Avatar - Sayfa 5 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Avatar


Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Valla aynı yıl District 9 gibi bir efsaneyi izledi bu gözler. James Cameron ancak ilkokul çocuklarını kandırır efektlerle. Sinema izleyicisi her zaman bu filmin karşısında olacak. Slumdog Millionaire'in geçen sene yaptığını, Avatar bu sene yapıyor. İkisi de senaryo açısından rezil filmler. Oyunculuklar tatmin edici değil. Rahatsız edici bir yapaylık, kılıfına uydurmacılık. İkisi de çok tuttu. Sinema bu değil ama.

Peter Jackson'u çok severim. Ama district 9 daki gibi mükemmel bir bakış açısını yeterli çekiclikle anlatamamış bana göre. Yöentmenleri yargılayacaksak herşeyi göz önünde bulundurmak lazım.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Bu sinema değil demek ilginç. Efekt bu sanat değil demekte..



Wall-E mesela sinema değil o zaman, halbuki seyrettiğim en duygusal filmlerdendir.



Efekt ayrı birşey animasyon ayrı birşey. Mesela 2010 efektler üzerine, ya da Perfect Storm.. Seller, patlamalar vs. vs.



Avatar'da, Wall-E'de ve Beowulf'da ise animasyon ön planda.. Yani canlı olmayan birşeyi izleyiciye canlı gibi sergilemek. Kukla oyunu da nasıl bir sanatsa bu da sanattır.



District 9 kesinlikle seyrettiğim en güzel kurgusal filmlerden biri, zaten Güney Afrika'da varolan göçmen sorunu üzerinden güzel bir senaryo çıkmış, çok duygusal vs.. Avatar'da ise kesinlikle zayıf senaryo var, ama filmin gayet akıcı.



Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ama sırf bilgisayar'da yapıldığı için birşeye sanat değil deme yanlışına düşmeyin. Sanat nerede yapılırsa yapılsın aynı şeydir, bir resim yaparken nasıl bir kompozisyon kuruyorsan bilgisayar'da yarattığın şeyde de kurarsın aynını. Renk uyumunu da aynı şekilde yaratırsın.



Beğenmeyebilirsin, ama sanat değil demeyi anlayamıyorum ben. Nasıl Capote'de harika bir sinematografi varsa, Yüzüklerin efendisinde de bilgisayarda yapılmış olsa da güzel bir sinematografi var. Sırf bilgisayarda yapıldığı için sanat olmadığını iddia etmek saçmalık.



Bir animatör bu yüzden tiyatro dersleri alır, bir modellemeci bu yüzden senelerce heykeltraşlık okıur, bir çevre tasarımcısı bu yüzden ressamlık yapar. Bir tiyatrocu ne kadar sanat yapıyorsa animatör'de o kadar yapar, heykeltraşın yaptığı ne kadar sanatsa şu yukarıda koyduğum karakterleri modelleyen de o kadar sanatçı.



Ha iyi bir sanatçı, veya kötü bir sanatçı.. Ama sanatçı. Bunu anlamak zor olmasa gerek.



Edit: Cameron yönetmen değil derken bir daha düşünün bence, sinema'da Hitchcock'dan sonra korku filmleri tarihini değiştiren adam kim acaba? Alien'ı ilk seyredişinizi hatırlar mısınız? Aman diyim.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Ayrıca Serhat Türkel koyduğun 4 resimden 3'ü bilgisayar destekli :)



2008'de bir sürü efekt ödülü kazanan film de Zodiac. 80'lerin San Francisco'sunda geçer. Hiç bir bilimkurgu veya patlama efekti göremezsin. Seyredince herhangi bir görsel efekt göremezsin bacalardan çıkan dumanlar dışında. Ama görsel efekt ödüllerini alan film o. Çünkü sinematografi harika, bütün San Francisco bilgisayar'da yapılmış. Capote mesela bilgisayarın harika kullanıldığı başka bir film görsellik adına.



En son Benjamin Button aldı mesela.



Avatar'ın özelliği de patlamalarında değil, hiçbir canlı aktörün olmadığı uzun sahnelerle canlı aktörlerin olduğu sahneleri akıcı bir şekilde birleştirebilmesi. Bu daha önce yapılmamıştı sinema tarihinde. Sırf mavi yaratıklar var diye, gelecekte geçiyor diye yüzeysel bakmayalım bu kadar.



Mesela 2010, Day after Tomorrow'dan vs. bahsedilmeyecek bundan 10 yıl sonra, ama Avatar ve Alien'dan bahsedilecek.



Full Metal Jacket'tan nasıl bahsediyorsak söz konusu savaş filmleri olunca, onun yerini Hurt Locker alacak. Daha gelmedi sanırım Türkiye'ye, gelince gidin. Ama yüzeysel bakmamaya çalışın bi zahmet. Dr. Strangelove'ın yerini Full Metal Jacket aldı, şimdi ise sıra Hurt Locker'da.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Emre, Tuncel Kurtiz'e sallamışsın ayıp etmişsin:) Ama asıl ayıp bu güne kadar adamın bilinmemesi tabii. Yeni çıktı sanıyor insanlar. Yılların tiyatrocusu, aktörüdür adam. Yurt dışında bir sürü projede yer almış ayrıca ödülleri de vardır. Pek çok sosyal içerikli filmde de oynamıştır falan. Yani birini yücelteceğiz derken diğerini yermeye gerek yok. Sen daha iyi bilirsin bunları:) (Avatar'da da mükemmel bir emek var. Birebir sanat bana göre de. Sadece senaryoya takıldım yoksa diğer taraflarına laf edilemez.)



Hayır demek istediğim o değil, beğenmek veya beğenmemek ayrı şeyler, adamların yaptığına bu sinema değil demek ayrı birşey.



Mesela Güneşi gördüm'ü seyrettim geçenlerde. Gerçekten güzel film, hatta Takva ve Eşkıya ile beraber yapılan en iyi örneklerinden Türk sinemasına dair. Ama sinema dili konusunda fersah fersah gerideyiz, öyle abartılı oyunculuklar, dengesiz akıcılığı bozan çekimler, abartılı tiyatro oyunculukları var.



Mesela o Ramiz dayı karakterini bir kere seyrettim. Didaktiğin ötesi bir karakter, resmen mesajı seyirci anlasın diye seyirciyi salak yerine koymuşlar, aynı şey "Güneşi Gördüm" için de geçerli. Halbuki sinema dili didaktik değildir. Seyircisine inanması ve güvenmesi gerekir bir filmin, daha bu konuma gelemedi Türk sineması.



Bana göre tabi ki bunların hepsi, ama çıkıp da "Böyle sinema olmaz! Bu oyunculuk değildir!" diyemem.



Aynı herhangi birinin sırf bilgisayar destekli diye "bu sinema değil, sanat değil!" diyemeyeceği gibi.



Ayrıca bence, Jake'in sonlardaki Neytiri ile olan o ihanet sahnesinde o ekrandaki mavi renkli bilgisayar destekli karakterler, herhangi bir Türk oyuncusundan yüz kat daha iyi rol yaptırılmışlar. Ama insanlar oradaki mavi rengin ötesini göremiyorsa, Ratatouille'de ki farenin ötesini göremiyorsa nafile zaten bunlar. "Sanat değil" der geçerler. Halbuki oradaki karakteri oynatan adam ne kadar ağır bir tiyatro eğitiminden geçmiş, modelleyen adam heykeltraşmış, seslendiren adam 3 oscar'lı oyuncuymuş, yönetmeni kaç ödül almış, sinematografı ne kadar başarılı göremezsin. Fare'yi görürsün, biter.



Serzenişim buna sadece, yoksa beğenmeyen beğenmez zaten. İlla herkes beğenmeli diye bir şart yok, ama "Bilgisayarla sanat olmaz" dersen, çıkarım kitap yazarım burada sırf o mesajı okuyan insanlar inanmasın diye.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Genel itibariyle katılırım söylediklerine Emre. Wall-E deki gibi bir aşk hikayesi izletememiştir hiçbir aktör ya da aktrist bana. Arabalar da harikaydı tabii. Ama bana göre Tuncel Kurtiz, Şener Şen gibi isimler gerçekten özel. Dünya sinemasındaki Al Pacino, Jack Nicholson gibi. Teknolojinin bunlara yetişebilmesi için daha çok gelişmesi lazım bence:) Ama genelde söylediklerine yüzde yüz katılırım. Bir de animasyonlarda yönetmenler inanılmaz göndermeler yapabiliyor. Görebilirsen tabii.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Bilgisayar'da yapılıyor diye sanat değil demedik ki zaten. :) Okumuyor musun yazdıklarımı?



Sanat bir bütündür. Bu bütünlüğün önemli bir parçası derinliğidir, mesajıdır, geleneğidir. Bu bütünlüğü tamamlayan ise görselliğidir, hitabetidir.



Avatar'da sinema adına önemli şeyler eksik. Efektler filmin önüne geçmiş durumda. Hatta şöyle bir iddiada bulunayım, bu filmi 3D'siz bir şekilde sunsalardı, kimse beğenmeyecekti. İşte bu yüzden, 3D olsa bile kötü bir film. Şöyle düşünmek lazım, nasıl en gerçekçi resmi yapanlar, en iyi ressamlar değilse; en gerçekçi efektlere sahip olan film de, en iyi film değil. Picasso da biliyor en gerçekçi resmi çizmeyi ama içinden gelenleri çizmiş adam. Çizdiği şeyin ruhunu yansıtmaya çalışmış. Sanatın özünde de, geleneğinde de bu vardır zaten.



Buyrun bu da Picasso'dan(Bana kalırsa en iyi eseri):

pablo-picasso-don-quixote-c-1955.jpg
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Kimse en iyi film demiyor ki:) Eksikleri var tabii ama sinema, sanat değil demek ne oluyor?

"Efektler filmin önüne geçmiş durumda."

Demişsin bu senin, yani izleyenlerin genel yorumu. Evet genel bir yorum ama bu bir aksiyom değil. Pazarlama stratejsi dersin ya da bence dersin. Ki bu yönetmenin ya da filmin suçu değil. LOTR da fazlaca popüler kültürün tacizine uğramıştı ama bu filmin suçu değildi.



Son olarak, senin beğendiğin bir fantezi ya da bilim-kurgu eseri var mı hiç, Serhat?
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Kimse en iyi film demiyor ki:) Eksikleri var tabii ama sinema, sanat değil demek ne oluyor?

"Efektler filmin önüne geçmiş durumda."

Demişsin bu senin, yani izleyenlerin genel yorumu. Evet genel bir yorum ama bu bir aksiyom değil. Pazarlama stratejsi dersin ya da bence dersin. Ki bu yönetmenin ya da filmin suçu değil. LOTR da fazlaca popüler kültürün tacizine uğramıştı ama bu filmin suçu değildi.



Son olarak, senin beğendiğin bir fantezi ya da bilim-kurgu eseri var mı hiç, Serhat?



Fantastik sinema filmlerini genelde beğenmedim. Tim Burton'ı bu yüzden pek sevemiyorum. Bir tek Big Fish'i beğendim, o da gerçek olduğu için.



Science-Fiction olayını da hep sevmişimdir. En sevdiğim dizilerden birisi de Battlestar Galactica'ydı hatta. The Matrix en sevdiğim filmlerdendir. Kenarda köşede kalmış filmleri bile beğeniyorum sci-fi adına. Primer vardır mesela, çok zor anlaşılan bir film. Profesyonel bir film değil ve eldeki imkanlarla seyirciye istediklerini anlatamamışlar. Yine de iyiydi mesela. Strange Days, Gattaca, eXistenZ, Thirteenth Floor gibi çok popüler olamamış filmleri beğenmişimdir. 12 Monkeys, Minority Report, Contact, Children of Men, Artificial Intelligence gibi ünlü filmleri de beğendim. Blade Runner, Alien, 2001, The Thing gibi klasikleri saymıyorum bile. Sci-Fi en beğendiğim janrlardan birisi şüphesiz.



Ancak, benim daha çok beğendiklerim; Scorsese ve P.T. Anderson'un yaptığı gibi hayattan kesitler sunan filmler. Ama en sevdiğim yönetmen David Fincher'dır her zaman söylerim.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



David Fincher harikadır yahu. Ciddi ciddi dahi adam.

Genelde fantastik eserleri sevmiyorsun. Öyle demişsin. Ama fantastik edebiyat ve sinemada da insanlar duygularını, düşüncelerini belli başlı simgelere yükleyerek anlatmaya çalışırlar. Yani aslında oradaki hikaye de gerçektir sadece alegori kullanılmıştır. O da hayattan bir kesit anlatır senin deyiminle. Bu da çok zordur, başarılı örneği de azdır. Sanatsever biriysen bunu bilirsin zaten. Avatar bunun iyi bir örneği değil tabii. Ama senin fantastik filmlere genel bakış açın bu derece tepki vermene sebep oldu bence. Gerçi avatarda bilim kugu da var:) Bence diyorum öyle bir tespitte bulundum sadece.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Valla senaryoyu hafiften savunuyordum onceden, hani zaten gorsel agirlikli bir film senaryoyu o kadar didiklemek hatali diye (hala yeteri kadar ilginc ve duygu yuklu bir senaryosu oldugunu dusunuyorum) ama sunu gordukten sonra (bir de Yasamin Kiyisinda'yi izledim ki mukemmele yakin bir filmmis) fikirlerim degismeye basladi:



22cc03a368ade73641c0e9c0e44313bef32d018f




Agalar bu nedir ya? :eek: Tokat gibi.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Kendisi bile bu kadar benzettiğinin farkında değildir heralde.



Bu arada benim bir sorum var a dostlar.Bu filmin internette de 3D versiyonları var,bende de 3D gözlüğü var çalmıştım sinemadan.Şimdi ben onu indirip ses sistemimle izlesem acep aynı görüntü oluşur mu? :D
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Olm cok tuhaf bir goruntu olurdu ya, yapsana oyle bir sey. Yaparken de kendinin resimlerini vidyolarini falan cek. Cok komik olur. :D
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Valla senaryoyu hafiften savunuyordum onceden, hani zaten gorsel agirlikli bir film senaryoyu o kadar didiklemek hatali diye (hala yeteri kadar ilginc ve duygu yuklu bir senaryosu oldugunu dusunuyorum) ama sunu gordukten sonra (bir de Yasamin Kiyisinda'yi izledim ki mukemmele yakin bir filmmis) fikirlerim degismeye basladi:



Agalar bu nedir ya? :eek: Tokat gibi.



Pocahontas hikayesi de orjinal değildir zaten :) Bilinen herhang bir masalda var. Hani bir siyah ördek masalı vardır, çok mu farklı?



Mesela oscar'ları silip süpüren "Dances with Wolves" (Kurtlarla Dans) vardır ki bu da Pocahontas'ın sivil savaş döneminde geçen halidir.



Kurtlarla Dans tamamen karakterlerin üzerine yoğunlaşmış iken Avatar aynı hikayeyi farklı bir şekilde işlemiş, Chronicles of Riddick ise bambaşka bir yönden işlemiş, Matrix ayrı bir yönden, Walt Disney farklı bir yönden, Musevi'lerin hikayesindeki Musa ise farklı bir yönden, Salvatore ise Drizzt karakteriyle farklı bir yönden, Pixar Wall-E filmiyle :) Sayarım gider..



Aslında çok bilindik bir masal bu, Avatar kesinlikle ne Pocahontas, ne de Kurtlarla Dans kadar iyi işleyememiş bunu. Özellikle duyguyu sinema dilinde iletmek kıstasında Kurtlarla Dans veya Wall-E çok daha güzel becermişler bunu diğer eserlerden.



Mesela uygulayayım yukarıda yazdığım diğer eserlerden birine bilindik dini kitaplarda Musa diye geçen sonra Pocahontas'la daha bir masallaşmış hikayeyi (ki her kültürde bu masal var bildiğim kadarıyla)



Olay şu: Esas oğlan farklıdır (renk, cins, biçim, ırk). Farklı bir kavime girer, o kavim ona hor gözle bakar ilk başta. Sonra şefin en çok sevdiği veya saygı duyduğu karakter (şefin kızı (Kurtlarla Dans), firavunun oğlu (musa hikayesi), hayat bulan yegane robot(Wall-E'deki EVE), en iyi ajan (Matrix-Trinity)) esas oğlana tutulur. Şef bu karaktere olan sevgisinden ötürü esas oğlana farklı bir gözle bakmaya ve saygı duymaya başlar. Sonra kabilenin en iyi savaşcısı bu duruma gıcık olur. Ama esas oğlan onu kurtararak vs. onun da saygısını kazanır. Sonra esas oğlan kendi ırkının, cinsinin, geldiği yerin farklarını görür ve kabilenin kültürünü içselleştirir. Sonra...



Tanıdık bir masal değil mi? Karakterleri ve olayların sırasını ve iyiliğini/kötülüğünü çevirip çevirip tekrar anlatmışızdır tarih boyunca. Bu yüzden demem o ki senaryoyu savunmak acayip değil, ama ne Avatar, ne Pocahontas zaten orijinal bir senaryo değil. İşleniş biçimleri farklı sadece. Bu yüzden Avatar'ın senaryosu temelde çok sağlam, ve herhangi bir Blockbuster için kesinlikle kabul edilebilecek birşey bu. Matrix mesela çok orji,nal geldi insanlara, öyle miydi gerçekten? Hayır, sadece işleniş biçimi farklıydı.



Avatar da farklı bir şekilde işlemiş bu eski masalı. Ama kesinlikle kimse çalmakla vs. suçlayamaz bence. O zaman MAtrix'i de, Wall-E'yi de, Pocahontas'ı da suçlamak gerekir. Çok başarılı işlenmemiş bence de Avatar'da, ama bir Blockbuster'dan Eternal Sunshine of the Spotless Mind kurgusu beklemek doğru olmaz zaten bence.



Son olarak şöyle söyleyeyim:



Eğer aynı hikayeyi daha derin karakter betimlemeleriyle izlemek istiyorsanız: Kurtlarla Dans, Mısır Prensi



daha duygusal bir şekilde işlenmiş halini seyretmek istiyorsanız: Wall-E, Pocahontas



daha gerilimli ve aksiyon dolu: Matrix



Hepsinin karışımı fakat daha çok ana karakter üzerine odaklanmış: District 9



Yoksa bu filmlerin hiçbiri orijinal değil aslında, işlenişleri farklı. Tokada falan gerek yok bence :)
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Pocahontas hikayesi de orjinal değildir zaten :) Bilinen herhang bir masalda var. Hani bir siyah ördek masalı vardır, çok mu farklı?



Mesela oscar'ları silip süpüren "Dances with Wolves" (Kurtlarla Dans) vardır ki bu da Pocahontas'ın sivil savaş döneminde geçen halidir.



Kurtlarla Dans tamamen karakterlerin üzerine yoğunlaşmış iken Avatar aynı hikayeyi farklı bir şekilde işlemiş, Chronicles of Riddick ise bambaşka bir yönden işlemiş, Matrix ayrı bir yönden, Walt Disney farklı bir yönden, Musevi'lerin hikayesindeki Musa ise farklı bir yönden, Salvatore ise Drizzt karakteriyle farklı bir yönden, Pixar Wall-E filmiyle :) Sayarım gider..



Aslında çok bilindik bir masal bu, Avatar kesinlikle ne Pocahontas, ne de Kurtlarla Dans kadar iyi işleyememiş bunu. Özellikle duyguyu sinema dilinde iletmek kıstasında Kurtlarla Dans veya Wall-E çok daha güzel becermişler bunu diğer eserlerden.



Mesela uygulayayım yukarıda yazdığım diğer eserlerden birine bilindik dini kitaplarda Musa diye geçen sonra Pocahontas'la daha bir masallaşmış hikayeyi (ki her kültürde bu masal var bildiğim kadarıyla)



Olay şu: Esas oğlan farklıdır (renk, cins, biçim, ırk). Farklı bir kavime girer, o kavim ona hor gözle bakar ilk başta. Sonra şefin en çok sevdiği veya saygı duyduğu karakter (şefin kızı (Kurtlarla Dans), firavunun oğlu (musa hikayesi), hayat bulan yegane robot(Wall-E'deki EVE), en iyi ajan (Matrix-Trinity)) esas oğlana tutulur. Şef bu karaktere olan sevgisinden ötürü esas oğlana farklı bir gözle bakmaya ve saygı duymaya başlar. Sonra kabilenin en iyi savaşcısı bu duruma gıcık olur. Ama esas oğlan onu kurtararak vs. onun da saygısını kazanır. Sonra esas oğlan kendi ırkının, cinsinin, geldiği yerin farklarını görür ve kabilenin kültürünü içselleştirir. Sonra...



Tanıdık bir masal değil mi? Karakterleri ve olayların sırasını ve iyiliğini/kötülüğünü çevirip çevirip tekrar anlatmışızdır tarih boyunca. Bu yüzden demem o ki senaryoyu savunmak acayip değil, ama ne Avatar, ne Pocahontas zaten orijinal bir senaryo değil. İşleniş biçimleri farklı sadece. Bu yüzden Avatar'ın senaryosu temelde çok sağlam, ve herhangi bir Blockbuster için kesinlikle kabul edilebilecek birşey bu. Matrix mesela çok orji,nal geldi insanlara, öyle miydi gerçekten? Hayır, sadece işleniş biçimi farklıydı.



Avatar da farklı bir şekilde işlemiş bu eski masalı. Ama kesinlikle kimse çalmakla vs. suçlayamaz bence. O zaman MAtrix'i de, Wall-E'yi de, Pocahontas'ı da suçlamak gerekir. Çok başarılı işlenmemiş bence de Avatar'da, ama bir Blockbuster'dan Eternal Sunshine of the Spotless Mind kurgusu beklemek doğru olmaz zaten bence.



Son olarak şöyle söyleyeyim:



Eğer aynı hikayeyi daha derin karakter betimlemeleriyle izlemek istiyorsanız: Kurtlarla Dans, Mısır Prensi



daha duygusal bir şekilde işlenmiş halini seyretmek istiyorsanız: Wall-E, Pocahontas



daha gerilimli ve aksiyon dolu: Matrix



Hepsinin karışımı fakat daha çok ana karakter üzerine odaklanmış: District 9



Yoksa bu filmlerin hiçbiri orijinal değil aslında, işlenişleri farklı. Tokada falan gerek yok bence :)



Cok net bir post olmus. Ama esasinda ben de Avatar gibi buyuk butceli, gorsel ogelerin on plana ciktigi gise filminden cok ozgun bir senaryo beklenmemeli demistim. Tokat kismi resmin kendisineydi, kelimeleri degistirerek direk filmlerin ana hatlari birebir hale getirilmis. Senaryonun baska eserleri andirmasi problem degildir zaten.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



Kendisi bile bu kadar benzettiğinin farkında değildir heralde.



Bu arada benim bir sorum var a dostlar.Bu filmin internette de 3D versiyonları var,bende de 3D gözlüğü var çalmıştım sinemadan.Şimdi ben onu indirip ses sistemimle izlesem acep aynı görüntü oluşur mu? :D



oluşur tabi.. 3d izlemek için öyle özel bir ekrana falan ihtiyaç yok. Ama bence HD izlenmeli bu film 3d değil orası ayrı.
 
Cevap: Avatar: Yüzyılın fantastik filmi (?)



şimdi izledim ve gerçekten çok beğendim herkese tavsiye ederim.
 
Üst Alt