adalete onem veren ve turkiye'deki tum kuluplerin bogazina dek pislige battigina inanan bir fenerbahce taraftari olarak yazacagim;
sahsen sike davasinin uefa, fifa ve cas nezdindeki seyrini hic incelememistim. kararlari ve gerekcelerini pek bilmiyordum. bugun trabzonspor'un aihm'e basvuracagini ogrenince bi yarim saatimi ayirip cas'in temmuz 2019'da aldigi karara goz atarak olaylarin gelisimini ogreneyim dedim. bu karar baglaminda, kendi perspektifimden meselenin yorumlu analizini -mahkeme kararlarini okuma konusunda cok tecrubeli olmayan dostlar icin ufak tefek kolayliklar saglayarak- paylasmak istiyorum.
meraklilari icin, ilgili kararin pdf'inin linki;
http://jurisprudence.tas-cas.org/…ocuments/5746.pdf
oncelikle buradaki hayasiz nadanlara sunu soylemek lazim, hak arayisiyla alay edilmez. trabzonspor'un aihm'e gitme hakki vardir ve bu hakki kullanma kararina saygi duymak gerekir. dahasi, yukarida bahsini ettigim mahkeme karari okunacak oldugunda, trabzonspor'un hic de komik bir durumda olmadigi gorulur. aksine, surecin her asamasinda fenerbahce'nin sike yaptigi (veya sikeye tesebbus ettigi) adi gecen tum kurumlarca tasdik ediliyor. durust fenerbahce taraftarlari bu hakikat karsisinda trabzonspor'a gulmek yerine sapkayi one egip derin dusuncelere dalar, bana kalirsa.
ornegin tff, fenerbahce yoneticilerinin sike yaptigini (veya buna tesebbus ettigini) dogruluyor. sadece, bu kisilerin hareketlerinin kulube mal edilemeyecegi gerekcesiyle fenerbahce'nin sampiyonlugunu geri alip kulubu kume dusurmuyor (16. paragraf).
uefa ise fenerbahce'yi, sike ve tesvik gibi durustluk ve sportmenlik ilkelerine uymayan davranislar nedeniyle avrupa kupalari'na katilmaktan 2 yil sureyle men ediyor. bu karar da sonradan cas tarafindan onaylaniyor. uefa, trabzonspor'dan gelen "bu kararla yetinme, tff'ye emret, fenerbahce'ye daha agir yaptirimlar uygulansin" talebini ise, fenerbahce'yi masum gordugu icin degil, sadece ve sadece bu konu yetki alani disinda oldugu gerekcesiyle reddediyor (24. paragraf).
sira fifa'ya gelince de durum pek degismiyor. trabzonspor'un israrli basvurularina karsi baglayiciligi olan ve karar niteligi tasiyan cevaplar vermekten kacinan fifa, once uefa ve tff ile iletisime gecerek bi nevi "su olayi kendi aranizda cozun, beni karistirmayin" dese de, trabzonspor tarafindan gelen mektuplarin arkasi kesilmeyince, yine uefa gibi, meseleyi yetki alani disinda oldugu gerekcesiyle ele almayi reddediyor ve en nihayetinde konu cas'in onune geliyor (40. paragraf).
burada antreparantez bir seye deginmek gerek; fifa'nin olayla ilgili aciklama istedigi tff'nin verdigi cevap fenerbahce icin aklayici bir nitelik tasimaktan uzak olup yine bir utanc vesikasi huviyetinde. tff bu cevapta kisaca diyor ki, "biz fenerbahce'yi ve yoneticilerini zaten yeterince cezalandirdik. ayrica, daha once uefa'nin da soyledigi uzere, bu konu uluslararasi kuruluslarin yetki alani disinda kaliyor. bu nedenle siz bu topa girmeyin." fifa ancak bu cevaptan sonra "madem uefa mudahil olmuyor, ben hic karismayayim en iyisi" diyip trabzonspor'a "bu cevabin karar niteligi yoktur" dipnotlu abuk mektuplar atiyor. trabzon ekibi "bari bir karar ver de temyize gidelim" diye bastirmayi surdurunce ise fifa cevap vermeyi dahi birakarak yasanagelen trajikomediyi bir baska seviyeye cikariyor (39, 45 ve 46. paragraflar).
cas safhasinda ise uefa ve fifa'nin yetkisizlik kararlarinin yerinde olmadigina ve dolayisiyla her iki kurumun da konuyla ilgili taraflar icin baglayici kararlar vermis olmasi gerektigine hukmediliyor. olay boylece, en azindan benim icin, fantastik bir boyut aliyor. git gide coen kardesler'in yazdigi kara mizah orneklerine benzeyen bu davadanin nihayetinde yine de trabzonspor'un basvurusu reddediliyor. ancak fenerbahcelilere teselli olacak bir sebeple degil, trabzonspor'un davada taraf sifati olmadigi sebebiyle (181. paragraf)!
ve hukmu aciklamayi bitirmeden once de, verilen bu kararin hicbir sekilde tff'nin tutumunu onaylamak anlamina gelmedigini ve dahasi, mahkeme olarak trabzonspor'un yasadigi uzuntu ve kedere de sempatiyle baktiklarini soylemeyi ihmal etmiyor cas (197. paragraf)!
bu noktada sormak lazim, hakkaniyete deger veren hangi fenerbahce taraftari su sonuctan dolayi mutlu olur? sahsen ben utanc duyuyorum. futbolla ilgili tum otoriteler fenerbahce'nin sike yaptigi konusunda hemfikirken 2011 sampiyonlugunun kulupten alinmayisinin ve fenerbahce'nin ikinci lig'e dusurulmeyisinin sebepleri tamamen teknik. bu mudur yani?
davanin bundan sonra izleyecegi seyri kestirmek ise epey guc. zira fifa ve uefa'nin yetkisizlik kararlarinin zayif ve curuk argumanlara dayanmalari gibi, cas kararina temel teskil eden "trabzonspor'un taraf sifatini tasimadigi" yaklasimi da tatmin edici olmaktan uzak. benim mutevazi fikrim, trabzonspor'un bu davada taraf oldugu yonunde. pekala aihm de bu eksende dusunebilir.
sadece su var; kararda dile getirilen, "tff yonetmeliginde, birinci olan takimin sampiyonluk sifati herhangi bir sebeple geri alindiginda o sezonun ikincisini otomatik olarak sampiyon ilan etmeyi emreden bir kuralin yoklugu" dolayisiyla aihm'den trabzonspor'un o yondeki beklentisini karsilayan bir karar gelmesi bana cok da mumkun gorunmuyor. zira bu son derece mantikli ve hukukun temel ilkelerine uygun bir gerekce.
aihm yeri geldiginde ufuk acici ictihatlar gelistirmekten cekinmeyen bir kurulus oldugundan bu enteresan dava tam bir coen filmi gibi de sonlanabilir elbette. belki de herkes icin en iyisi bu olur.
*yazı ekşisözlük'ten alıntıdır.
sahsen sike davasinin uefa, fifa ve cas nezdindeki seyrini hic incelememistim. kararlari ve gerekcelerini pek bilmiyordum. bugun trabzonspor'un aihm'e basvuracagini ogrenince bi yarim saatimi ayirip cas'in temmuz 2019'da aldigi karara goz atarak olaylarin gelisimini ogreneyim dedim. bu karar baglaminda, kendi perspektifimden meselenin yorumlu analizini -mahkeme kararlarini okuma konusunda cok tecrubeli olmayan dostlar icin ufak tefek kolayliklar saglayarak- paylasmak istiyorum.
meraklilari icin, ilgili kararin pdf'inin linki;
http://jurisprudence.tas-cas.org/…ocuments/5746.pdf
oncelikle buradaki hayasiz nadanlara sunu soylemek lazim, hak arayisiyla alay edilmez. trabzonspor'un aihm'e gitme hakki vardir ve bu hakki kullanma kararina saygi duymak gerekir. dahasi, yukarida bahsini ettigim mahkeme karari okunacak oldugunda, trabzonspor'un hic de komik bir durumda olmadigi gorulur. aksine, surecin her asamasinda fenerbahce'nin sike yaptigi (veya sikeye tesebbus ettigi) adi gecen tum kurumlarca tasdik ediliyor. durust fenerbahce taraftarlari bu hakikat karsisinda trabzonspor'a gulmek yerine sapkayi one egip derin dusuncelere dalar, bana kalirsa.
ornegin tff, fenerbahce yoneticilerinin sike yaptigini (veya buna tesebbus ettigini) dogruluyor. sadece, bu kisilerin hareketlerinin kulube mal edilemeyecegi gerekcesiyle fenerbahce'nin sampiyonlugunu geri alip kulubu kume dusurmuyor (16. paragraf).
uefa ise fenerbahce'yi, sike ve tesvik gibi durustluk ve sportmenlik ilkelerine uymayan davranislar nedeniyle avrupa kupalari'na katilmaktan 2 yil sureyle men ediyor. bu karar da sonradan cas tarafindan onaylaniyor. uefa, trabzonspor'dan gelen "bu kararla yetinme, tff'ye emret, fenerbahce'ye daha agir yaptirimlar uygulansin" talebini ise, fenerbahce'yi masum gordugu icin degil, sadece ve sadece bu konu yetki alani disinda oldugu gerekcesiyle reddediyor (24. paragraf).
sira fifa'ya gelince de durum pek degismiyor. trabzonspor'un israrli basvurularina karsi baglayiciligi olan ve karar niteligi tasiyan cevaplar vermekten kacinan fifa, once uefa ve tff ile iletisime gecerek bi nevi "su olayi kendi aranizda cozun, beni karistirmayin" dese de, trabzonspor tarafindan gelen mektuplarin arkasi kesilmeyince, yine uefa gibi, meseleyi yetki alani disinda oldugu gerekcesiyle ele almayi reddediyor ve en nihayetinde konu cas'in onune geliyor (40. paragraf).
burada antreparantez bir seye deginmek gerek; fifa'nin olayla ilgili aciklama istedigi tff'nin verdigi cevap fenerbahce icin aklayici bir nitelik tasimaktan uzak olup yine bir utanc vesikasi huviyetinde. tff bu cevapta kisaca diyor ki, "biz fenerbahce'yi ve yoneticilerini zaten yeterince cezalandirdik. ayrica, daha once uefa'nin da soyledigi uzere, bu konu uluslararasi kuruluslarin yetki alani disinda kaliyor. bu nedenle siz bu topa girmeyin." fifa ancak bu cevaptan sonra "madem uefa mudahil olmuyor, ben hic karismayayim en iyisi" diyip trabzonspor'a "bu cevabin karar niteligi yoktur" dipnotlu abuk mektuplar atiyor. trabzon ekibi "bari bir karar ver de temyize gidelim" diye bastirmayi surdurunce ise fifa cevap vermeyi dahi birakarak yasanagelen trajikomediyi bir baska seviyeye cikariyor (39, 45 ve 46. paragraflar).
cas safhasinda ise uefa ve fifa'nin yetkisizlik kararlarinin yerinde olmadigina ve dolayisiyla her iki kurumun da konuyla ilgili taraflar icin baglayici kararlar vermis olmasi gerektigine hukmediliyor. olay boylece, en azindan benim icin, fantastik bir boyut aliyor. git gide coen kardesler'in yazdigi kara mizah orneklerine benzeyen bu davadanin nihayetinde yine de trabzonspor'un basvurusu reddediliyor. ancak fenerbahcelilere teselli olacak bir sebeple degil, trabzonspor'un davada taraf sifati olmadigi sebebiyle (181. paragraf)!
ve hukmu aciklamayi bitirmeden once de, verilen bu kararin hicbir sekilde tff'nin tutumunu onaylamak anlamina gelmedigini ve dahasi, mahkeme olarak trabzonspor'un yasadigi uzuntu ve kedere de sempatiyle baktiklarini soylemeyi ihmal etmiyor cas (197. paragraf)!
bu noktada sormak lazim, hakkaniyete deger veren hangi fenerbahce taraftari su sonuctan dolayi mutlu olur? sahsen ben utanc duyuyorum. futbolla ilgili tum otoriteler fenerbahce'nin sike yaptigi konusunda hemfikirken 2011 sampiyonlugunun kulupten alinmayisinin ve fenerbahce'nin ikinci lig'e dusurulmeyisinin sebepleri tamamen teknik. bu mudur yani?
davanin bundan sonra izleyecegi seyri kestirmek ise epey guc. zira fifa ve uefa'nin yetkisizlik kararlarinin zayif ve curuk argumanlara dayanmalari gibi, cas kararina temel teskil eden "trabzonspor'un taraf sifatini tasimadigi" yaklasimi da tatmin edici olmaktan uzak. benim mutevazi fikrim, trabzonspor'un bu davada taraf oldugu yonunde. pekala aihm de bu eksende dusunebilir.
sadece su var; kararda dile getirilen, "tff yonetmeliginde, birinci olan takimin sampiyonluk sifati herhangi bir sebeple geri alindiginda o sezonun ikincisini otomatik olarak sampiyon ilan etmeyi emreden bir kuralin yoklugu" dolayisiyla aihm'den trabzonspor'un o yondeki beklentisini karsilayan bir karar gelmesi bana cok da mumkun gorunmuyor. zira bu son derece mantikli ve hukukun temel ilkelerine uygun bir gerekce.
aihm yeri geldiginde ufuk acici ictihatlar gelistirmekten cekinmeyen bir kurulus oldugundan bu enteresan dava tam bir coen filmi gibi de sonlanabilir elbette. belki de herkes icin en iyisi bu olur.
*yazı ekşisözlük'ten alıntıdır.
