Yav anlamıyor musunuz, anlamak mı istemiyorsunuz bilmiyorum ama adama başarısız, getirebileceğimizin kötüsü, Galatasaray'da ne işi var demiyoruz. Oyun yok ortada oyun. Takımın ezberi yok, bir bütçe muhabbeti dönmüş, sanki kendi ligimizde 10'da 1'imiz kadar bütçeye sahip her takımı sürklase ediyormuşuz gibi. Son 2 sezon içerde tek maç kaybetmemişiz, hala 12 mağlubiyetimiz var, alayı dışarda. Önde basan her takımın sıkıntı yaratacağı belli ki artık dünya futbolu tamamen buna yönelmiş, 20 tane oyuncu denememize rağmen halen sonuç çıkaramamışız. Takımda hücum planı diye bir şey yok, savunma yapamıyor, her maç 3-4 tane karşı karşıya pozisyon veriyor. Fiorentina iyi gününde olsa 10 tane atacak, geçen yıldan 5-6 farklı oyuncuyla oynayan 2. lig takımı Akhisar'ın bizim kadar isabetli şutu var. Diyoruz ki bir sistem takımı bu kadar dengesiz maç oynamaz. Bir standartı olur, gücü yeten takımı yener, hele bizim Türkiye ligi hem en iyi kadro, hem de en iyi taraftara sahipsen sürklase edersin, Avrupa'da da ne oynadığın belli olur, günlük performansa göre maçın sonucunu belirlersin. 2 yıldır her Avrupa takımıyla oynadığımız maç hüsran, Türkiye'de oynadığımız her deplasman ıkınma. Herkes ayağa çıkacak bir şey yok, o zaman 2000'lerin Şükür'ü gibi bulursun bir pivot santrafor savunmadan top şişirirsin ya da sahaya doğru ve yakın yerleşip 10 hücum başlangıcının 8'ini doğru yaparsın. Savunmadan doğru çıkmak yok, santrafora top götürmüyorsun, kalecine her topu bam güm vurduruyorsun, tek hücum planın da Jimmy-Mor-Onyekuru-Garry'nin 3 kişiyi geçip pozisyon yaratması. E abi sen işin teknik kısmında bu kadar zayıfsan ilerde basan her Anadolu takımı da iç sahada sana sıkıntı çıkarır tabi.
Rijkaard-Skibbe dönemleri Galatasaray'ın ekonomik anlamda en dar boğazda olduğu dönemlerdi. Canaydın'ın ilk Fatih Terim döneminden, Aysal'ın Fatih Terim dönemine kadar hiçbir teknik direktöre transferde ekonomik özgürlük verilmedi. Adnan Polat'ın Emre B'nin istediği paralarla Galatasaray'ın verebilecekleri arasındaki uçurumu anlattığı kongre konuşması bile Galatasaray'ın o yıllarda ne zorluklar yaşadığının teminatı. İş o raddedeyken bu takımın, bu teknik direktörlere uygun kadrolar kurmasını beklemek hayalperestlikti. Elimizde dalga geçtiğimiz BAM üçlüsü bile yokken gayet yetersiz TD olan Skibbe bile göze hoş gelen futbolla bu takıma Emre Aşık-Servet Çetin tandemiyle Benfica-Berlin deplasmanlarında galibiyet yaşattı. Fatih Terim'in son 2 senede 2 yıl önceki içerdeki Beşiktaş maçı dışında kaç tane teknik direktörlük becerisiyle aldığı maç var? Emin ol biz deplasmanda 3 maç kaybettikten sonra her hocaya Terim kadar destek çıksak, Servet Çetin karaktersizi gibi hoca yiyen adamlara prim vermesek, sahada oynanan oyunu alınan sonucun önüne koysak bu kadar Fatih Terim'e muhtaç bir kulüp haline gelmezdik. Yine hocanın 8-9 yıl önce Avrupa futbolunda bir geçerliliği vardı, ekonomik açılmayla da birlikte bugünün 32-33 yaşında doğru eğitimle futbolun teknik taktiğini yalayıp yutan hocalarının zamanında teknik direktörlük maharetleri iyice taca çıktı. Matbaayı topraklarına 800 yıl sonra getiren Osmanlı gibi sonu olmayan bir bekleyişteyiz şu anda. Allah vere de hoca hiç yoktan Türkiye ligini domine etmeye devam etsin. Bana göre zamanının gerisinde kalsa da bir kulüp için bu kadar arma olmuş bir adamın 3. kez ağlayarak kulüpten gönderilmesini bir kez daha görmeyi yüreğim kaldırmaz artık.