Film Önerileriniz - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Film Önerileriniz


Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Cevap: Film Önerileriniz



Firewall (2006)



firewallsz9.jpg




Die Hard 4 (2007)



78b83c6c.jpg




Transformers (2007)



transformersposter.jpg
 
Cevap: Film Önerileriniz



İlk tavsiyem Jason Bourne serileri.Sırasıyla Geçmişi Olmayan Adam - Medusa Darbesi - Son Ültimatom. Bu filmi izlemezseniz çok şey kaybedersiniz. Muhteşem sahneleri ve çok zekice kaçış planları olan bir film.



Yine Dark Knight kadar zekice bir film olamaz.(Batman filmi)



Ayrıca Terminal(sürükleyici bir film),Beyin Avcıları (kesinlikle pişman olmazsınız),Notebook (aşk filmi işte kesin izlemişsinizdir.)..
 
Cevap: Film Önerileriniz



leon.jpg




Kusursuz bir katil. Masum bir kız. Birbirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamış. Erkek sessizce hareket ediyor. Duygusuzca öldürüyor. İz bırakmadan yok oluyor. Zayıf noktasını ise sadece... 12 yaşındaki bir kız biliyor.



12 yaşında New York'ta yaşayan bir kız olan Mathilda üvey ailesinin yanında sevimsiz bir yaşamı paylaşmaktadır. Babası, iki taraflı oynayan bozulmuş polis Norman Stansfield için uyuşturucuları saklamaktadır. Mathilda'yı kaçıp gitmekten tek alıkoyan küçük erkek kardeşidir. Bir gün, Stansfield ve adamları sudan bir sebepten, tüm ailesini katlettikleri zaman, o sırada alışverişte olan Mathilda şans eseri hayatta kalır ve en çok ihtiyacı olduğu sırada Léon'un dairesine saklanarak kendini kurtarır.



12 yaşındaki kız, kısa süre içinde Léon'un sıradışı mesleğini keşfedecek ve küçük kardeşinin intikamını almak için bu profesyonel katilden yardım isteyecektir. Babalık yapmak işlerinde ve arkadaşlıkta olabildiğine deneyimsiz olan Léon Mathilda'yı beladan uzak tutmak için ümitsizce çabalar. Sonunda bir katil, bozulmuş bir polis ve masum küçük kızın ekseninde dönen hikaye doruğa çıkarak yönetmen Luc Besson'un en iyi filmlerinden birinin öyküsünü oluşturur.
 
Cevap: Film Önerileriniz



2514nw6.jpg




2002’de de gösterilen ödüllü ilk filmi l.i.e.’nin ardından yönetmen michael cuesta ergenliğin karanlık dehlizlerini irdelemeye devam ediyor. new york’un bir banliyösünde geçen yaş oniki, bunalımlı bir dönem geçiren bir grup 12 yaşındaki çocuğu konu alıyor. ikiz kardeşler rudy ve jacob’un -her ne kadar yakın olsalar da- karakterleri çok farklıdır; rudy sportif ve karizmatik, jacob ise utangaçtır ve yüzündeki doğum lekesiyle yaşamayı öğrenememiştir. psikolog bir annenin büyümüş de küçülmüş kızı malee ve obez ailenin obez çocuğu leonard bu grubun diğer üyeleri. grubun başına beklenmedik, korkunç bir olay gelir ve her biri kendi başlarına bir çıkış yolu bulmaya çalışır. genç kadronun olağanüstü performanslarıyla öne çıkan film, kara mizah anlayışı ve yer yer hiper-gerçekçi yaklaşımı ile ergenlikten erişkinliğe geçişin etkileyici ve güncel bir anlatısı
 
Cevap: Film Önerileriniz



The Curious Case of Benjamin Button-Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi bu sene izlediğim en iyi filmdi.2 saat 44 dakika sürmesine rağmen,hiç sıkmıyor.David Fincher yine müthiş iş başarmış,senaryoyu yazan Eric Roth'un da parmaklarına sağlık.
 
Cevap: Film Önerileriniz



The Curious Case of Benjamin Button-Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi bu sene izlediğim en iyi filmdi.2 saat 44 dakika sürmesine rağmen,hiç sıkmıyor.David Fincher yine müthiş iş başarmış,senaryoyu yazan Eric Roth'un da parmaklarına sağlık.



Dehşet bir film ve tesadüf ki Can Yücel'in şöyle bir yazısından sonra izledim filmi daha da enteresan geldi bana ....



Can YÜCEL



Camide, musalla taşında uyanıyorsunuz. bir tahta sandık içersinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. ne güzel, hazır maaş, hazır ev… altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz. genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz. herkes karşınızda el pençe divan… vücudunuzda da bazı hoşa giden dirilişler de başlıyor. gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. diğer hormonsal aktiviteler artıyor, fevkalade… aman ne güzel günler başlıyor… derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. bu arada babanız ortaya çıkmış, “fazla çalıştın” diyor, “artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun…” keyfe bakar mısınız? okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor. partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor. derken, anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık… günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, “evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna” diyorlar. mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. bir gün karanlık fakat güvenli ve ılık bir ortama giriyorsunuz. beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda döne döne yaşıyorsunuz. sonra küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. ve günün birinde müthiş keyifli bir sevişme ile hayatınız bitiyor…*

.....
 
Cevap: Film Önerileriniz



Bu arada benim film sıralamam ise



> Dövüş Klübü +++

> Oyun (Michael Douglas) +++

< Yüzüklerin Efendisi Serisi ( Fantastik Açıdan) +++

< Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi sonunda 4. sıraya bir film yerleştirdim :) +++
 
Cevap: Film Önerileriniz



Slumdog Millionare gelmedi daha Türkiye'ye,Şubat 27'de geliyormuş.Altın Küre ve BAFTA ödülerrinde ödüle doyamadı,sanırım oscarlara da damgasını vuracak.



Onu da merakla bekliyorum.
 
Cevap: Film Önerileriniz



The Curious Case of Benjamin Button-Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi bu sene izlediğim en iyi filmdi.2 saat 44 dakika sürmesine rağmen,hiç sıkmıyor.David Fincher yine müthiş iş başarmış,senaryoyu yazan Eric Roth'un da parmaklarına sağlık.

Film güzeldi. Ama biraz fazla romantizm vardı. O yüzden bazı yerlerinde sıkıldım. Bu sene çıkan filmlerden Slumdog Millionaire daha güzeldi bence.
 
Cevap: Film Önerileriniz



The Curious Case of Benjamin Button-Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi bu sene izlediğim en iyi filmdi.2 saat 44 dakika sürmesine rağmen,hiç sıkmıyor.David Fincher yine müthiş iş başarmış,senaryoyu yazan Eric Roth'un da parmaklarına sağlık.



Gerçektende muhteşem bir film.Şaşırtıcı bir senaryo ve Cate Blanchet-Brad Pitt ikilisinin muhteşem oyunculuğuyla beraber kesinlikle izlenilmesi gereken bir film.
 
Cevap: Film Önerileriniz



Dehşet bir film ve tesadüf ki Can Yücel'in şöyle bir yazısından sonra izledim filmi daha da enteresan geldi bana ....



Can YÜCEL



Camide, musalla taşında uyanıyorsunuz. bir tahta sandık içersinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. ne güzel, hazır maaş, hazır ev… altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz. genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz. herkes karşınızda el pençe divan… vücudunuzda da bazı hoşa giden dirilişler de başlıyor. gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. diğer hormonsal aktiviteler artıyor, fevkalade… aman ne güzel günler başlıyor… derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. bu arada babanız ortaya çıkmış, “fazla çalıştın” diyor, “artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun…” keyfe bakar mısınız? okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor. partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor. derken, anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık… günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, “evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna” diyorlar. mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. bir gün karanlık fakat güvenli ve ılık bir ortama giriyorsunuz. beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda döne döne yaşıyorsunuz. sonra küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. ve günün birinde müthiş keyifli bir sevişme ile hayatınız bitiyor…*

.....



Bende diyorum Benjamin Button filminin konusunu nereden hatırlıyorum diye :)
 
Cevap: Film Önerileriniz



David Fincher bu değil ama Benji ancak böyle çekilirdi. Fincher ekolünden değil bir kere film. Zodiac'a bile o kadar laf edildi ama Zodiac kesinlikle daha iyiydi. en azından David Fincher filmi izlediğimizi anlamıştık.



yine de Benjamin Button izlenmeye değer bir film. filmdeki herşeye en azından iyi diyebiliyoruz. hikayesi, kostümler, makyajlar, dekorlar falan çok iyiydi. Zodiac'daki Robert Graysmith'in yaşlanmaması hatasını burda yapmamış Fincher en azından. gerçi yine öyle bişey ama olsun, bu seferki senaryo. :)
 
Cevap: Film Önerileriniz



Fincher'ı ilk Se7en'la tanımıştım ben,güzel filmdi de.Fight Club'ı anlatmaya gerek yok ama Panic Room gibi bir filmi neden yönetti anlamış değilim.



Golden Globe ve Bafta ödüllerinden sonra Slumdog Millionare'i çok merak eder oldum.Slumdog torrentlere düşmüş ama böylesine ödül alan bir filmi sinemada izlemek gerek diye düşünüyorum.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt