Düşük Ket Vurma - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Düşük Ket Vurma


Cevap: Düşük Ket Vurma



Yanlış anlama ama temble hayvanları bilir misin? Çok karizmadırlar yahu, yaşam stilleri falan müthiştir. Porsuklarla beraber hayvanlardaki favorimdir. Üreme dönemlerinde bir dişi ağacın tepesinde bekliyor. Diğer erkekler de tırmanıp, dişiye sahip olmaya çalışacaklar. 3 tanesi yola çıktı, birisi iki üç adım gitti. Sonra yukarıya baktı, vazgeçti yandaki bir dala geçip oturdu. İkincisi biraz daha yukarı çıktı sonra o da durdu birşeyler yemeye başladı. Sonuncusu baya bir ilerlerdi, sonra ilki gibi kafayı kaldırdı ve uyuyakaldı:D Hiçbiri ulaşamadı yani...



Biri de selde suya düşmüştü. Ağaç yıkıldı öyle düştü daha doğrusu, yine hareket etmedi. Baya da bir sel götürüyor böyle ortalığı, kafayı çıkarman mümkün değil. Belgeselci şöyle anlatıyor;

"Tembel hayvan suya düştüğü için mutluydu. Çünkü artık ilerlemek için enerji harcamasına gerek kalmamıştı.". Metabolizmaları o kadar yavaşmış ki yarım saat nefes almasalar dahi ölmüyorlarmış:)



Aynen ben de öyleyim işte. En az ATP ile hayatımı sürdürme felsefesine istemeden sahibim. Çok da ağırkanlıyım. Dünya yansa közün mangal yakacak cinsten.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Aynen ben de öyleyim işte. En az ATP ile hayatımı sürdürme felsefesine istemeden sahibim. Çok da ağırkanlıyım. Dünya yansa közün mangal yakacak cinsten.



Keşke bende öyle olsam. :) Genelde sakinimdir ama mühim bir şey olursa benden tezcanlısını bulamazsın. :)



1.83 boyundayım. Ramazanda biraz kilo aldım 84 oldum. Okul açılınca 75 'e düşüyorum kahvaltı yapmadığımdan. Kilolu sayılmam yani.



Kilolu değilsen ya da farklı faktörler ortada yoksa ben buna rahat yetiştirilmişsin derim. Sosyal açıdan seni sınıfta bırakıyorsa psikolojik destek almanı öneririm, bilakis rahatsan takma kafana derim. :)
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Maddelerle Düşük Gizli Ket Vurma Belirtileri



Ortamdaki sesler, çoğu zaman kişide anksiyete yaratır. Çünkü bu durumun oluştuğu kişi her sesi zihninde çözmeye çalışır.

• Kişinin aklı analiz için çoğu zaman seçici değildir. Bindiği bir arabanın mekanik aksamından, döşeme stiline kadar beyninde analizini yapıp sonrasında hatırlayabilir.

Diğer kişilerin gözden kaçırdığı her noktayı büyük olasılıkla hatırlar.

• Düzen ve tertip onun için doğaldır, ekstra çaba harcamaz.

Birbiriyle alakası gözükmeyen objeler veya kişiler arasında uygun bağları analiz eder, ve bunu yine doğal olarak yapar.

• Başkalarının davranışları ve alışkanlıkları zihninde tutabildiği için, günlük hayatta çoğu zaman yalanı hemen anlayabilir.



---



Fizik okumanın etkisi diye düşünüyordum bende bu tip olayları.



Eğer bu maddeler sizin içinde geçerliyse, bir psikolog veya doktora başvurmanızı öneririm.



Bunları aynı zamanda şizofreni olmanın da belirtileri olarak biliyorum. Özellikle obje-obje, obje-kişi arasında bağ kurma olayı. Burda bağ saparsa çizgiyi geçip, şizofren olmak kolaylaşır.Kişi bir dönem sonra öyle bir bağ kurmaya başlayabilir ki olmadık bir cümleyi kendisine gelen bir mesaj olarak algılayabilir, hatta bazen televizyonda söylenen şeylerle kendisi arasında bağ kurup gene bunu mesaj olarak algılayabilir. Bu madde çok kritik bence.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Bunları aynı zamanda şizofreni olmanın da belirtileri olarak biliyorum. Özellikle obje-obje, obje-kişi arasında bağ kurma olayı. Burda bağ saparsa çizgiyi geçip, şizofren olmak kolaylaşır..



Birde bana sor... Maalesef bende 1 sene öncesine kadar şizofreni başlangıcı belirtileri vardı. Tedavi olmak zorunda kaldım.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Bende de var mı acaba ? Hiçbir şeyi kolay kolay beğenemiyorum.En ufak detaylarla bile ilgileniyorum.Bazen 2 parça eşya alabilmek için 10 dükkan geziyorum.Acaba beğenememe hastalığı yada detaylara takılma hastalığı gibi bir hastalık var mı ??
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Şu an idolümsün Refik:)

Bu hayatta ya Porsuk olacaksın ya da Tembel hayvan. Felsefe bu. İkisi de değilim maalesef:sad007:



Çevredekilerin pek işine gelmiyor maalesef :)



Keşke bende öyle olsam. :) Genelde sakinimdir ama mühim bir şey olursa benden tezcanlısını bulamazsın. :)



Kilolu değilsen ya da farklı faktörler ortada yoksa ben buna rahat yetiştirilmişsin derim. Sosyal açıdan seni sınıfta bırakıyorsa psikolojik destek almanı öneririm, bilakis rahatsan takma kafana derim. :)



Kesinlikle rahat yetiştiğimden bizimkilerin dediğine göre. 19 yaşıma kadar bir cep telefonu faturası bile yatırmışlığım yoktu. Her işimi babama yaptırırdım.



Aslında ben rahatım. Mesela yemeğin tuzu yok masadan kalkıp tuzu almak yerine tuzsuz yiyorum yemeği. Bu beni rahatsız etmiyor ama çevremdekiler tuhaf karşılıyor.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Bunları aynı zamanda şizofreni olmanın da belirtileri olarak biliyorum. Özellikle obje-obje, obje-kişi arasında bağ kurma olayı. Burda bağ saparsa çizgiyi geçip, şizofren olmak kolaylaşır.Kişi bir dönem sonra öyle bir bağ kurmaya başlayabilir ki olmadık bir cümleyi kendisine gelen bir mesaj olarak algılayabilir, hatta bazen televizyonda söylenen şeylerle kendisi arasında bağ kurup gene bunu mesaj olarak algılayabilir. Bu madde çok kritik bence.

Benim kuzenimde vardı bu. Yürüyoruz iki üç tane kız geçiyor yanımızdan, gülüşüyorlar öyle. Bu iki saat takıyordu "Bunlar bana mı güldü?" diye. İkna etme çabaları sonra, yıkayıp yağlıyordum bir güzel:) Ama onun hastalığı obsesif kompulsif bozuklukmuş. Doktor öyle tespit etmiş.



Konuyu ilk okuduğumda algıda seçicilik olarak algılamıştım ama işin ucu şizofreniye varıyorsa cidden kötüymüş.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Bunları aynı zamanda şizofreni olmanın da belirtileri olarak biliyorum. Özellikle obje-obje, obje-kişi arasında bağ kurma olayı. Burda bağ saparsa çizgiyi geçip, şizofren olmak kolaylaşır.Kişi bir dönem sonra öyle bir bağ kurmaya başlayabilir ki olmadık bir cümleyi kendisine gelen bir mesaj olarak algılayabilir, hatta bazen televizyonda söylenen şeylerle kendisi arasında bağ kurup gene bunu mesaj olarak algılayabilir. Bu madde çok kritik bence.

Benim kuzenimde vardı bu. Yürüyoruz iki üç tane kız geçiyor yanımızdan, gülüşüyorlar öyle. Bu iki saat takıyordu "Bunlar bana mı güldü?" diye. İkna etme çabaları sonra, yıkayıp yağlıyordum bir güzel:) Ama onun hastalığı obsesif kompulsif bozuklukmuş. Doktor öyle tespit etmiş.



Konuyu ilk okuduğumda algıda seçicilik olarak algılamıştım ama işin ucu şizofreniye varıyorsa cidden kötüymüş.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Şizofreni genelde kısa sürede tedavi edilecek bir hastalık değil. Büyük bir sorundur, kişi kendi dünyasında yaşar. Her insanda şizofreninin bazı belirtileri olabilir ama bu kişinin kesin olarak şizofreni olduğu kanaatini doğurmaz. Kişi tamamen normal hayattan kopup, kendi sanrılarının hayatında yaşamaya başladığında ciddi bir hal alır.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Benim kuzenimde vardı bu. Yürüyoruz iki üç tane kız geçiyor yanımızdan, gülüşüyorlar öyle. Bu iki saat takıyordu "Bunlar bana mı güldü?" diye. İkna etme çabaları sonra, yıkayıp yağlıyordum bir güzel:) Ama onun hastalığı obsesif kompulsif bozuklukmuş. Doktor öyle tespit etmiş.



Konuyu ilk okuduğumda algıda seçicilik olarak algılamıştım ama işin ucu şizofreniye varıyorsa cidden kötüymüş.



Senin kuzeninde kendine güven eksikliği varmış dicektim yalnız obsesif kompulsif teşhisi koyulmuş :) Ya zaten bir çok ismi var bunun şizofreniye benzer durumların, şizofreniye yaklaşmanın vs. vs.



Gerçi psikoloji bilimi son yıllarda baya bir gelişti. Onda aslında en büyük etkende bu çiçek çocukları jenerasyonu oldu. O jenerasyona bağlı bazı psikologlar yeni bir yöntem geliştirdik diyerek ordaki hastaları soyutlamak, bir yere kapatıp, çok ağır ilaçlar vermek yerine, onlarla oturdular, yemek yediler, sohbet ettiler ve bu durum da iyi-olumlu sonuçlar verdi. Ne olursa olsun kesinlikle ilaç diyen kesimin direnci ancak uzun yıllar sonucunda kırıldı. Tabi bunda çiçek çocukları jenerasyonundan pisikologların uzun yıllardan sonra bazı başarılı sonuç alması da etkili oldu. Sonrasında o tedavi yöntemlerini iyice geliştirerek çok ağır ilaçları mümkün olduğunca vermemeye başladılar.



O çok ağır ilaçların hepsini bilmiyorum, fakat bir kısmı insanları tepkisiz yapıyor, gevşetiyor, garip bir şey olsa gerek, bir nevi uyuşturucu herhalde. Çok takmamak lazım bence ya bu konuları. Çünkü taktıkça bazı özellikler takıntı haline gelebilir, ordan bir de farklı ağır psikolojik hastalıklara sıçrayabilir.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Senin kuzeninde kendine güven eksikliği varmış dicektim yalnız obsesif kompulsif teşhisi koyulmuş :) Ya zaten bir çok ismi var bunun şizofreniye benzer durumların, şizofreniye yaklaşmanın vs. vs.



Gerçi psikoloji bilimi son yıllarda baya bir gelişti. Onda aslında en büyük etkende bu çiçek çocukları jenerasyonu oldu. O jenerasyona bağlı bazı psikologlar yeni bir yöntem geliştirdik diyerek ordaki hastaları soyutlamak, bir yere kapatıp, çok ağır ilaçlar vermek yerine, onlarla oturdular, yemek yediler, sohbet ettiler ve bu durum da iyi-olumlu sonuçlar verdi. Ne olursa olsun kesinlikle ilaç diyen kesimin direnci ancak uzun yıllar sonucunda kırıldı. Tabi bunda çiçek çocukları jenerasyonundan pisikologların uzun yıllardan sonra bazı başarılı sonuç alması da etkili oldu. Sonrasında o tedavi yöntemlerini iyice geliştirerek çok ağır ilaçları mümkün olduğunca vermemeye başladılar.



O çok ağır ilaçların hepsini bilmiyorum, fakat bir kısmı insanları tepkisiz yapıyor, gevşetiyor, garip bir şey olsa gerek, bir nevi uyuşturucu herhalde. Çok takmamak lazım bence ya bu konuları. Çünkü taktıkça bazı özellikler takıntı haline gelebilir, ordan bir de farklı ağır psikolojik hastalıklara sıçrayabilir.



Bu dediğin 1900'lü yıllardan sonra günümüze ulaştı. Özellikle psikoterapi çeşitlerinde bulunan psikoanaliz, senin belirttiğin kısım ile ilgilenmektedir. Yeni bir şey değil.



Şu dönemde en etkili yöntem ne tek başına ilaçtır ne de tek başına psikoterapidir. İkisi birlikte ulaşılabilecek en iyi neticeyi verir bence...
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Bu dediğin 1900'lü yıllardan sonra günümüze ulaştı. Özellikle psikoterapi çeşitlerinde bulunan psikoanaliz, senin belirttiğin kısım ile ilgilenmektedir. Yeni bir şey değil.



Şu dönemde en etkili yöntem ne tek başına ilaçtır ne de tek başına psikoterapidir. İkisi birlikte ulaşılabilecek en iyi neticeyi verir bence...



Mesajını doğru mu anladım yanlış mı anladım emin değilim, psikanaliz, psikoterapinin tarihi daha eskilere dayanabilir, fakat asıl gelişimi bu çiçek çocukları, toplumsal muhafeletin maksimum düzeye eriştiği zamanlarda oldu.



1970 hatta 80'lere kadar belirli yerlerde insanları zincire vurdukları tamamen soyutladıkları bile oluyordu. Onda en büyük etki bu çiçek jenerasyonu zamanı oldu. Dönemin atmosferinden dolayı bu durumun kişinin yalnızlığından, asosyol olmasından ve sistemden dolayı olduğunu belirttiler. O kişilerle arkadaşlarmış gibi beraber gezdiler, içtiler, eğlendiler. Buna karşın o süreçte daha halen çok ağır ilaç kullanımı ve gene o hastaları soyutlama, doğru düzgün onlarla konuşmadan çok ağır ilaçlar verilmesine devam edildi. Daha sonraki süreçte bu çiçek çocuklarından psikologların etkisiyle bazıları düzeldi, bazıları düzelmedi tabi, zaten o süreçte ilacı çok tartışmaya başladılar.

Çiçek jenerasyonu zamanında bazıları tamamen ilaca karşı idi. Sonraki süreçte de zaten senin dediğin gibi orta yolu buldular ve iki türlü tedavi şeklinde devam etmeye başladılar. Çiçek jenerasyonu zamanındaki o çaba olmasaydı bu kadar gelişmezdi. Hatta ilk örnek evleri İsveç'te falan açıyorlar çiçek çocukları..



Çiçek çocuklarından bazılarının savunduğu tamamen ilaçsız çözüm yanlıştı tabi, ama tamamen ilaçlı çözüm ve onları soyutlama da yanlıştı. Zaman içerisinde doğru yolu buldular, fakat daha halen ellerinden geldiği kadar az ilaç vermeye çalışırlar.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Olur mu ya 1970 hatta 80'lere kadar belirli yerlerde insanları zincire vurdukları tamamen soyutladıkları bile oluyordu. Onda en büyük etki bu çiçek jenerasyonu zamanı oldu. Dönemin atmosferinden dolayı bu durumun kişinin yalnızlığından, asosyol olmasından ve sistemden dolayı olduğunu belirttiler. O kişilerle arkadaşlarmış gibi beraber gezdiler, içtiler, eğlendiler. Buna karşın o süreçte daha halen çok ağır ilaç kullanımı ve gene o hastaları soyutlama, doğru düzgün onlarla konuşmadan çok ağır ilaçlar verilmesine devam edildi. Daha sonraki süreçte bu çiçek çocuklarından psikologların etkisiyle bazıları düzeldi, bazıları düzelmedi tabi, zaten o süreçte ilacı çok tartışmaya başladılar.

Çiçek jenerasyonu zamanında bazıları tamamen ilaca karşı idi. Sonraki süreçte de zaten senin dediğin gibi orta yolu buldular ve iki türlü tedavi şeklinde devam etmeye başladılar. Çiçek jenerasyonu zamanındaki o çaba olmasaydı bu kadar gelişmezdi. Hatta ilk örnek evleri İsveç'te falan açıyorlar çiçek çocukları..



Bu söylediğin şey, belirttiğim zamanda bir kaç yerde oluyordur(nerede olduğunu bilmiyorum) onu da genellememek lazım. Bilimde, teknikte genel değil, en ileriye ulaşmak-ulaşanlar önemlidir. Zaten her ikisi de en ileriye ulaşılan noktaya kayar.



Psikoanaliz çok önceden de kullanılan bir yöntemdi. Bu belirttiğine, "jenerasyon" demek değilde daha çok bu yöntemi en iyi şekilde ele almak tam tabiri olur.
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Senin kuzeninde kendine güven eksikliği varmış dicektim yalnız obsesif kompulsif teşhisi koyulmuş :) Ya zaten bir çok ismi var bunun şizofreniye benzer durumların, şizofreniye yaklaşmanın vs. vs.



Gerçi psikoloji bilimi son yıllarda baya bir gelişti. Onda aslında en büyük etkende bu çiçek çocukları jenerasyonu oldu. O jenerasyona bağlı bazı psikologlar yeni bir yöntem geliştirdik diyerek ordaki hastaları soyutlamak, bir yere kapatıp, çok ağır ilaçlar vermek yerine, onlarla oturdular, yemek yediler, sohbet ettiler ve bu durum da iyi-olumlu sonuçlar verdi. Ne olursa olsun kesinlikle ilaç diyen kesimin direnci ancak uzun yıllar sonucunda kırıldı. Tabi bunda çiçek çocukları jenerasyonundan pisikologların uzun yıllardan sonra bazı başarılı sonuç alması da etkili oldu. Sonrasında o tedavi yöntemlerini iyice geliştirerek çok ağır ilaçları mümkün olduğunca vermemeye başladılar.



O çok ağır ilaçların hepsini bilmiyorum, fakat bir kısmı insanları tepkisiz yapıyor, gevşetiyor, garip bir şey olsa gerek, bir nevi uyuşturucu herhalde. Çok takmamak lazım bence ya bu konuları. Çünkü taktıkça bazı özellikler takıntı haline gelebilir, ordan bir de farklı ağır psikolojik hastalıklara sıçrayabilir.

Bahsettiğin çiçek çocukları projesini bilmiyorum açıkçası. Shutter Island da anlatılan gibi birşey anladığım kadarıyla:)



Bir de benim kuzeninki kendine güvensizliğin baya ötesindeydi. Verdiğim örneği hergün yaşıyorduk neredeyse. Herşeye takıyordu, televizyonda birşey görse onu bile üstüne alıncaktı dediğin gibi. Şimdi düzeldi ama daha iyi. Bir de yakışıklı çocuk yahu, bu işler enteresan oluyor işte...
 
Cevap: Düşük Ket Vurma



Ya çiçek çocukları dediğim, flower generation. O zaman bu akım bazı psikologları içine alıyor. Bir de gelişmiş bir toplumsal muhalefet oluşuyor o dönem. Bu etki zaten çiçek çocuklarından olmayan bazı psikologları da etkiliyor. Kapitalizmin eleştirisi üzerinden bu duruma sebep olan en büyük etkiyi bazıları kapitalizme, yani sisteme, insanların soyutlanmasına, makina tarzı bir yaşam biçimine vs. vs. görüyorlar. Ve çok radikal davranarak bazıları tamamen ilacı kesiyor. İlk örnek evleri İsveç'te falan kuruyorlar. Tabi bu o dönemin ağır ilaçlarına, o kişilerin soyutlanmasına, hatta bazen o kişiler agresifleştiklerinde onları zincire vurma noktasına kadar giden tedavilere de bir tepki niteliğinde. Zamanla doğru yolu buluyorlar.

Tedavide ilaç kadar onları yeniden sosyal bir çevre içine alma, onlarla onlar hasta değilmiş gibi konuşma vs. vs. de yaygınlaşıyor ve zaman içerisinde doğru yolu buluyorlar zaten..
 
Üst Alt