Aklıma son anda gelen son anımıda patlatıp bugünlük ara vereyim zira trafik yoğunlaşıyor eve geçmem lazım
İstihbaratçı jandarmalar bizim karakola gelir , o gün briefleri komutana verir ve giderler. Tipleri görseniz köylü sanırsınız hassitr lan bu mu istihbaratçı çekersiniz. Bitanesi baya böyle uzun boylu birisiydi. Şive mive yapıyordu ustaca , belli ya bordo bereli eskisi yada özel harekatçı birşey. Ama şiveyi öyle bi yapıyordu sanırsınız hasbihas anadolu cocugu.
Bunlarda toros araba var ve torosla köylerde gezip istihbarat yapıyorlar. Bizim ilçede ya tarihi eser kaçakçılığı (lidya uygarlığından kalma) yada ot esrar yetiştiriciliği olurdu.
Mustafa adı istihbaratçının. Bende gündüz çavuşuyum nizamiyede takılıyorum jopumla beraber. Asker dedi arabayı kademeye alsana yağını falan değiştirsin kademedeki askerler dedi.. Tamam komutanım dedim. Gittim torosa bindim. 78 model falan olsa gerek araba dökülüyor direksiyon dönmüyor hatta kontak bile dönmüyor. Lan dedim bu nasıl çalışacak. Adam yukarı çıktı toplantıya girdiler. Kimse yok 2 saatten öncede kimse çıkmaz odadan.
Askerleri çağırdım. Dedim beyler bu arabayı ben çalıştıramadım. Şunu itelim bizden çıksın kademedeki askerler yağını değiştirecek. Araba lojmanın önünde , karakolun kademe girişiyle arasında 300 400 metre var itmemiz lazım. 3 asker itiyor ben direksiyondayım ama direksiyon taş gibi dönmüyor araba sağa çekip gidiyor parkın girişine kaldırıma tekerlek değip duruyor.
Ulan itemedik arabayı. Adam bişey emretti onuda yapamadık falan küfürler ediyorum kendi kendime. O sırada birisi geldi parkın içinden. Hayırdır askerler noldu falan dedi. Durum dedik böyle çalıştıramadık. Ben dedi anlarım bu arabalardan eski tamirciyim bakayım bi dedi. Tamam dayı geç çalıştır calısmasa bile direksiyonu kurtar biz itelim dedik. Neyse adam jikle mikle çekti , biraz zorladı araba çalıştı. Bizde bağırıyoruz kapı sağda sağdan gir dayı diye.
Herif sağa girmedi devam ediyor. O sırada biz 4 asker birbirimize bakıp ''acaba arabayı mı çaldı'' falan diye söyleniyoruz. Yok be ne çalacak zaten hurda bide götü yemez jandarmanın önünden araba calmak falan diye birbirimizi telkin ediyoruz. Karakolun kosesınden döndü herhalde aküyü falan dolduruyor bi tur mu atacak ne diye kendimizi kandırıyoruz. tahmini 5 dakika bekledik kapıda gelmeyince bizim g.t tutuştu. İstihbaratçının arabasını tanımadığımız bi dayıya verdik herif ortadan kayboldu.
Hemen aramızın iyi olduğu trafik şubeci jandarmaların yanına gittik. Dedik komutanım mustafa komutanın arabasını çaldılar.
Önce adam anlamadı. Mustafa komutan kim oğlum ? Nereden neyi çalıyorlar hangi araba bu ? gibi sorular sordu. İstihbaratçı Mustafa komutan dedik onun görevde kullandığı torosu çaldılar komutanım diye izah ettik. Adamın masadan bir kalkışı birde gidip elini alnına koyuşu var. O hareketlerden biz b.ku yedik açıklaması anlaşılıyordu.
Hemen dışardaki jandarma trafiğe bilgi geçildi. Ben bir titriyorum, bir terliyorum. Tek endişem bagajında önemli birşey olmaması. Bazen kimlikleri silahları falan bagajda emniyetli bi çantaya kapatırlar. Bunun bilgisini biliyorum ama nolursun diyorum bişey olmasın arabada.
tahmini 1 saat sonra araba bulundu. Çekiciyle karakola getirildi. O sırada yüzbaşıyla beraber istihbaratçılar karargahtan cıktı. Arabayı çekicide gören mustafa komutan trafikçilere ''içeriye kadar sokmak için çekici mi çağırdınız ? jiklede sorun var dışarıya doğru değil içeriye doğru iitince calısıyor neden zahmet ettiniz '' gibi şeyler söyledi.
Sonra hemen trafikçi bizi okudu. Komutanım bu avareler arabayı calıstıramamıs itememiş. Direksiyon kilidinide açamamışlar. Yoldan birisi geçiyormuş ben hallederim , bu arabaları iyi bilirim diye binmiş koltuğa. Arabayı ilçe merkezdeki avmnin açık otoparkında bırakmış , girişinde buldu getirdi arkadaşlar. Süpheliyi bulamadık. Eşgal için kameraları inceleyeceğiz falan dediler adama.
Mustafa komutan bana döndü. ''Sen rahatsız mısın lan?'' diye suratıma bir bağırışı var. Yüzüm o ses titreşimlerinde gerildi. Kendimden geçtim. Tansiyonum çıkmış olabilirde. Sadece ''evet komutanım'' diyebilmiştim.
Bu olaydan sonra 1 ay bütün konforum bozulmuştu. Hem gece çavuşluğu yaptırdılar hem nöbet tutturdular. Yani 2 kişi nizamiye nöbeti tutarken , biri hep bendim sabaha kadar. jopla bi ileri bi geri gidip geldim bir ay boyunca. Diğer nöbetçi gidip yerine geçecek olan kişiyi kaldırıyordu. Ben elimde jopla ordu jimnastiği tüfekli hareketler serisini jopumla bütün gece bitiriyordum.
Bide şöyle bi olayımız vardı bizim karakolla ilçe parkı karşılıklıydı. Parkta içen , yatan ayyaş artık beni bellemiş. Parkın içinden demir tellerden muhabbet ediyorduk. Bana kısaca jop adam diyorlardı.
Benim askerlik yaptığım yer manisanın bir ilçesiydi. Bana hep manisada deli var derlerdi. Pek aldırış etmezdim. Biz köylere falan devriyeye gittiğimizde aklı başında adam görünce hemen sarılıyorduk oo toprağım falan diye. Bitane kendini musa sanan meczup birisi vardı. Köyler arası gezip ''firavunu bulup s.keceğim'' diyordu.
Ölmediyse hala firavunu arıyordur
Yada görevini başarıyla tamamlamıştır bilmiyorum.