Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir? - Sayfa 6 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?


Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Atatürk Osmanlı'nın etnik nedenlerden dolayı bölündüğünü görüp, dönemine göre gayet zekice hareket ederek birleştirici bir politika izlemiş, gruplar üzerinden dış devletlerin müdehalesini engellemeye çalışmıştır. Tabii yumurta kırmadan omlet yapılmaz, bazı baskılar, yanlışlar olmuştur. Ancak Pkk-asala-hizbullah terörleri bu kadar geç ortaya çıktıysa bunun sayesindedir.

Ha şimdi amaçlarına ulaştılar, ırak'ın kuzeyi ve bizim güneyimizle ilgili projeler ve atılan adımlar belli.

İşin bu noktaya gelmesinde 12 eylül darbesi de çok önemli bir rol oynamıştır.

Abd'nin planladığı bir organizasyon olup o dönem politik bir tepki vermeye çalışan, hiç olmazsa konuşan, karşı çıkan komünist ve ülkücü dinamik öğrenci gruplarını ve insanları pasifize edip hem sovyet tehlikesini yok etmek hem de şu an başımızdaki zihniyetin iktidara geçmesi hedeflenmiştir. Başarılmıştır da. Tebrik ederiz. Başarılı bir dış politika.

Şimdi işin komiği zamanında komünist gençler filistine yardıma giderlerken şu an başımızda olanlar "anarşik, kominik" diyerek bu insanları polislere ihbar ediyor veya bizzat yakalıyorlardı. Hatta Abdurrahman Dilipak Oral Çalışlar'dan bizzat özür diledi biz sizi o dönem anlayamadık diye. Şimdi tamamen dejenere olmuş sol zihniyet filistine giden yardımı eleştiriyor, saçmalığın daniskası. Sen solcusun, karşı çıkacaksın, dinlemeyecek inadına tekrar tekrar yardıma gideceksin. Ama olmuyor çünkü o zihniyet asıldı, işkencelerde öldü veya psikolojik baskıyla bitirildi.

Başbakan'da çıkıp utanmadan onların mektuplarını okuyup ağlıyor, o dönem "geberdi domuzlar!" diyenler adına...

Yazık...
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet değildir. Laiklikte din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması önemliyken onun kadar diğer önemli bir unsur devletin de dine müdahale edip, karışmamasıdır. Laik devlette devlet sadece kendisine bağlı bir zümrenin dini ihtiyaçlarını karşılayıp, diğer zümrelerin ihtiyacını karşılamamak gibi birşey yapamaz. Hatta laik devlette hiçbir dinsel grubun ibadethane, din adamı vs. vs. ihtiyacını karşılamaz, onu karşılayacak olanlar o dinsel gruba mensup kişilerdir. Din kısaca devlet kontrolünde olmaz laik devlette fakat Türkiye'de din her zaman devletin kontrolünde olmuştur.. Devlet yıllardır laikliğin bu önemli unsurunu gözardı etmiştir..
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet değildir. Laiklikte din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması önemliyken onun kadar diğer önemli bir unsur devletin de dine müdahale edip, karışmamasıdır. Laik devlette devlet sadece kendisine bağlı bir zümrenin dini ihtiyaçlarını karşılayıp, diğer zümrelerin ihtiyacını karşılamamak gibi birşey yapamaz. Hatta laik devlette hiçbir dinsel grubun ibadethane, din adamı vs. vs. ihtiyacını karşılamaz, onu karşılayacak olanlar o dinsel gruba mensup kişilerdir. Din kısaca devlet kontrolünde olmaz laik devlette fakat Türkiye'de din her zaman devletin kontrolünde olmuştur.. Devlet yıllardır laikliğin bu önemli unsurunu gözardı etmiştir..

Hıristyanlık yapısı gereği sosyal yaşama çok müdehale etmez. MEsela Hristyan hukuku diye birşey yoktur. Veya miras konularında İncil insanları yönlendirmez. Veyahut hırsızlığın cezasını belirlemez. Bu yüzden din ve devlet işlerini ayırmadan yürütebilirsin. Ama aynı şey İslam ve Musevilik için geçerli değil. İslam hukuku denilen kocaman ve karışık bir dal var İslamın içinde. Bu yüzden Dini kontrol etmesi gerekir devletin laik olması için. Yoksa çift hukuk ortaya çıkar.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Hıristyanlık yapısı gereği sosyal yaşama çok müdehale etmez. MEsela Hristyan hukuku diye birşey yoktur. Veya miras konularında İncil insanları yönlendirmez. Veyahut hırsızlığın cezasını belirlemez. Bu yüzden din ve devlet işlerini ayırmadan yürütebilirsin. Ama aynı şey İslam ve Musevilik için geçerli değil. İslam hukuku denilen kocaman ve karışık bir dal var İslamın içinde. Bu yüzden Dini kontrol etmesi gerekir devletin laik olması için. Yoksa çift hukuk ortaya çıkar.



Emin misin karışmadığına? Artı senin dediğin o karışmama Hristiyan hukukundan daha ziyade Roma hukukundan kaynaklanır. Zaten Avrupa'yı Avrupa yapan üç temel olarak Hristiyanlık, Roma hukuku ve Antik Yunan görülür. Mesala koyu katolik belirli bölgelerde örneğin Polanya, örneğin Almanya'nın Bavyera bölgesindeki belirli kısımlarda din insanların hayatında etkilidir. Boşanma çok doğal karşılanmaz çünkü Katoliklikte boşanma neredeyse bir suç olarak görülür. İslam hukuku kendi içerisinde bir reform yaşamayıp Protestanlık gibi daha katıcı olmayan belirli akımlar doğmamış olabilir. Temel şurda yanılgı sen İslam hukuku ya da Hristiyan hukukunu kamu alanına sokmazsın. Zaten laiklik budur. Kamu alanına sokmazsın zaten kimse kamu alanı İslam hukukuna göre yönetilsin demiyor yani ben demiyorum. Benim bahsettiğim o değil. Devletin bir şekilde dine müdahalesi, belirli grupların ihtiyaçlarını karşılaması, belirli grupların karşılamaması, kendine has bir Müslüman tipi yaratmaya çalışması..

Yani orda değindiğim şeyler daha farklı, kamu alanına İslam hukukunun girmemesi ya da çift başlıklı bir hukuk değil değinmek istediğim.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Emin misin karışmadığına? Artı senin dediğin o karışmama Hristiyan hukukundan daha ziyade Roma hukukundan kaynaklanır. Zaten Avrupa'yı Avrupa yapan üç temel olarak Hristiyanlık, Roma hukuku ve Antik Yunan görülür. Mesala koyu katolik belirli bölgelerde örneğin Polanya, örneğin Almanya'nın Bavyera bölgesindeki belirli kısımlarda din insanların hayatında etkilidir. Boşanma çok doğal karşılanmaz çünkü Katoliklikte boşanma neredeyse bir suç olarak görülür. İslam hukuku kendi içerisinde bir reform yaşamayıp Protestanlık gibi daha katıcı olmayan belirli akımlar doğmamış olabilir. Temel şurda yanılgı sen İslam hukuku ya da Hristiyan hukukunu kamu alanına sokmazsın. Zaten laiklik budur. Kamu alanına sokmazsın zaten kimse kamu alanı İslam hukukuna göre yönetilsin demiyor yani ben demiyorum. Benim bahsettiğim o değil. Devletin bir şekilde dine müdahalesi, belirli grupların ihtiyaçlarını karşılaması, belirli grupların karşılamaması, kendine has bir Müslüman tipi yaratmaya çalışması..



Şimdi toplum içinde hoş görmemek olayı farklıdıri bir yaptırımla karşı karşıya kalmak vardır. İncilde açık emirler yoktur toplum mühendisliği babında. Yani hırsızlık yapmayın der, ama yaparsanız kolunu kesin demez. Veya ailenin reisi ölünce, mirasın nasıl paylaşılacağını söylmez hristyanlık. Yani toplumsal baskı olabilir ama bu toplumsal baskı bir yaptırıma dönüşmez. Şimdi eğer Müslüman çoğunluğun olduğu ülkelerde devlet dinden tamamen elini çekerse, iş farklı yöne devşirir. 10binlerce imamın maaşını devlet veriyor. Devlet mesela diyanet işlerini kaldırdığında, imamların maaşlarını stk lar veya dernekler ödemek zorunda olur. Düşünsene, herhangi bir cemaat bir fon oluşturur ve10 bin imamın maaşını öderse ne olur ? O ödenen maaşlarla belli enformasyonlar halka empoze edilirse nasıl olur ? Herşeyi geçtim bir komplo teorisi atıyım ortaya. Bir İsrailli, bir Türk ile anlaşıp, 10 bin imamı fonlayıp belli bir fikriyatın insanlara aktarılmaya çalışırsa ne olur ? Bütün bunların sebebi, İslam hristyanlığa göre toplumsal hayatı YAZILI kurallara göre düzenler.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



O zaman senin de burda yaptığın toplum mühendisliğine girer. Bir şekilde insanların istediğin Müslüman prototipine uydurmak. Sen belirli gerekçeler sunuyorsun bu gerekçelerin doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmıyorum. Gerekçeler sunmak laik olduğunu göstermez. Belirli Hristiyan cemaatlerden, Alevilerden hatta ateistlerden alınan vergi neden bir zümrenin dini ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlayacak olanakları yaratmak için kullanılsın ki. Laik devlet bunu yapmaz. Cami yapıyorsa kilise de yapmak zorunda, cem evi de yapmak zorunda hatta dediğim gibi bunların hiçbirini yapmamalı. Bak gene diyorum senin İslam hukukunu kamu alanı içerisine almaman farklı bir şey, Müslümanları tek bir prototipe sıkıştırmaya çalışman ayrı bir şey. Bu ikisinin ayrımını koymak lazım ortaya.. Laik devlette bir Müslümanın ya da Hristiyanın hangi özelliklere sahip olacağını belirleme hakkı senin değildir zaten laiklik budur. Eğer belirliyorsan o zaman laik değilsin. Devlet kurumlarında belirli bir dini görüşe sahip din adamlarının dayattığı bir Müslümanlık, sadece Müslümanların ihtiyaçlarını karşılama laik devlet ilkesi ile birebir zıttır. Gerekçeler sunabilirsin ama olaya gerekçeler sunman laik devlet olduğunu göstermez.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Açıkçası benim vergimle imamlara maaş verilmesi bana koyuyor, ama bu olmak zorunda. Teoriler her zaman pratikte uygulanamıyor. Teoride ben tarikatların, tekkelerin, dervişhanelerin olmasını isterim hem de çok. bunlar benim için kültürel öğedir. Hatta teoride orasına burasına şiş saplayan insanların mezhebi de yaşasın. Ancak; şu bulunduğumuz koşullarda, devlet dinden tamamen elini çekerse, gruplar cemaatler imamları atamaya başlar. Hatta şiddet sirkülasyonuna bile dönebilir bu. Herşeyi bıraktım, din içinde hatta mezhepler arasında kutuplaşmaya da sebep olabilir. Erzurum, Erzincan,Ağrı,Bingöl İsmailağa cemaatinin, Elazığ,Kilis, Malatya, Urfa Nurcu cemaatin, Konya, Kayseri, Niğde Süleymancıların istediği imamlar atanabilir. Hatta bu rekabet halini bile alabilir. Diğeer yönünü düşünelim. Hakkari'de Şırnak'ta Mardin'de terör örgütünün desteklediği ve fonladığı imamlar, camiler yapılabilir. Bunun tehlikesi sence geçiştirilecek bir konumu dur ? Sen devlet olarak dinden tamamen elini çektiğinde, bu imamlara karşı yaptırım uygulayamazsın. Bu sadece bir tarafıydı olayın. Diğer tarafı da hurafe hadisler, uydurma kurallar da çıkabilir. Ve dönüp dolaşıp bana zarar verebilir.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Hurafe hadis ya da uydurma kurallarda otorite kim olacak? Din adamı mı devlet adamı olarak sen mi ? Buna niye sen karar veriyorsunki devlet olarak. Şimdi belki Diyanet'in ortaya koyduğu kurallar da başkaları için hurafedir, uydurmadır ve Müslümanlıkla alakası yoktur. Sen sadece bu hukuku kamu alanı içerisine sokmazsın. Öteki türlü senin yaptığına da çıkar birileri de zorbalık olarak nitelendirir. Eğer imamın ya da din adamlarının yaptıkları kamu alanında diğer insanların özgürlüğüne engelse müdahale edersin. Diğer kişileri korursun. Zaten o dediğimiz tarikatların büyümesi ya da büyümemesi devletin din işlerinden elini çekip-çekmemesi ile alakalı değil. Zaten birey gitmek istiyorsa oralara gider.. Bir bağı varsa tarikatlarla devlet onlar yanlış dediğinde gitmemezlik yapmaz. Devlet bunu hiçbir şekilde engelleyemez. Sadece İslam hukukunu dediğim gibi kamu alanında barındırmazsın. İşte devlette bu gerekçeleri sunuyor ama yanlış. Giden gene gidiyor tarikatlara gitmeyen gitmiyor..

Devletin bunda gerekçesi her zaman dini bir şekilde kontrol altında tutmak ve gerektiğinde bunu kullanmak. Başka sebebi yok. Devlet her zaman için insaların Müslüman inancından kopmamasını gizli de olsa istiyor en laik kesim bile. O yüzden Cumhuriyet mitinglerinde İnciller dağıtılıyor ülkede Hristiyanlık yayılmaya çalışıyor gibi absürd absürd cümleler kuruyorlar.. Mesala şehit deniliyor bazı din adamları da çıkıyor onlar şehit değil çünkü Allah için ölmedi diyor.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Şu anda hurafe hadis ve uydurma kuralların ortaya çıkartıılmasında otorite diyanet. Peki diyanet nasıl otorite olunabiliyor ? Üniversitelerde ilahiyat bölümleri var, teoloji bölümleri var .. Hatta bu bölümlerin ana dalları var. İslam hukuku gibi, miras hukuku gibi. Hadislerin ayıklandığı yer şu anda üniversiteler. Üniversitelerde araştırılıp bilimsel yoldan gerçek hadislere ulaşma çabası herhalde herkesin hem fikir olduğu bir yöntemdir. Şu güne kadar da bu araştırmalara büyük tepki olmadı.



Tam tersi durumunu dşünelim. Belli bir mezhebin araştırmadan çok yönlendirmeye dayalı bilgi!? daha dğrusu datalarla fetvalar verilebilir, insanları kendi düşüncelerine çekmek için bu yol kullanılabilir.



Bir imam çıkıp, özgürlük mücadelesinde de ölenler şehit olur derse Hakkari'de, bu imama yaptırım uygulayamazsın diyanet kaldırılırsa. Düşünsene 500 camide bu şekilde fetva veriliyor. Devlet buna müdehale edemez. Çünkü kendi memuru değil. Çünkü imam " ben sana bağlı değilim ve benim için doğru bu" diyebilir. Bunu engelleyemezsin.



Tarikat konusunda ise. Tarikatların yaşamasını ben istiyorum. Ama Hristyanlıktaki gibi katolik kilisesi, protestan kilisesi diye, Nur camiisi, Süleymancı Camiisi haline gelirse, işler karmakarılıklaşır.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



İslam dini tek bir bütün olarak görülse de bütün değil. Kendi içerisinde birçok gruplara bölünmüş. Şimdi Mısır'da veya Suriye'de de ilahiyatçılar ve din adamları var. Onların da eğitimi var. Onların dedikleri ile burdakiler çelişebilir. Sen din için bir otorite koyamazsın bu doğrudur diyemezsin.. Çıkıp sadece Sünni Hanefi anlayışına göre yorumda bulunamazsın, bulunursanda zaten seni dinleyen dinler, dinlemeyen gene dinlemez. Doğu'ya ben gittim, imamların fonksiyonu sıfır. İnsanlar camiye gider ama imamı pek de dinlemezler. Yani senin oraya imam ataman ya da atamaman ordaki insanların din üzerindeki düşünceleri hakkında hiç etkili değil. Keza Anadolu'da öyle. İmamlardan daha ziyade tarikatlar var ve onlar gene diyeceklerini diyor. Sanki ülkede din alanda tek otorite imamlar gibi. Bir de gene diyorum dinde çıkıp otorite olamazsın bu yanlıştır diyemezsin. Dersin ama öteki tarikat ya da anlayışa göre o yanlıştır ve seni zaten dinlemez.. Şimdi mesala Nurcular diyanet istedeği kadar fetva versin şunlar yapılsın desin. Fethullah Gülen ne derse o olur o cemaat için. Şimdi burda bireyi ele alalım dediğim gibi. Otoritesi kim olacak. Devletin yetiştirdiği din adamı mı Fethullah Gülen mi ? Eminimki o cemaate ait değilim ama o insanın din bilgisi çoğu din adamından daha iyi düzeydedir..

Temelde ben devletin dini her zaman elinin altında tutmak ve bunu yeri geldiğinde kullanmak istediğine inanıyorum. Din elden gidiyor diyelim eminimki devlet müdahale eder ve hertürlü aracı kullanır. Ordu mesala kamu alanına hiç bir şekilde din girmesin der ama kendi içinde şehit derler.. Ötekisi de çıkar benim ölüm şehit der. Bunlar propaganda savaşı laiklik ile alakası yok..
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Diyorum ki, evet teoride doğrusun ama pratiğinin getireceği durumları görmezden geliyorsun. Etkisiz dediğin imamlar, böyle şartlarda en yetkili merci olur. Çünkü onun parasını gerek silahla gerese yaptırımla kontrol edecek kişi vardır. Yani şu anda etkisiz olmalarının sebebi yine devlet..



Şu anda cemaatlerin camileri yok olsa da bir kaç tanedir. Ama kendi parası ile ödeyeceği imam olursa, camiler gerçekten kışla olur. Şu anda camiler propaganda için uygun değil ama denetim olmazsa, eskilerden beri süre gelen şey olur. Propaganda camilerden başlar. Bknz : kurtuluş savaşı



Fethullah Gülen eski bir müftüdür. Bu devlet tarafından eğitilmiş resmi olarak. İzmirde edirne de çalışmış. Evet, şu anda Fethullah Gülen'in dediği şey olur cemaati için. Diyanet kaldırılırsa peki ? Tüm camiler derneklerin ve tarikatların eline geçer. Kısacası denetime tabi tutulmayan sayı çoğalır.. Tek kişinin ağzına bakan insan sayısı da çoğalır.



Son not: Türkiyede zaten Suni-hanifi çoğunluk var. Ve denetim kalkarsa bu mezhepler de farklı yorumlanabilir
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Özgür biz bu tartışmanın içinden çıkamayacaz. ( Zaten camilerin fazla fonksiyonları kalmadı, para vs. vs kullanılıp gene tarikatlar yerinde ve her geçen gün devletin bu yanlış politikasından dolayı güçleniyor vs. vs. bir çok şey yazıp gene bu gerekçeler varsa o zaman laik değil yazacağım uzunca bunu açarak gene anlaşamıyacaz ) Şu şekilde kısa keseyim o zaman. Şu noktada buluşalım hatta bunun laiklik ile zıt olduğunu düşünsemde. Devlet Sünni Hanefiler için din adamı yetiştirip cami yapıyorsa bunu Hristiyanlar için de yapsın ya da en azından onların ibadethanelerinin bakımlarını tamamen üstüne alsın. Fakat en önemlisi Aleviler için cem evleri inşa etsin ve Aleviler için de din adamları yetiştirsin. Ekstra din dersini zorunlu yapmasın en azından seçmeli yapsın..Belki de seçmeli yapmıştır buna ek olarak Alevilerden lise ya da ortaokulda din eğitimi almak isteyenler için de Alevilik ile ilgili dersi olsun.. Diyanet içerisinde de gene İslam içerisinde yer alıp Hanefi olmayanlar için de belirli kadrolar oluştursun ve onların ihtiyaçlarını da karşılaşın. Buna ne diyorsun ?
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Özgür biz bu tartışmanın içinden çıkamayacaz. ( Zaten camilerin fazla fonksiyonları kalmadı, para vs. vs kullanılıp gene tarikatlar yerinde ve her geçen gün devletin bu yanlış politikasından dolayı güçleniyor vs. vs. bir çok şey yazıp gene bu gerekçeler varsa o zaman laik değil yazacağım uzunca bunu açarak gene anlaşamıyacaz ) Şu şekilde kısa keseyim o zaman. Şu noktada buluşalım hatta bunun laiklik ile zıt olduğunu düşünsemde. Devlet Sünni Hanefiler için din adamı yetiştirip cami yapıyorsa bunu Hristiyanlar için de yapsın ya da en azından onların ibadethanelerinin bakımlarını tamamen üstüne alsın. Fakat en önemlisi Aleviler için cem evleri inşa etsin ve Aleviler için de din adamları yetiştirsin. Ekstra din dersini zorunlu yapmasın en azından seçmeli yapsın..Belki de seçmeli yapmıştır buna ek olarak Alevilerden lise ya da ortaokulda din eğitimi almak isteyenler için de Alevilik ile ilgili dersi olsun.. Diyanet içerisinde de gene İslam içerisinde yer alıp Hanefi olmayanlar için de belirli kadrolar oluştursun ve onların ihtiyaçlarını da karşılaşın. Buna ne diyorsun ?



Öerilerinin hepsine katılıyorum. hatta Diyanet papazların da maaşını ödemesi lazım ve kilise yapması lazım. Yanı benim burdaki korkum şu, İslam da dini kontrol edemezsen o seni kontrol eder düsturu.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Yahudileri unutmayalım bari kimse sevmese de onları :) Aslında temel problem hep şurda. Kemalizm iyidir ya da kötüdür tartışmaları temelde yanlış bir tartışma. Temel problem Kemalist devrimin alttan gelmemesi, yapılan inkilaplar vs. vs. Troçki komunist olmasam da o adamı severim Rusya için ilginç bir tespiti vardı. Rus aydınları için her türlü gelişmeyi kafalarında yaşadılar, Avrupa'nın uzun yüzyıllarda gerçekleştirdiği değişimleri kendi kafalarında çok kısa bir sürede gerçekleştirdiler. Fakat halk hiç bir zaman onların kafasında hızlı bir şekilde gerçekleştirdiği bu değişimi gerçekte gerçekleştirmedi diyordu. O tespit Türkiye için de çok yerinde. Osmanlı geleneği, mesala ekonomisinin kapitalist olmaması, hep emperyalist devletler için periferi olması fakat buna karşın kurumların 19. yüzyılda Avrupa tarzı yapılmaya çalışılması. Fakat Avrupa'da bu kurumların yükseldiği temel yani ekonomik düzen uzun yüzyıllarda oluştu ve o yüzden Osmanlıya gelince ister istemez tartışmalar yaşandı. Aslında aynısı Türkiye için de geçerli. Kafalarında aydınlanma, Fransız devrimi, Cumhuriyet rejimi gibi Avrupanın çok uzun yıllarda geçirdiği değişimi çok kısa zamanda kafasında geçiren bir subay-aydın zümresi ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması. Bugün yaşanılan sorunların aşılması için belki bir 2-3 kuşağın geçmesi gerek..



NOT: Bu iki üç kuşak içerisinde dinin etkisinin azalması değil de kamu alanına girmemesi ve siyasetçilerin din tartışmaması aynı zamanda Kemalistlerin daha demokratik bir zihniyete sahip olmaları. Nasılki halkın buna ihtiyacı varsa bence Kemalistlerinde ihtiyacı var..
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Bugün sorsan herkes Atatürk'çü.



Yılda bir gün Erbakan'da Atatürk'çü.



Fetullah Hoca tamamen Atatürk'çü.



Ulan Atatürk'çülük böyle herkesin anlayabileceği basit bir ideoloji olamaz ki.
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



atatürkcülük atatürkün ölümünden sonra uydurulmus kavramdir

milli sef iktidarini saglama alma projesidir
 
Cevap: Atatürkçülük (Kemalizm) Nedir?



Çok ünlü yabancı bir gazetecenin sözüydü bu adını net hatırlamıyorum bulunca koyarım;

"Dağın büyüklüğünü eteklerinde yaşayanlar anlayamazlar. O dağın ululuğunu anlayabilmek için uzaklardan bakmak gerekir. Biz o şerefe nail olduk."

Gerçekten de öyledir. Başka bir devletin lideri olsa emperyalizme karşı verdiği savaş, diğer devletlere örnek oluşu, askeri, siyasi ve diplomatik zekasıyla tartışmasız herkesin hayran olacağı bir liderdir Atatürk. Ancak o kadar yakınız ki ona değerini anlayamıyoruz.

Atatürk'ü sevmediğini söyleyen pek çok arkadaşım Hasan Sabbah, Hannibal, William Wallace, Selahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet, Barbaros Hayrettin gibi büyük liderlere hayrandırlar. Halbuki Atatürk bu adamların hepsinden çok daha büyüktür.



Elin tavuğu kaz görünür hesabı...
 
Üst Alt