İşin özü sahaya yerleşimi bilmiyoruz abi. Hücumda da durum böyle, savunmada da. Terim'in savunma anlamında en tatmin edici 2000 Avrupa Şampiyonu Galatasaray'ı bile iyi savunmasını yüksek fizik gücüne borçluydu. Halbuki Luce sahaya doğru yerleşimiyle ŞL oynayan belki en dandik Galatasaray kadrosundan kusursuz bir savunma takımı çıkarmıştı. Biz sürekli Barca-Liverpool-Romalı efsane gruptan son saniye ofsayt golüyle elenmeyi konuşmuştuk ama Luce aynı zamanda Perez-Kaptan Bülent-Aşık-Ergün'lü savunma dörtlüsüyle bu grupta 6 maçta 6 gole izin verdi. Hücum pres santrafordan başlar safsata geliyor bana. İleride üçlü oynuyorsan 3 oyuncunun da rakip savunmayı takip edip top rakipteyken ayaklarının santraya basması lazım. Adam adamadan ziyade savunmada alan kapatmaya odaklı anlayışla pas kanallarını kapatmak çok daha verimli bir savunma. Eline 100 yıllık Türk futbol tarihinde bir kez Suat-Emre-Okanlı inanılmaz bir orta saha üçlüsü geldi diye herkesten bu oyuncular gibi 10 hücumun 8'inde rakibin ayağından top almasını bekleyemezsin. Önemli olan rakibe verimli pası, boş alanı bırakacak topu oynatmamakta. Bunun için de 10 adamla bireysel savunmadan ziyade 10 oyuncunun da savunma yerleşimine katkıda bulunması yeterli. Yarı sahada maçlarda o kadar çok boş alan veriyoruz ki tek özelliği düz çizgide top sürmek olan kanatlar bile gözümüze Mbappe gibi geliyor. Halbuki yarı sahada savunma yerini alsa, 10 numaramız ayağı santranın bizim kaleden yana ortasına, Falcao'nun ayağı santraya basarsa çok daha az pozisyon veren, çok daha hızlı top kazanan ve daha önemlisi savunmada çok daha az risk alan bir takım haline dönüşürüz.
Hücum konusunda ise Falcao'nun tek başına varlığı topu rakip sahada çok daha fazla oynama şansını sunacaktır. Ama topu çok daha verimli, seri ve etkin kullanmak için yine işin savunma tarafındaki gibi saha yerleşimi çok önemli. Elde ligde ayağı en iyi top yapabilecek 2 stoper varken bu adamlardan 50 metre kanada diagonal pas beklemek saçma. Denizli maçında Marcao'nun ilk sarısındaki gibi stoperlerin ayağı rakip yarı sahaya basarken 10 numaramız sağ kanatta, sağ kanadımız 8 numarada, 6 numaramız 8 numaranın önünde, sağbekimiz ise hiç kadrajda olmazsa hem topu bu kadar kolay kaybederiz, hem de dengeli geri dönüşte zorlanırız. Takımın saha içinde dengesiz yerleşiminden oyuncuların pozisyonel disiplinleri de yok. Kanatlar beke yardıma gitmiyor, santrafor top rakipteyken rakip sahada jogging yapıyor, 10 numara rakibi bozması gerekirken oley çekiyor. Zamanı olan dün Schalke'nin maçına bir göz atsın. Adamlar David Wagner taktisyenliğinde öyle bir takıma dönüşmüşler ki hem toplu çıkıştaki becerileri, hem de takım savunmasındaki disiplinleriyle Allianz Arena'dan puanla çıkan Hertha'yı bile 2. lig takımı gibi gösterdiler. Ben Fatih hocanın hiçbir şekilde iyi bir savunma takımı çıkartabileceğini düşünmüyorum. Türkiye ligi standartlarında bile. Hocanın her zaman gücü işin hücum tarafında olmuştur. Yanında en azından iyi bir taktisyeni yardımcı antrenör olarak göreve alsaydı Falcao'nun pivot santrafor olduğu, Feghouli ve Babel gibi 2 kanada, Mariano gibi beke sahip takımdan çok iyi bir pas takımı çıkartabilirdi. Ama biz sahaya yerleşim konusunda gelişim kaydedemeyeceğiz için büyük ihtimal Avrupa'da çok ilkel kalmaya devam edeceğiz. Falcao transferi takımın ortalama oyuncu kalitesini çok yükseltse de oyun kalitemizde çok büyük bir artışa sebep olacağını düşünmüyorum. Geçtim Wagner'i, başımızda dün Dortmund'u perişan eden Union Berlin'in başında Urs Fischer kadar bir taktisyen olsaydı eldeki rotasyondan Avrupa'nın her takımıyla en azından oyun olarak başabaş top oynayabilecek bir 11 çıkardı.