Kemal Sunal'ın sevdiğim filmlerinden biridir Atla Gel Şaban. Bu filmi izleyenler varsa buradaki bir enstantaneyi eminim hatırlayacaklardır. Kemal Sunal her hafta altılı ganyanı rahatça bilebilmekte ama oynamamaktadır. Niye oynamıyorsun diye soranlara ise ilham perisi zaten bende gene bilirim diye karşılık veriyordu. Peki neydi bu ilham perisinin gelmesi için oluşması gereken şartlar: Öncelikle bir yolcu minibüsü olmalıydı, bu minibüsün kapısı açılır açılmaz tüm yolcular paldır küldür itiş kakış içeri dalmalıydılar. Minibüsün teybinde Şiki Baba şarkısı çalmalıydı. Ön koltukta oturan yaşlı teyze sürekli gelinin dedikodusunu yapmalıydı ve arka koltuktaki yaşlı amcanın filesinde sürekli pis kokan birşeyler olmalıydı. Peki bunu niye anlatıyorum? Galatasaray'ın şampiyonluğu için de bazı alameti farikalar vücut bulmalı ki Kemal Sunal'ın ilham perisi gibi şampiyonluğun kokusu gelebilsin. Bunlardan ilki korku filmi gibi maçlar oynayıp kazanmalıyız. Bu akşamki Konya maçı bu minvalde güzel bir örnek. Gol dakikasının geciktiği, rakibin sürekli sinir bozucu şekilde yerden kalkmadığı, tansiyonun tavan yaptığı, geri düşüp çevirmeli maçlar. Yarışın içinde mutlaka Fenerbahçe olmalı. O bakımdan Fenerbahçe'nin maçlarını kazanıp olaya müdahil olmasında bir sakınca görmüyorum. Erman bizim maçın pozisyonlarını çifte standartlı şekilde aleyhimize yorumlamalı (Önümüzdeki haftalar göreceksiniz) ve Ahmet her kazandığımız maçtan sonra attığımı gollerle ilgili rakip kalecilerle ilgili rahatsız olduğunu beyan eden twitler atıp ortalığı bulandırmalı, trollük yapmalı. Bakın bütün bunlar işin tuzu biberidir ve şampiyonluk alameti farikasıdır. Kızmayın bence sevinin. Ayrıca bu elemanı güçlendiren gene sizsiniz. Gülün geçin ama tam aksi şekilde kızıp küfrettiğiniz zaman eleman amacına ulaşmış oluyor, ortaya attığı şey bir anda sosyal medyada daha geniş bir kitleye yayılıyor. Bu herifin malzemesi bu zaten, siz sazan gibi atlarsanız o da amacına ulaşmış oluyor.