Cevap: Türk Takımları Avrupa'da Eziktir
Biri gider köy takımına elenir, diğeri gider avucundaki turu verir, diğeri evrakta sahtekarlıktan dolayı Avrupa'dan tamamen men edilir. Ama o sahtekarlık yapan adamı başımıza baştacı yaparız.
Ülke puanı? Kimin umrunda? Ülke sporu şike başta olmak üzere her türlü pisliği hazmedebiliyor, tüm kurumlar onu örtmekle meşgul, yetmedi yabancıların pisliğimizi görmezden gelmesi için her türlü taklayı atıyorlar.
Bazı geri zekalılar aldığımız UEFA ve Super kupaya bok atmaya çalışır "heee sizin uefa kupanız vaaaar" diye. Davarlar o kupa bu ülkenin önünü açtı, diğer takımlara cesaret verdi, demek ki Türk insanı birşeyleri başarabiliyormuş özgüveni verdi. Sen çıkıp kıskançlıktan 12 senedir tesadüfen aldığın kupanı kutla demeye, küçümsemeye devam edersen küçülmeye devam edersin, gitgide boka batmaya devam edersin.
O kupadan önce elin macarı, çeki gelip sana 7,8 gol sallayıp gidiyordu. Ama o kupadan sonra en son sıradan Avrupa kupalarına katılan takımına bile güven geldi, gidip orta ve üstü takımlara bile başetme özgüvenine kavuştun.
UEFA kupasını Zenit, Shakhtar gibi takımlar bile kazandı diye asalakça küçümsemeye devam et, ama o kazanan ülkelerin takımlarına bir bak. Rus ve ukrayna takımları bugün çekinilen ve saygı duyulan takımlar haline geldi, o kupayı kazanan takımlar ülkesinin takımlarına yol gösterdi, nasıl başarılı olunur, nasıl doğru işler yapılır diye. Rus ve Ukrayna takımları gruplar halinde tehdit haline geldi. Portekiz takımları bir zamanların küçük dünya kupası dediği İtalya Serie A yerini tehdit etmeye başladı. Arka arkaya şike, teşvik, hakem ayartma gibi pislikler ile uğraşan İtalya'nın düşüşü devam etmekte, bunları önlemek için cezaların verilmiş olmasına rağmen.
2 gün sonra yine "marka değeri" yüksek ligimize döneriz, meseleler unutulur, Ligtv adamına göre pakedimi nasıl geçirsem, amatör branşları bile satın alıp paket yapıp satsam diye düşünmeye, kağıt üzerindeki tff başkanımız dekoder alın demeye, Şenes bey de UEFA'yı nasıl kafalasam demeye, medya başarılı olanın götünü nasıl kaydırsam, 3-5 haber sallasam da cebim para görse demeye, futbolcular da ben parama bakayım demeye, saz ekipleri nasıl bir takıma fazladan ceza uydururuz, bazı takımlara ve şahıslara cezadan yırttırırız arayışlarına, yani ülkenin alışılmış yaşam tarzına devam ederler, ederiz. Yine kendi kendimizle gelin güvey olmaya devam ederiz. Sezon sonuna doğru yine Avrupa kupaları hesapları yapılır, ama gelecek sezon daha beter duruma düşeriz. Bol bol reklam verirler, aşk bilmem kaç harflıdır diye, o aşkın ırzına geçtiklerini de zaten biliyorlar, ama nasıl yedirebilsem derdindeler.
Böyle giderse ülke şampiyonu bile direk katılma şansını kaybedecek gibi. Şuan kızgın bir şekilde umrumda değil diyorum. Galatasaray olarak ŞL elemelerine 9 kere katılıp, 8 kere geçmişiz. Görünen köy kılavuz istemez, eleme oynama işini artık diğer takımlar düşünsün, şampiyon olup da eleme oynamak zorunda kaldıklarında, ya da sezona haziran ayında hazırlığa başladıklarında düşünmeye başlayacaklar.