TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç Sonucu - Sayfa 64 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç Sonucu


Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



dün çok iyi oynadık özellikle ikinci yarı ,elano ,arda,kewell muhteşemdi ama gel görelimki son 15 dk içinde döküldük,hakem etkiside var tabi verilen tüm fauller aleyhimizeydi,yedimiz golde faul maul yok.Tam atağa kalkıcaz topu kapıyoruz faul oluyor,sağolsun hakem ibb gol atması için elinden ne geliyorsa yaptı.
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Hala hakemden bahsedenler var.Ne hakemi arkadaşım.Sen İBB karşısında 2'yi 3'ü bulamıyorsan hakeme suç atamazsın.Ha şahane oynarsın,hakem penaltılarını vermemiştir,olur olmaz yerde oyunu,oyunla beraber hızını kesmiştir,saçma sapan kırmızı kartlar çıkartmıştır "hakem" denilmesini anlarım.Fakat şu maçta hakem yüzünüden deyip ortalığı galeyana vermek gereksiz..
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Dün galiba gelemememizin sadece 2 nedeni vardır ; 2. golu bulamamamız ve son 10 dakika oyuncularımızın telaşa kapılmasıdır.
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Hala hakemden bahsedenler var.Ne hakemi arkadaşım.Sen İBB karşısında 2'yi 3'ü bulamıyorsan hakeme suç atamazsın.Ha şahane oynarsın,hakem penaltılarını vermemiştir,olur olmaz yerde oyunu,oyunla beraber hızını kesmiştir,saçma sapan kırmızı kartlar çıkartmıştır "hakem" denilmesini anlarım.Fakat şu maçta hakem yüzünüden deyip ortalığı galeyana vermek gereksiz..

Hakem oyunu yeterince sogutmadi mi ? taraftar bu kafa ile gider ise, Galatasaray'in daha cok puani yenir. Hakem dun kaybetmemizde en buyuk faktordur. Galatasaray futbol takiminin dun sadece tek sucu, girdigi gol pozisyonlari, gol yapmamasi idi. Hadi diyelim dun farkli bir skor ile kazansaydik, ben yine hakemin art niyetli duduk caldigini soyleyecektim. Hakem sadece isini yapsin. Collina neden efsane oldu ? sadece isini yaptigi icin. Nasil Panathinaikos macindaki hakeme kizdiysak, " galibiyete ragmen" dunki hakemede o kadar kizdim. Dun galibiyet alamadik, Panathinaikos macinda galibiyet aldik. Iste benim demek istedigim Galatasaray herzaman hakemleri yenemez ! hakemin isi ne ? adilce mac yonetmek degil mi ? hakem sadece kukladir. Dudugunu dogru yerde calmasi lazim. Dun basta Elano'nun ayagina kasitli giren oyuncuya sari kart yerine kirmizi kart verse idi, baska mac konusuyor olabilirdik. Harry Kewell'in korner olan pozisyonuna aut vermese idi, maci kazanan taraf bizdik. Oyunu yeterince sogutugu pozisyonlar, Belediye takiminin lehine verdigi sayisiz kararlar. Sence bunlar maglubiyet icin sebep degil mi ? eger sen mutlu isen, sorun yok. Daha cok bu tur mac izlemeye devam edersin, sonrada Galatasaray neden golleri kacirdi diye yakinirsin. Evet bana gore 60-70 dakika arasinda total futbol oynadik, Ibb'yi o dakikalarda sahadan sildik. En cok kizdiran konu ise beni, bu kadar guzel top oynamis iken, galibiyeti kutluyamamak, hakemi konusmak, oyuncularimizin emeklerinin bosa gitmesi.
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



İBB maçında sezonun en iyi futbolunu oynadık 75 e kadar. 2. golü bulamadık son 10 dk aşırı stres yaptık hakem de yanlış düdükler çalınca, hiç pozisyon vermediğimiz maçta bir gol yedik. Boyle oynamaya devam edersek rahatlıkla şampiyon oluruz...
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



İBB maçında sezonun en iyi futbolunu oynadık 75 e kadar. 2. golü bulamadık son 10 dk aşırı stres yaptık hakem de yanlış düdükler çalınca, hiç pozisyon vermediğimiz maçta bir gol yedik. Boyle oynamaya devam edersek rahatlıkla şampiyon oluruz...



Anlamadim en iyi futbol mu?Dünkü mactan mi bahsediyorsun?
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Anlamadim en iyi futbol mu?Dünkü mactan mi bahsediyorsun?



Evet. DÜn Gs ın pozisyon vermeden bitirdiği tek maçtır(yedimiz golde pozisyon bile değil). Elano bile çok istekli arzulu oynadı. Oyunun belli bölümlerinde çok iyi paslar yaptık. Ben GS ın bu sezon bundan daha iyi oynadğı maç hatırlamaıyorum 75. dk ya kadar. Farklı yendimiz maçlarda buldumuz pozisyonların % 75 ini gole çeviriyoduk dün %10 unun çevirdik boyle. Son 10 dk stres yaptık hakemde karşı takım lehine kararlar verince boyle bi sonuç çıktı...
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Hakem oyunu yeterince sogutmadi mi ? taraftar bu kafa ile gider ise, Galatasaray'in daha cok puani yenir. Hakem dun kaybetmemizde en buyuk faktordur. Galatasaray futbol takiminin dun sadece tek sucu, girdigi gol pozisyonlari, gol yapmamasi idi. Hadi diyelim dun farkli bir skor ile kazansaydik, ben yine hakemin art niyetli duduk caldigini soyleyecektim. Hakem sadece isini yapsin. Collina neden efsane oldu ? sadece isini yaptigi icin. Nasil Panathinaikos macindaki hakeme kizdiysak, " galibiyete ragmen" dunki hakemede o kadar kizdim. Dun galibiyet alamadik, Panathinaikos macinda galibiyet aldik. Iste benim demek istedigim Galatasaray herzaman hakemleri yenemez ! hakemin isi ne ? adilce mac yonetmek degil mi ? hakem sadece kukladir. Dudugunu dogru yerde calmasi lazim. Dun basta Elano'nun ayagina kasitli giren oyuncuya sari kart yerine kirmizi kart verse idi, baska mac konusuyor olabilirdik. Harry Kewell'in korner olan pozisyonuna aut vermese idi, maci kazanan taraf bizdik. Oyunu yeterince sogutugu pozisyonlar, Belediye takiminin lehine verdigi sayisiz kararlar. Sence bunlar maglubiyet icin sebep degil mi ? eger sen mutlu isen, sorun yok. Daha cok bu tur mac izlemeye devam edersin, sonrada Galatasaray neden golleri kacirdi diye yakinirsin. Evet bana gore 60-70 dakika arasinda total futbol oynadik, Ibb'yi o dakikalarda sahadan sildik. En cok kizdiran konu ise beni, bu kadar guzel top oynamis iken, galibiyeti kutluyamamak, hakemi konusmak, oyuncularimizin emeklerinin bosa gitmesi.





Öyle alttan alttan laf sokmaya çalışmadan olmuyor değil mi.Yok mutluysan falan filan.Benim mutlu olduğum filan yok.



Sahadan sildik dediğin takım tam kadro bile Galatasaray'ın yanına yaklaşamayak ve 7-8 eksiği olan bir takım.Bir zahmet sil sahadan..



Her maç aynıyız aslında biz.Maçın belli dönemlerinde iyi oynayıp şansımız yaver gidersse farkı arttırıyoruz.Son üç maçtır Baroş'un da olmamasıyla o şans bize gülmüyor.



Hakemler konusunda bende genel düşünceye sahibim.Hakemler kötü..Ama Kasımpaşa maçında da kötüydü,x maçında y maçında da.



Aziz Yıldırım'a katıldığım bir nokta var.Bu hakemlerle bu lig gitmez,gitmemeli...
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Bence baya iyi oynadık net fırsatları kaçırdık yazık oldu son sn.de uçtu puanlar
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Arkadaşla seyrettiğim için fazla bir şey anlayamadım maçtan. Arkadaşım futboldan anlamaz pek. Atamayana atarlar diye bir şey vardır fuboldan dedim aynen öyle oldu. Bu skoru üzülerek F.R. ye bağlıyorum. İnşallah düzeliriz biran önce...
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Dün kapı pencere indirecektim sinirden.Neyseki ligin sonlarında(hatta ligin son 16 dksında) şampiyonluk gitmediğim için sinirim biraz geçti :D
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Bu maçın istatistiklerini nerden bulabiliriz ? bilgisi olan varmı ?
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Maçtaydım.



Hatırladığım tek şey, 90+4 Bir Allah, bir top. Daha sonrada başını iki elinin arasına almış bir taraftar.



Yazık oldu. Ne diyelim sağlık olsun...
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Golün 90 artıda gelmesi herkesi derinden üzdü keşke biraz erken gelseydi :( halen şoktayım
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



hahahaha orta sahada faul oluyo fenerli penalti oldugunu iddia ediyo yok böyle birsey
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Bu maç geçti artık.Ne diyelim bardağın dolu tarafını görelim bari.Fenerin kaybettiği haftada biz 1 puan aldık.Napalım artık motive ediyoruz kendimizi böyle şeylerle :D
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Bardağın dolu tarafı varda bardağın boş tarafıda çok pis be abi su koysan içilmez...



Hüseyin Göçek'e yazıklar olsun...
 
Cevap: TSL 2009/10 Sezonu 15. Hafta | Galatasaray 1-1 İstanbul BB | 6 Aralık | Maç So



Turkcell Süper Lig, ‘’uzun bir maraton’’. Bu sezon, öncekilerden de uzun. Nedenlerini biliyoruz.



Zirvede beş takım birden var. Dolayısıyla, bir futbol seyircisi olarak tabii, her hafta en az üç maça ayrı ayrı konsantre olmak zorundasınız. Beşiktaş, Cuma akşamı Diyarbakırspor’a İnönü Stadı’nda puan kaptırdı. Fenerbahçe, ertesi gün Eskişehir deplasmanından mağlubiyetle döndü. Kayserispor ile Bursaspor’un mücadelesinde ise kazanan, 3-0’lık skorla ev sahibi Kayserispor oldu. Normalden uzun bir hafta yani. Liderlik için iki takım yarışsaydı eğer; böylesi bir psikolojik durum çıkmazdı ortaya. Tüm bunların ardından Galatasaray’ın İstanbul BB maçı, ayrı önem kazanmıştı doğal olarak.



Kazanması hâlinde, dördüncü başladığı haftayı birinci basamakta tamamlayacaktı Galatasaray. Hafta arasında alınan Panathinaikos galibiyeti ve TSL’de geri alınacak liderlik koltuğu, Galatasaray adına sezonun en güzel kombinasyonlarından biri olabilirdi. Leo Franco vardı kalede. Savunma kanatlarında Uğur Uçar ve Hakan Balta, merkezinde Mehmet Topal ile Servet Çetin. Orta sahada sezon başındaki üçgen, bu maç ile birlikte daha net şekilde gözüküyordu yeniden. Barış Özbek’in tepe noktasında yer aldığı dağılımın savunma yakın köşesinde Mustafa Sarp, hücum tarafında ise Elano Blumer pozisyon almıştı. Forvet üçlüsünde Arda Turan, Shabani Nonda, Harry Kewell vardı.



Maçın başlama düdüğü ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyespor oyuncuları, kendi yarı alanlarını korumaya çalıştılar.



Galatasaray’ın amacı, belli ki, rakibini açmak olacaktı uzun bir süre boyunca. Zafere ulaşabilmek için gerekli olan, İBB’nin saha içindeki konumunu sürekli değişime zorlamaktı. Bu da ancak topun dolaşabildiği ölçüde mümkündü. Sabırdı ihtiyacı olan Galatasaray’ın. Israrla sahanın tamamını kullanmalıydı. Rakibine maçı kazanamayacakları psikolojisini kesin olarak hissettirmeliydi ayrıca.



Galatasaray, sezon başından bu yana saha içindeki bazı hamleleri kendisine karakter edinmeyi başardı. En önemlilerinden biri de yukarıdaki paragrafta.



Boş, düz beyaz bir kağıt düşünün. Uzun kenarı, yukarı gelecek şekilde. Ve elinizde bir kara kalem. İki türlü doldurabilirsiniz boşlukları. Kalemi yatay tutarak, enine ya da boyuna. 105 metre x 68 metre. Yine dikdörtgen. Bir futbol sahası. Oyunu kenardan izliyorsunuz. Mesela kale arkalarından değil. İşte; o zaman Galatasaray’ın hem kısa, hem de uzun kenarları kullanmaya çalıştığını görebilirsiniz. Uzun süredir kullanılan tercih bu. Ve söz konusu amaca ulaşabilmek adına, en önemli silahlardan biri Elano. Dün akşamki İBB maçında takımın en iyi isimlerinden biri olan Elano. İlk yarıdan başlayalım.



* 6’ 22’’: Elano’dan ters taraftaki Uğur Uçar’a bir pas. Sağ kanat savunmacısı, oyuna giriyor. Ve ceza sahasına iniyor.



* 9’ 12’’: Bu defa kendisi ceza alanında. Penaltı noktası üzerinden rakip kaleye bir şut gönderiyor. Çok az farkla dışarı gidiyor, top.



* 17’ 42’’: Elano’nun iki kanada pas dağıtımı devam ediyor. Harry Kewell’ı oyuna sokuyor isabetli bir pasla.



* 31’ 55’’: Elano’dan bir ters top daha. Sağ kanattaki Arda Turan. Uğur Uçar’ın pozisyonuna benzer görüntü.



Birtakım yanlış anlaşılmalar da yok değil. Birincisi: Ters top ve uzun top, farklı iki kavram. Elano’nun Katar’daki İngiltere maçında Nilmar’ın attığı goldeki pası, Türkiye’de ‘’doldur-boşalt’’ başlığı altında değerlendirilebilir. O kadar da değil mi, hiç emin olmayın. Kanat değişimi, futbolda oldukça önemli bir yetenek. Zayıf tarafı (weak side) oyunun içine dâhil edip, rakibi sersemletmek… Aydın Yılmaz’ın Levadia Tallinn maçında Kader Keita’ya, Beşiktaş karşısında Elano üzerinden Harry Kewell’ın Milan Baros’a ve en sonunda Keita vasıtasıyla Baros’un Arda Turan’a attırdığı gollerin hiçbirinde ‘’uzun pas’’ yok. Mesafe anlamında ‘’uzun’’ olabilir; ama tüm bunlar, birer ‘’ters top.’’



Elano’nun oynaması gereken bölge, ortaya çıkan fotoğrafın da gösterdiği gibi, orta saha. Bu da ikincisi.



İlk yarıda Galatasaray, planına sâdık kalmasına rağmen golü bulamadı. İkinci 45 dakika ile birlikte, repertuvardan farklı bir eser tercih edilmek istendi. Sabri Sarıoğlu’nun sağ kanattaki yokluğu önemli. Üstelik; Sabri’nin ortağı, Kader Keita da yedekler arasındaydı. Birinci devre, bu anlamda belli bir sıkıntı da yaşandı. 46. dakika itibariyle de sağ kanat, Uğur Uçar üzerinden işlenmeye başladı. İkinci yarının üçüncü dakikasında Uğur’un yaptığı ortada Elano’nun kafa vuruşunun dışarı gitmesi, Galatasaray’ın mutlu sona yine bu bölgede ulaşacağının bir habercisi olarak algılanabilirdi.



Çok beklenmedi. Galatasaray, 46 ila 55. dakikalar arasını müthiş oynamıştı. Karşılaşma öncesindeki beklentilerimizi direkt olarak yerine getiriyordu takım. Israrla pas yapıyor, rakip savunmayı sürekli yeni bir pozisyon almaya sürüklüyor, ikinci ve üçüncü bölgenin tamamını kullanıyor, her iki kanadı oyun içerisine sokuyor ve orta sahadan gelen ekstra oyuncu (Elano Blumer) ile de gol girişiminde bulunuyordu. Uğur Uçar, 55. dakikada sağdan ortaladı. Harry Kewell, Galatasaray’a liderliği 15. Hafta’da getirebilecek golü attı. Aslında bu golün haberini veren bir diğer hücum organizasyonu, üç dakika evvel yaşanmıştı. Arda Turan ile Uğur Uçar ortaklığı üzerinden bir pozisyon daha bulmuştu, Galatasaray. Stratejik olarak da tam zamanında gelen bir goldü bu.



Milan Baros sonrasındaki Galatasaray’ı konuşuyoruz. O’nun yokluğunda takımın en fazla etkilendiği sekans, skor avantajı ile oynanan dakikalar. Bu da bir gerçek. Dün golün geldiği 55. dakika ile Nonda’nın oyundan alındığı 70. dakika arasında Galatasaray’ın üç adet ‘’iyi’’ hücumu ve gol girişimi var.



* 58’ 45’’: İstanbul Büyükşehir Belediyespor, bir serbest vuruş kullanıyor. Top, Leo Franco’da kalıyor. Ve ardından kaleci ile başlayan bir pozisyona dönüşüyor, rakip takımın yarattığı tehlike. Çok sayıda pasla rakip kaleye inebiliyor, Galatasaray. Ve –olumlu veya olumsuz- bir sonuç alıyor.



* 63’ 48’’: 46 ila 55. dakika arasında etkin şekilde kullanılan ve bir de gol çıkarılan sağ kanat organizasyonları devam ediyor. Arda Turan’ın ortasında Elano’nun vuruşu, kaleci Kenan Hasagic’te kalıyor.



* 64’ 59’’: En güzeli de bu. (Muhtemelen Hasagic’in kullandığı tercih sonrasında kazanıyor topu Galatasaray.) Yaklaşık 60 saniye boyunca Galatasaray’ın kontrolü altında kalan oyun, sol kanada dönüyor. Elano’nun harika pası, ceza sahasının solunda Harry Kewell’a geliyor. Bu sırada ceza sahasındaki Nonda, Kewell’a topu istediği bölgeyi gösteriyor. Rakip savunmacıyı da ön direğe çekerek. Ama etkili vuruş gelmiyor. Belki topun üstünden atlasa veya ilk pasta Kewell arkaya bıraksa; müthiş bir golle farkı 2’ye çıkarmış olacak Galatasaray.



Tüm bunlara rağmen bir sorun var ortada. Takımın en büyük avantajı, skor üstünlüğü ile oynadığı anlar oluyordu sezon başında. Şimdi ise; maç öncesinden bile biliyorsunuz. Nonda ve rakip kale arasında oluşan mesafe, Galatasaray’ın sorunu olacak. Kenardan gelen Elano veya Keita da, Nonda ile değişecek. Bu zorunlu bir tercih. ‘’Koskoca Galatasaray, santrforsuz mu oynar!’’’ sığlığına düşenlere ise acil şifalar dileyelim. En kısa zamanda sağlıklarına kavuşsunlar.



Galatasaray adına dönüm noktası, bu değil ama. Sezon başından TSL’de ilk defa 80 dakika süre alan Elano’nun oyundan çıkması da –ki Galatasaray’ı ve Frank Rijkaard’ı biraz takip edenler, böylesi bir değişikliği öngörmüş olmalılar. Zira; henüz iki hafta önce, GSTV’deki programında Elano’nun son iki sezonki temposu ile 90 dakika oynamasının şimdilik zor olduğunu söylemişti. Ayhan alındığında Galatasaray, ‘’üç ön libero’’ ile de oynamadı zaten. Kritik an, 74. dakikada değerlendirilemeyen fırsat oldu. Elano, imzası olan hareket ile boy gösterdi bir an. Sol kanattan Keita’ya harika bir pas attı. Keita, önce çizgiye indi. Sonra topu dışarıdaki Kewell’a bıraktı. Avustralyalı yıldız ise, direğin üstünden dışarı göderdi. Ama kaçan gol değil, maçın kaderini değiştiren.



İlk yarıda dört anı hatırlayalım öncelikle. Yine madde madde. Ama özne, Hüseyin Göçek.



* 2’ 12’’: Oyuna hızlı başlayan ve topu kontrolü altında tutan Galatasaray’ı yavaşlatan ilk düdük. Elano’nun İskender’e yaptığı faul. Hakemin tercihi bu yönde.



* 7’ 35’’: Benzer bir pozisyon. Bu defa Uğur Uçar’ın Gökhan Süzen’e faul yaptığı belirleniyor hakem tarafından. İsyan edilecek tarz bir faul değil.



* 11’ 28’’: Elano’nun Efe İnanç’a yaptığı faul. Yine aynı başlık altından değerlendirilebilir.



* 42’ 46’’: Yine. Uğur Uçar’ın yaptığı bir faul. Tüm bunların ardından hakeme kızamazsınız tabii. Belli ki, bu yönde bir standart oluşturacak maç boyu. Dengeli bir insan böyle davranır çünkü.



Belli bir süre böyle de devam ediyor zaten. 49. dakikada Mustafa Sarp’ı ‘’azarlıyor’’ ve ‘’makamından kovuyor.’’ Bir dakika sonrasında Barış Özbek’e faul çalıyor. Bu da ilk yarıdakilere benzer. Bu kararlarda sorun yok. Devam edelim. 53’te Barbosa’nın dahi köşe vuruşunda pozisyon almak için ceza sahasına yöneldiği bir pozisyonda kale sahası gösteriliyor. 60. dakikada Arda Turan, taç çizgisinde faul yaptığı gerekçesi ile durduruluyor. Ama sonrasında bu standart, bir anda tamamen farklı bir tarafa dönüyor. Küçük hareketlerin cezalandırıldığı maçın devam eden bölümündeki pozisyonlara bakalım.



* 67’ 21’’: 90+4. dakikada İBB’nin beraberlik golünü atacak olan Hasan Ali’nin ceza sahasında Elano’ya yaptığı hareket. Bu pozisyonda 89 numaralı oyuncu, kendisine avantaj sağlayarak kaleci Leo Franco ile karşı karşı kalıyor.



* 69’ 38’’: Bu dakikaya kadar tüm temaslarda düdüğünü ağzına götüren HG, hava topunda Harry Kewell’a yapılan faulde oyunu devam ettiriyor. Kewell, bu pozisyondan sonra hakeme isyan ediyor doğal olarak.



* 71’ 17’’: Yine maçın yıldızı başrolde. Sol taç çizgisinde Harry Kewell, rakibi tarafından faulle durduruluyor. Göçek, iyi futbolun peşinde olmalı. Topun oyunda kalmasını istediğinden, oyunu devam ettiriyor bir defa daha.



* 77’ 44’’: İBB aleyhine verilen faul kararının ardından takım kaptanı Efe İnanç, savunmada dengesiz yakalanmama adına, topu metrelerce öteye vuruyor. Hakem Göçek, görmezden geliyor. Tribünlerde yükselen sesler sonrası, Efe’nin yanına gidiyor. Ve oyuncuyu sarı kart ile cezalandırıyor. Bir daha yapmaz artık.



* 81’ 49’: 1-0’lık skor avantajından sonra Keita’nın neden oyuna alındığının uygulamalı örneklerinden birini görmek üzereyiz. Orta çizgide topu alan Keita, sol çizgiden rakip sahaya hareketlenecek. Yüzünü dönüyor, 1’e 1 pozisyonda arkasından gelen Rızvan Şahin, oyuncuyu yere indiriyor. Hakem, faul kararı vermek zorunda. Ama sarı kartı unutuyor.



* 82’ 35’’: 68, 70 ve 72. dakikalarda küçük müdahalelere ‘’devam’’ diyen Göçek, maçın başındaki hâlini takınıyor yine. Mehmet Topal’ın hava topu mücadelesinde düdük geliyor.



* 84’ 05’’: 78. ve 82. dakikadaki pozisyonlara dönmek gerekebilir. Keita’nın pozisyonu ile benzer. Bu defa sağ kanat. Kewell, yine 1’e 1 pozisyonda hücum edecek. Yüzünü dönmüş giderken, arkadan sert bir hareket ile indiriliyor. Hakem faul kararını vermek zorunda. Ama kartı unutuyor. Tribünlerden gelen tepki sonrasında Mahmut, sarı kart ile cezalandırılıyor. Yapmaz bir daha.



* 84’ 54’’’: Dengeden bahsetmiştik. Servet Çetin’e ceza sahasında, Metin Depe tarafından yapılan faul var. Ama devam eden de bir oyun.



* 86’ 27’’: İBB, tamamen düzensiz bir takım hâline dönüşmüştü bu dakikalarda. Savunmasından çıkmakta zorlanıyordu. Bu anlardan birinde; Arda Turan, Harry Kewell ve Kader Keita üçlüsü, hata yapmasını sağladı İBB savunmasının. 3’e 0 pozisyonda kalınmıştı ki; Abdullah Avcı’nın takımını Hüseyin Göçek’in düdüğü kurtardı.



* 89’ 55’’: Köşe vuruşu pozisyonu. Anlatmaya gerek var mı? Önemli olan, Harry Kewell’ın gördüğü sarı kart. Tüm bunların birikimi. Ve hakem eleştirisinin yalnızca bu köşe vuruşundan ibaret olmadığının açıklaması.



* 90’ 46’’ ve 92’55’’: Final. Son iki karar. Birincisinde Mehmet Topal’ın müdahalesi ile yere düşen bir oyuncu. Kazanılan serbest vuruş. İkincisinde İBB yarı sahasında kendisini bırakan oyuncu. Maç boyu tüm ince pozisyonlarda (özellikle Galatasaray’ın kazandığı serbest vuruşlarda atışın yapılması gereken nokta hususunda) dikkatli davranan hakem Hüseyin Göçek, İBB’nin kazandığı serbest vuruşta Kenan Hasagic’in topu 10-15 metre öne taşımasını göremedi.



Peki. Toplamda tüm bunlar neden? Bilinmez. Bu blogda hiçbir zaman bir mağlubiyetin ana nedeni, hakem olmadı. 3-1 kaybedilen Fenerbahçe maçında bile. Galatasaray, evet, ikinci golü bulmalıydı. Ama Hüseyin Göçek’in yaptıklarını normalleştirmeyen bir eleştiri bu. Ayıp. Futbol adına utanç verici bir performans. Galatasaray özelinde değil yazdıklarım. Futbol, dünyanın en güzel eğlencesi belki de. Yalnızca bir kişinin bunu gölgelemesi kadar çirkin bir şey olamaz.



Sadece 22 kişinin mücadele ettiği bir spor olmaya devam etsin futbol. Bir topun peşinde 22’den fazla insan koşmasın. Gerisi çok da önemli değil.



Ali Sami Yen
 
Üst Alt