Avatar - Sayfa 4 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Avatar


Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Görsellik bakımından harika ama düşünce bakımından birşey vermeyen bir film. Ha izlenir mi? İzlenir.. Tavsiyem 3D olarak izlemenizdir.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Harika teknoloji, harika görsellik ama harika bir film değil. Hatta iyi bir film bile değil.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Avatar!.. Bir saat yeterdi!..





Nihayet gittim.. 162 dakika, yani 2 saat 42 dakika seyrettim.. Çıkarken birlikte izlediğim dostlarıma söylediğim şuydu..

"Bir saat 42 dakikası fazlaydı."

Avatar, ille de bir yerinden tutmak gerekirse, bir "Pazarlama" şaheseri..

1967 yılında, askerliğim biterken Cüneyt Ağabey (Koryürek) "İş buldun mu" demişti.. "Hayır" dedim..

"O zaman Delta'da başlıyorsun" dedi..

"Delta ne" dedim..

"Reklam, Halkla İlişkiler ve Pazarlama Şirketim benim.."

Reklamı biliyordum. Halkla İlişkiler ve Pazarlama, o yıllar Türkiye'de pek geçmeyen sözcüklerdi.. Delta sayesinde tanıştım onlarla..

Ve de Pazarlama denen bilim ve sanatın çok sıradan bir filmi, ne hale getirebildiğini, yıllar, yıllar sonra, Avatar sayesinde gördüm..

Avatar, 1970 yılında izlediğim Richard Harris'in unutulmaz filmi A Man Called Horse'u (DVD'si Vahşi Kahraman diye piyasada) vahşi batıdan alıp uzaya taşıyor..

Bu da Avatar'ın yönetmeni James Cameron'a yabancı bir uygulama değil.. Hazret sinema dünyasına, Magnificent Seven'i uzaya uyarlayan bir ucuz filmde (Battle Beyond the Stars/ 1980) sanat direktörlüğü yaparak girmişti.

A Man Called Horse'da, Richard Harris, Kızılderililerin eline düşen bir İngiliz aristokratını canlandırır. İngiliz lordu, Vahşilerin (Adları öyleydi, o zamanlar) içinde yaşarken onları tanır. Beyaz adamın onlara ve doğaya nasıl haksızlık ettiğini görür. Onlardan biri olmaya karar verir. Bunun için çok ağır sınavlardan geçer. Sonunda sadece onlardan biri olmakla kalmaz, liderleri olur.

Avatar'da Sam Worthington bir Amerikan deniz piyadesidir. Pandora adlı gezegende yaşayan Navi adlı bu defa Kızıl değil, Yeşil Derili vahşilerin arasına düşer. Bu vahşiler de ok ve yayla avlanır, sihirbazlarının etrafında toplanıp danslarla ibadet ederler.. Amerikalı asker, beyaz adamın onlara ve doğaya nasıl haksızlık ettiğini görür. Onlardan biri olmaya karar verir. Bunun için çok ağır sınavlardan geçer, başarır. Önce içlerine kabul edilir, sonra liderleri olur..

Eeee!.. Daha nasıl benzesin istiyorsunuz iki film?..

Avatar'ın farkları var tabii..

Bir defa 1970 filmindeki müthiş oyunculuk ve o harika Richard Harris, bu filmde yok.. Onun yerinde ne var?.. 3 boyutlu teknik. Bu da o kadar önemli değil. İnsanı şaşırtan, saran, büyüleyen dekorlar ve sahneler pek yok.. Yarım saatte hemen her şeyi görüyorsunuz. Ondan ötesi tekrar.. O zaman konunun sizi sürüklemesi lazım. O da yok..

James Cameron, filmin yüzde 40'ını çekmiş, yüzde 60'ını bilgisayarında yaratmış. Bilgisayar oyunu gibi.. O zaman insan gerçekten muhteşem sahneler istiyor ve bekliyor, hele 2012'den sonra.. Ama belli ki, Avatar'ı hazırlayan ekibin hayal gücü fazla geniş değil.. Sürrealist İngiliz ressam Roger Dean'in "Yüzen Adalar ve Şeytanlar" adlı tablolarından aldıkları ilhamın ötesine gidememişler.

Efendim mesaj!.. Doğayı koruma.. Amerika'nın Irak'ı işgaline eleştiri..

Valla, bin şeye benzetirsiniz isterseniz.. Gerçek şu.. Avatar, bire bir, 40 yıl önceki filme benziyor..

İçindeki malzeme iki saat 42 dakikayı doldurmuyor. Üç boyutlu olmasının da fazla anlamı yok..

Sinema değil, Pazarlama Teknikleri tarihine geçecek bir olay..

Hepsi bu!..



Hıncal Uluç
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Bilgisayarla film, bilgisayarla müzik ne kolay artık sanat tabi bu sanatsa !
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Bilgisayarla film, bilgisayarla müzik ne kolay artık sanat tabi bu sanatsa !



attachment.php




attachment.php




Şimdi sen sanırım senin gibi böyle bilgisayar başında oturup herhangi biri yapabilir bunları sanıyorsun. Ki bunlar düşük kalite ilk draftlardır, son halini filmde görebilirsin bunlardan çok daha kaliteli.



Anlamadığın sanırım bunları yapan insanların Renk uyumu, heykeltraşlık, form analizi konusunda senelerce çalıştığı, gördüğün herhangi bir ressamdan daha iyi resim çizebilecekleri. Ayrıca yaklaşık 550 sayfalık bir tıbbi anatomi kitabını yalayıp yuttuktan sonra bunları elde de gerçekçi bir şekilde çizebilecekleri, ışık kompozisyonu konusunda eğitim gördükleri, sanat tarihini çok iyi bildiklerini, Leonardo'nun neden nerde nasıl ışık kullandığını bildiklerini vs. bilmiyorsun.



Bu sadece işin modelleme kısmı, şimdi burada animasyon kısmına girersek Ratatoille ve Up! 'da çalışan animatörlerin bir kısmının o motosikletin üzerinde kaslarını yaya yaya oturan Stallone'den çok daha iyi aktör olduğunu falan da bilmiyorsun.



Milletin dizi diye seyrettiği Ramiz dayılardan, Polat Alemdar'lardan bin kat daha fazla tiyatro eğitimi aldıklarını da bilmiyorsun. Herhangi cansız bir varlığa hayat katmanın kas yapıp o kendi avatar'ındaki Stallone gibi motosikletin üzerine yayılıp poz vermekten bin kat daha zor olduğunu, ciddi bir eğitimin ötesinde yetenek gerektirdiğini de bilmiyorsun.



Saydığım bu form analizi, ressamlık, anatomi, kinetik sistemler, heykeltraşlık üzerine ayrıca en az 2 tane programlama dilini de yazabildiklerini de bilmiyorsun. Yani bu adam sana heykel de yapar, sonra gider boğazın manzarısını boyar, sonra seni aynen çizer, sonra üstüne bilgisayar da hayptığı heykelin modelini yapıp animatöre verip oynatır seni şekilden şekile sokar. Sonra üzerine kinetik sistemler yaratıp bu işten anlamayan herhangi birine bile senin modelini kukla gibi kullanma olanağı yaratır.



Sanırım milletin üzerine vericiler yerleştirip oynatıyorlar aynen bilgisayara geçiyor sanıyorsun. Ama gerçek böyle değil, elde yapılıyor herşey, senin seyrettiğin her saniye içinde 72 kare var, buradaki her kare üzerinde bir sürü sanatçı çalışıyor yıllarca.



Ama sana göre sanat değil bu. Çünkü bilgisayar. En basit tabirle cahillik bu kusura bakma. Teknoloji işleri sanıldığı gibi kolaylaştırmıyor sanat konusunda, aksine bu çağda daha da donanımlı olmalısın sanatçı olarak varolabilmek için eskisine göre. Sadece çizerek var olamazsın, sadece heykeltraşlık yaparak da olamazsın. Ama sadece bilgisayardan anlayarak da olamazsın. Bunların hepsini bünyende barındırman gerekir.



Sallama nerden biliyorsun diyeceksen şöyle söyleyeyim. Ben senin aksine biliyorum neden bahsettiğimi. Stallone kaslarını yaya dursun o motorun üzerinde. İyi Kurtlar Vadi'leri ve benzerleri..
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Zamanında televizyona şeytan işi diyenleri hatırlattın bana nedense..



attachment.php




attachment.php




Şimdi sen sanırım senin gibi böyle bilgisayar başında oturup herhangi biri yapabilir bunları sanıyorsun. Ki bunlar düşük kalite ilk draftlardır, son halini filmde görebilirsin bunlardan çok daha kaliteli.



Anlamadığın sanırım bunları yapan insanların Renk uyumu, heykeltraşlık, form analizi konusunda senelerce çalıştığı, gördüğün herhangi bir ressamdan daha iyi resim çizebilecekleri. Ayrıca yaklaşık 550 sayfalık bir tıbbi anatomi kitabını yalayıp yuttuktan sonra bunları elde de gerçekçi bir şekilde çizebilecekleri, ışık kompozisyonu konusunda eğitim gördükleri, sanat tarihini çok iyi bildiklerini, Leonardo'nun neden nerde nasıl ışık kullandığını bildiklerini vs. bilmiyorsun.



Bu sadece işin modelleme kısmı, şimdi burada animasyon kısmına girersek Ratatoille ve Up! 'da çalışan animatörlerin bir kısmının o motosikletin üzerinde kaslarını yaya yaya oturan Stallone'den çok daha iyi aktör olduğunu falan da bilmiyorsun.



Milletin dizi diye seyrettiği Ramiz dayılardan, Polat Alemdar'lardan bin kat daha fazla tiyatro eğitimi aldıklarını da bilmiyorsun. Herhangi cansız bir varlığa hayat katmanın kas yapıp o kendi avatar'ındaki Stallone gibi motosikletin üzerine yayılıp poz vermekten bin kat daha zor olduğunu, ciddi bir eğitimin ötesinde yetenek gerektirdiğini de bilmiyorsun.



Saydığım bu form analizi, ressamlık, anatomi, kinetik sistemler, heykeltraşlık üzerine ayrıca en az 2 tane programlama dilini de yazabildiklerini de bilmiyorsun. Yani bu adam sana heykel de yapar, sonra gider boğazın manzarısını boyar, sonra seni aynen çizer, sonra üstüne bilgisayar da hayptığı heykelin modelini yapıp animatöre verip oynatır seni şekilden şekile sokar. Sonra üzerine kinetik sistemler yaratıp bu işten anlamayan herhangi birine bile senin modelini kukla gibi kullanma olanağı yaratır.



Sanırım milletin üzerine vericiler yerleştirip oynatıyorlar aynen bilgisayara geçiyor sanıyorsun. Ama gerçek böyle değil, elde yapılıyor herşey, senin seyrettiğin her saniye içinde 72 kare var, buradaki her kare üzerinde bir sürü sanatçı çalışıyor yıllarca.



Ama sana göre sanat değil bu. Çünkü bilgisayar. En basit tabirle cahillik bu kusura bakma. Teknoloji işleri sanıldığı gibi kolaylaştırmıyor sanat konusunda, aksine bu çağda daha da donanımlı olmalısın sanatçı olarak varolabilmek için eskisine göre. Sadece çizerek var olamazsın, sadece heykeltraşlık yaparak da olamazsın. Ama sadece bilgisayardan anlayarak da olamazsın. Bunların hepsini bünyende barındırman gerekir.



Sallama nerden biliyorsun diyeceksen şöyle söyleyeyim. Ben senin aksine biliyorum neden bahsettiğimi. Stallone kaslarını yaya dursun o motorun üzerinde. İyi Kurtlar Vadi'leri ve benzerleri..



Senin gibileri bilirim kendileri sıfır oldukları halde karşılarındaki insana çamur atarlar. Yaşın biraz büyüyünce umarım bu saçma huyunu bırakırsın. Beni bu mesajında neyle itham ettiğini biliyor musun? Cahil cühelâ, mağara adamı sınıfına koydun buna hiç hakkın olmadığı halde üstelik!



Canı cehenneme Kurtlar Vadisi'nin hayatımda 1 bölümünü izlemedim gurur duyuyorum bununla. Sen Stallone'nun eğitiminden, aktör olana kadar hangi yollardan geçtiğinden vs. bi'habersin. "Cahillik"miş bak ufaklık benim izlediğim dizi, dinlediğim müziği bilemezsin ukelalık yapma terbiyeli ol! Ben senin küçümseyeceğin adamlardan değilim bunu büyük beyninle(!) algılarsın sanırım!sok cahil senin gibilere denir. Bilgisayarla yapılan müzik bence gerçek enstrümanlarla yapılan müzikten basittir. Beğenmediğin Stallone bir ülkeye ilham kaynağı olmuş bir aktördür. Dediğim gibi canı cehenneme bu saçmalığın isterlerse altın yaldızla yapsınlar. Bir daha insanlara hakaret dolu mesajlar yazarken iki kere düşün. İnsanların burada yazdıkları vs. kültür seviyelerini göremezsin. Şunu unutma kas yapmak kolay değil Emre Peker eğer kolay olsa sokakta herkes Stallone gibi dolaşırdı. Sana saçma çizgi rezaleti izlerken iyi eğlenceler diliyorum. Yeni yılda ilk sana sinirlendim ufaklık.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Arkadaşlar yapılan yorumlara saygılı olun. Saçma örnekler ile kimsenin rahatsız olmasını sağlamayın.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



attachment.php




attachment.php




Şimdi sen sanırım senin gibi böyle bilgisayar başında oturup herhangi biri yapabilir bunları sanıyorsun. Ki bunlar düşük kalite ilk draftlardır, son halini filmde görebilirsin bunlardan çok daha kaliteli.



Anlamadığın sanırım bunları yapan insanların Renk uyumu, heykeltraşlık, form analizi konusunda senelerce çalıştığı, gördüğün herhangi bir ressamdan daha iyi resim çizebilecekleri. Ayrıca yaklaşık 550 sayfalık bir tıbbi anatomi kitabını yalayıp yuttuktan sonra bunları elde de gerçekçi bir şekilde çizebilecekleri, ışık kompozisyonu konusunda eğitim gördükleri, sanat tarihini çok iyi bildiklerini, Leonardo'nun neden nerde nasıl ışık kullandığını bildiklerini vs. bilmiyorsun.



Bu sadece işin modelleme kısmı, şimdi burada animasyon kısmına girersek Ratatoille ve Up! 'da çalışan animatörlerin bir kısmının o motosikletin üzerinde kaslarını yaya yaya oturan Stallone'den çok daha iyi aktör olduğunu falan da bilmiyorsun.



Milletin dizi diye seyrettiği Ramiz dayılardan, Polat Alemdar'lardan bin kat daha fazla tiyatro eğitimi aldıklarını da bilmiyorsun. Herhangi cansız bir varlığa hayat katmanın kas yapıp o kendi avatar'ındaki Stallone gibi motosikletin üzerine yayılıp poz vermekten bin kat daha zor olduğunu, ciddi bir eğitimin ötesinde yetenek gerektirdiğini de bilmiyorsun.



Saydığım bu form analizi, ressamlık, anatomi, kinetik sistemler, heykeltraşlık üzerine ayrıca en az 2 tane programlama dilini de yazabildiklerini de bilmiyorsun. Yani bu adam sana heykel de yapar, sonra gider boğazın manzarısını boyar, sonra seni aynen çizer, sonra üstüne bilgisayar da hayptığı heykelin modelini yapıp animatöre verip oynatır seni şekilden şekile sokar. Sonra üzerine kinetik sistemler yaratıp bu işten anlamayan herhangi birine bile senin modelini kukla gibi kullanma olanağı yaratır.



Sanırım milletin üzerine vericiler yerleştirip oynatıyorlar aynen bilgisayara geçiyor sanıyorsun. Ama gerçek böyle değil, elde yapılıyor herşey, senin seyrettiğin her saniye içinde 72 kare var, buradaki her kare üzerinde bir sürü sanatçı çalışıyor yıllarca.



Ama sana göre sanat değil bu. Çünkü bilgisayar. En basit tabirle cahillik bu kusura bakma. Teknoloji işleri sanıldığı gibi kolaylaştırmıyor sanat konusunda, aksine bu çağda daha da donanımlı olmalısın sanatçı olarak varolabilmek için eskisine göre. Sadece çizerek var olamazsın, sadece heykeltraşlık yaparak da olamazsın. Ama sadece bilgisayardan anlayarak da olamazsın. Bunların hepsini bünyende barındırman gerekir.



Sallama nerden biliyorsun diyeceksen şöyle söyleyeyim. Ben senin aksine biliyorum neden bahsettiğimi. Stallone kaslarını yaya dursun o motorun üzerinde. İyi Kurtlar Vadi'leri ve benzerleri..



Stallone diye küçümsediğin adam tiyatro eğitimi almış Oscar'lı bir oyuncu ve kanlı canlı oynuyor animasyonel çöp adam oynatmıyor yerine yani beyni, tüm duyuları artı kaslarıyla herşeyiyle sanatına kendini veriyor. Stallone'nun kariyeri, bu noktaya gelene kadar yaptıkları vs. konusunda nokta kadar bilgi sahibi olmadığını biliyorum ama insanları aklına gelen herşeyle itham etmekte kendinde sınırsız bir özgürlük görüyorsun.



Kendi beğendiğin şeyleri beğenmeyenleri cahil diye nitelersen bende bunu izleyenlerin zekâ seviyeleriyle ilgili konuşabilirim sanırım ama bu benim gibi olgun bir insana yakışmaz! İnsanlar kendi beğendiği unsurları methetmek için başkalarının beğenilerini küçümsememeli aşağılamamalı.Ayrıca Polat Alemdar'ı sevmem 1 kere bile izlemedim Kurtlar Vadisi'ni. Emre bu da benden sana bir hayat dersi olsun tanımadığın insanlar hakkında bu kadar çabuk ve keskin ithamlarda bulunma...
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Emre, Tuncel Kurtiz'e sallamışsın ayıp etmişsin:) Ama asıl ayıp bu güne kadar adamın bilinmemesi tabii. Yeni çıktı sanıyor insanlar. Yılların tiyatrocusu, aktörüdür adam. Yurt dışında bir sürü projede yer almış ayrıca ödülleri de vardır. Pek çok sosyal içerikli filmde de oynamıştır falan. Yani birini yücelteceğiz derken diğerini yermeye gerek yok. Sen daha iyi bilirsin bunları:) (Avatar'da da mükemmel bir emek var. Birebir sanat bana göre de. Sadece senaryoya takıldım yoksa diğer taraflarına laf edilemez.)
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Stallone diye küçümsediğin adam tiyatro eğitimi almış Oscar'lı bir oyuncu ve kanlı canlı oynuyor animasyonel çöp adam oynatmıyor yerine yani beyni, tüm duyuları artı kaslarıyla herşeyiyle sanatına kendini veriyor. Stallone'nun kariyeri, bu noktaya gelene kadar yaptıkları vs. konusunda nokta kadar bilgi sahibi olmadığını biliyorum ama insanları aklına gelen herşeyle itham etmekte kendinde sınırsız bir özgürlük görüyorsun.



Kendi beğendiğin şeyleri beğenmeyenleri cahil diye nitelersen bende bunu izleyenlerin zekâ seviyeleriyle ilgili konuşabilirim sanırım ama bu benim gibi olgun bir insana yakışmaz! İnsanlar kendi beğendiği unsurları methetmek için başkalarının beğenilerini küçümsememeli aşağılamamalı.Ayrıca Polat Alemdar'ı sevmem 1 kere bile izlemedim Kurtlar Vadisi'ni. Emre bu da benden sana bir hayat dersi olsun tanımadığın insanlar hakkında bu kadar çabuk ve keskin ithamlarda bulunma...



Ben Stallone'ye sanatçı değil demedim dikkat edersen, beğenmiyorum dedim.



Sözüm bilgisayarla sanat olmaz demene filmi beğenmemene değil. Filmi ben de çok beğenmedim. Ama bilgisayarla sanat olmaz gibi birşey söyleyemezsin. Beğenirsin beğenmezsin orası ayrı.



Ben burada 8 senemi verdiysem, bir sene boyunca ressamlarla çalıştıysam, heykeller yaptıysam, üzerine bunları bilgisayara geçöirmek için uğraş verdiysem, biri çıkıp da bana "bilgisayarla sanat olmaz" derse bunun adı cahilliktir kusra bakma. Beğenmiyorum dersen saygı duyarım zaten ona söyleyecek birşeyim olmaz. Ama sen yıllarca boşuna uğraştın çünkü bilgisayarla sanat olmaz diyemezsin. Bu adamlar herhangi canlı aktörlerle çekilen bir filmdeki çoğu yönetmen daha iyi bilirler ışığı, kompozisyonu, renk uyumunu.



Edit: En beğendiğim filmlerden biri de JCVD'dir oynayan da Van Damme'dır, hiç tiyatro eğitimi falan almamıştır. Beğenip beğenmemek ayrı, yıllarca uğraş veren bir insana "bu adam sanatçı değil" demek ayrı, heleki bu adam klasik sanat diye tabir edilen ressamlık, heykeltraşlık ve daha nice alanlardaki uzmanlığının ötesine bilgisayar dilini de eklemişse.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Benim için hayalkırıklığı bu film. 80 çeşit yerden aparılmış bir senaryosu var. Oyunculuklar kötü. Karakterler klişe. Sanat bu değil. Sanat bir bütündür. Bu bütünlüğün önemli bir parçası derinliğidir, mesajıdır, geleneğidir. Bu bütünlüğü tamamlayan ise görselliğidir, hitabetidir. Yani hissedebildiklerimiz, duyularımızla farkında olabildiklerimizdir. Ayrıca bunlardan ayrı olarak, özgün olması gerekir ki başarılı bir sanat eseri olsun. Sinema özelinde konuşursak eğer, görsellik konusu önemlidir tabi ki. Sinematografi ödülü bile var sonuçta ancak bahsedilen Avatar'daki gibi bir görsellik değil. Avatar'daki efekttir sadece.



jarhead-8.jpg


assassination-of-jesse-james-by-the-coward-robert-ford-1.jpg


there-will-be-blood1.jpg


photo_04_hires.jpg




Yukarıda da görüldüğü gibi bahsedilen görsellik budur. Yine Avatar'ı kötü yapan şeylerden birisi de oyunculuklar. Avatar'daki oyunculuklar sıradan. En kötü, en ucuz filmde bile böylesi oyunculuklar bulunur. Karakterler de bilindik zaten. Sinemayı sinema yapan özelliklerde sınıfta kalıyor. İnovatif bir film olmasından yırtıyor bence. 3D olayı hoşuna gitmiş demek ki insanların. Böyle çekilmiş ilk film de değildi oysa. Hıncal Uluç'a katılıyorum ben: "Pazarlama Harikası".
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Film görsel olarak müthiş ama konu olarak çok basit geldi bana. Belkide alıntı yaptıkları filmlerin çok fazla olduğundandır.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Emre Peker arkadaşımız da saymış, dökmüş bişeyler ama kimseyi ikna edemez. James Cameron sanat için bir şey yapmaz, gişe için iş yapar. Efektleri falan ön planda tutar. İnsanların ağzını açık bırakır. "Vay be adamlar yapmış" dedirtir. Gelsin paralar daha sonra. Adamın olayı bu.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Bu filmi sadece senaryosunu degerlendirerek kotulemek yanlis olur. Sonucta 15 yildir dogru teknolojinin gelismesini bekleyerek yavas yavas yapilan bir film. 300 milyon dolar (daha fazla da olabilir) bir butcesi var. Filmi izleyenlerin cogu 3-D'de izliyor, bu arada IMAX'de daha iyi olabilir kanaatindeyim cunku 3-D'nin goruntusu mat ve gercek 3-D derinligi sahnelerin cok azinda var, ve bu da dogal olarak gorsel anlamda bir beklentinin olusmasini sagliyor ki bu beklenti hayli hayli karsilanmis. Bu kadar gercekci CGI gormemistim. Film bu acidan cok basarili, mesela gercek aktorlerle Na'vilerin sahneleri insani hayrete dusurecek sekilde gercekci.



James Cameron'un filmlerindeki genel ozelliktir zaten bu, ama bu filmde doruga ulasmis. Mesela Terminator'un sonunda Terminator'un iskeletinin oldugu sahneler o zamanlarda inanilmaz yenilikci teknolojilerle yapilmisti. Sci-fi yapiyorsaniz zaten gorselligin, ozel efektlerin agirlikta olmasini elestiremezsiniz. Senaryonun, oyunculugun onune gecmesi suc degildir yani.



Senaryo ve oyunculuga gelince, bir sci-fi filmi icin bana gore yeterli. Guncel konulara da deginen senaryo Hollywood'un gerektirdiklerini yerine getirmis- ask hikayesi, iyi ve kotunun savasi. Irak ve Afganistan savaslarina, cevre meselelerine verilen mesajlar da bana gore guzeldi. Zaten yok yenilikci, orjinal bir senaryo beklemek hata olur. Na'vi insanlari, dilleri, yasadiklari yer ve yasam bicimleri yeteri kadar orjinaldi. Ha, senaryoda begenmedigim seyler de vardi, mesela Jake'in ikizinin bu projede olmasi, proje baslamadan olmesi ve ne hikmetse savasta bacaklarinin kullanimini kaybetmis gariban Jake'in projeye dahil olmasi. Olme essegim olme. Ilk 10 dakikada adami o kadar underdog yaptilar ki bayginlik verdi. Ayni sekilde ask hikayesi ve Jake'in Na'vilere katilmasi falan cok belli ve kliseydi. Ama genel olarak hikayeyi ozellikle yaptigi allegoriler ve yarattigi irk konusunda begendigimi soylemeliyim. Cok fazlasini da beklemiyordum aslinda, arkadasim "Gitme, 3 saat boyunca mavi insanlar izliyorsun" demisti. Iyiydi yani.



Oyunculuga gelince, Sigourney Weaver gayet iyiydi. Sam Worthington ilginc bir adam, basrol oynuyor ama filmin onune gecmiyor, tam bir gorev adami. Boyle bir rol icin cok taninan bir yuz olmaz zaten, o yuzden ne eksik ne fazla, ne cok yakisikli ne cok tipsiz tam uygun bir tip olmus bu rol icin. Giovanni Ribisi de fena degildi, sert asker tipindeki eleman da tip olarak uymustu o da fena degildi yani. Sci-fi filminden zaten oyle Daniel Day-Lewis veya Jack Nicholson seviyesinde oyunculuk beklemek komik olur.



Star Trek vardi bu sene cikan, ikisi benzesiyor aslinda. Efekt ve konsept olarak baya benziyorlar. Star Trek de iyi filmdi, daha ozgun bir senaryosu olmasina ragmen Avatar'in yaptigi duygusal etkiyi ve gorsel yeniligi yapmamisti. Bu tarz filmleri karsilastirmak dogru olur. Serhat'in yaptigi gibi There Will Be Blood'la bir tutarsaniz hataya dusersiniz. Avatar, bir sci-fi ve blockbuster olarak son derece basarili bir film, hatta turunun en iyisi de olabilir. Cok ozgun bir senaryo, anlatim veya oyunculuk beklemeyin. Ama sadece genre'ina bakip da on yargiyla da bakmayin.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Alıntı yapılması kötü birşey değil aslında. Yönetmenler, yazarlar, senaristler eski filmlere, hayran oldukları ya da sevdikleri kişilere, olaylara göndermede bulunabilir, selam çakabilirler. Hoş da olur çoğu zaman. Ama Avatar'da çok az özgün şey var. Belki can sıkan nokta da bu. Yine de güzel bir film. Cameron hakkında sallamadan önce de biraz daha düşünmek lazım. Yaptığı her film kendi türünde çığır açmıştır.Terminatör, Alien, Abbys, True Lies gibi. Titanic de vardır, ben pek sevmesem de. Bir de filmleri kendi türünde karşılaştırmak daha doğru olur. Yani American History X ile Big Fish karşılaştırmasından pek sağlıklı bir sonuç çıkmaz kanımca. Oyuncuları eleştirmek de çok mantıklı değil, çünkü sergilenebilecek fazla birşey yok. Yani ne Al Pacino'nun klasik tiratlarından birini atabilirler ne Robert De Niro gibi psikopata bağlayabilirler ne de Helena Bonham Carter gibi histeri krizine girebilirler. Yani öyle bir ortam yok.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Valla aynı yıl District 9 gibi bir efsaneyi izledi bu gözler. James Cameron ancak ilkokul çocuklarını kandırır efektlerle. Sinema izleyicisi her zaman bu filmin karşısında olacak. Slumdog Millionaire'in geçen sene yaptığını, Avatar bu sene yapıyor. İkisi de senaryo açısından rezil filmler. Oyunculuklar tatmin edici değil. Rahatsız edici bir yapaylık, kılıfına uydurmacılık. İkisi de çok tuttu. Sinema bu değil ama.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Valla aynı yıl District 9 gibi bir efsaneyi izledi bu gözler. James Cameron ancak ilkokul çocuklarını kandırır efektlerle. Sinema izleyicisi her zaman bu filmin karşısında olacak. Slumdog Millionaire'in geçen sene yaptığını, Avatar bu sene yapıyor. İkisi de senaryo açısından rezil filmler. Oyunculuklar tatmin edici değil. Rahatsız edici bir yapaylık, kılıfına uydurmacılık. İkisi de çok tuttu. Sinema bu değil ama.



Filme gittin mi ?
 
Üst Alt