyim.




HAKKIMIZDA HAYIRLISI ....
 
Dünya açısından bilmem ama türkiyenin iç kısımlarının 40 50 yıl sonra çöle dönüşeceğini zaten bir çok bilim adamı söylüyor.

Biz hep günlük politikalar anlık olayları konusdugumuzdan gelecek bırakın 40 50 yılı önümüzdeki yılın planını ile yapmadıgımızdan önce basımıza gelir sonra önlem almaya çalısırız iş işden geçmiş olur
 
Üst Alt