Teknik Direktör Nöbeti - Sayfa 287 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Bir dönem Türkiye'de Galatasaray ve Eskişehirspor'u çalıştıran deneyimli teknik direktör Michael Skibbe, Almanya basınına yaptığı açıklamalarda gündem olacak sözler söyledi.

Spox adlı internet sitesine konuşan Skibbe Türkiye'de günü kurtarmanın önemli olduğunu söylerken, "Almanya'da altyapıya büyük bir para ve enerji harcanıyor. Türkiye'de ise arkadan gelen genç yetenek sayısı giderek azalıyor. Örneğin eski kulübüm Galatasaray, Paris Saint Germain'e karşı ilk 11'de tek bir Türk oyuncuya dahi yer vermemişti. Bu, son derece talihsiz bir durum. Zira kadro planlaması açısından geleceğe dair hiçbir stratejinin olmadığını gösteriyor. Türkiye'de hep günü kurtarmak önemli. Galatasaray'daki en istikrarlı oyuncu, çoktan 30 yaşını geçti." ifadelerini kullandı.

Yönetim Kurulu üyelerinin 11'e karıştığını ifade eden Michael Skibbe, "Galatasaray'ı çalıştırdığım dönemde kulüpte disiplin olmadığını söylemiştim ama sanıldığı gibi kendi oyuncularımı hedef göstermedim. Tam tersine antrenmanlarda son derece yüksek seviyede ve profesyonelce çalışıyorduk. Oradaki disiplin eksikliği daha çok yönetimle alakalıydı. Sürekli disiplinden bahseden ve bu nedenle yabancı hocaya yönelen bu yöneticilerin kendileri disiplinsiz davranıyordu. Örnek vermek gerekirse pek çok yönetim kurulu üyesi sahaya sürülen ilk 11'lere müdahale ediyordu. Bana dikte edilen herhangi bir şey olmadı ama sürekli kimin oynayıp kimin oynamaması gerektiği hakkında fikir beyan ediyorlardı. Şahsen kadro tercihlerimi hep kendi fikirlerime göre yaptım. Yönetim kuruluyla yaptığım görüşmeler bazen aşırı yorucu geçiyordu. Onlardan en çok duyduğum cümle 'Bu oyuncuyu oynatamazsın. Çünkü kendisi kontratını yenilemedi ve bize karşı daha açtı.' oluyordu." dedi.

Türkiye'de maaşın geç alınmasının normal bir durum olduğunu söyleyen Skibbe, "Şayet bir yerde üç ay boyunca maaş alamıyorsanız kulübünüze dava açabilirsiniz. Ne yazık ki bu durum Türkiye'de çok yaygın. Hâl böyle olunca sakin ve öngörülebilir bir ortamda çalışmak imkansız hâle geliyor. Türkiye'de çalıştığım dönemde benim de maaşım sadece bir kez değil, pek çok kez geç ödendi. Zaten Eskişehirspor'dan ayrılmamın ve kulübe dava açmamın nedeni de bu. Galatasaray da iki yıl boyunca birkaç yüz bin euroluk paramı ödemedi. O dönemde Eintracht Frankfurt'ta çalıştığımdan bu, benim için büyük bir problem değildi. Galatasaray yöneticileri bana sürekli 'Lütfen bizi mahkemeye verme. Paranı alacaksın.' diyordu. Eintracht'tan 2011 yılında ayrılmadan hemen önce bana olağanüstü bir para ödediler. Bu, gerçekten çok tuhaf bir durumdu." dedi.

"Türkiye'deki maaş krizi, kulüplerin doğru dürüst yönetilememesinden kaynaklanıyor. Özellikle transferlerde pek çok yanlış yapılıyor. Bazen hiçbir şekilde anlamlandıramadığınız para akışları oluyor. Galatasaray'da birlikte çalıştığım yöneticiler çok iyi insanlardı. Çok iyi bir ilişkimiz vardı ve sürekli buluşup yemek yerdik. Onları bu yüzden mahkemeye vermedim. Paramı bir gün alacağımı biliyordum."

MİHAİL SKİBBE göreve...
 
Bir dönem Türkiye'de Galatasaray ve Eskişehirspor'u çalıştıran deneyimli teknik direktör Michael Skibbe, Almanya basınına yaptığı açıklamalarda gündem olacak sözler söyledi.

Spox adlı internet sitesine konuşan Skibbe Türkiye'de günü kurtarmanın önemli olduğunu söylerken, "Almanya'da altyapıya büyük bir para ve enerji harcanıyor. Türkiye'de ise arkadan gelen genç yetenek sayısı giderek azalıyor. Örneğin eski kulübüm Galatasaray, Paris Saint Germain'e karşı ilk 11'de tek bir Türk oyuncuya dahi yer vermemişti. Bu, son derece talihsiz bir durum. Zira kadro planlaması açısından geleceğe dair hiçbir stratejinin olmadığını gösteriyor. Türkiye'de hep günü kurtarmak önemli. Galatasaray'daki en istikrarlı oyuncu, çoktan 30 yaşını geçti." ifadelerini kullandı.

Yönetim Kurulu üyelerinin 11'e karıştığını ifade eden Michael Skibbe, "Galatasaray'ı çalıştırdığım dönemde kulüpte disiplin olmadığını söylemiştim ama sanıldığı gibi kendi oyuncularımı hedef göstermedim. Tam tersine antrenmanlarda son derece yüksek seviyede ve profesyonelce çalışıyorduk. Oradaki disiplin eksikliği daha çok yönetimle alakalıydı. Sürekli disiplinden bahseden ve bu nedenle yabancı hocaya yönelen bu yöneticilerin kendileri disiplinsiz davranıyordu. Örnek vermek gerekirse pek çok yönetim kurulu üyesi sahaya sürülen ilk 11'lere müdahale ediyordu. Bana dikte edilen herhangi bir şey olmadı ama sürekli kimin oynayıp kimin oynamaması gerektiği hakkında fikir beyan ediyorlardı. Şahsen kadro tercihlerimi hep kendi fikirlerime göre yaptım. Yönetim kuruluyla yaptığım görüşmeler bazen aşırı yorucu geçiyordu. Onlardan en çok duyduğum cümle 'Bu oyuncuyu oynatamazsın. Çünkü kendisi kontratını yenilemedi ve bize karşı daha açtı.' oluyordu." dedi.

Türkiye'de maaşın geç alınmasının normal bir durum olduğunu söyleyen Skibbe, "Şayet bir yerde üç ay boyunca maaş alamıyorsanız kulübünüze dava açabilirsiniz. Ne yazık ki bu durum Türkiye'de çok yaygın. Hâl böyle olunca sakin ve öngörülebilir bir ortamda çalışmak imkansız hâle geliyor. Türkiye'de çalıştığım dönemde benim de maaşım sadece bir kez değil, pek çok kez geç ödendi. Zaten Eskişehirspor'dan ayrılmamın ve kulübe dava açmamın nedeni de bu. Galatasaray da iki yıl boyunca birkaç yüz bin euroluk paramı ödemedi. O dönemde Eintracht Frankfurt'ta çalıştığımdan bu, benim için büyük bir problem değildi. Galatasaray yöneticileri bana sürekli 'Lütfen bizi mahkemeye verme. Paranı alacaksın.' diyordu. Eintracht'tan 2011 yılında ayrılmadan hemen önce bana olağanüstü bir para ödediler. Bu, gerçekten çok tuhaf bir durumdu." dedi.

"Türkiye'deki maaş krizi, kulüplerin doğru dürüst yönetilememesinden kaynaklanıyor. Özellikle transferlerde pek çok yanlış yapılıyor. Bazen hiçbir şekilde anlamlandıramadığınız para akışları oluyor. Galatasaray'da birlikte çalıştığım yöneticiler çok iyi insanlardı. Çok iyi bir ilişkimiz vardı ve sürekli buluşup yemek yerdik. Onları bu yüzden mahkemeye vermedim. Paramı bir gün alacağımı biliyordum."

MİHAİL SKİBBE göreve...
Olmasın sonra?


Gerçi şu anda da bir farkımız yok

images
 
Hadi teknik direktor neyse de Baskan kim olacak? Basinda gecen herkesin taninmiyor olmasi buyuk problem olur. Yeni gelen Baskan taraftar destegiyle gelmeli. Taraftarin destegi olmayinca takima ne oldu gorduk. Baskan bence ekonomik yonden de guclu olmali ki basini hizaya getirebilecek. En kotu yonetimde en az 2 tane zengin birisi olmali.
Ali Sabanci
Ipek Kıraç
Erden Timur
Bahittin Demirbilek
Haldun Üstünel
Sinan Tara
Bu isimlere liderlik edecek birisi Baskan olmali. Aklima gelen ilk isim Muhtar Kent ama olmaz gibi. Aslinda Sinan Tara direk Baskan da olabilir.
 
Hadi teknik direktor neyse de Baskan kim olacak? Basinda gecen herkesin taninmiyor olmasi buyuk problem olur. Yeni gelen Baskan taraftar destegiyle gelmeli. Taraftarin destegi olmayinca takima ne oldu gorduk. Baskan bence ekonomik yonden de guclu olmali ki basini hizaya getirebilecek. En kotu yonetimde en az 2 tane zengin birisi olmali.
Ali Sabanci
Ipek Kıraç
Erden Timur
Bahittin Demirbilek
Haldun Üstünel
Sinan Tara
Bu isimlere liderlik edecek birisi Baskan olmali. Aklima gelen ilk isim Muhtar Kent ama olmaz gibi. Aslinda Sinan Tara direk Baskan da olabilir.
Sucuk tayfasinin istediği değil, biz asıl taraftarin istediği başkan gelmeli
 
Skibbe Türk futbolunu ve Türkiye'deki düzeni özetlemiş. Bu zihniyet değişmedikçe kalıcı başarılar hayal. Maalesef her alanda Türkiye bu şekilde yönetiliyor. Ve bu düzeni değiştirecek her hangi bir adım atılmıyor. Muz cumhuriyeti
 
Maçtan önce adam önde baskı yapacağız diye bağıra bağıra açıklama yaptı; bizde baskıyı yedik topu çıkaramadık, ön bölgeye aktaramadık, fiziken ezildik, topa sahip olamadık...
Topu çıkarıp düzgün oyun kuracak, rakibi sertlikle karşılayacak 6 numara(Melo, Fernando), rakibin beklerini çıkarmayacak bıraktığı boşluklarda pozisyon yakalacak hızlı kanat(Bruma , Onyekuru), kilit savunmaları açacak ara pasları ve şutlariyla efektif olacak 10 numara(Sneijder) ve rakibin stoperlerini geriye çekecek, top saklayacak, topu sürecek bir 9 numara( Baros) ilk gözüken eksikler...
 
aslında en güzeli redbull gibi bir şirketle işbirliğine gidip u7'den u45'e kadar tüm organizasyonu devretmek
nasıl olur bilmiyorum ama pilot takım gibi kullandırmamız lazım kendimizi. ya satılacak kulüp ya da böyle bir çıkış.
öbür türlü geçen her sene batışa bir adım daha yaklaşıyoruz
 
Önce yeni bir yönetim sonra işini hakkıyla yapabilecek profesyonel bir futbol ekibi sonra kadronun yarısından fazlasını göndermek sonra teknik direktör geliyor sırasıyla bu saydıklarımdan birisinden birisi eksik kaldığı sürece bir nane olmayacak köklü değişiklikler gerekiyor

Bu arada gelecek hoca yerli olur yabancı olur bilemem ama Allah rızası için modern futbolun getirdiklerinden haberi olan kendini geliştirebilecek bir hoca olsun Fatih Terim çok geri kaldı bu konuda 2000 yılındaki Fatih Terim bir kenara şu andaki Fatih Terim'in varlığı ile yokluğu arasında bir fark olacağını sanmıyorum

Mesela kendisini ne kadar beğenmesem de yerli hocalar arasında teknik/taktik konuşan Avrupa'daki büyük takımların nasıl futbol oynadığını takip eden rakibin kötü yanlarını işleyen bir tek Abdullah Avcı var
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt