Arkadaşlar ilginç bir tartışma yapmışlar. Fakat o dönem yaşananları, o dönemin insanlarını iyiydi ya da kötüydü diye tümüyle damgalamak doğru olmaz. Hep söylerim tarihte yaşananları o ana o döneme göre düşünmeniz gerekir. Eğer tarihte her yapılanı bu güne göre düşünür yargılarsak dünya tarihine damga vurmuş bütün büyük devletlerin, imparatorlukların yaptıklarını barbarlık vahşet olarak görebiliriz.
Almanların durumuna gelirsek 1. dünya savaşı sonrasına bakmanız gerekir. Almanlar bizim gibi işgal edilmemiştir ama öyle baskı altına alınmışlardır ki bir somun ekmeğin fiyatı 201 milyon alman markıdır. Almanlardan istenen savaşa tazminatı 269 milyar altın Mark gibi ödenmesi zor bir savaş tazminatıdır. Bu da Hitler gibi konuşmasıyla insanları etkilemekten başka meziyeti olmayan birinin yükselmesini sağlamıştır. Kurt puslu havayı sever misali. Aslında öyle sanıldığı gibi çok yüksek oylar da almamıştır nazi partisi. Hitler başkan olduktan sonra 1924 yüzde 3, 1928 yüzde 2.6, 1930 yüzde 18.3, 1932 bir 37.4 bir 33.1, 1933 43.9 oy almıştır. Yani Saddam'ın, Esad'ın, Kaddafi'nin yarısı kadar oy almamıştır.
Sanıldığının aksine o dönem Almanyasın da komünistlerin etkinliği ve ağırlığı da yüksektir. Gel gör ki Hitler yahudilere yaptığının bir benzerini hem diğer partilerdeki hem kendi partisindeki muhaliflerine yapar. Kendi partililerinden kurduğu güç ve bir kısım ordunun desteğiyle kimisini öldürür kimisini tutuklatır. Böylece dünya nur topu gibi bir diktatör kazanmış olur. Bu saatten sonra onu kabul etmeyen halkın büyük çoğunluğu boyun eğmek zorunda kalır. Naziler başlarına gelenlerin sorumlusu olarak hep yahudileri görmüşlerdir. Öyle ki ülke içinde onu en çok zorlayan komünistliğin fikir babası Karl Marx dahi yahudi asıllı bir almandır. Kaldı ki kimin neyi neden yaptığını bilmemizin imkanı da yok. Çünkü tarihi her zaman kazananlar yazar.